Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/542 E. 2019/953 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/542 Esas
KARAR NO : 2019/953

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2018
KARAR TARİHİ : 12/09/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu hakkında ‘Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ….. E. sayısı ile 30.000,00 TLTik ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı, takip konusu icra takibine, icra dairesinin yetkisine, borca, faize ve borcun diğer ferilerine ilişkin itirazda bulunduğunu, davalının itirazlarında haksız olduğunu, taraflar arasında imzalanan ordinolar neticesinde davacının üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmiş olduğunu, bu hizmetin karşılığı olarak 30.04.2016 tarihli ….. numaralı ve 21.06.2016 tarihli ve…. numaralı iki adet E-fatura düzenlendiğini, TTK 21/2 “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” hükmüne amir olduğunu, davalı faturaları tebliğ almasına rağmen herhangi bir itirazda bulunmadığını ve kanunda belirtildiği üzere fatura içeriğini kabul etmiş olduğunu, sundukları cari hesap hareketlerinde de görüleceği üzere davalı şirketin 28.09.2016 tarihinde 9.825,00-TLTik bir ödeme yaparak aradaki ticari ilişkinin varlığını desteklediğini, ayrıca davalı icra takibine yaptığı itirazda “şirketin defter ve kayıtları incelenerek alacaklıya icra takibinde yer alan tutar kadar borcu bulunmadığı tespit edilmiştir. ” diyerek borcun varlığını kabul etmiş olduğunu belirterek, davalı borçlu şirketin icra takibine yaptığı yersiz ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı borçlunun borcun %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili bila tarihli cevap dilekçesinde özetle; 17.11.2015 tarihinde İst. Anadolu ……Sulh Ceza …….D.İŞ sayılı dosyası ile müvekkil şirkete kayyım atandığını, Kayyum atama kararından sonra yönetim kuruluna kayyım heyeti üyelerinin getirildiğini ve yeni bir yönetim ile şirketyönetildiğini, gelinen son aşamada ise müvekkil şirketin TMSF’ye devredildiğini ve TMSF tarafından atanan yönetim kurulu üyelerince yönetildiğini, müvekkil şirket aleyhine ikame olunan dava yazılı yargılama usulüne tabi olup, yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri kanunun 119 ve 121. maddeleri gereğince davacının dayandığı tüm delilleri ile iddia edilen her bir vakıanın hangi delille ispat edileceğini, tanık isim ve adresleri ile tanıkları ne hususta dinleteceğini açıklayarak davalı tarafa dava dilekçesi ile birlikte tebliğ ettirilmesi gerektiğini, davacı yan delil listesinde bildirmiş olduğu delillerini taraflarına tebliğ ettirmediğini ve tanıkları ne hususta dinleteceğini açıklamamış olduğundan, yasal mevzuat gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, ayrıca taraflarına tebliğ olunmayan ve bu nedenle de inceleme imkânı bulamadıkları belgelere karşı da cevap hakkını saklı tuttuklarını, şirketin tüm kayıtları incelenmek üzere …….tarafından teslim alındığını ve iade edildiğini, kayyım atama kararı ile şirket yönetiminin kayyıma devri esnasında, önceki kayıtlara ulaşmak konusunda sıkıntılar yaşandığını, davacının talep ettiği alacak hakkında işlem yapılamadığını, bu nedenle bu kadar borcu bulunmamaktadır diyerek takibi durdurmak zorunda kalındığını, ancak şirket kayıtları yeniden incelenecek ve davacı yanca sunulduğu söylenen deliller davanın reddi sebebi olmakla birlikte bu hususta borcu kabulü anlamına gelmemekle birlikte, bu delillere dosyada ulaşılarak kontrolünün sağlanabileceğini, halen devlet yönetimine geçen bu şirketler aleyhine işlem yapmamak, kesin olduğu bilinmeyen ödemeleri yapmamak şirketi ve dolayısı ile devleti zarara uğratmamak için yapılması gereken ödemelerin kontrolleri sağlanmaya çalışıldığını belirterek dava şartı olarak HMK ilgili maddeleri gereğince eksiklere sahip olan davanın açılmamış sayılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…..’na yazılan müzekkere cevabında davalı ……A,Ş nin hak borç dava veya takiplerinin devralınmadığı,şirketin tüzel kişiliği hak ve alacaklara sahip olduğu borç ve yükümlülüklerinden sorumlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava itirazın iptali davasıdır.Davacı taraf faturadan kaynaklı cari hesabını icra takibine konu etmiş davalı ise borca itiraz ettiğinden tarafların ticari ilişkilerinin tespiti varsa cari hesabın miktarı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup ,
Bilirkişi raporunda cari hesap dökümü neticesinde davacının 30.000 Tl alacaklı olarak göründüğünü ,(davacının düzenlediği 2 adet faturanın 39.825 Tl olduğu ,buna karşılık davalı tarafın banka havalesi ile 9825 Tl ödeme yaptığı )anlaşıldığından davacının alacağı sabit olmakla davanın kabulu cihetine gidilmiş,likit alacak haksız itiraza uğramakla icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiş,takipten ticari avans faiz ile birlikte davalıdan tahsili yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, Küçükçekmece……. İcra Dairesinin ……sayılı dosyasında davalı tarafın 30.000,00TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına,
2-30.000,00TL’sına takipten tahsile kadar ticari avans faizi uygulanmasına,
3-30.000,00TL’sına %20 icra inkar tazminatı uygulanmasına,
4-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 2.049,30TL ilam harcından peşin alınan 362,33TL harcın mahsubu ile bakiye 1.686,97TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf edilen 900,00TL bilirkişi ücreti, 86,55TL posta masrafı, 35,90TL başvuru harcı, 362,33TL peşin harç olmak üzere toplam 1.384,78TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.600,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/09/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.