Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1365 E. 2022/35 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1365
KARAR NO : 2022/35

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin taşımacılık sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, müvekkilin bu alandaki ticari ve hukuki ilişkisi sürecinde yapmış olduğu taşıma ve nakliye işlerinin bedeli olarak, taşıtan davalı şirketten bakiye 11.198,55-TL cari hesap alacağının bulunduğunu, müvekkilinin alacağının tahsilini teminen davalı borçlu hakkında Bakırköy ……. İcra Müd.’nün …… E. sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatmış olduklarını, davalı borçlunun, kanuni süresinde borcunun bulunmadığından bahisle borca ve faize itiraz etmiş ve icra takibinin durmasına sebebiyet vermiş olduğunu, bu nedenlerle; davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. E. sayılı icra takibine vaki itirazının 11.198,55-TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 11.198,55-TL asıl alacak üzerinden devamına, davalının, takibe konu 11.198,55-TL asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin faaliyeti doğrultusunda davacı şirket ile anlaşarak takibe konu faturalara ilişkin taşımacılık işlerinin davacı şirket tarafından yerine getirilmiş olduğunu, davacı şirketin anlaşmaya aykırı olarak mezkur faturaları düzenlediğini, işbu aykırılığın giderilmesi amacıyla davacı şirket ile iletişime geçilmeye çalışıldığını ancak sonuç alınamadığını, davacı şirketin, davalı şirkete 27.09.2018 tarihli ……. ve ……. numaralı fiyat farkı faturaları düzenlemiş olduğunu, bu durumun gerek cari hesap kaydına gerekse ticari defter kayıtlarına işlenmiş olduğunu, söz konusu faturaların davacı şirkete tebliğ edildiğini, davacı şirket tarafından itiraz edilmediğini, davaya konu icra takibinin başlatılmasının davacı şirketin kötü niyetli olduğunu kanıtlar nitelikte olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete borcu olmadığını bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyası fiziki olarak incelenmiş, incelenmesinde alacaklısının …… Taş. İth. İhr. Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, 11.291,28TL üzerinden icra dairesinde ilamsız icra takibi açıldığı, davacının davasını açmasında hukuki yararının olduğu, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlunun süresinde itiraz etmesi sonucu takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacının itirazın iptali davasını 1 yıllık hak düşürücü sürede açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafın defterlerinin incelenmesi için talimat yazılarak SMM bilirkişisinden rapor aldırılmış olup, bilirkişi …… ‘in sunduğu 26/08/2019 tarihli kök raporunda; davacı şirketin davalı şirketten nakliye hizmeti satışından kaynaklı 9.712,29TL (faiz hariç) alacağı olduğu kanaatine varıldığı, itirazlar doğrultusunda bilirkişiden aldırılan 19/10/2020 tarihli ek raporda; davacının kanuni muhasebe defterleri 213 sayılı Vergi Usul Kanunun (171-226) maddeleri gereği kanuna uygun bir şekilde tuttuğu açılış ve kapanış tasdikini zamanında yaptığını, 15.10.2020 tarihinde davacı şirkete ait defter ve belgeler incelenmek üzere testim alındığını, 17.12.2019 tarihinde davacı şirkete ait defter ve belgeler incelemesi bitirilerek davacı şirkete geri verildiğini, davacı tarafın yeniden yapılan defter incelemesinde Davacı firmanın davalı firmaya 2017 yılı devir 2018 dönem başı cari devreden bakiyesi görülmediğini, devreden bakiyeye rastlanılmadığını belirtmiştir.
