Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/669 E. 2019/339 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/669 Esas
KARAR NO : 2019/339

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/07/2017
KARAR TARİHİ : 19/03/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; 02/06/2016 tarihinde davalı …’ın asli ve tam kusurlu olarak kullandığı araçla müvekkiline ait araca çarptığını kazanın oluşumunda …. plakalı araç sürücüsü …’ın tam kusurlu olduğu, kaza sonucu müvekkillerinin murisi ….’ın kazanın oluşumunda kusurun bulunmadığı, davacıların eşi ve babalarını kaybetmeleri nedeniyle murisin desteğinden yoksun kaldıkları gibi manevi zararlarının oluştuğunu ileri sürerek davacı … için 2.000,00TL maddi, 25.000,00TL manevi, …,…. ve … için ayrı ayrı 1.000,00 er TL maddi 15.000,00 er TL manevi tazminatın ayrı ayrı, maddi tazminat yönünden müştereken ve müteselsilen, manevi tazminat yönünden ise sürücü ve işletenden tahsili amacıyla müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili cevabında özetle; kaza öncesi başvuru yapılmaması nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği, aksi halde kazaya karışan ….. plakalı aracın kaza tarihini kapsar ZMSS poliçesinin müvekkilince yapıldığını, ancak müvekkilinin sorumluluğunun sürücünün kusuru ve gerçek zarar ile sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevabında özetle; müvekkilinin aracın ruhsat sahibi olup aracın kiracısı, işleteni ve sürücüsünün … olduğunu müvekkilinin ticari plaka komisyon sözleşmesi ile aracın dava dışı …..’e devir ettiğini, sürücü … ile ….. arasında 11/06/2006 tarihinde düzenlenen bir yıllık ticari araç sözleşmesi ile aracın işletmesinin davalı sürücüye devir edildiğini, müvekkilinin işleten sıfatı bulunmadığını, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, davalılar … ve …’ın yaşları itibarıyla destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER: Dava ve cevap dilekçeleri, bilirkişi raporları, hasar dosyası ve tüm dosya kapsamı vs.,
Davanın açıldığı Küçükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nce görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir. Davanın zorunlu mali sorumluluk sigortasından kaynaklanması nedeniyle mahkememizce davaya bakılmıştır.
Mahkememizce tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılması için ilgili yerlere yazı yazılmış olup, manevi tazminata esas olmak üzere gelen müzekkere cevapları dosyaya konulmuştur.
Mahkememizce Büyük Çekmece ….Asliye Ceza Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; trafik kazası sonucu davacıların murisi ….’ın ölümü üzerine davalı … …. hakkında TCK’nın 85/1.maddesi gereğince cezalandırılması talebi ile kamu davası açıldığı, mahkemece sanığın asli kusurlu, ölenin ise tali kusurlu olduğu kabul edilerek davalı sürücünün 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, kararın İstanbul BAM ……Ceza Dairesinin …. E:K sayılı kararıyla 02/10/2018 tarihinde istinaf isteminin esastan reddine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza dosyasında alınan ATK Trafik İhtisas Dairesinin 28/12/2017 tarihli raporun incelenmesinde, davalı sürücünün asli, ölen sürücünün ise alt düzeyde tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Davalı … vekili aracın müvekkiline ait olmakla birlikte, ….. plaka sayılı aracın 25/05/2016 tarihli ticari plaka komisyon sözleşmesi ile dava dışı …..’e devir edildiğini, bu kişi ile davalı sürücü arasında düzenlenen 11/06/2016 tarihli ticari araç kiralama sözleşmesi ile bir yıl süreli olarak davalıya devir edilmesi nedeniyle müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını savunmuştur. Davalı tarafça ibraz edilen ticari plaka komisyon sözleşmesi ile araç kiralama sözleşmeleri dosyaya konmuştur. Bu durumda 2918 Sayılı Kanunun 3.Maddesi gereğince, davalının işleten sıfatının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan
iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir.
Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. Belirtilen ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında davalı … kayden malik olup işletendir. 2918 Sayılı Kanunun 85.Maddesi gereğince işletenlik sıfatı değişebilmektedir. Mahkememizce buna ilişkin araştırma yapılmış olup davalı tarafça verilen tüm sürelere rağmen sadece herzaman düzenlenmesi mümkün olan komisyon sözleşmesi ibraz edilmiştir. Bunun dışında sözleşme kapsamında yapılan kiraların tahsilatına ilişkin hiç bir belge, makbuz veya vergi ödemesi sunulmamış olup, mahkememizce damga vergisinin tahsili açısından durumun vergi dairesine ihbarı sonrası ilgili vergi dairesince vergi taahhuku yapılmıştır. Bu durumda davalının karinenin aksini ispat edemediği ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan belge ile işletenlik sıfatının kalktığının kabulünün mümkün olmadığı gözetilerek her iki davalı birlikte manevi tazminattan sorumlu tutulmuşlardır.
Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararı karşısında mahkememizce yeniden kusur incelemesine gerek görülmeyerek davalı sürücü asli, davalıların murisi alt düzeyde tali kusurlu kabul edilerek manevi tazminat belirlenmiştir.
Davacılar ile davalı … şirketi arasında anlaşma kapsamında davacıların maddi tazminat ödemesine aldıkları, bu davanın konusuz kaldığ, davaya sadece sürücü vc işleten yönünden manevi tazminat davası olarak devam edileceği bildirilmiş, bu kapsamda davalılardan yargılama giderleri ve vekalet ücreti talep edilmeyerek davacılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi talep edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminatın tahsiline istemine ilişkindir. Davacılar ile davalı … şirketinin maddi tazminat miktarının üzerinde sulh olarak bu miktarın ödenmesi nedeniyle davacıların, konusuz kalan davanını esası ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesinin talep ettikleri, davanın konusuz kalması nedeniyle feragat edildiğinden, esasıyla ilgili karar vermeye yer olmadığına, dava açıldığındaki haklılık durumuna göre davacılar aleyhine ve talep edilmemesi nedeniyle maddi tazminat yönünden davacılar lehine yargılama gideri takdirine yer olmadığına maddi tazminat yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan incelemede; davacıların murisinin meydana gelen kazada alt derecede tali kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise asli kusurlu olduğu ceza dosyasında alınan rapor ve kesinleşen ceza mahkemesi ilamıyla sabit görülmüştür. Davalının tali kusuru ile meydana gelen kaza sonucu davacıların eşi ve babalarını kaybettiği, 6098 sayılı TBK.’nın 56. Maddesi gereğince bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önünde tutularak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebileceği düzenlenmiştir. Belirtilen yasal düzenleme haksız fiilin doğurduğu sonucun ağırlığı, kazaya karışan tarafların kusur durumu ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesi dikkate alındığında, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı eş … için takdiren 15.000,00-TL, diğer davacılar için takdiren ayrı ayrı 10.000,00-TL’ şerden olmak üzere toplam; 45.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan tahsiline fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının ödeme nedeniyle konusuz kalması üzerine davacı tarafça feragat edildiğinden konusuz kalan davanın esası ile ilgili karar vermeye yer olmadığına
2-Davacıların Manevi Tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı … için 15.000TL, …, …,Ve … ayrı ayrı 10.000’er TL olmak üzere toplam 45.000TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Maddi Tazminat Yönünden;
3-Maddi tazminat yönünden alınması gereken harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davanın ödeme nedeniyle konusuz kalması üzerine davacılar vekilinin vaki feragati üzerine ret edilmesi nedeniyle davalılar yararına, talep edilmemesi nedeniyle davacılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Manevi Tazminat Yönünden;
5-Alınması gereken 3.073,95-TL harçtan peşin alınan 256,17-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.817,78-TL harcın davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından manevi tazminat için yaptırılan müzekkere giderleri olan taktiren 25-TL yargılama giderinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
7-Maddi tazminat yönünden davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar vermeye yer olmadığına,
9-Manevi tazminat yönünden hükmedilen alacak üzerinden hesaplanan 5.300,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
10-Red edilen manevi tazminat yönünden 3.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı …’averilmesine,
11-Dosya kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avanslarının taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.