Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1118 E. 2019/231 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1118 Esas
KARAR NO : 2019/231

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2016
KARAR TARİHİ : 26/02/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilinin 29/02/2016 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı…. İnş.San.Tic.Ltd. Şti.nin İstanbul, ….ilçesindeki projesi kapsamında başlattığı Babil Kulelerindeki inşaattan C-2 Blok 2.Kat 24 nolu bağımsız bölümü 14/06/2011 tarihinde karşılıklı imzaladıkları sözleşme ile satın aldığını, müvekkilinin her ay ödemek üzere davalı tarafa senetleri imzalayarak verdiğini, dava dışı şirketin sözleşmeye uymayarak inşaata başlamadan ortadan kaybolduğunu, müvekkilinin Zeytinburnu …Noterliğinin 27/5/2013 tarih, …. yevmiye nolu ihtarnanesini göndererek sözleşmeye yer alan taahhütleri yerine getirmediğinden dolayı uhdesinde olan senetleri ödemeyeceğini dava dışı şirkete bildirdiğini, müvekkilinin dava dışı şirket hakkında uhdesinde kalan 27 adet senetten borçlu olmadığına dair İstanbul ….Tüketici Mahkemesinin…. E.sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açtığını, dava dışı şirketin işbu senetleri ciro ederek piyasaya sürdüğünü, inşaatı yapım işini üstlenen yeni firma ….İnşaat şirketinin müvekkilinin ricası üzerine piyasada bulunan 24 adet senedi topladığını, ancak 14/05/2011 düzenlenme tarihli, 22/09/2014, 22/10/2014, 22/11/2014 vade tarihli1.035,00-TL meblağlı 3 adet senetlere tüm çabalara rağmen ulaşamadığını, müvekkilinin maaşına haciz konulması için çalıştığı işyerine gelmesi ile Bakırköy … .İcra Müdürlüğünün …. E.sayılı icra dosyasından haberdar olduğunu, dava dışı şirketin 3 adet senedi davalıya ciro ettiğini, icra takibinde ödeme emrinin 04/11/2015 tarihinde muhtara tebliğ edildiğini ve müvekkilinin bu takipten haberdar olmadığını, bu nedenle de icra takibine karşı yasal itirazını yapamadığını, İstanbul … .Tüketici Mahkemesinin…. E.sayılı dosya ile dava dışı şirket aleyhine ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu kararın icra dosyasına sunduklarını ve takibin durdurulmasını talep ettiklerini ancak icra dairesince talebin reddedildiğini, bu nedenle müvekkilinin borçlu olmadığının tesptine, müvekkil aleyhine haksız başlatılan Bakırköy …İcra Dairesinin …. E.sayılı icra dosyasında müvekkilinin maaşı ve taşınmazları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına ve eski hale iadesine, icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı ile tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı Vekilinin 05/09/2016 tarihli dilekçesinde özetle; Her şeyden önce şunu açıklamak isteriz ki davacı ile dava dışı şirketler arasında yapılan sözleşmede de müvekkil şirket taraf olmadığı, Müvekkilin taraf olmadığı bir sözleşme müvekkil açısından hukuki bir sonuç doğurmayacağı, Müvekkil şirket yasal hamil olduğundan davacının lehtara karşı ileri sürebileceği def’ileri müvekkil şirkete karşı ileri süremeyeceği, Müvekkilim dava konusu senetleri yasal ciro silsilesi içerisinde dava dışı…. İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti den alacaklarına karşı almış ve iyiniyetli olduğu, Davacının itirazına gerekçe oluşturan İstanbul …. Tüketici Mahkemesinin…. Esas sayılı kararında müvekkil şirket taraf olmadığından, bu karar müvekkil şirket açısından kesin hüküm oluşturamayacağı gibi, bu mahkemenin vermiş olduğu senetlerin iptali yolundaki kararı da müvekkil açsından kesin bir hüküm oluşturmayacağı, İstanbul …. Tüketici Mahkemesi vermiş olduğu…. Esas sayılı dosyadaki kararı da usul ve yasaya uygun bir karar olmadığı, Şöyle ki mahkeme açılmış olan o davada davacının davalıya borcunun olmadığını tespit ile yetinmesi gerekirken yasal hamil olan kişileri de mağdur edecek şekilde bonoların iptaline karar veremeyeceği, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 02.12.2008 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı kararında şöyle demektedir: “Kaldı ki dava, keşideci tarafından lehtara karşı açılmış menfi tespit davası olarak nitelendirilmesi halinde de çeki ciro yolu ile elde etmiş iyi niyetli çek hamilini bağlayacak şekilde çekin iptaline karar verilemeyeceği, Ancak davacının lehtara olan davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermekle yetinilmesi gerektiği, Mahkemece bu nedenlerle davanın reddine, şayet dava menfi tespit davası olarak nitelendirilirse, sadece davalı yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, keşideci tarafından lehtar hasım gösterilmek suretiyle açılan çek iptaline ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu, Bu karardan da anlaşılacağı gibi, müvekkilin taraf olmadığı ve kararı temyiz etme olanağı bulunmayan bir davadan dolayı verilmiş olan iptal kararının (kesinleşmiş olsa dahi) yasal ve iyi niyetli hamil olan müvekkil açısından bir geçerliliği yoktur. Sadece tarafları bağlayan iptal kararı bonoların kambiyo niteliğini yitirmeyeceği Bu nedenle yapmış olduğumuz kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi usul ve yasaya uygun olduğu, Müvekkil şirket iyiniyetli yasal hamil olup yapılan takip de kambiyo hukuku gereğince yapılmış olan bir takip olduğu, Yeni 6102 sayılı TTK nun 778. Maddesi (Eski 6762 sayılı TTK 690) yollamasıyla aynı kanunun 687. Maddesi (Eski Kanunu 599) maddesi) uyarınca poliçeden dolayı kendisine müracaat edilen kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def’ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; ancak hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde bu def’iler ileri sürülebileceği, açıklanan nedenlerle yargılama aşamasında da ortaya çıkacak hususlar karşısında takibin durdurulmasına ilişkin kararın kaldırılarak takibin devamı ile davacının davasının REDDİNE, davacının alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahküm edilmesine, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında ön inceleme zabtı düzenlenmiş, delil bildirimi için taraflara süre verilmiştir. Davacı vekili 26/02/2019 havale tarihli dilekçesi ile, tarafların sulh olması ve davalı vekilinin davayı kabul etmesi karşısında yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığını, dava dilekçesindeki tedbir, menfi tespit hacizlerin kaldırılması ve kötü niyet tazminatı talebinin devam ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili aynı tarihli dilekçesinde davayı kabul ettiğini beyan etmiş olup, dosyada bulunan Bakırköy 19. Noterliğinin 23/11/2015 tarih, … yevmiye sayılı vekalette kabul yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 308.maddesi gereğince kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesi olarak düzenlenmiştir. Davanın kabulü HMK’nın 309 ve devamı maddelerinde belirtilen usulde yapılmış olup, 311.maddesi gereğince kabul, kesin hüküm gibi sonuç doğurur, bu durumda mahkememizce davalı vekilinin kabul beyanı karşısında davanın kabulüne, davacının, dava konusu kambiyo senetleri nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı vekilinin beyanı karşısında yargılama giderlerinin yapan taraf üzerinde bırakılmasına, taraf vekillerinin beyanı ve takibin kötü niyetli olmaması nedeniyle icra inkar-kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının, davalı vekilinin kabul beyanı doğrultusunda kabulü ile davacının bakırköy …. . İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında ve bu dosyada takibe konu edilen 14/05/2011 düzenleme tarihli 22/09/2014 vade tarihli 1035TL bedelli, 14/05/2011 düzenleme tarihli 22/10/2014 vade tarihli 1035TL bedelli, 14/05/2011 düzenleme tarihli 22/11/2014 vade tarihli 1035TL bedelli bonolar ve ferileri yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Taraf vekillerinin açık beyanları nedeniyle tazminat talepleri konusunda karar vermesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu’na göre kabul ön inceleme tutanağının düzenlenmesinden sonra gerçekleştiğinden belirlenen 296,02TL ilam harcından peşin alınan 74,01TL harcın mahsubu ile bakiye 222,01TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraf vekillerinin beyanı nedeniyle yapan taraf üzerinde bırakılmasına, taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iade edilmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/02/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.