Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1262 E. 2019/124 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1262 Esas
KARAR NO : 2019/124

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/11/2009
KARAR TARİHİ : 06/02/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 07/02/2019
Büyükçekmece …Asliye Hukuk Mahkemesinin…. Esas, …. Karar sayılı tazminat davasının İş bölümü itirazı kararı gereğince, dosya mahkememize tevzi edildiği, Menfi tespit davasında mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davacı davasının Reddine ilişkin verilen … Esas sayılı , Karar sayılı, 28/12/2011 tarihli kararının temyizi üzerine gönderildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın …. Esas sayılı, …. Karar sayılı 03/10/2013 tarihli kararı ile bozulmuş olmakla yapılan yeni yargılaması sonucunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 04.11.2009 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı ile eski malik … arasında …. ….yolu Mevkii …. parsel ile…. …. Köyü Bababurnu …. parsel için düzenleme şeklinde kat karşılığı satış vaadi ve İnşaat Yapım Sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin eski malikten gayri menkulleri satın alarak sözleşme haklarına halef olduğunu, sözleşmeye göre inşaatın en geç 30.12.1995 tarihinde bitirilip teslim edilmesi gerekirken bu güne kadar inşaat bitirilip daire ve villalar müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin zarara uğradığını, kira kaybı olduklarını beyanla müvekkiline teslimi gereken 47,25 adet daire ve 21,6 adet villanın sözleşmeye göre teslim tarihi olan 30.12.1995 tarihinden itibaren oluşan kira kaybından şimdilik 1.000.000,00-TL nin işleyecek yasal faizi ile birlikte hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 04.01.2010 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili bulunduğu kooperatifin davacıyla yapmış olduğu bir sözleşme olmadığından, sözleşmeye taraf olmayan bir kişinin sözleşmeye dayanarak hak talep etmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla davacının aktif husumet ehliyeti olmadığından davanın bu sebeple reddinin gerektiğini, davacının talep ettiği alacağın 30.12.1995 tarihinde doğduğu ve muaccel olduğu ileri sürülmüş olmakla TBK 126. Maddesi gereği 5 yıllık zaman aşımı süresi dolduğundan davacının talep ettiği alacağın zaman aşımına uğradığını, dava konusu birinci parsel (yen….) için bir gecikme mevcut olmadığını, ikinci parsel için sözleşmeye göre imar izni verilmediğinden ve imar izni verilmeyen bir yerde de inşaat yapılamayacağından sözleşmedeki edimler arası dengeler de değiştiğinden ve sözleşme tarafınca taşınmazda devri edilerek edimin ifası kendi açısından imkansızlaştırmaya çalışıldığından, inşaatın yapılamadığını, bu sebeple sözleşme tarafın değiştirme hakkı ve yetkisi bulunmayan kişinin bunu yapması sözleşmenin bu parselde uygulanıp uygulanamayacağını muallakta bıraktığından gecikmeden kaynaklanan bir istemde bulunamayacağını, dolayısıyla da bu konuda kooperatifin hiçbir kusurunun olmadığını, faiz istenebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi gerektiğini, temerrüde düşürücü hiçbir ihtar olmadığından faiz istenemeyeceğini, bu sebeplerden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi tespit davasında mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davacı davasının Reddine ilişkin verilen …. Esas sayılı , Karar sayılı, 28/12/2011 tarihli kararının temyizi üzerine gönderildiği, Yargıtay ….. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın …. Esas sayılı, …. Karar sayılı 03/10/2013 tarihli kararı ile bozulmuş olmakla yapılan yeni yargılaması sonucunda,
Mahkememizce bozma doğrultusunda gerekli eksiklikler giderilmiş, davacı taraf 25/03/1998 tarihli alacağın temliki ve devri sözleşmesini dosyaya ibraz etmiş, ayrıca mahkememize verdiği, 30/12/2013 tarihli dilekçesiyle de, dava konusu İstanbul …. ilçesi, …. yolu mevki …. pafta…. ( …..) parsellerle ilgili mülkiyet hakkını davacı …’ya satış ve devir ettiğini, bu parsellerle ilgili olarak … İle yaptığı İstanbul ….. Noterliğinin 14/05/1992 tarihli ve …. yevmiye numaralı düzenleme şeklinde kat karşılığı gayrimenkul satış vadi ve inşaat yapım sözleşmesinden doğan bütün haklarını davacı …’ya temlik ettiğini yazılı olarak beyan etmiş ve bu beyanını imzası ile doğrulamıştır.
Dosyada toplanan delilerle davacı …’nın taşınmazı, dava dışı …’dan 1998 yılında satın aldığı ve satın almadan sonra eski malik 25/03/1998 tarihli sözleşme ile taşınmaz üzerinde bulunan bütün hak ve vecibelerini, ayrıca davalı ile imzalanan gayrimenkul satış vadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan tüm haklarını davacı …’ya temlik ettiği, davacının aldığı temlikname doğrultusunda, sözleşmeden doğan her türlü haklarını kullanmaya yetkili olduğu ve eski malikin davacı ile yaptığı sözleşmeden doğan geç teslime ilişkin kira kaybı ile ilgili davalıdan talepte bulunma hakkının olduğu ve dosyada toplanan deliller, iddia savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile davalının sözleşmeden doğan edimlerini zamanında yerine getirmediği sözleşmede belirlenen süre içerisinde inşaatı tamamlayıp teslim şartını yerine getirmediği, taşınmazın halen davalı tarafından bitirilip teslim edilmediği ve davacının da malik ve temlik alan sıfatıyla geç teslimden doğan kira kaybını talep etme hakkının olduğu, usul ve yasaya uygun hükme yeterli bilirkişi raporu doğrultusunda bilirkişilerce belirlenen kira kaybının talep edebileceği gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak 1.000.000-TL kira kaybının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş, iş bu kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …..HD ….. esas …. karar sayılı ilamıyla “Davalı süresinde zaman aşımı def’inde bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesine dayalı gecikme tazminatı talebine ilişkin olup BK 126/4 maddesi gereğince 5 yıllık zaman aşımı süresine tabidir; bu durumda mahkemece dava tarihinden geriye dönük 5 yıl için hesaplama yapılarak davalının sorumlu olacağı kira miktarı belirlenip buna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Mahkememizce, daha önce verilen karara esas alınan 05/04/2011 tarihli bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor kapsamında belirlenen kira kaybı tespit ve hesaplamasına göre dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için yapılan hesaplama kapsamında davacı tarafın talep edebileceği alacak miktarının toplam 2.243.846-TL olduğu belirlenmiş, bu bağlamda yapılan hesaplama kapsamında ayrıca bozma ilamı gereğince bilirkişi heyetinden ek rapor alınmamıştır.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere bozma ilamından önce verilen kararda hükme esas alınan ve dosya kapsamına uygun bulunan ….ve arkadaşları tarafından düzenlenen 05/04/2011 tarihli rapordaki hesaplama kapsamında dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için davacı tarafın talep edebileceği kira kaybı alacağının toplam 2.243.846-TL olduğu, belirlenen bu miktarın talep edilen 1.000.000-TL’den daha fazla olduğu dikkate alınarak ve taleple bağlı kalınmak koşuluyla 1.000.000-TL kira kaybının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile taleple bağlı kalınarak 1.000.000-TL kira kaybının dava tarihi olan 04/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 68,310-TL ilam harcından peşin alınan 13.500,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 54.810,00-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, (ancak 13/07/2015 tarihinde harç tahsil müzekkeresi yazıldığından yeniden yazılmasına yer olmadığına).
3-Davacı tarafından yapılan 14.934,80-TL (Tevzide dava açma gideri, tebligat-posta gideri, bilirkişi ücreti, keşif harcı-araç ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 134,00-TL temyiz masrafının (temyiz harcının iadesine karar verildiğinden yalnızca posta masrafı), kararın davalı tarafın lehine bozulduğu dikkate alınarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 53.950,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/02/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır