Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/182 E. 2020/593 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/182 Esas
KARAR NO : 2020/593

DAVA : TTK 636/3.Maddesi Gereğince Şirketin Fesih ve Tasfiyesi -Olmadığı Taktirde Çıkma Payının Ödenmesi
DAVA TARİHİ : 15/02/2018
KARAR TARİHİ : 25/11/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 26/11/2020
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 15/02/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %33 hisseli ortağı olduğunu, diğer davalı …’in kardeşi olması nedeniyle şirketin aile şirketi niteliğinde olduğunu, şirketi münferiden temsil yetkisinin davalı …’e ait olduğunu, ancak ortaklar arasında resmi mercilere yansıyan ihtilaf kapsamında güven ilişkisinin kalmadığını, davalı …’in şirketle ilgili usulsüz işlemler yaptığını, müvekkili tarafından boş olarak imzalanan kağıdın 1.000.000-TL bedelli sahte bono haline dönüştürülerek müvekkili aleyhine şirket hisselerini de haczettirecek şekilde icra takipleri yaptığını, bu bağlamda müvekkili yönünden güven ilişkisinin tamamen sarsılmış olması nedeniyle şirketin TTK 636/3 maddesi gereğince haklı nedene dayalı olarak fesih ve tasfiyesine, bu talep kabul edilmediği taktirde müvekkilinin çıkma payı hesaplanarak kendisine ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, taraflar arasında ihtilaf olduğu hususunun doğru olduğunu, ancak ihtilaflarla ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmadığını, ortaklar arasındaki güvensizlikte kusurlu olan tarafın davacı olduğunu, davacı tarafın kendi kusurlu davranışlarıyla yaratmış olduğu sebeplere dayanarak şirketin fesih ve tasfiyesini talep edemeyeceğini, ayrıca davacının hesaplanan çıkma payının da gerçeği yansıtmadığını, bu bağlamda yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen ve ayrıca davalı tarafından karşı dava olarak açılan dava dosyaları 16/10/2019 tarihli oturumda tefrik edilerek ayrı ayrı esaslara kaydedilmiştir.
Davalı şirkete ait sicil kaydının celp ve tetkikinde, davacı ile davalının şirket ortağı olduğu ve şirketi münferiden temsile yetkili ortağın davalı … olduğu, şirketin merkez adresi olarak davaya bakma yetki ve görevinin mahkememize ait olduğu anlaşılmıştır.
Duruşmada dinlenen davacı tanıkları birbirini teyit eden ifadelerinde; şirketin fiili ve hukuki yöneticisinin davalı … olduğunu, davalının daha fazla hisseye sahip olması nedeniyle davacıyı zaman zaman şirketten kovduğunu, davalının yurtdışından ithal edilen ürünlerle ilgili bazı usulsüzlüklerden dolayı şirket bayiliğinin iptal edildiğini, davacı ile davalı … arasında şirketin işleyişiyle ilgili zaman zaman tartışmalar çıktığını, tartışmaların bazen davalının hakaret içerir sözler niteliğinde cereyan ettiğini, davalının, davacıyı borçlandıracak şekilde sahte bono düzenlediğini, en son davacı …’in kendi özel eşyaları ve imzalamış olduğu belgeleri almaksızın şirketten kovulduğunu; davalı tanıkları ise, davacının oğlu olan …’nın şirket paralarını kendisine mal edinmesi nedeniyle ortaklar arasında ihtilaf çıktığını, ihtilafın çözülememesi nedeniyle iş bu davanın açıldığını; davacının, oğlu tarafından edinilen paranın ödenmesi yönünde beyanda bulunduğu halde herhangi bir ödeme yapmadığını, şirkete ait kimyasal maddelerin şirket kayıtlarına olduğu gibi yansıtıldığını, kayıt dışı herhangi bir işleme şahit olmadığını maddi olaylara dayalı olarak beyan ve ifade etmişlerdir.
Davacı tarafın çıkma payının hesaplanması için dosya bilirkişi heyeti …. ve arkadaşlarına tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti itiraz üzerine düzenlemiş olduğu en son 23/12/2019 tarihli ek raporlarında davacının şirket öz varlığına göre çıkma payının 6.657.180-TL olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Davacının belirlenen çıkma payı üzerinden davacı taraf eksik harcı ikmal etmek suretiyle talebi harçlandırılmış istem kapsamında değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davalı taraf, taraflar arasında oluşan güvensizlik ve şirketin feshi için ileri sürülen iddialar yönünden davacı tarafın kusurlu olduğunu ve kendi kusuruna dayanarak fesih davası açamayacağını iddia etmiş ise de; gerek duruşmada dinlenen tarafların kendi beyanları, ifadelerine başvurulan tanıkların maddi olaylara dayalı ifadeleri, taraflar arasında resmi mercilere intikal etmiş şikayet ve istemleri dikkate alındığında, davacı tarafın, kardeş olan şirket ortakları arasındaki güvensizlikte daha fazla kusurlu olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığı, mahkememizce davacının davalı diğer ortağa göre daha az kusurlu olduğu mahkememizce değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalının aile şirketi niteliğindeki şirketin ortakları olduğu, ortakların aynı zamanda kardeş olduğu, taraflar arasında meydana gelen güvensizlik ve şirketin işleyişiyle ilgili aralarında çıkan ihtilafların davacı yönünden şirketin feshi için haklı neden olduğu; davalı tarafın iddiasının aksine, davacının, davalı taraftan daha fazla kusurlu olduğunun gerçeği yansıtmadığı, taraflar yönünden birlikte şirket ortaklığını sürdürme imkan ve ihtimalinin kalmadığı, bu bağlamda davacı tarafından şirketin haklı nedene dayalı olarak feshinin istenebileceği, ancak şirketin halen faaliyetini devam ettirip ekonomik değerinin bulunduğu ve istihdam yarattığı dikkate alınarak fesih yerine duruma uygun düşen davacı ortağın çıkma payının kendisine ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkartılmasına karar verilmesinin daha uygun çözüm olacağı, bilirkişi heyeti tarafından hesaplanan davacının 6.657.180-TL çıkma payının kendisine ödenmesine, şirketin feshi davasının münhasıran şirket aleyhine açılması gerektiğinden davalı ortak aleyhine açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı … aleyhine açmış olduğu davanın pasif husumet nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının davalı …. KİMYA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ aleyhine açmış olduğu davanın KABULÜNE, davacının, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun …. sicil numarasında kayıtlı … KİMYA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKET ortaklığından ÇIKARTILMASINA, davacının belirlenen 6.657.180-TL çıkma payının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine; davacının TTK 636/3 md gereğince şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verildiği dikkate alınarak şirketin fesih ve tasfiyesi yönünde ayrıca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Mahkememizce verilen tedbir kararının davacının çıkma payı ödeninceye kadar; aksi halde kararın kesinleşmesine kadar devamına,
4-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 454.751,96-TL ilam harcından peşin alınan 113.723,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 341.028,06-TL harcın davalı … KİMYA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nden alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 122.324,00-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 113.759,00-TL, tebligat-posta gideri ve bilirkişi ücreti: 8.565,80-TL”) yargılama giderinin davalı … KİMYA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nden alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 155.197,00-TL vekalet ücretinin davalı … KİMYA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nden alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,

Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.