Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/602 E. 2021/928 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/602 Esas
KARAR NO : 2021/928

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/06/2018
KARAR TARİHİ : 29/11/2021
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/12/2021
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı vekili 18.06.2018 tarihli dava dilekçesinde, 27.03.2018 tarihinde müvekkilinin …… plakalı minibüs içerisinde yolcu iken aynı yolda seyreden ……. plakalı aracın trafik kurallarına aykırı şerit değiştirdiği esnada müvekkilinin içinde bulunduğu minibüse çarpması sonucu ağır yaralandığını, sırasıyla ……. Hastanesi, ……. Hastanesi ve ….. Hekimliğinde tedavi ve ameliyatlar uygulanmasına rağmen kalıcı oranda iş gücünü kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’un kusurlu olduğunu, bu sürücünün kullandığı ……. plaka no’lu aracın davalılardan …… adına kayıtlı olduğunu, diğer davalı … A.Ş. nin de ……. plaka no’lu aracın ZMMS poliçesini yapmakla tüm davalıların olay nedeniyle müvekkiline karşı müşterek ve müteselsilen sorumlu bulunduklarını, 24.04.2018 tarihinde davalı … şirketine müracaat edilerek müvekkilinin maruz kaldığı zararın tazminini istediğini, sigorta şirketinin kendilerine gerçek zararı karşılamayan bir ödeme yapması nedeni ile bu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, netice olarak; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 2.000,00 TL müvekkilinin kaza nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL tedavi gideri, 50.000,00 TL manevi tazminatın ( davalı … hariç ) davalılardan müştereken ve müteselsilen Sigorta Şirketi için temerrüt tarihi 10.05.2018, diğer davalılar için kaza tarihi 27.03.2018 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili 10.07.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davalı … tarafından davacı vekiline tazminat nitelemesi ile 16.683,60-TL aktarıldığını, düzenlenen 04.06.2018 tarihli ibranamede davacı vekili davalı … şirketini 16.683,60-TL üzerinden kısmen ibra ettiğini, manevi tazminat yönünden taleplerin sigorta kapsamında olmadığını, poliçeden doğan tüm sorumluluğun yerine getirilmiş olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı …… vekili 13.07.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Husumet itirazında bulunduklarını, ……. plakalı araç müvekkili kuruma ait olsa da sürücü …’un kazayı yaptığını, ayrıca aracın ZMMS bulunduğunu bu nedenlerle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili 24.09.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; yol ve karşı taraf sürücünün kusur durumunun tespitinin önem taşıdığı, davacı … tarafından davacıya ödeme yapıldığı, maaş bordrosu dışında emsal ücret araştırması yapılamayacağı, manevi tazminat talebi miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
…… 26/02/2019 havale tarihli dilekçesi ile davanın ……. Denetim Org. Loj. İnş. Hiz. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye ihbarını talep etmiştir.
Davacı vekili 18/10/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile; tedavi gider maddi tazminatı taleplerini 1.801,50-TL’ye yükselterek, bu meblağın (3 nolu sigorta şirketi hariç) 1 nolu davalı sürücü, 2 nolu davalı araç işleten ve 4 nolu davalı …….. yönünden kaza tarihi olan 27.03.2018 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 50.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27.03.2018 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte 1 nolu davalı sürücü ve 2 nolu davalı araç işletenden (3 nolu davalı … hariç) müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin de davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Söz konusu trafik kazasında davacının kaza yapan …… plakalı minibüste yolcu olduğu, davalı …’un ……. plakalı aracın sürücüsü, davalı ,…… ‘nin ise bu aracın maliki olduğu, davalı … şirketinin de bu aracın ZMSS kapsamında sigorta şirketi olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nce aynı kazaya ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan 15/04/2019 tarihli kusur raporunda özetle; davalı …’un %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, sürücü …… ‘ın kusursuz olduğunu kanaatleri olarak bildirmişlerdir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan 19/08/2019 tarihli maluliyet raporunda özetle; …’ın 28/03/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği, geçici veya sürekli bakıcı ihtiyacının bulunmadığını mütalaa etmişlerdir.
Dosyanın 16/12/2019 tarihli duruşmada ……. Hastanesi Başhekimliğine gönderilerek kaza nedeniyle herhangi bir maluliyet oranın oluşup oluşmadığı hususunda rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, doçent doktor tarafından hazırlanan 24/01/2020 tarihli raporda özetle; Hastanın çift taraflı kondil kırığı göz önünde bulundurulduğunda beslenmesinin normale dönmesi ve diğer fonksiyonlarının iadesi için süreç, aktik tedavi – takip süresi dahil 4 (dört) aya kadar uzamış olduğu, klinik ve radyolojik muayene bulgularının normal olduğunu, yeterli kırık iyileşmesi paterni görüldüğünü, bu nedenle hastanın yaşamını ömür boyu etkileyecek bir maluliyetinin olmadığını değerlendirmiştir.
Dosya 14/09/2020 tarihli celsede verilen karar ile aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi ……. düzenlemiş olduğu 18/09/2020 havale tarihli raporunda özetle; “27/03/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında 4 ay iyileşme süreci geçiren ve malul kalmayıp iyileşen, olayda kusursuz bulunan kazazede …’ın haklı görülmesi halinde hesaplanan miktarlar, davacının %100 malul kaldığı bilinen iyileşme dönemi 04 ay tazminatı farkı (geçici iş göremezlik) – asgari ücret ve davacı vekili tarafından beyan edilen net ücretler üzerinden yapılan hesaplamalarda ödenmesi gereken herhangi bir fark bulunmamaktadır. Davacı 04 aylık süre sonunda tamamen iyileşmiş olup, sürekli maluliyeti (sürekli iş göremezlik) oluşmamakla, başkaca bir tazminata hak kazanmadığı sonucuna varılmıştır. Tedavi giderleri; ameliyathane malzemesi ve ilaç-1.297,00-TL, tedavi nedeniyle ulaşım (benzin), otopark ve yemek 504,50-TL, manevi tazminatın ise mahkemenin takdirinde olduğunu” teknik kanaati olarak bildirmiştir.
Davacı vekili 03/12/2020 tarihli dilekçesi ile …’nün dahili davalı olarak davaya katılmasını talep etmiştir.
…….. vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Dosya 25/01/2021 tarihli celsede davacının yaralanmadan dolayı SUT kapsamında talep edebileceği tedavi giderleri hususunda doktor bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi 10/05/2021 tarihli raporunda özetle; 28/03/2018 günü meydana gelen trafik kazasında beden gücü kaybına uğrayan …’ın tedavilerinin tümünün kamu hastanelerinde yapıldığı ve tedavi bedellerinin 6111 sayılı kanun hükümleri uyarınca, Genel Sağlık Sigortası tarafından ödendiği, belgeleri ibraz edilen 1.801,50-TL harcamanın muhteviyatları ve tutarları itibarıyla dava konusu kazaya illiyetinin tam ve kesin olduğunu teknik kanaati olarak bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı, maluliyet ve aktüer hesabına ilişkin bilirkişi raporları dikkate alındığında davacının 4 aylık geçici işgöremezlik süresinin bulunduğu, gerek asgari ücrete göre gerekse davacının bildirmiş olduğu ücretler üzerinden yapılan hesaplamalarda sigorta şirketince ödenen tazminat miktarından fazlaca bir miktar bulunmadığı, dolayısıyla davacının maluliyetten kaynaklı tazminat alacağı bulunmadığı anlaşılmakla davacının bu yöndeki maddi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının tedavi giderlerinden oluşan maddi tazminat istemine ilişkin yapılan değerlendirmede; her ne kadar davacının 6111 sayılı Kanun hükümleri uyarınca 1.801,50-TL alacağı bulunduğu tespit edilmiş ise de, bu alacak kalemi ancak SGK Başkanlığı’ndan talep edilebilecektir. Zira 6111 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi 25.02.2011 olup, tedavi gideri talebini de içeren ve bu tarihten önce açılmış davalarda, SGK Başkanlığı yasal değişiklikler nedeniyle davada hasım haline geldiğinden davaya dahil edilmesi gerekmektedir. Ne var ki, hukukumuzda istisnai haller dışında dahili dava müessesesi olmadığından, anılan Kanun’un yürürlük tarihinden sonra açılan davalarda, dava açılırken hasım gösterilmeyen SGK Başkanlığı’nın sonradan davaya dahil edilmesi, usul hükümlerine aykırı olduğu gibi kurum hakkında hüküm kurulması da hukuken mümkün değildir. (İstanbul BAM 8. HD 2019/1067 E. 2021/286K sayılı ilamı) Bu durumda davanın açılış tarihi göz önünde bulundurulduğunda SGK Başkanlığı’nın sonradan davaya dahil edilmesi sureti ile husumete yönelik eksiklik ortadan kaldırılamayacağından, dahili davalı …….. yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer davalılar … ve …… yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede;
Manevi tazminat miktarının nasıl belirleneceği konusu Yargıtay HGK.’nun 24.12.2014 tarih ve ……. E., …… K. sayılı kararında belirtilmiştir. Gerçekten de söz konusu karara göre; “…Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.” Somut olayda davacının söz konusu olay nedeniyle geçici maluliyetinin oluşması, kaza yapan araçta yolcu olarak bulunması, uzun süre normal şekilde beslenmekte zorlanması, kaza nedeniyle duyduğu elem gibi hususlar dikkate alındığında manevi tazminat talebinde kısmen haklı olduğu görülmüş ve tarafların sosyal ekonomik durumu, paranın alım gücü, maluliyet oranı kapsamında hakkaniyete göre 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.

Netice itibariyle; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının tedavi giderlerine yönelik maddi tazminat isteminin davalılar … ve …… yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, dahili davalı ….. yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacının iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat isteminin reddine, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 25.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve ……. ‘nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ ile,
Davacının tedavi giderlerine yönelik maddi tazminat isteminin davalılar … ve …… yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, dahili davalı …… hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davacının iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat isteminin REDDİNE,
Davacının manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile, 25.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …… ‘nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 1.707,75TL ilam harcından peşin alınan 177,95TL harç ve 29,06TL tamamlama harcı mahsubu ile bakiye 1.500,74TL’nin davalılar … ve ……. ‘nden müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 35,90TL Başvuru Harcı, 177,95TL Peşin Harç, 29,06TL Tamamlama Harcı olmak üzere toplam 242,91TL’nin davalılar … ve ……. nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.300,00TL bilirkişi ücreti, 917,10TL posta masrafı ve 687,00TL Adli Tıp Faturası ( 14/10/2019 tarih ……. nolu) olmak üzere toplam 2.904,10TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.349,45TL’nin davalılar … ve ……. ‘nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı ……. tarafından sarf edilen 64,00TL posta masrafından kabul red oranına göre hesaplanan 34,26TL’nin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
6-Maddi Tazminat Yönünden; Davalılar …, ….. , … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.801,50TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren iş bu davalılara verilmesine,
7-Manevi Tazminat Yönünden; Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …… nden alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Manevi Tazminat Yönünden; Davalılar … ve …… kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ve …… ‘ne verilmesine,
9-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır