Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1383 E. 2023/57 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1383 Esas
KARAR NO : 2023/57

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından hazırlanan 31.12.2018 tarihli dava dilekçesinden özetle; 10.08.2018 günü davalılardan …’nun maliki olduğu ve … sevk ve idaresinde olan … plakalı aracın müvekkili …’e çarpması sonucu meydana gelen müvekkilinin ayağının kırılarak beden gücü kaybına uğradığını, … aracın davalılardan … Sigorta A.Ş tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Poliçesi ile sigortası olduğunu, kazadan davalıların sorumlu olduğunu, bu olay nedeniyle davalı … şirketine başvurulduğunu, ancak süresi içerisinde kendilerine herhangi bir cevap verilmediğini, sonuç olarak müvekkilinin bedensel zarara uğraması nedeniyle HMK 107 gereği (fazlaya ilişkin talep ve dava hakları – saklı kalmak kaydıyla )müvekkilinin uğramış olduğu zararlara karşılık şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın davalılar sürücü ve işleten yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama giderlerivle avukatlık ücretiyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, ayrıca 80.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsiline, işleten ve sürücünün taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ayrıca kazaya karışan … plakalı araca ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili tarafından verilmiş olunan 25.01.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı tarafından olay saatinin yanlış belirtildiğini, davalılardan …’nun aracın işleteni olarak olayda kusursuz olduğunu, davacının sürmüş olduğu motosikletle çok hızlı bir şekilde yol aldığını, müvekkili …’nun kontrollü bir şekilde şerit değiştirdiğini belirterek kendisine herhangi bir kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığı, olay anındaki EDS kameralarının açılmış olunan ceza dosyası ve varsa kusur durumunu gösterir rapor celp edildikten sonra dosyanın kusur yönünden Adli Tıp Kurumu Trafik ihtisas Dairesine sevkini talep ettiğini, davacının bağlı bulunduğu SGK Müdürlüğüne yazı yazılarak rücuya tabi bir ödeme alıp almadığının sorulmasını, aktüerya hesabının Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre önce % 10 arttırım sonra % 10 iskontoya tabi tutularak hesap yapılması gerektiğini, istenilmiş olunan manevi tazminatın fahiş olduğu denerek davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….’nin davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Söz konusu trafik kazasında; davacının yaralandığı, davalı …nun … plakalı araç sürücüsü, …’nun araç maliki, … Sigorta AŞ’nin ise bu aracın ZMSS kapsamında sigorta şirketi olduğu anlaşılmıştır.
10/08/2018 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle kusur durumunun incelenmesinde; sağ şeritte seyreden … plakalı otomobil sürücüsü davalı ….’ nun tehlike yaratan ve ilk kusurlu davranışta bulunan olduğu, yol ayrım kavşağı yaklaşımında sağ şeritte seyrederken, kontrolsüzce sol şeride girdiği, bu şeritte seyreden ve arkasından gelen araçların seyir yönünü kapattığı ve aracının sol yan arka kısımlarına; Kendisiyle aynı yolda, aynı yönde, sol şeritte seyreden ve arkasından gelen motosikletin ön kısımlarıyla çarpmasına sebebiyet verdiği, KTK’ nun 84/g, j. Md. yoluyla 46, 47/c,d, 52a,/b, 56/a, 67/a. Md. ile KT. Yönet. 137/A. Md. Trafiğin Akışı, Trafik İşaretlerine Uyma, Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunu Sağlama, Şerit İzleme, Araç Manevraları) kurallarını ihlal ettiği ve “%75 oranında asli kusurlu” olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu raporun ceza dosyasında ATK’dan alınan rapor ile birbirini destekler nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Maluliyet oranının tespitine yönelik ATK’dan raporlar alınmış olup kaza tarihi de dikkate alınarak Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplanan %3 sürekli işgörmezlik oranı ve 9 ay geçici işgörmezlik süresi öngören rapor hükme esas alınmıştır. Bu maluliyet oranına göre hesaplama yapılması için ek rapor alınarak maddi tazminat miktarı belirlenmiştir. Bu miktarlar üzerinden bedel artırım dilekçesi sunulmuş olup buna göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Sigorta şirketine başvuru tarihinin davadan sonra olması dikkate alınarak temerrüt tarihi dava tarihi olarak dikkate alınmıştır.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Manevi tazminat miktarının nasıl belirleneceği konusu Yargıtay HGK.’nun 24.12.2014 tarih ve 2014/21-872 E., 2014/1086 K. sayılı kararında belirtilmiştir. Gerçekten de söz konusu karara göre; “…Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, … tarih ve …. Esas … Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.” Somut olayda davacının söz konusu olay nedeniyle maluliyetinin oluşması, kusur oranı, beden gücü kaybı ve işgörmezlik süresi, kaza nedeniyle duyduğu elem gibi hususlar dikkate alındığında manevi tazminat talebinde haklı olduğu görülmüş ve tarafların sosyal ekonomik durumu, paranın alım gücü, maluliyet oranı kapsamında hakkaniyete göre 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebi yönünden davanın KABULÜ ile 12.168,40TL geçici iş görmezlik ve 68.609,61TL sürekli iş görmezlik olmak üzere toplam 80.778,01TL’nin davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 10.08.2018 tarihinden itibaren, … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 31.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olarak tutulmasına,
2-Manevi tazminat talebi yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile 25.000,00TL’nin davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 10.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 5.517,94TL ilam harcından peşin alınan 1.367,91TL harcın ve 1.379,48TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.770,55TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.600,00TL bilirkişi ücreti, 418,00TL posta masrafı, 35,90TL başvuru harcı, 1.367,91TL peşin harç 1.379,48TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.801,29TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.924,48TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Manevi Tazminat yönünden;
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ndan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır