Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1194 E. 2019/57 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/559 Esas
KARAR NO : 2019/43

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 09/06/2016
KARAR TARİHİ : 16/01/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 17/01/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 09/06/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin hissedarı olduğunu, davalıların ise dava konusu şirketin yöneticisi olduğunu, yöneticilik görevinin fiilen davalı … tarafından yürütüldüğünü, davalı taraf TTK 390.maddesine aykırı olarak şirketin tek mal varlığı olan taşınmazını sattığını, davalı tarafın eylem ve işlemleriyle şirketi zarara uğrattığını, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmak için Bakırköy….ATM …esas sayılı dosyası ile de dava açtığını, bu bağlamda davalı tarafın dava konusu şirketi yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, bir dönem davacının da dava konusu şirketi yönettiğini, kendisi aleyhine Bakırköy ….ATM ….esas sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını, kendisine karşı açılan davaları semeresiz bırakmak için iş bu davayı açtığını, ayrıca şirketin taşınmazının borçların tasfiye edilmesi amacıyla satıldığını, şirketin faaliyeti olan petrol istasyonu işletmeciliğinin halen devam ettiğini, müvekkillerinin yönetim ve temsil yetkisini kaldırmasını gerektirir haklı bir neden bulunmadığını, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından davalılar aleyhine TTK 630/2 maddesi gereğince haklı sebebe dayalı olarak yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılması amacıyla iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.

Dava konusu şirkete ait sicil kaydının celp ve tetkikinde davalı tarafın şirket temsilcisi olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti … ve arkadaşlarına tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 10/08/2018 tarihli raporlarında dava konusu şirketin borçlarının ödenmesi için sermaye artışı veya gayrimenkullerinin satışının gerekip gerekmediği yönünde bir tespit ve değerlendirmenin yapılamadığı, şirketin aktifinde yer alan taşınmazın rayiç değerinin altında satıldığının Bakırköy ….ATM… esas sayılı dosyasında aldırılan rapor ile belirlendiğini teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Her ne kadar bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu raporda, Bakırköy ….ATM… esas sayılı dosyasında düzenlenen rapora istinaden şirkete ait taşınmazın rayiç değerinin altında satıldığı hususunda tespitte bulunmuş ise de; iş bu rapora davalı tarafın yapmış olduğu itiraz sonucunda Bakırköy ….ATM… esas sayılı dosyasında …. ve arkadaşları tarafından düzenlenen ek raporda taşınmazın rayiç bedeliyle ilgili yanlış değerlendirme yaptıklarını, sonuç itibariyle davacı tarafın ayrılma akçesinin 694.619,21-TL olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişler, böylece taşınmazın iddia edildiği gibi şirketi zarara uğratacak şekilde düşük bedelle satıldığı hususunun sabit olmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalılar aleyhine TTK 630/2 maddesi gereğince davalı yöneticilerin yönetim hakkını ve temsil yetkisinin kaldırılması amacıyla dava açıldığ, toplanan deliller ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre davalıların temsil yetkisinin kaldırılmasını gerektirir haklı sebeplerin varlığının ispatlanamadığı, davalı yöneticilerin eylem ve işlemleri nedeniyle şirketin zararına hareket etmeleri halinde kendilerinin ibra edilmeyerek tazminat sorumluluğu yoluna başvurulabileceği, kaldı ki davacı tarafın da şirket ortaklığından ayrılmak amacıyla Bakırköy ….ATM… esas sayılı dosyası ile dava açtığı, ayrılma akçesinin de ek rapora göre 694.619,21-TL olarak belirlendiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit görülmeyen davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 44,40-TL ilam harcından peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/01/2019

Başkan … ¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Katip … ¸e-imzalıdır