Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1077 E. 2019/1139 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1077 Esas
KARAR NO : 2019/1139

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2015
KARAR TARİHİ : 21/10/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 22/10/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 20/04/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı şirkete ait kumaşların pantolon olarak dikilip kendilerine teslim edilmeleri kapsamında aralarında mevcut olan ticari ilişki nedeniyle 22.784,00TL alacakları bulunduğunu, iş bu alacağa karşılık davalı tarafından 13.000,00TL ödemede bulunduğunu, bakiye 9.414,61TL ‘nin ödenmediğini, bu kapsamda davalı aleyhine yapılan icra takibine yönelik itirazın iptaliyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili yargılama aşamasındaki beyanlarında ; davacı tarafından fason olarak dikimi yapılan pantolonların ayıplı olarak üretildiğini, bu hususu davacı tarafa süresinde bildirdiklerini, ayrıca ayıp nedeniyle kendi müşterisine 6.647,78EURO indirim yapmak zorunda kaldığını, zararına karşılık davacı adına fatura düzenlediklerini, bu bağlamda ayıplı üretim nedeniyle davacıya herhangi bir borçlarının bulunmadığını, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …… Takip sayılı dosyasının celp ve tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine faturaya dayalı olarak ödenmeyen bakiye 9.414,61TL alacak üzerinden icra takibi yaptığı, davalı tarafın süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti …….(Tekstil Mühendisi) ile …….’e (Mali Müşavir) tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 26/03/2017 tarihli raporlarında “davacı tarafından üretilen pantolonların dikiminden dolayı ayıplı üretildiğinin, ayıptan dolayı davalının kendi müşterisine yapmak zorunda kaldığı 6.647,78EURO karşılığı 18.745,41TL baz alındığında davacı tarafın herhangi bir alacağı bulunmadığını” teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; taraflar arasında mevcut ticari ilişki nedeniyle davacı şirkete ait kumaşların davalı tarafından pantolon şeklinde dikilmek suretiyle aralarında eser sözleşmesi bulunduğu, davacı tarafın alacağına dayanak yaptığı faturalar kapsamında ki pantolonların dikiş ve imalatlarının ayıplı yapıldığı, iş bu hususun rapor düzenleyen Tekstil Mühendisi bilirkişi tarafından da ayrıntılı olarak belirlendiği, ayıplı imalat nedeniyle davalı tarafın muhatabı olan müşteriye 6.647,78EURO indirim yapmak zorunda kaldığı, iş bu indirim tutarı dikkate alındığında davacı tarafın ödenmeyen bakiye olarak herhangi bir alacağı kalmadığı, bu nedenlerle davalı tarafın aleyhine yapılan icra takibine yönelik itirazının haklı olması nedeniyle davanın reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin ise koşulları oluşmaması nedeniyle keza reddine karar verilmiş, iş bu kararın istinaf edilmesi üzerine İBAM …….HD ……. esas ……… karar sayılı ilamıyla; “Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı taraf, işin yapılıp teslim edildiğini, bakiye iş bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise işin ayıplı yapıldığını, müvekkilinin yurt dışı müşterisine fiyatta indirim yapmak zorunda kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı tarafından düzenlenen 22.784,39 TL bedelli yedi adet faturada toplam 3893 adet ürün teslim edilmiş olmasına rağmen, dosya kapsamında alınan 26/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda yalnızca davalı elinde bulunan 70 adet ürünün incelendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece tanık beyanlarını esas alarak tüm ürünlerin ayıplı olduğu yönünde görüş bildiren bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi yerinde olmamıştır. Ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı konusunda tanık dinlenmesi mümkün olmasına rağmen, ayıbın varlığı ile niteliği ve miktarı konusunda tanık dinlenmesi mümkün değildir. Ayıba ilişkin incelemenin bizatihi ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin tümü üzerinde uzman bilirkişi tarafından yapılarak, ürünlerin hangilerinin ayıplı olduğu, ayıbın kapsam ve derecesi ile bedelinin tespiti gerekir. Bilirkişinin ürünleri bizzat görmeden, sadece eldeki 70 adet ürünü inceledikten sonra, ihraç edildiği ileri sürülen ürünlerin de ayıplı olduğuna ilişkin düzenlediği rapora dayanılarak karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu durumda, bilirkişi tarafından ayıplı olduğu belirlenen eldeki 70 adet ürünün satış bedeli belirlenip, bu ürünlerin piyasada satılıp satılamayacağı değerlendirilerek, piyasada satılabilecek ise piyasa malı olarak satılabileceği bedel düşüldükten sonra kalan miktarın yönünden değerlendirme yapılması gerekirken, bu hususlar üzerinde hiç durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bunun dışında, davalı tarafından 28/02/2015 tarihli gümrük beyannamesi ve ekinde fatura sunulmuş ve davalı …… Tekstil tarafından Danimarka’da bulunduğu anlaşılan ……. isimli firma adına düzenlenen 27/02/2015 tarih ve ….. nolu faturada 3394 adet çeşitli tekstil ürünü için toplam 54.321,25 Euro bedel yazılmış, bu rakamın altına el yazısı ile 6.647,78 Euro iskonto yapıldığı yazılarak fatura bedeli 47.673,47 Euro olarak belirtilmiştir. Sunulan belgelerin kapsam ve niteliği göz önüne alındığında, sonradan el yazısıyla yazıldığı anlaşılan 6.647,78 Euro iskontonun gerçekte yapılıp yapılmadığı belli olmadığı gibi, yapılan iskontonun davacıya ait ürünler için yapılıp yapılmadığı ve dava konusu ayıplar nedeniyle yapılıp yapılmadığını da ispatlar nitelikte bulunmamasına rağmen, yurt dışı firma tarafından davalıdan dava konusu ürünler nedeniyle 6.647,78 Euro iskonto yapıldığı kabul edilerek davacı alacağından indirim yapılmış olması da hatalı” görülerek yerel mahkeme kararını kaldırmıştır.
Mahkememizce İBAM’ın kaldırma kararı kapsamında dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti ……. ve ……. düzenlemiş oldukları 01/07/2019 tarihli raporlarında özetle; “davacı tarafın kendi beyan ve kabulünde olan 9.208-TL alacaktan kaldırma kararı kapsamında ayıp nedeniyle yapılabilecek indirimin 1.851,50-TL olduğunu” teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın kendi beyanına göre mevcut olan ve asıl alacak olarak takip konusu yapılan 9.208-TL alacağından ayıplı olarak üretilen ve ayıplı ürünlerden dolayı davacı tarafın tahakkuk eden zararının bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda ayrıntısıyla belirtildiği üzere 1.851,50-TL olduğu, iş bu zararın mahsubundan sonra davacı tarafın talep edebileceği alacak miktarının 7.356,50-TL olduğu ve bu miktar üzerinden takibin devamına, davacı tarafın icra takibinden önce davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunmadığından TBK 117/1 maddesi gereğince icra takibinden önceki faiz isteminin reddine ve ayrıca davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin ise alacağın likit olmaması ve yargılama sonucunda belirlenmiş olması nedeniyle reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulüne, davalının, Bakırköy …..İcra Müdürlüğü’nün …… takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 7.356,50-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin alacağın likit olmaması ve yargılama sonucunda belirlenmiş olması nedeniyle reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 502,52-TL ilam harcından peşin alınan 113.71-TL harcın mahsubu ile bakiye 388,81-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davalıya yükletildiği halde davacı tarafından davanın açıldığı tarihte peşin olarak yatırılan 113,71-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.599,80-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri:32,40-TL, tebligat-posta gideri: 250,30-TL, bilirkişi ücreti: 1.200,00-TL, istinaf masrafı: 117,10”) yargılama giderinden, kabul-ret oranına göre 1.247,22-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan 99,40-TL avanstan kabul-ret oranına göre 21,86-TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.058,11-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davanın reddedilen kısmi yönünden kesin olmak üzere gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2019
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.