Mahkememizce davalı tarafın defterlerinin incelenmesi için dosya SMM bilirkişi ……’e tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 27/01/2021 tarihli kök raporunda; Davalı yanın ticari defter ve kayıtları ile fiyat farkı faturalarını ibraz etmediğini, itiraz edilmediği öne sürülen fiyat farkı faturalarının davacı yanın kayıtlarında bulunmadığını, dosya kapsamında fiyat farkına dayanak bir bilgi, belge veya delile rastlanılmadığı, fiyat farkı faturalarının davacının kabulünde olduğunun ortaya konulamadığını, talimat ile alınan mübrez bilirkişi raporunun kabulü halinde; davacının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü ….. E. sayılı dosyası tahtında davalıdan 9.712.29TL alacağı bulunduğunu belirtmiş,
Davacı tarafın itiraz etmesi sebebiyle dosyanın ek rapor için bilirkişi ……’e tevdii edildiği, bilirkişinin düzenlemiş olduğu 20/09/2021 tarihli ek raporunda; davacının Bakırköy …… İcra Müdürlüğü ……. E. sayılı dosyası tahtında davalıdan 11.198,55TL alacak talep edebileceğini, davacı şirket ticari defter kayıllarına itibar edilmesi halinde davacının davalıdan 9.712,29TL alacaklı olduğunu, davacı lehine alacağa hükmedilmesi durumunda, konu alacak için takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre avans faizi talep edilebileceğini teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama, dava ve cevap dilekçeleri, taraf vekillerinin mahkememiz huzurundaki beyanları, dosya arasına alınan Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyası ve tüm kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Her iki tarafın ticari defterleri sahibi lehine delil niteliği taşımaktadır. Ancak ticari defterlerin karşılıklı olarak birbiri ile uyumlu olmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin ……. esas, …… karar sayılı ilamındaki; ” Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Ticari defterler uyumlu değil ise muntazam tutulmuş olsun veya olmasın sahibi aleyhine delil olacaktır. Ancak defterlerden biri muntazam olsa da her iki defter de sahibi aleyhine kayıt içeriyor ise aleyhe delil sayılma yönünden öncelikle iddiasını ispat yükü altında olan taraf defterleri aleyhine delil sayılmalıdır. Yani ispat yükü altında olan taraf kendi defterindeki aleyhe kayıtları bertaraf edecek şekilde karşı tarafın aleyhine olan ticari defterler kayıtlarından yararlanmamalıdır. Bunun sonucu ise aleyhe kayıtların uyuşmayan kısmından ispat yükü altında olan tarafın yararlanamayacağı kabul edilmelidir. Çünkü ispat yükü, uyuşmazlık konusu hususlar için olup, karşı tarafın ileri sürmediği bir husus için ispat yükü de söz konusu olamayacağından bu sonuca varılması usul kurallarının da temel bir sonucudur. ” şeklindeki gerekçesinden yola çıkılarak, davalının ileri sürdüğü fiyat farkı faturasının davacı ticari defter kayıtlarında kayıtlı olmaması, davalı tarafın fiyat farkı faturalarını sunmaması hususunun, taraf ticari defter kayıtlarının birbiri ile uyumlu olmadığı kanaatine varılmıştır. İlgili kanun maddesi ve Yargıtay kararına göre fiyat farkını iddia eden ve ispat yükü kendisinde olan davalının davasını kesin delillerle ispat etmesi gerektiği ancak davalı tarafça başkaca yazılı ve kesin delil sunulmadığı, yine davacı tarafın 1.205,59 TL’yi cari hesap kayıtlarına eklediği ancak ticari defter ve kayıtlarına eklemediği, 280,67 TL’yi alacak kaydı olarak eklediği ancak cari hesap ektresine kaydetmediği ve alacağının 9.712,29 TL olarak bilirkişi raporu ile tespit edildiği bu sebeple davanın kısmen kabulüne, Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 9.712,29TL üzerinden devamına karar verilmiş olup, alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, İİK 67/2 maddesi uyarınca asıl alacağın %20 si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 9.712,29TL devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-9.712,29TL %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 663,44TL ilam harcından peşin alınan 134,79TL harcın mahsubu ile bakiye 528,65TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 35,90TL Başvuru Harcı, 134,79TL Peşin Harç olmak üzere toplam 170,69TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 900,00TL bilirkişi ücreti, 334,10TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.234,10TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.070,31TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.486,26TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.