Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1239 E. 2019/273 K. 05.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1239 Esas
KARAR NO : 2019/273

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2018
KARAR TARİHİ : 05/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ:28/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı şirket arasında 28/08/2008 tarihli ….. numaralı satın alım sözleşmesi ile teslimatları 2013 ve 2014 yılları olan iki adet ….. tipi uçağın alımına ilişkin sözleşme yapıldığını, müvekkilinin sözleşme gereğince, 2010 yılı ortasına kadar davalıya 3.502.000,00 USD avans ödemesi yaptığını, ancak müvekkilinin ekonomik krizden etkilenerek dokuz uçaktan oluşan filosunu iki uçağa düşürerek operasyonlarının önemli bir kısmını askıya aldığını bu nedenle avans ödemelerini yapamayacağını 10/06/2011 tarihinde davalıya bildirerek genel satış anlaşmasının 10.1 maddesi gereği feshini ve sözleşmenin 10.2 maddesi gereği avansın geri ödenmesini talep ettiğini, davalının feshi kabul ederek 900.000,00 USD tutarındaki meblağın kendi hesaplarında tutma koşuluyla feshi kabul edeceklerini aksi halde avans ödemesi yapılmayacağını bildirmeleri üzerine müvekkilinin zor durumda olması nedeniyle feshi anlaşması imzalamak zorunda kaldığını, 2.580.142,00 USD’nin iade edilmesine rağmen bakiye miktarı müvekkilin müzayaka halinde yararlanarak elde tutulmasının kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin maddi durumunun kötüleşmesi üzerine uçuş lisansının iptal edildiğinin idari karara karşı yapılan itirazın Ankara …. İcra Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasıyla reddedilerek kesinleşmesi üzerine müvekkilinin artık uçak almaya ihtiyacı ¸
kalmadığını, davalı uhdesinde tutulan 900.000,00 USD’nin 21 gün içerisinde iadesi için email yolu ile ihtar keşide edilmesine rağmen bu miktarın ödenmediğini ileri sürerek şimdilik 1.000,00 USD’nin faizi ile birlikte tahsil edilmesinin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini taraflar arasındaki sözleşmenin ayrılmaz parçasını teşkil eden genel hükümleri 12.3 maddesi uyarınca ABD Washington Eyalet’inin maddi hukukuna tabi olduğunu düzenlendiğini bu durumda 5718 sayılı Kanunun 24. Maddesi gereğince kararlaştırılan hukukun uygulanması gerektiğini 5718 sayılı Kanunun 40. Maddesi gereğince Türk Mahkemelerinin milletler arası yargı yetkisinin sözleşme açısından bulunmadığını, HMK’nın10. Maddesi gereğince uçak imar ve teslim ediminin ve para ediminin ABD’de ifa edileceği için Türk mahkemelerinin yetkili olmadığı genel hükümlerin 6.2. Maddesinde de teslimat yerinin Washington Eyalet’i olduğunun kararlaştırıldığını, HMK’nın 9. Maddesi dikkate alındığında müvekkilinin yerleşim yeri, merkezi şubesi veya mal varlığının da Türkiye de bulunmadığı dikkate alındığında Türk Mahkemelerin yargı yetkisi bulunmadığını müvekkil şirketin tebligat gönderilen Boeing İnternationel’den farklı bir alanda faaliyet gösteren ayrı bir tüzel kişi olduğunu savunarak davanın usul ve esas yönünden reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: taraflar arasında düzenlenen 28/08/2008 tarihli ….. nolu sözleşme ile davalının, davacıya iki adet uçak sattığı, sözleşmenin eki olan genel şartlarda, genel şartların 12.3. Maddesinde, maddi hukuk olarak Washington Eyaleti hukukun uygulanacağı belirlenmiştir. (MÖHUK 24. MADDE) . Sözleşme gereğince davacı davalıya 3.502.000,00 USD avans ödemesi yapmıştır. Yine taraflar arasındaki sözleşmenin 6.2. Maddesinde uçak teslimatının Washington Eyaleti’nde yapılacağı kararlaştırılmıştır.
5718 sayılı MÖHUK’nun 40. Maddesi gereğince ” Türk Mahkemelerinin milletler arası yetkisini, iç hukukun yer itibari ile yetki kuralları tayin eder”. Somut olayda Türk mahkemelerinin milletler arası yetkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi amacıyla HMK’nın 5 ve devamı maddelerinde düzenlenen yetki kurallarının değerlendirilmesi gerekmektedir, HMK’nın 6. Maddesi gereğince genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihindeki yerleşim yeri mahkemesidir. Madde kapsamında davalının yerleşim yeri Türkiye’de bulunmadığından bu yetki kuralının uygulanması mümkün değildir. Anılan kanunun 9. Maddesinde Türkiye’de yerleşim yerinni bulunmaması halinde yetki kuralı düzenlenmiş olup Türkiye de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme, davalının Türkiye’deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Ancak diğer özel yetki halleri saklı kalmak üzere, mal varlığı haklarına ilişkin dava uyuşmazlık konusu mal varlığı unsurunun bulunduğu yerde de açılabilir. Maddenin değerlendirilmesinde davalının Türkiye’de mutad meskeni, acentesi, irtibat ofisi vb. Tebligat adresi ile mal varlığının bulunduğu davacı tarafından ileri sürülmemiştir. HMK’nın 10. Maddesi gereğince sözleşmenin ifa edildiği yer de yetkilidir. Sözleşme hükmü uyarınca uçakların teslim yeri Washington Eyaleti olup, para borcunun da alacaklının yerleşim yerinde ödeneceği ilkesi gözetilerek belirtilen madde ile TBK’nın 89. Maddesi kapsamında mahkememizin yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili duruşmadaki beyanında davanın asıl sözleşmeye dayalı olarak açılmadığın 2011 yılındaki fesih sözleşmesine dayalı olarak açıldığını bu nedenle esas sözleşmedeki yetkiye ilişkin düzenlemelerin uygulanamayacağını ileri sürmüştür. Fesih sözleşmesinin incelenmesinde bu sözleşmenin, esas sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olduğu, sözleşme ile taraflar arasındaki uçak satım sözleşmesinin fesh edilerek 900.000,00 USD’nin
alıkonduğu bakiyenin ise iade edildiği görülmüştür. Bu sözleşme dikkate alınsa dahi Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunmadığı anlaşılmıştır.
HMK’NIN 114/1-a maddesi gereğince Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunmaması dava şartıdır. Yukarıda yapılan açıklamalar MÖHUK’nın 40. Maddesi yollamasıyla HMK’nın 6 ve devamı maddelerine göre yapılan inceleme taraflar arasındaki sözleşmede seçilen maddi hukuk ve belirlenen ifa yerleri dikkate alındığında Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunmadığı anlaşılmakla davanın usul yönünden ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk dairesi …. E.k sayılı kararı ile Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …..-… Ek. Sayılı kararı)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunmaması nedeniyle HMK’NIN 114/1-a ve 115 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Peşin alınan 91.76TL harçtan alınması gereken 44,40TL harcın mahsubu ile geriye kalan 47,36TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereğince hesaplanan 2.725,00TL Maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar vermeye yer olmadığına,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 05/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır