Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1147 E. 2019/1207 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1147 Esas
KARAR NO : 2019/1207

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2018
KARAR TARİHİ : 07/11/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Dava konusunun Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ….. E sayılı dosyası ile yapılan icra takibine vaki itirazların iptaline; takibin devamına karar verilmesi talebi olduğunu, dava dışı ….. Gıda ve Tekstil Ltd Şti ile müvekkil banka arasında ….. nolu kredi sözleşmesinin imzalandığı, davalıların bu kredi sözleşmesine müteselsil kefil olduklarını, takibe konu borçlu şirketin kullandığı kredileri geri ödemediğinden hesabının kat edildiği; bu nedenle müteselsil kefiller davalılar ve Borçlu şirket hakkında Bakırköy ….. İcra müdürlüğünün ….. Esas sayili dosyasi üzerinden İcra takibine başlandiği ancak borçlularin takibe 05.03.2015 tarihinde İtiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, davalıların haksız olduklarını, şirketin söz konusu krediyi kullandığını ve geri ödemediğini iddia ettiklerin belirterek Bakırköy ….. İcra müdürlüğünün ….. Esas dosyasına borçlunun itirazlarının iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davasının itirazın alacaklıya tebliğinden bir yıl içinde açılabileceğini, kefillerin borçlu şirketin ortaklığından ayrıldıkları tarihten sonra ileri-sürülen borçlardan sorumlu olmadıklarını, bankanın yeni üşterisine çek karnesi verirken yeni bir sözleşme yapma ve çek bedellerini müşteriden nakit olarak depo etme yükümlülğü bulunduğu; Davaya konu sözleşmede depo etme yükümlülüğüne ilişkin herhangi bir ibare olmadığını, taraflar arasında geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığı; Kefalet sözleşmesinde kefaletin belirli veya en azından kefaletin verildiği anda belirlenebilir olması halinde geçerli olacağını, Yargıtay 19. hukuk dairesinin 2016/13472E 2017/7537 Karar ve 01.11.2017 tarihli içtihatında Genel Kredi Sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağına ilişkin açık hüküm bulunmadığından davalı bankanın Gayri Nakdi alacak yönünden kefilden isteminin isabetsiz olduğu yönünde karar bulunduğunu, davacı bankanın asıl borçluya verilen çek karneleri ile hamile ödemek zorunda kalacağı yasal sorumluluk bedelleri ve meri teminat mektubu bedelleri yönünden kefilden depo talebinde bulunabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kefilin sorumluluğuna ilişkin açık hüküm bulunması gerektiğini, dava konusu sözleşmelerin Genel İşlem Koşulları Haksız Şart kapsamında olduğu ve banka tarafından müvekkillerden bilgilendirilmediği müzakere edilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.Davacı taraf taahüt bedellerinin davacı banka tarafından ödenmesi nedeniyle davalıdan tahsiline yönelik icra takibinde bulunduğu davalı tarafın ise davacıya borçlu bulunmadıklarını söyleyerek genel olarak borcu itirazla takibi durdurdukları davaya verilen cevapta yasal sürede davanın açılmadığı iddiasında bulundukları yapılan incelemede davanın 22.11.2018 tarihinde açıldığı yasal süresinde açılan davanın yapılan yargılamasında dosya banka bilirkişisine tevdi edilerek davalıların kefaletlerinin limiti ve talepten sorumlu tutulup tutulamayacakları yönünde inceleme yaptırılmıştır.
Bilirkişi mütalaasında 29.06.2012 tarihli 100.000 Tl limitli Genel Kredi sözleşmesinde davalıların da kefaletname imzalayarak nakdi ve gayrinakti krediler yönünden dava dışı …… ve Tekstil LTD ye kredi kullandırıldığı,
Şirketten ayrılmış olmanın tek başına kefaleti sonlandırmayacağı ,bankanın çekin karşılıksız kalması halinde hamile kanunda öngörülen tutarı ödemek zorunda olduğu ve hamile yapılan ödeme ile nakdi krediye dönüşerek kefillerden de istenebileceği,
Yapılan inceleme 1120 TL nakdi alacak tespit edildiği,belirtildiğinden,Bilirkişi incelemesi ile sabit olduğu gibi,davalıların şirketten ayrılmış olmalarının kefilliğe halel getirmediği,kefillikten ayrılmanın ayrı bir prosedüre tabi bulunduğu ,davacı bankanın hamile yaptığı ödeme miktarı olan 1120 Tl nakti alacağa dönüşmesi nedeniyle davalı kefillerden tahsilinin gerekeceği anlaşılmakla dava kabul edilmiş,likit alacak itiraza uğradığından %20 inkar tazminatı ile takipten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte oluşturulan hüküm aşağıda gösterilmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, Bakırköy ….. İcra Dairesinin …. sayılı dosyasında davalı tarafın 1.120,00TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına,
2-1.120,00TL’sına takipten tahsile kadar ticari avans faizi uygulanmasına,
3-1.120,00TL’sına %20 icra inkar tazminatı uygulanmasına,
4-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 76,50TL ilam harcından peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 40,60TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf edilen 500,00TL bilirkişi ücreti, 84,00TL posta masrafı, 35,90TL başvuru harcı, 35,90TL peşin harç olmak üzere toplam 655,80TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.120,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı; alacak miktarı Kesinlik sınırının altında kaldığından HMK 362. maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.07/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.