Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/260 E. 2019/387 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/260 Esas
KARAR NO : 2019/387

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 28/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin (“… Sigorta A.Ş” veya kısaca “…”) alacak(kredi) sigortası alanında faaliyet gösteren bir sigorta şirketi olduğunu, davalı şirketin vadeli mal/hizmet satışı yapacağı kredi limiti tahsi edilen alıcılarının fatura bedelini vadesinde ödememe rizikosunu teminat altına almak amacıyla taraflar arasında ilk poliçe yılı 01.12.2015-30.12.2016 olan alacak(kredi) sigortası sözleşmesi yaptığını ve … no.lu poliçenin tanzim edildiğini, poliçede sigortalanabilir cironun 56.800,00TL olarak gösterildiğini, toplam primin net 205.080,00 TL ( BSMV dahil 215.334,00 TL) olarak belirlendiğini, poliçede “Hasar Geçmişine Göre Prim Ayarlanması” klozu gereğince Net hasar/net prim oranının %130’u aşması durumunda davalının %60 ek prim ödeyeceğinin hüküm altına alındığını, davalının kredi limiti açılan alıcılarından ….Hiper Marketler Zinciri A.Ş. firmasının fatura borcunu ödememesi üzerine müvekkili şirkete …. no.lu hasar dosya numarasıyla yaptığı hasar başvumsu sonucunda davalıya 297.622,30 TL hasar tazminatı ödemesi yapılmasına karar verildiğini, bu hasar tazminatı bedelinden davalının müvekkili şirkete olan 53.833,50TL prim borcu ve … Danışmanlık Ltd. Şti’ne olan 194.70,00 TL hizmet bedeli borcunun mahsup edilmesi sonucunda şirkete verdiği hasar tazminatı makbuzu ve müvekkili şirketin yaptığı ödemeyi gösterir banka dekontunun dilekçeleri ekinde olduğunu, davalı şirketin sigorta dönemi için 01.12.2015-30.11.2016 tarihleri arasındaki gerçekleşen cironunun 51.670,48TL olduğunu, müvekkili şirkete 14.11.2017 tarihinde e-mail yoluyla bildirdiğini, davalının 14.11.2017 tarihinde e-mail yoluyla bildirdiği ciro beyanına göre gerçekleşen sigortalabilir cirosu olan 51.670,48TL’ye sigorta prim oranı uyguladığında gerçekleşen net prim tutarının 186.013,75TL olarak hesaplandığını, hasar tazminat tutarı olan 297.622,30TL’nin gerçekleşen net prim tutarı olan 186.013,75 TL’ye oranlandığında %130’un çok üzerinde olduğunun açık olduğunu, bu nedenle dilekçenin 2. Paragrafında açıklandığı üzere poliçedeki “Hasar Geçmişine Göre Ayarlama Primi” hükmü gereğince gerçekleşen net prim tutarı olan 186.013,75TL’ye %60 oranının uygulanması ve %5 BSMV ilave edilmesi sonucunda müvekkilinin davalıdan 117.188.66TL ek prim (malus) alacağının doğduğunu, bu doğrultda 2017000586 no.lu zeyilname tanzim edildiğini, poliçede beklenen net prim tutarının 205.080,00TL olarak belirlenmesine karşın davalının ilgili dönemde poliçeye kıyasla daha düşük ciro yaptığını beyan etmesi nedeniyle gerçekleşen net prim tutarının 186.013,75TL olduğunu, bu nedenle davalının BSMV de dahil edildiğinde müvekkilinden 20.019,56TL prim iadesi alacağının doğduğunuzu doğrultuda müvekkilinin …. no.lu zeyilanameyi tanzim ettiğini, müvekkilinin BSMV dahil 117.188,66TL ek prim alacağından davalının BSMV dahil 20.019,56 TL prim iadesi alacağının mahsup edildiğinde müvekkkilinin 97.169,10 TL ek prim alacağının ödenmesi için davalıya Beyoğlu ….. Noterliği’nin 12.01.2018 tarih ve ….. yevmiye numarasıyla ihtar çekildiğini ve 10 gün süre verildiğini, ihtarnamenin 15.01.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, verilen 10 gün içerisinde davalı tarafça ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmaması üzerine müvekkilinin 97.169,10TL ek prim alacağı ve 259,56TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 97.428,66 TL alacağının feTileriyle birlikte tahsili için davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün ….E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın takibe borcu olmadığından bahisle itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yukarıda açıklandığı üzere müvekkilinin icra takibine konu ettiği alacağın likit, haklı ve hukuka uygun olduğunu, davalı tarafında icra takibine yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça verilmiş olunan 27.04.2018 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ….. numaralı poliçeye ve müvekkili tarafından kabul edilmeyen …. sayılı zeyilnameye dayanılarak açılan davanın reddinin gerektiğini, davacının dava dilekçesinde her ne kadar müvekkilinin ek prim ödemesini içeren …. sayılı zeyilnameyi tanzim ettiğini ve bu zeyilnameye dayalı olarak müvekkili şirketten 117.188.66TL alacağının bulunduğunu iddia etmekteyse de söz konusu iddianının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, TTK ve ilgili sigorta mevzuatı uyarınca; zeyilname düzenlemelerinin tek taraflı olarak tazim edilememekte olduğunu, zeyilnamenin sigorta poliçesinde değişiklik meydana getireceğinden ancak ve ancak sigortalı ve sigorta şirketi arasında anlaşma sağlanarak yapılabileceğini, davacının tanzim ettiğini iddia ettiği zeyilnamenin müvekkili şirket tarafından kabul edilmediğini, bahse konu zeyilnamenin incelendiğinde; zeyilname üzerinde müvekkili şirkete ait herhangi bir imzanın yer almadığının açıkça görüleceğini, bu sebeple davacı … şirketinin poliçe genel şartlarında tek taraflı bir değişikliğe gidemeyeceğinin izahtan vareste olduğunu, poliçe genel şartlarında yapılacak olan bir değişikliğin sadece sigortalı ve sigorta şirketi arasında varılan mutabakat halinde gerçekleşebileceğini, açıklanan nedenler davacının 201700586 sayılı zeyilnameye dayanarak müvekkilinden alacak talebinde bulunmamasının hukuken mümkün olmadığını, kaldı ki bu hususun davacının ihtarnamesine verilen cevabi ihtarnamede de açıkça izah edildiğini, davacının poliçede yer alan “Hasar Geçmişine Göre Prim Ayarlaması” klozuna dayanarak da müvekkilinden poliçe haricen ektra prim talep ettiğini, taraflar arasında …. numaralı Poliçenin 102- Hasar Geçmişine Göre Prim Ayarlaması bölümünde aynen şu şekilde: “Net Hasar/Net Prim oranının %65’i aşması durumunda %20 ek prim tahakkuk edecektir.”, “Net Hasar/Net Prim oranının %100’ü aşması durumunda %45 ek prim tahakkuk edecektir.” “Net Hasar/Net Prim oranının %130’u aşması durumunda %60 ek prim tahakkuk edecektir.”, Bahse konu bölümün davacı tarafından ya yanlış yorumlandığını yahut kötü niyetli olarak yargılamaya konu icra takibinin başlatıldığını, zira davacının dilekçesinde de belirtttiği üzere; müvekkilinin davacıya ödemesi gereken prim bedelinin 186.013,75 TL olduğunu, davacı tarafından müvekkiline ödenmesi gereken tazminat tutarının ise 297.622,30 TL olduğunu, davacının muhtemel ki bahse konu miktarları birbirine oranladığını ve bu oranlamanın %130’unun çok daha üzere olduğu kanaatine vardığını, davacının işbu yorumunun sigorta hukukunun temel teşkil eden sigortacının riski paylaşması ilkesine açıkça aykırı olduğunu, yukarıda da belirtilen poliçe hükmünün davacının yorumu ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, davacının iddiası ile poliçede yer alan hükümden anlaşılması gereken hususunun aşağıdaki basit bir örnekI izah edildiğini, poliçe hükmünden anlaşılması gerekenin müvekkili şirketin 100 birim prim ödemesi yaptığını ve poliçe süresi içerisinde rizikonun gerçekleştiğinin kabulü halinde; davacı … şirketinin ek prim talep etmektsizin müvekkiline yapacağı maksimumum tazminat tutarının 165 birim olduğunu, zira poliçeye yer alan Net Hasar/Net Prim oranının %65’i aşması durumunda %20 ek prim tahakkuk edecektir” hükmünün oldukça açık olduğunu, davacı … şirketinin ancak müvekkilinn uğradığı zararın 165 birimi geçmesi halinde ek prim talep edebileceğini, müvekkiline 180 birim tazminat ödemesinin yapıldığı varsayımında müvekkilinin ödediği 100 birim prime ek olarak 20 birim daha prim talep edebileceğini, somut olaya geldiğinde, davacının da kabulü olduğu üzere müvekkilinin ödemesi gereken pirm tutarının 186.013,75 olduğunu, prim tutarı olan 186.013,75 TL’nin %65 fazlasının 306.922,68 TL olduğunu, davacı tarafından müvekkilinden ek prim talep edilebilmesi için müvekkiline ödenen tazminat miktarının 306.922,68 TL üzerinde olması gerektiğini, bahsedilen durumun sigortanın temel mantığına uygun olduğunu, sigortanın riskin taraflar arasında paylaşılması demek olduğunu, rizikonun gerçekleşmemesi halinde sigortalı tarafından sigorta şirketine ödenen primin sigortacının uhtesinde kaldığını, rizikonun gerçekleşmesi halinde ise sigortalının ödediği primleri karşılığında sigortacının ödemesi gereken maksimumum tazminatın prim bedelinden daha yüksek olması gerektiğini, somut olayda da davacının müvekkilinden almış olduğu 187.013,75 TL prim karşılığında müvekkilinden ek prim talep etmeksizin 206.922,68 TL’ye kadar olan zararları taahhüt ettiğini, davacının müvekkilinin 100 birim prim ödemesi karşılığında 65 birime kadar olan zararını ek prim talep edilmeksizin karşılabileceğini iddia ettiğini, davacının poliçede yer alan “Net hasar/net prim oranının %130’u aşması durumunda %60 ek prim tahakkuk edecektir”hükmünden anlaşılması gerekenin sigortalının ödediği 100 birim prim karşılığında kendisine 130 birimden fazla ödeme yapılması halinde ekstradan 60 prim daha talep edilmesi gerektiği olduğunu, bu iddianın dahi bahse konu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ispat ettiğini, davacının iddiasının aksine müvekkilinin 160 prim ödeyeceğini ve bunun karşılığında ise 130 birim tazminat alacağını, davacının iddiasının yukarıdaki şekilde olduğunu, yargılamaya konu davadan anlaşıldığını, somut olaya gelindiğinde davacının kabulü olduğu üzere 186.013,75 TL’nin %130 fazlasından anlaşılması gerekenin 241.817,875 TL olduğunu, davacının iddiasına göre müvekkilinin 241.827,875 Tinin üzehnde tazminat ödemesi yapıldığında müvekkilinden ödediği primin %60’ı kadar yani 117 118,66 TL daha ekstra prim alınması gerektiği yönünde olduğunu, yargılamaya konu davanın hiçbir dayanağı olmadığının buradan dahi anlaşıldığını, zira müvekkilinin 186.013,75 TL + 117.188,66 TL olmak üzere toplam 303.202,41 TL prim ödemesi yapacağını, karşılığında ise davacı … şirketinin müvekkiline yalnızca 297.622,30 TL ödeme yapacağını, işbu durumun dahi sigorta sözleşmesinin ruhuna ve yapılma amacına açıkça aykırılık teşkil ettiğini, kaldı ki davacının iddia ettiği hususunun sigortalatmanın temel mantığına açıkça aykırı olduğunu, zira sigortanın riskin taraflar arasında paylaşılması demek olduğunu, rizikonun gerçekleşmemesi halinde sigortalı tarafından sigorta şirketine ödenen primin sigortacının uhtesinde kaldığını, rizikonun gerçekleşmesi halinde ise, sigortalının ödediği primlerin karşılığında sigortacının ödemesi gereken maksimum tazminatın prim bedelinden daha yüksek olması gerektiğini, somut olayda ise davacının iddiasına göre, davacının müvekkilinden toplamda 303.202,41 TL prim ödemesi talep edeceğini, karşılığında ise yalnızca 297.622,30 TL tazminat ödemesi yapacağını, bununla da yetinmeyip müvekkilinin, dava dışı ….A.Ş.’den elan alacağım da ayrıca tahsil ederek uhtesine geçireceğini, poliçede yer alan bahse konu hükümlerin, davacının iddia ettiği şekilde yorumlanması halinde müvekkilinin daima ödediği primden daha düşük miktarlarda tazminat ödemesi alabileceğini, davacının ise her zaman aldığı primlerden çok daha düşük miktarlarda ödeme yapacağını, bu hususun sigortanın en temel argümanı olan sigortacının riski paylaşması ilkesine apaçık aykırılık teşkil ettiğini, yukarıdaki açıklamalara ek olarak müvekkili şirketin dava dışı ….A.