Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/820 E. 2021/694 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/820 Esas
KARAR NO : 2021/694

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/09/2017
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Mağdur çocuk ……………. doğumlu olduğu, futbol ile ilgilendiğini ve TFF tarafından verilen amatör futbolcu lisansına sahip bir futbolcu olduğunu, davaya konu ………….. plakalı yolcu minibüsün davalılardan ………… adına ruhsatlı olduğunu, …………. hattında çalıştığını, olay günü …………… isimli ehliyetli şoför tarafından kullanıldığını, 16/04/2017 günü saat:14:10 sıralarında ……….. istikametinden Avcılar istikametine doğru seyir halindeyken …………. Bulvarı ile ……….. Caddesi kesişiminde yaya olarak yürümekte olan müvekkiline çarparak yaralanmasına sebep olduğunu, mağdur çocuğun trafik kuralarına riayet ederek ışıkta beklerken ayağının üzerinde minibüsün geçtiğini, davalı minibüs şoförünün hızlı bir şekilde trafik kuralarına riayet etmeden araç ile hareket ettiğini ve kırmızı ışıkta durmadan aracını süratla sürdüğünü, ve çarptığını, mağdur çocuğun vücut bütünlüğünün bozulduğunu, ayağında zedelenme meydana geldiğini, ailesinin de ağır üzüntüsü nedeniyle manevi tazminat isteklerinin olduğu, minibüsün ………….. adına ruhsatlı olduğu Halk sigorta tarafından trafik sigortasının yapıldığını, mağdurun tedavi giderlerini kendilerinin karşıladığını, pek çok masraf yapıldığını, | ve 2 davalılar açısından her bir davacı için ayrı ayrı kişi başı 10.000 TL manevi tazminat ile 3.davalı açısından ise Trafik Kazası Sebebiyle Zorunlu Mali Sorumluluk sigortasından kaynaklanan kısmi olarak açtıkları şimdilik 5.000 TL oranında maddi tazminat ile kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmektedirler.

Davalı ……… Sigorta A.Ş. Vekili Tarafından Hazırlanan Cevap Dilekçesinde Özetle;Dava dilekçesinde bahsi geçen ………….. plakalı aracın 06/04/2017-13/07/2017 tarihleri arasında ………. numaralı ………… sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında ve poliçe limitin esas alınması gerektiği, dava konusu kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiği, ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığına gönderilerek kusur yönünde rapor alınması, davacı ……ün tedavi gideri ve geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplere itiraz ettiklerini, maluliyet oranının tespiti gerektiği, davacının gelir durumuna ilişkin bir belge ve bilginin dosyada olmadığını, bu nedenle asgari ücretin esas alınması gerektiği, müvekkil şirketten maddi tazminat talep etme haklarının olmadığını, en yüksek mevduat faiz türüne ilişkin taleplerinin kabul etmediklerini, davanın reddine ve masraf ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini iddia ve talep etmektedirler.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Söz konusu trafik kazasında davacının yaya olduğu, davalı …………’in minibüs hat sahibi, davalı ……………’nın şoför olduğu, sigorta şirketinin de bu aracın …….. kapsamında sigorta şirketi olduğu anlaşılmıştır.
16/04/2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle kusur durumunun incelenmesinde; ceza dosyasında ATK’ndan alınan raporda iki ihtimale dayalı olarak kusur belirlenmiştir. Ceza dosyasında verilen hükümde 2. Seçenek olan davacı yayanın kusursuz, şoförün ise asli kusurlu olduğuna ilişkin görüş benimsenmiştir.. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davacı yayanın kusursuz olduğu değerlendirilmiştir. Davalı sürücü ……………’nın sevk ve idaresindeki ………….. plaka sayılı minibüs ile trafik ışıklarına geldiğinde kendisine yanan kırmızı ışığı dikkate alıp durması gerektiği, kaplama üzerinde davacı yayaya yanan yeşil ışığa rağmen tedbirsizce ve dikkatsizce çarpması nedeniyle kazanın oluşumunda gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu nedenle asli tam kusurlu olduğu, davacı yaya ……………’ün karşıdan karşıya geçmek için trafik ışıklarına geldiğinde yanan yeşil ışık geçiş hakkını kullandığı sırada, yol üzerinde seyir halinde olan davalı sürücünün idaresindeki aracı kırmızı ışık ihlali yaparak trafik ışıklarında durmayarak yoluna devam etmesi nedeniyle davacı yayaya tedbirsizce çarptığı, davacı yayanın kazanın oluşumunda alacağı herhangi bir önlem olmadığı, bu nedenle atfı kabil bir kusurunun olmadığı kanaatine varılmıştır.
