Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/336 E. 2019/722 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/336 Esas
KARAR NO : 2019/722

DAVA : Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 20/06/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle;davacı şirketin “….. İNŞ. İŞ SAĞL. VE GÜV. DAN. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.” adıyla 08.01.2016 tarihinde ….. sicil numarasıyla Bursa Ticaret Sicil Memurluğuna kaydolduğunu, davalı şirketin “….. LTD. ŞTİ.” adıyla 13.06.2017 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna kaydolarak “….” ibaresini izinsiz ve haksız olarak kullandığını, bu hususun davalıya T.C. Bursa …… Noterliğinin 22.12.2017 tarih ve…… yevmiye numaralı ihtarıyla haksız eylemlerine son vererek ticaret sicilinden terkini talebini içeren ihtarname gönderildiğini belirterek davalının ticaret ünvanında yer alan “…….” ibaresinin kayıtlı olduğu ticaret sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davalının ticaret sicil müdürlüğüne başvurduğunu, bu başvuru sonucunda gerekli incelemelerin yapıldığını, gerekli incelemeler neticesinde davalı şirketin işbu ticaret unvanını kullanmasında herhangi bir sakınca olmadığının tespit edildiğini, davacı taraf ile ticaret unvanlarında sadece “…..” kelimesinin aynı veya benzer olmasının bu davayı açmaya yeterli olmayacağını, davacının eğitim sektörü yanında mühendislik, tekstil, inşaat, iş sağlığı ve güvenlik danışmanlık gibi birçok farklı sektörde faaliyet gösterdiğini, davacı ile birebir aynı sektörde faaliyet göstermediğini ve gösterse bile Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere davacı ile ticaret sicil bölgelerinin farklı olduğunu, aynı hizmet sektöründe faaliyet gösterseler dahi faaliyet gösterdikleri iş kolundaki tüketiciler nezdinde belirli bir müspet tanınırlığının bulunması gerektiğini ancak bahsi geçen firmanın hiçbir tanınırlığının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı taraf ticaret unvanının iltibasa neden olacak şekilde kullanılıp kullanılmadığı ,davacı tanınırlığının bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yaptırılması yönünde bilirkişi incelemesine başvurulmuştur.
TTK m.52 uyarınca ticaret unvanının ticari dürüstlüğe aykırı kullanılması halinde ünvanın korunacağı, usulüne uygun tescil edilmiş olan ünvanın ayrıca tanınmışlığın karıştırılması tehlikesine olan etkisinin de araştırılması gerektiği,belirtilerek tarafların faaliyet konularının EĞİTİM alanı olduğu,her iki şirketin de aynı dalda faaliyet gösterdiği,davacı kayıtlı sicil alanının Bursa davalı kayıtlı sicil alanının İstanbul olduğunu bildirerek,tüketiciler nezdinde müsbet tanınırlığın olup olmadığı koruma talep edilen sicil bölgesinde hak sahibinin ticari hacminin büyüklüğü noktasında yaptığı incelemede ise,
TTK m.50 uyarınca davacı ticaret unvanının usulüne uygun tesçil edildiği ,tesçil tarihinin 8.1.2016 olduğu,davalı ticaret ünvanının ise 13.6.2017 tarihinde ticaret unvanın tesçil edildiği,önceselelik ilkesi doğrultusunda ticaret ünvanının korunması gerektiği ,keza davalının ticaret ünvanındaki ….. ibaresinin ,aynı faaliyet konusunda aynı ticaret ünvanındaki ….. ibaresinin kullanıldığı,davacının bu ünvan içinde ünvanı taçlandıran çalışmalar yaptığı,ilanlar broşürler,yoğun tanıtım faaliyeti yaparak halk nezdinde ciddi bir tanınırlık seviyesine ulaştığı ek kısmın birebir aynı olmasının bu benzerliğin hitap ettiği halk arasında- aynı eğitim konusunda çalışmalar yapıldığı için- yanılgıya sebep olunacağı haksız menfaat elde edileceği ve ticareti dürüstlükle bağdaşmayacağı yönünde verilen mütalaa iddia ve savunma dosyadaki deliller ,sicil kayıtları ile birlikte değerlendirildiğinde,
Her ne kadar ticaret sicil alanları farklı olsa da tarafların aynı eğitim alanında faaliyet göstermeleri,davacı tarafın ticaret ünvanının öncelikli kullanım hakkı,davacının kendi bölgesinde de olsa ….. ibaresi altında ünvana maddi manevi katkı sağlayan tanınırlığı artırıcı hizmetler verdiği ,her ne kadar davalı taraf kendilerinin….. OKULLARI olarak daha tanınır ve Türkiye sathında bilinen bir eğitim grubu olduklarından bahsetmiş ise de bu ünvanın ticaret ünvanları olmadığı,keza davacı tarafın da velilerden gelen “İstanbul ‘da şubelerinin bulunup bulunmadığı,İstanbuldaki ….. eğitim grubunun şubeleri olup olmadığı sorusu üzerine araştırmaya girdiklerinin bildirildiği de görüldüğünden ,halk tarafından bir iltibasın da oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulü yönünde oluşan kanaat uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜNE, davalı …’nin (……) ticaret ünvanında yer alan “…..” ibaresinin KALDIRILMASINA,
2-Karar kesinleştiğinde ilgili kararın trajı yüksek 5 gazeteden birinde ilanına,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 683,10TL ilam harcından peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 647,20TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen 700,00TL bilirkişi ücreti, 106,00TL posta masrafı, 35,90TL başvuru harcı, 35,90TL peşin harç olmak üzere toplam 877,80TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.