Ş.’den olan 86.720,66 TL alacağını halen daha alamamış olduğunu, davacı ile aralarında daha müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı şirket vekilinin ümüvekkilinin bahse konu alacağını takip ettiğini ve yakın zamanda tahsil ederek müvekkili şirkete ödeneceğinden bahisle müvekkili şirketi oyalamakta olduğunu, söz konusu 86.720,66 TL’lik ödemeyi gerçekleştirmekten ısrarla kaçındığını, bahse konu alacak için dava ve talep hakkını ayrıca saklı tuttuklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf kredi sigorta poliçesinden kaynaklanan ek prim alacağını icra takibine konu etmiş davalı taraf ise genel olarak icra takibine itiraz etmiş davaya verdiği cevapta ise zeyilname nin sigorta poliçesinde değişikli meydana getireceğinden ancak ve ancak sigortalı ve sigorta şirketi arasında anlaşma sağlanarak yapılacağını poliçe şartlarında yapılacak olan bir değişikliğine mutabakatla gerekleşebileceğini söyleyerek davacı tarafın tek başına düzenlediği zeyilname ile davalı tarafa çıkardığı borç tahakkukunu kabul edilmediğini söylemiştir.
Ek prim alacağının talep edilebilir olup olmadığı yönünde yaptırılan bilirkişi incelemesinde … Sigorta A.Ş Kredi Sigortası Poliçesinin Kredi Sigorta Poliçesi olduğu
Azami sorumluluk’un ödenmiş net primin 30 katının poliçede belirtilen teminat oranıyla çarpılmış olan tutarı olduğu,
Hasar muafiyetinin 5000 Tl toplam ilk zarar 50.000 Tl olduğu poliçenin 7 sayfasında 102 hasar geçmişine göre prim ayarlama klozu başlığı aldında .ek prim ödeme şartları ve sigortacının sigortalıdan alacağı ek prim ödemesini yapacağı hasar ödemesinden mahsup edebileceği,hasarsızlık iadesi klozunun 103 C d inceleneceği ,
Ek primi yönünden yapılan incelemede;bu kredi sigortasının yüksek risk taşıdığı ,
Rizikonun sigortalanması için sigortacıya birçok olağanüstü yetkinin verilmesi gerektiği,özel şartlar bölümünde yer alan hasar geçmişine göre prim ayarlaması tanımlaması ile belirtilen policenin 10 sayfası 102 bölümünde prim ayarlaması teklifinin yer aldığı ,
Sigorta tekniği açısından önemli olanın” her şart altında prim miktarının ödenecek tazminat miktarının üstünde kalıp kalmadığının belirlenmesi” olduğunu ,
Taraflar arasında son ciroya bağlı nihai prim tutarının 186.013,755 olduğu hazar tazminatının 297.622,30 olarak belirlendiği, bu durumda net hasar/net prim oranının %160 düzeyinde olup
Poliçedeki net hasar/net prim oranının % 130 u aşması halinde %60 ek prim tahakkuk edileceği belirtildiğinden şartların davacı taraf lehine oluştuğu , ek prim hesabının 97.169,10 Tl ek bakiye prim miktarının bulunduğu görülmüştür.
Bilirkişi tarafından ayrıntılı olarak hesap edilen bu alacağın,karara esas tutulması yönünde vicdani kanaat oluştuğundan davanın kabulüne karar verilmiş ,ancak yargılama sonucu alacağın likit hale gelmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebi reddedilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE, Büyükçekmece …. İcra Dairesinin ….sayılı dosyasında davalı tarafın 97.169,10TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına,
2-97.169,10TL’sına takipten tahsile kadar ticari avans faizi uygulanmasına,
3-İcra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 6.637,62TL ilam harcından peşin alınan 1.663,84TL harcın mahsubu ile bakiye 4.973,78TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti, 126,00TL posta masrafı, 35,90TL başvuru harcı, 1.663,84TL peşin harç olmak üzere toplam ,2625,74TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10,523,52TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.