ATK 2. İhtisas Dairesinden maluliyete ilişkin rapor alınmış olup maluliyet oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin 4 haftaya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Yüksek Yargıtay 4.9.10.11.19. Hukuk Dairelerinin bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere maddi tazminatlar, kazalı davacının gerek kaza tarihindeki gerekse kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir.Davacının kaza sebebiyle uğradığı maluliyete rağmen yaşının da müsait olması sebebiyle kendisi ile birlikte tüm aile fertlerinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için ya bir işverene ait işyerinde hizmet akdi ile, ya da diğer değişik işlerde çalışmasını devam ettireceği ve elde etmesi gerek kazançlarının da yasal asgari ücretlerinin net tutarının altında olamayacağından kaza
tarihinden itibaren günümüze kadar geçen dönem içinde ülkemizde uygulanan yasal asgari ücretlere göre değerlendirme yapılmalıdır.
Davacı ………… ……….. doğumlu olup, 16.04.2017 kaza tarihinde 12 yıl, 6ay, 3 günden 13 yaşındadır.
– Bedensel zararlarda (818/BK.m.46 ve 6098/TBK.m.54)Geçici veya sürekli iş gücü kaybına uğrayan kişiler, hangi yaşta olurlarsa olsunlar, maddi tazminat isteyebilirler. Bugün kalıcı sakatlıklarda, kişinin bir işi ve kazancı olup olmadığına bakılmadığı gibi, kazançlarında bir azalma olmasa bile, aynı işi yaparken sakatlığı oranında zorlanacağından, daha fazla güç(efor) sarf edeceğinden tazminat isteme hakkı bulunduğu; ev kadınlarının ev hizmetlerini yaparken, küçük çocukların okullarına gidip gelirken, yaşlı ve emekli kişilerin günlük yaşamlarını sürdürürlerken sakatlıkları oranında zorluk çekecek olmaları tazminat isteğinin haklı nedenleri kabul edilmekte; buna “güç kaybı tazminatı” denilmektedir.
– Çalışma Gücünün Azalması (Geçici iş göremezlik)Kaza geçiren kişinin, tedavi gördüğü süre içinde iyileşinceye kadar çalışamaması ve bu yüzden iş ve kazanç kaybına uğramış bulunması “geçici iş göremezlik’tir. Geçici iş göremezlik süresi, yalnızca tıbbi tedavi süresi ile sınırlı değildir. Ayrıca iyileşme süresi içinde de söz konusudur ve bu süre tedavi süresinden daha uzun olabilir. Örneğin, hastaneden taburcu olduktan sonra, bir süre evde dinlenme gerekli görülebilir. İyileşme süresi, yapılan işe, mesleğe ve bedensel zararın türüne göre farklı olabilir. Bacağı kırılan bir kimse masa başı işler yapıyorsa onun iyileşme süresi kısa olacaktır. Ancak bedenini kullanarak çalışma durumunda olan kişinin iyileşme süresi uzayacaktır. Hele ağır işlerde çalışma durumu varsa iyileşme süresi daha da uzun olacak ve geçici iş göremezlik süresi buna göre belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında davacının henüz çocuk yaşta ve herhangi bir gelirinin olmaması nedeni ile geçici iş göremezlik zararının olamayacağı sonucuna varılmıştır.
Buna göre, maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Manevi tazminat miktarının nasıl belirleneceği konusu Yargıtay HGK.’nun 24.12.2014 tarih ve 2014/21-872 E., 2014/1086 K. sayılı kararında belirtilmiştir. Gerçekten de söz konusu karara göre; “…Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.” Somut olayda davacının söz konusu olay nedeniyle maluliyeti oluşmasa bile geçici işgörmezlik durumunun oluştuğu, amatör futbolcu lisansı bulunması ve kaza nedeniyle futbol oynayamadığı süre, kazanın psikolojik boyutu ile küçük ve anne babanın bu durumdan etkilenmesi gibi hususlar dikkate alındığında manevi tazminat talebinde haklı olduğu görülmüş ve tarafların sosyal ekonomik durumu, paranın alım gücü, geçici işgörmezlik süresi kapsamında hakkaniyete göre küçük için 3.000,00 TL, anne ve baba için 2.000’er TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebi yönünden davanın REDDİNE,
2-a-Manevi tazminat yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile 3.000,00TL manevi tazminatın davalılar …………… ve …………’den olay tarihi olan 16/04/2017 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …………e verilmesine,
b-2.000,00TL manevi tazminatın davalılar …………… ve …………’den olay tarihi olan 16/04/2017 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ………….’e verilmesine,
c-2.000,00TL manevi tazminatın davalılar …………… ve …………’den olay tarihi olan 16/04/2017 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ……………’e verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 119,55TL harcın harçtan mahsubu ile bakiye 60,25TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı sigorta şirketine verilmesine,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalılar ………… ve ……………’dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2021
Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır