Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/791 E. 2022/462 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/791
KARAR NO : 2022/462

DAVA : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2017
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ……. tarafından sevk ve idare edilen ……. plakalı aracın 04.11.2015 tarihinde saat 20:30 sıralarında İstanbul İli, …. mevkii, … Sokaktan ….. Bulvarı kesişimine geldiği sırada ……. Beton San. Tic. Ltd. Şti.’nin maliki olduğu ……. plakalı aracın ön kısımlarıyla çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydan geldiği. kaza sonrası Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı tutulduğu, ancak tutanak içeriğinde ……. plakalı aracın sürücüsü …….’nin KTK m.57/1-d ve 52/1-a kuralını ihlal nedeniyle kusurlu olduğu, dolayısıyla ……. plakalı araçta meydana gelen hasardan sorumlu olduğu, müvekkili bulunduğu şirkete yapılan ihbar neticesinde hazırlanan ekspertiz raporuna istinaden sigortalı aracın onarımı için 96 75 kusur oranına denk gelen 48.325,06TL nin anlaşmalı servise 18.12.2015 tarihinde ödendiği, rücuen tazminat alacağı olan 48.325,06TL’nin 29.000TL’sinin kusur atfedilen aracın sigorta şirketi olan ……. Sigorta A.Ş.’den tahsil edildiği ve 19.325,06TL bakiye alacağının kaldığı, söz konusu bakiye alacağın tahsili amacıyla Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının söz konusu takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve usule aykırı olduğunu ve iptaline karar verilmesini, %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 16.10.2017 tarihli cevap dilekçesinde; davaya konu olan aracın tüm sorumlulukları …… Taşımacılık Ltd. Şti.’ne ait olmak üzere kiralandığı, dolayısıyla meydana gelen zarardan şirketin sorumlu olacağı, aynı zamanda kaza günü ……. plakalı aracın sürücüsü …….’nin beyanı neticesinde kendisinin yeşil ışık yandığında geçmeye çalışırken, kırmızı ışıkta durmadan geçen ……. plakalı mikserin gelerek kendisine çarptığı ve kazaya sebebiyet verdiği, bu nedenle kazadan sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası incelenmiş, incelenmesinde alacaklısının …, borçlusunun …. Ltd. Şti. olduğu, 20.600,51TL üzerinden icra dairesinde ilamsız icra takibi açıldığı, davacının davasını açmasında hukuki yararının olduğu, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlunun süresinde itiraz etmesi sonucu takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacının itirazın iptali davasını 1 yıllık hak düşürücü sürede açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasına Makine Mühendisi bilirkişisinden rapor aldırılmış, Makine Mühendisi bilirkişi Prof. Dr. …… tarafından düzenlenen 20/03/2019 tarihli bilirkişi raporda özetle; “……. plakalı aracın sürücüsü ……’ın %100 oranında kusurlu olabileceğini, ……. plakalı aracın sürücüsü …….’nin olayda kusursuz olabileceğini, dosyada sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesi nelicesinde, …. plakalı aracın tamiri için gerekli parça ve işçilik ücretlerinin servis kanalıyla yapılan araştırma sonucunda, KDV dahil toplam 72.806,65TL öngörüldüğü ve bu ücret dosya kapsamında sunulan hasar resimlerinin incelenmesi neticesinde, hasarın boyutu dikkate alındığında bahse konu olan hasarın kapsamı içerisinde olduğunu” belirtmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi 10/03/2020 tarih …… sayılı ve 03/11/2020 tarih …. sayılı raporlarında;”Sürücü …….’nin kusursuz, sürücü ……’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu” belirtmişlerdir.
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama, dava ve cevap dilekçeleri, taraf vekillerinin mahkememiz huzurundaki beyanları, dosya arasına alınan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası ve tüm kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; TTK 1472. Maddesinde; sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçtiği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava açma hakkının olması durumunda bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sigortacının sigortalısına karşı yaptığı ödemeyi ispat ederek halefiyet kuralı gereği dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebileceği belirtilmiştir. Bu hükme göre sigortacı halefiyet ilkeleri çerçevesinde, sigortalısına ödediği sigorta tazminatını teminat kapsamındaki rizikonun meydana gelmesine haksız fiilleri ve sair nedenlerle sebep olan ve bu zararlardan sorumlu bulunanlardan kusur oranında ve ödediği tarihten itibaren yasal faizi ile geri alma hakkına sahip olduğu anlaşılmaktadır. TBK’nın 49’uncu maddesine göre haksız fiil sorumluluğu için davalının kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin bulunması gerekir. Yani motorlu aracı kullanan sürücülerin ölüm, yaralanma ve maddi hasarla sonuçlanan kazalardan dolayı sorumlu tutulabilmeleri için, kazanın meydana gelişinde “kusurlu” olmaları şarttır. Görüleceği üzere haksız fiil sorumluğundan bahsedilebilmesi için; a-fiil, b-hukuka aykırılık, c-illiyet bağı ve d-zarar unsurlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Yani davacının tazminata hak kazanabilmesi için bu dört unsurun birlikte gerçekleştiğini ispatlaması şarttır.
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasında, zarar ile zararlı sonucu doğuran olayın gösterdiği özellikler tazminat hukuku kurallarına uygun biçimde değerlendirilmeli, davalıların varsa kusuru tazminat hukuku ilkelerine göre zarar belirlenmelidir. Mevcut olayımızda ise davalının tazminatla sorumlu tutulabilmesi için meydana gelen haksız eylemde kusurlu olması gerektiğinin açık olduğu, detaylı bir tespit sonucu kusur bilirkişisince ve ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen raporun yeterli ve isabetli olduğu kanaatine varıldığı, dolayısıyla davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu belirlendiğinden davalının kusurunun olmaması sebebiyle davacı tarafın halefiyet kuralı çerçevesinde tazminat talep edemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olayda davacının davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesi imkansız değil ise kendisinden beklenemez. Zira talep edilen tazminatın miktarı dosyaya tarafların sunacağı deliller sonrasında mahkemece yaptırılması muhtemel bir bilirkişi incelemesi sonucunda teknik bir hesaplama sonrası ortaya çıkabilecektir. Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olduğu, böyle bir durumda tazminat miktarı belirlenmeden dava dilekçesinde gösterilen miktar yönünden davanın reddine karar verildiğinde başlangıçta gösterilen miktar baz alınarak istinaf dilekçesi kararın kesin olduğu gerekçesiyle reddedilmemelidir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesinin 28.09.2017 tarih 2017/909 Esas 2017/1358 Karar sayılı ilamı bu yöndedir. ) Bu nedenle istinaf kanun yolu açık olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 248,81TL harcın mahsubu ile bakiye 168,11TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından ödenmediği anlaşılan Adli Tıp Kurumunun 03/11/2020 tarihli …… seri numaralı 323,00TL bedelli faturası ve Adli Tıp Kurumunun 10/03/2020 tarihli ….. seri numaralı 323,00TL bedelli faturası olmak üzere toplam 646,00TL’nin DAVACIDAN TAHSİLİNE,
5-Davalı tarafından sarf edilen 38,75TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/05/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.