Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/792 E. 2018/573 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/792 Esas
KARAR NO : 2018/573

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2017
KARAR TARİHİ : 10/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı şirketin distribütör olduğu, 826.694,00-TL kasko değerli … plakalı … model … marka otomobilin 21.824 kilometrede ike davalı şirketin Ankara Esenboğa yetkili şirketinde yapılan servis incelemesi sonrası 26.000 kilometre bakımı ve garanti uzatımı yapıldıktan sonra 2. El araç sahibi olan dava dışı kişiden 03.04.2017 günlü sözleşme ile satın alındığını; aracın 30.06.2017 tarihinde 32.151 kilometrede iken durdukyere stop ederek çalışmadığını, yetkili servisçe yapılan inceleme sonucu imalat arızasından kaynaklı motor arızasının belirlenerek arızasının ücretsiz onarıldığını, ancak yapılan bu işlemin aracın değerinde ciddi azalmaya neden olduğunu, şuandaki piyasa değerinin 600,00-TL olduğunu ileri sürerek 146.000,00-TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın pasif husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkiline yöneltilen davanın ithalatçı sıfatı ile yönetildiğini, ancak müvekkilinin aracın satıcısı veya ithalatçısı olmadığına, müvekkilinin aracı ilk satıcısı olmasına rağmen davanın müvekkiline yöneltilemeyeceğini, ayıba karşı tekefülden satıcının sorumlu olduğu bu nedenle davanın pasif husumet yönünden reddi gerektiğini, diğre yandan, TBK.231. Maddesi gereğince 2 yıl zamanaşımı süresinin dolduğunu, araçta üretim hatasından veya servis hizmetinden kaynaklı bir ayıp bulunmadığını, aracın satım ve kullanım süresi dikkate alınarak davacı veya diğer kullanıcıların hatasından kaynaklı nedenlerle arızalanmadığını, davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini, araçta meydana gelen arızanın onarılmış olması nedeni ile değer kaybı oluşmadığını, davacı tarafından ileri sürülen rakam ve değerlerin farazi olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:Dava, cevap dilekçeleri, bilirkişi raporları, hasar dosyaları, fatura ve tüm dosya kapsamı… vs.
Dosya içerisinde bulunan 03.04.2017 tarihli Sincan … Noterliği’nin … yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile davacının aracı dava dışı … Ltd.Şti.’den 746.000,00-TL bedel ile satın aldığı anlaşılmıştır. Araçtaki arıza üzerine davalı tarafından yapılan tamir ve motor değişikliğine ilişkin fatura ve belgeler dosya içerisine sunulmuştur.
Mahkememizce aracın ithali ve sahipliğine ilişkin yapılan araştırmada, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nün 11.10.2017 tarihli sicil kaydının incelenmesinde; dava konusu aracın 02.04.2015 tarihinde ilk olarak … A.Ş. Adına online olarak tesçil edilerek 10.05.2016 tarihinde … Ltd.Şti.’ne 03.04.2017 tarihli noterlik işlemi ile davacıya satıldığı, 09.08.2017 tarihli işlemde motor groj tadilatı sicile işlendiği anlaşılmıştır.
Davalıya yazılan yazı cevabından; aracın 2’nci el piyasa değerinin yaklaşık olarak 720.000,00-TL olduğunun bildirilerek arızalı ve tamir edilen parçların gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne yeniden yazılan yazıya verilen 28.03.2018 tarihli yazı cevabı dosyaya konulmuş olup, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın … sayılı yazı cevabından ithalatçısının … A.Ş. Olduğu 26.02.2015 tarihli beyanname ile kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, aracın ithilatçısının davalı olmayıp, … A.Ş. Olduğıu aracın lik tesçilinin 02.04.2015 tarihinde davalı … A.Ş. Adına 02.04.2015 tarihinde gerçekleştirildiği, davalı tarafından aracın 10.05.2016 tarihinde … Ltd.Şti.’ne onun tarafından da 03.04.2017 tarihinde davacıya satıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davanın ithilatçıya yöneltilmesi için 11.04.2018 tarihli oturumda davacıya süre verilmiş ancak davalı vekili 17.04.2018 havale tarihli dilekçesi ile davayı davalıya karşı yürütmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, satılan meydana gelen arıza nedeni ile araçta oluşan değer kaybının aracın ilk satıcısı ve Türkiye’deki yetkili satıcısı olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Dosyadaki taraf beyanlarından davacının Türkiye’deki yetkili satıcılardan birisi olduğunu, bu yetkinin üretici ile olan sözleşmeden kaynaklanmadığı, ithalatçı firma ile düzenlenen sözleşme ilikisi ile aracın yetkili satıcılarının birisi olduğu anlaşılmıştır. Davacı, ayıba karşı tekefül hükümlerine göre davacıdan talepte bulunmuştur. Öncelikle davalının aracın ithilatçısı olmadığı gibi davacı ile davalı arasında satım sözleşmesi ilişkisi bulunmaması, ileri sürülen arızanın üretim hatasından kaynaklı olması karşısında aracın imalatçısı veya ithalatçısı olmayan davalıya husumet yöneltilemeyeceği nedeni ile davanın pasif husumet yönünden reddi gerekir. Ancak mahkememizce taraf delilleri değerlendirilerek yargılama yapılmıştır. HMK.227. Maddesi gereğince satıcının ayıptan sorumlu olduğu hallerde; alıcının, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirirek sözleşmeden dönme; satılanı alıkoyup ayıp oraında satış bedelinden indirim isteme; aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masraları satıcıya ait olmak üzere satılanı ücretsiz onarımını isteme; imkan var ise satılanın ayıpsız bir benzerini isteme hakları bulunmaktadır. Alıcının genel hükümlerine göre tazminat isteme hakları saklıdır. Görüldüğü üzere madde satıcı ile alıcı arasındaki ayıba karşı sorumluluk hallerini düzenlemiş olup, taraflar arasında satım sözleşmesi bulunmadığından davalının satıcı olark sorumlu tutulması mümkün görülmemektedir. Diğer yandan, dava dilekçesinde aracın satın alınması sırasında davalı şubesince araç garantisinin uzatıldğı belirtilmiş ise de belirtilan garantinin davacıyı satıcı olarak sorumluluk altına sokamayacağı, esasen arıza sonucu araçtaki motor arızsnın garanti kapsamında ücretsiz şekilde davalı tarafça gidilerek garanti sorumluluğunun gereklerinin de yerine getirildiği anlaşılmıştır. Son olarak, davacı sorumlu tutulsa dahi araçta meydana gelen arıza sonucu alıcı 227/1-3 maddesi gereğince, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere aracın ücretsiz onarılmasını dava öncesi süreçte talep etmiş olup, aracın motor arızasının orjinal motor takılmak sureti ile giderilmesi karşısında seçimlik hakkını kullanan davacının başka bir talepte bulunamayacağı kaldı ki, orjinal şekilde değiştirilen motorun araçta bir değer kaybına neden olmayacağı açık olup nedenle dahi davanın reddi gerektiği anlaşılmakla, davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, husumet yönünden red kararı verildiğinden vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan 2.493,32-TL harcın mahsubu ile 2.461,92-TL bakiye harcın dosya kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