Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/418 E. 2019/1118 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/418 Esas
KARAR NO : 2019/1118

DAVA : Tazminat (Haksız Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2017
KARAR TARİHİ : 15/10/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından, dava dışı …. San. A.Ş aleyhine Bursa … İcra Müdürlüğü’nde ….. esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, icra dosyasında alınan talimat gereğince İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün ….. Tal. Sayılı dosyasında, borçlu sıfatı bulunmayan müvekkilinin iş yerinde yapılan hukuki itirazlara rağmen 21/11/2016 tarihinde uzun süre haciz uygulandığını, haciz esnasında müvekkil şirket yetkilileri tarafından, borçlu ile herhangi bir organik bağlantı bulunmadığı, sadece ticari ilişkiden kaynaklı cari hesabın söz konusu olduğunun beyan edilmesine ve icra müdürlğünce yapılan araştırmada herhangi bir evraka rastlanmamasına, sadece taraflar arasındaki et alım satımından kaynaklanan cari hesap ekstrelerine rastlanmasına rağmen, haksız haczin sürdürüldüğünü, davalının, borçlu şirketin eski yetkilisine ait şirketin internet sitesinde yayınlanan bilgilerden yola çıkarak haksız haczin sürdürdüğünü, ticari şirketlerin tüzel kişilerinin bulunması nedeniyle şirket yetkililerinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, internet sitesinin borçlu ile ilgisinin olmadığını, www……com internet adresinin … Gıda Ltd. Şti. Ne ait olmasına rağmen borçlunun …… A.Ş olduğunu, ancak haciz sırasında alacaklı vekilince ”borçlu firma yetkilisinin sahip olduğu marka bilgilerinde üretim adresinin istihkak iddiasında bulunan firmanını adresi ile aynıdır… Bununla birlikte ito kayıtlarını dosyaya sunuyorum, kısa süre önce firmadan ayrılan ……nin 2 yıl boyunca müteselsil sorumluluğu devam etmektedir.” ifadelerini yazdırarak, borçlu şirketin eski yetkilisinin borçtan şahsen sorumlu olduğunu iddia ettiğini ancak …..’inde dosyanın borçlusu olmadığını, şirket ortaklarının da şirketin borcundan şahsi sorumluluklarının bulunmadığını, haczedilen mallar için açılan istihkak davası sonucu Bursa …. İcra Hukuk Mah. …. esas sayılı dosyası ile müvekkilinin haklı bulunarak haczin kaldırıldığını, ancak dava süresince davacının bu kez de çekten kaynaklanan alacağı sebebiyle borçlu aleyhine Bursa … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasında başlattığı takibe ilişkin ödeme emrinin müvekkilinin adresine gönderildiğini, tebligatın şerh konularak iade edildiğini, borçlu şirketin ticaret sicilindeki adresinin farklı olmasına rağmen müvekkilinin muamele merkezinde tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu, davalının cebri icra organlarını kullanarak müvekkilini mağdur ettiğini, dava dışı şirketten olan alacağını, müvekkilinden tahsile çalıştıklarını, haksız haciz nedeniyle müvekkilinin bir kısım resmi mercilere şikayette bulanarak dava açtığını, yapılan işlemler için giderler yapıldığını, haksız haciz sırasında haciz süresince müvekkilinin bilgisayar ve kasa ekipmanlarının haciz edilmesi nedeniyle yaklaşık 5 saat satış yapılamadığını, bunun yanı sıra müvekkilinin de manevi zararının da oluştuğunu ileri sürerek toplam 2.641,00TL maddi 50.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; haciz adresi borçlu firmanın kurucusu adına kayıtlı olan markanın üretim yeri olarak gösterildiğini, borçlunun kurucu ortağı …..’in kullandığı …. markasının tanıtımının yapıldığı internet sitesinde üretim yeri olarak davacıya ait olduğu belirtilen ve istihkak iddiasında bulunulan adres olduğunu, ayrıca davacı şirkete ait işletme onay belgeleri sertifika ve hizmet yeterlilik belgeleri de borçlu şirketin kurucusuna ait olan …. markasının internet sitesinde yayınlandığı, borçlu firmanın kurucusunun kullandığı internet sitesinde üretim yeri olarak haciz adresinin belirtilmesi ve davacıya ait şahsi evrak niteliğindeki işletme onay ve kalite belgelerinin de borçlu şirket tarafından kullanılan marka altında ilan edilmesi karşısında borçlu firmanın kurucu ortağı ….. ile davacı şirketin aynı iş kolunda ”….” markası adı altında birlikte ticari faaliyet göstermeleri nedeniyle haciz uygulandığını, ayrıca haciz adresinde borçlu şirket ve kurucusuna ait belgelerin bulunduğunu, davacı tarafından ….. ve ….şirketine gönderilen 23/11/2016 tarihli ihtarın haciz tarihi olan 21/11/2016 tarihinden sonra gönderilmesinin de tarafların mal kaçırmak amacıyla hareket ettiklerinin kanıtı olduğunu, haciz sonrası Bursa ….. İcra Müdürlünün …. Esas sayılı dosyasında borçluya çıkarılan tebligatın davalı çalışan ….. tarafından tebliğ alındıktan sonra, tebligatın iade edildiğini, ancak tebligatın başlangıçta kabul edildikten sonra iade edilmesinin organik bağ bulunduğunun gösterdiğini, davacının şikayeti üzerine Bursa Barosunca yapılan araştırmada kanun ve meslek ilkelerine aykırı yön bulunmadığını belirlendiğini, davacı tarafından borçlu aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin hacizden sonra olduğunu, yapılan evrak araştırmasında borçlu şirketin eski ortağı ….’in ad soyad ve imzasının bulunduğu faturaların bulunması nedeniyle İİK’nın 97/A maddeleri gereğince haciz yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığını, istihkak davasının kabul edilmesinin haksız haciz nedeniyle tazminatı gerektirmediğini, müvekkilinin hak arama özgürlüğü çerçevesinde haciz yaptığını, bu nedenle maddi ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, haksız haciz nedeniyle davacının uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir. Taraflar arasında borç doğuran herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı sabittir. Davalı dava dışı … Gıda Tur A.Ş aleyhine Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasında takip başlatmış, talimat ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …. tal. Sayılı dosyasında davalıya ait ….. Mah. …… Sok. No:…. …. adresinden 21/11/2016 tarihinde haciz uygulamıştır. Dosyadaki belgeler ve sicil kaydına göre belirtilen adres davacının muamele merkezidir. Dosya içerisinde bulunan haciz tutanağının incelenmesinde icra müdürlüğünce tarafların dinlendiği, alacaklı vekilinin borçlu ile alacaklı arasında muvazaalı ilişki bulunduğundan söz edildiği, bu kapsamda borçlu firma yetkililerinin sahip olduğu marka bilgilerinde üretim adresinin istihkak iddiasında bulunulan yerin gösterildiği, bu marka ile üretim yapıldığına ilişkin belgelerin ve cari hesap ekstresinin sunulduğu, davacı tarafın ise organik ilişkiyi kabul etmeyerek sadece et ticaretine ilişkin işlemler yapıldığını beyan ettiği, muamele adresinde ….firmasına ait 3 adet fatura bulunduğu belirlenmesi üzerine haciz işlemine devam edildiği anlaşılmıştır. Bursa … İcra Hukuk Mah. … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu davacının istihkak iddiası kabul edilmiş ve haczedilen malların davacıya ait olduğu tespit edilmiştir.
