Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/405 E. 2019/655 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/405 Esas
KARAR NO : 2019/655

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2018
KARAR TARİHİ : 28/05/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu, kooperatifin yeni seçilen yönetiminin yaptığı denetimlerde tek parsel üzerindeki ortakların aidat hesaplamalarında, kat mülkiyeti Kanunu ve yönetim planının ilgili maddelerine, aykırılıklar bulunduğunu, aykırılığın giderilmesi ve ortaklar arasındaki eşitlik ilkesinin gerçekleşmesi için doğru hesaplama yapılarak davalıya bildirildiğini, davacının işletme kooperatifi olup ortak alanların yönetilmesi konusunda kat mülkiyeti Kanununun uygulanması gerektiğini, bunun da ana yapınını alana göre eşit olarak belirlenmesi gerekirken eski yönetimin aidatı yanlış hesapladığını, doğru hesaplanan aidatın ödenmemiş üzerine Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatifin aidatının genel kurul kararıyla belirlenebileceğini, somut olayda genel kurulca alınan bir karar olmaksızın, neye göre hesaplandığı anlaşılmayan aidatın talep edildiğini, davacı vekilinin kat mülkiyeti Kanunun 20.maddesine göre işlem yapıldığını belirtmesine rağmen, dava konusu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulması nedeniyle, 5711 sayılı kanunun 22.maddesiyle 634 sayılı kanuna eklenen 66 ve devamı maddelere göre henüz toplu yapı yönetimine geçilmediğini, müvekkilinin binasının ana yerleşkenin bulunduğu, parsellerden belediyeye terk edilen yolla ayrılarak ayrı bir parselde faaliyette bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin hiç bir kooperatif hizmetinden faydalanmadığını, ana parseldeki taşınmazlar yönünden güvenlik ve imaj hizmeti verilmesine rağmen, müvekkilinin parseline bu tür hizmetlerin yanı sıra, çöp ve güvenlik hizmetinin de verilmediğini, buna rağmen genel kurulca belirlenen aidattan fazla istenmesini usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasının incelenmesinde ödenmemiş aidat borcu olan 28.903,34TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı ödeme emrinin 28/02/2017 tarihinde tebliği üzerine süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, dava ve itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Dava dilekçesine ekli hesap tablosunda davacı kooperatif 21/10/2016 tarihli yazı ile aidat borcunun eksik ölçülmesi nedeniyle, kat mülkiyeti Kanunu’nun 20.maddesine göre hesaplama yapılarak aylık 6.269,00TL aidatın ödenmesi gerektiğini bildirerek eksik aidatın ödenmesini istemiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde aidatın kullanılan alanın metre karesine göre kat mülkiyeti Kanunun’un ilgili maddeleri ve eşitlik ilkesine göre belirlendiğini ileri sürmüştür.
Mahkememizce yönetim planı, kooperatif belgeleri, genel kurul tutanakları, davacının tapu kayıtları getirtilmiş yerinde inceleme yetkisi verilerek inşaat mühendisi, mali müşavir ve kooperatif uzmanından oluşan bilirkişiden 16/04/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; davacının 50 adet bağımsız bölümünün bulunduğu, genel kurul kararları ile site yönetim planına göre aidatın belirlenmesi gerektiğini, davacının genel kurulu kararı olmaksızın 31/04/2016 tarihi itibariyle aidat tutarının 6.269,00TL’ye çıkararak ana sözleşme ve yönetim planına aykırı davrandığı 2017 yılındaki genel kurulda davalıdan alınacak aidatın 7.200,00TL’ye yükseltildiği ancak, talep edilen dönemde henüz genel kurulu kararı alınmadığı istenen aidatın kooperatif genel kurulunca usulüne uygun şekilde alınmadığının belirlendiği görülmüştür.
Dava, kooperatif aidat borcunun tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda davalı, davacı kooperatifin ortağı olup kat mülkiyeti kanununa göre yönetim planı bulunan ve birden fazla parsel üzerinde kurulu olan işletme kooperatifi bulunmaktadır. Davalının taşınmazı ana gayri menkulden yol ile ayrılmış ayrı bir parsel üzerinde kuruludur. Mevcut genel kurul kararları uyarınca davalının belirlenen aidatı ödediği, aidat borcunun bulunmadığı taraf defterleri ile sabittir. Ancak, davacı kooperatifin yönetim kurulu değiştikten sonra, herhangi bir genel kurul kararı alınmaksızın, kat mülkiyeti Kanunu’nun 20.maddesine göre hesaplama yaparak eksik hesaplanan aidatın tahsili istenmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42.maddesi gereğince bu tür işletme kooperatiflerinde ortaklarından alınacak aidatın belirlenmesi görevi genel kurula aittir. Esasen davalı şirket, genel kurulca belirlenen aidat borçlarını ödemektedir. Davalının taşınmazın ana gayri menkulden ayrılmış olup kooperatifin sunduğu, güvenlik, temizlik ve imara ilişkin hizmetlerinden faydalanması diğer ortaklara göre asgari düzeyde olup verilen hizmetler konusunda eşitlik sağlanmamıştır. Buna rağmen, davacı tarafça genel kurulca belirlenen aidatları ödemiş olup davacı tarafından usulsüz şekilde kat mülkiyeti Kanunu’nun 20.maddesi gereğince hesaplanan aidatın davacıdan istenilmesi mümkün değildir. Davacı kooperatifin 2017 yılındaki genel kurulunda da yapılan işlemin usulsüz olduğu anlaşılarak aidat kararı yeniden alınmıştır. Bu durumda, davalının ödemeleri dikkate alındığında bakiye aidat borcu bulunmadığı anlaşılmakla davacının sabit görülmeyen davasının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının sabit görülmeyen davasının reddine
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 44,40TL ilam harcından peşin alınan 349,08TL harcın mahsubu ile bakiye 304,68TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.468,40TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair tarafların yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.