Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1311 E. 2019/654 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1311 Esas
KARAR NO : 2019/654

DAVA : İtirazın İptali ( Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 28/05/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 03/12/2018 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalıya satılıp teslim edilen emtia karşılığı düzenlenen üç adet faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız oludğunu, emtianın teslim edildiğini, faturaarın kargo aracılığıyla tebliğ edildiğini, para borçları yönünden alacaklının yerleşim yeri icra dairesinin yetkili olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıcevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu savunarak, yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ ve GEREKÇE : Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı… Vs.
Takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine satım bedeli olan 18.373,45 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde icra dairesinin yetkisi ile borca itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yanca, faturalar ile emtianın teslimine ilişkin kargo evrakları sunulmuş, mahkememizce ilgili kargı şirketlerine yazılan yazı cevapları dosyaya konulmuştur.
Davalının tacir olup olmadığı ilgili vergi dairesine sorulmuş, cevabi yazıda, davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK.’nın 4. Maddesinde düzenlenmiş olup, anılan madde uyarınca her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklı uyuşmazlık ve çekişmesiz yargı işleri olarak düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra maddenin alt bendinde sayılan davalarda ticari sayılmıştır. Davalı yan, tacir olmadığından uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan kaynaklandığı söylenemez. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin …. Hukuk Dairesi’nin …. esas karar sayılı ilamında; belirtildiği üzere görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, itiraz edilmese dahi yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınmalıdır.
T.T.K.’nun 14.maddesine göre “bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Yasa’nın 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’unun 3. maddesinde, esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nun 1463.maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir. Yapılan incelemede, davalının işletme hesabına göre defter tututğu, gelirinin bilanço esasına göre defter tutmaya yeterli olmadığı, davalının faaliyetinin esnaf faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bir kısım dava ve işlerin tarafların tacir olup/ olmadığına bakılmaksızın ticaret mahkemelerince görüleceği TTK.’nın 4. Maddesinde düzenlenmiş olup, eldeki dava satım nedeniyle düzenlenen faturaların tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali olup, maddede sayılan dava türleri arasında bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkememiz dava konusunda uyuşmazlığa bakma konusunda görevli olmayıp, uyuşmazlığa bakma görevinin asliye hukuk mahkemesi’ne ait olduğundan, göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.