Yine taraf beyanlarında sabit olduğu üzere ihtiyati hacizden sonra davacı tarafından aynı borçlu aleyhine Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasında ödeme emri davacıya ait muamele merkezinde tebliğ edildikten sonra tebligatın sehven alınığı belirtilerek tebligat iade edilmiştir. Borçlu …… borçlu şirketin eski yetkilisi olup bu kişi tarafından kullanılan ….isimli markanın kullanıldığı, markanın tescil ve internet bilgilerinde üretim yerinin davacıya ait haciz yapılan adres olarak gösterildiği, sunulan internet çıktı ve belgelerinden anlaşılmaktadır. Davacı şirkete ait bir kısım kalite ve yeterlilik belgelerinin de borçlu şirketin eski yöneticisine ait internet sitesinde yayınlandığı dosyaya sunulan belgelerde sabittir.
Davalının bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü tacir olduğu anlaşılmış, tacir olan tarafların haksız eylemlerinin de ticari olması karşısında dosyanın Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararıyla mahkememize gönderilmesi sonucu mahkememizce yargılama yapılmıştır. Mahkememizce haksız eylemlerin belirlenmesi ve zararın tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi kurulunca sunulan 20/08/2019 tarihli raporda ibraz edilen belge ve kayıtlarda herhangi bir maddi zarar tespiti yapılamadığı bu nedenle TBK.’nın 50 ve devamı maddeleri gereğince mahkemece uygun bir maddi tazminata hükmedilebileceği, manevi tazminat koşullarının oluştuğu bildirilmiştir. Bilirkişi kurulunca maddi tazminata ilişkin tespit yapılamaması haczin haksız olup olmadığı hususunun hukuki değerlendirmeye ilişkin olması nedeniyle mahkememizce yeniden rapor alınmamış ve hukuki değerlendirme yapılmıştır.
Davalı tarafça yapılan takibin kesinleşmesinden sonra, dava dışı borçluya ait hak ve alacaklar ile 3.kişide kurulan borçlunun hak ve alacaklar üzerine ayrıca borçlunun 3. Kişideki mal varlığı üzerine haciz talep etme hakkı doğar. Haciz yapılan adresin 3. Kişi olan davacıya ait adres olması nedeniyle yasada aranan bir kısım koşulların gerçekleşmiş olması gerekir. Aksi halde haciz eylemi haksız fiil olarak kabul edilerek, tazminatı verilmelidir. Bu kapsamda yapılan haciz sırasında borçlu şirketin eski yöneticisine ait fatura ve cari hesap ekstersinin bulunması, borçlu şirketin eski yetkilisi tarafından kullanılan markanın tanıtımında üretim adresi olarak, haciz yapılan adresin gösterilmesi ve davacıya ait bir kısım üretim ve kalite bilgilerinin borçlu şirketin eski ortağı olan ….’ye ait markanın tanıtıldığı internet sitesinde yayınlanmış olması nedeniyle İİK’nın 97/a maddesi’ndeki mülkiyet karinesinin alacaklı lehine olduğu ve bu kapsamda haciz yapılmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Yasada düzenlenen ve alacaklının alacağını kovuşmasını sağlayan haciz ve cebri işlemlerini kasten zarar verme amacıyla yapıldığının kabulü halinde haksız fiili sayılacağı, yukarıda yapılan tespitler ışığında yapılan haczin kasten davacıya zarar verme amacı taşımadığı, yapılan işlemlerin kanuni ön gördüğü karinelerden yararlanılarak yapıldığı, istihkak iddiasının davacı lehine sonuçlanmasının haczin haksız ve kötü niyetli olduğuna karine olmayacağı, bu durumda yasalarca tanınan zor kullanma hakkının alacaklı tarafından alacağının tahsili amacıyla kulllanıldığını kabul edilerek davacının sabit görülmeyen maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının sabit görülmeyen davasının reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 44,40TL ilam harcından peşin alınan 898,98TL harcın mahsubu ile bakiye 854,58TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen herhangi bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat üzerinden hesaplanan 2.641,00TL vekalet ücreti ile manevi tazminat üzerinden hesaplanan 2.725,00TL vekalet ücretinin ayrı ayrı davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2019Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.