Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/62 E. 2019/1192 K. 06.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/62 Esas
KARAR NO : 2019/1192

DAVA : Alacak (Saklama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 07/11/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 20/01/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tekstil sektöründe faaliyet gösteren tekstil örme makineleri ve parçaları ithalatı, satışı ve servis işiyle iştigal ettiğini, müvekkilinin distribütörü olduğu Güney Kore merkezli …… firmasından tekstil makine iğneleri ithal etmiş ve bu iğneler davalı …… AŞ’de muhafaza edilirken yeminli gümrük müşaviri …..’nın yanında çalışan ve kendisi tarafından yetkilendirilen …….’un söz konusu ürünleri çalmak suretiyle piyasada sattığı, bu hususun müvekkil tarafından tespit edildiğini, davalı sigorta şirketinin de sigorta ettiren olarak talep edilen alacaktan sorumlu tutulması gerektiğini, bu nedenlerle müvekkilinin oluşan toplam 125.888-USD alacağının davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …… AŞ vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; davacının alacağına dayanak yapmış olduğu olayın meydana gelmesinde müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, olayı gerçekleştiren kişinin ……. olduğunu, kendisinin hırsızlık eylemi nedeniyle cezalandırıldığını, verilen kararın kesinleştiğini, bu nedenlerle müvekkili yönünden davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı……. Sigorta vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; öncelikle zarara sebebiyet veren 20/02/2016 tarihli olayın poliçe vade başlangıcından önce gerçekleştiğini, dolayısıyla 20/02/2016 tarihinde meydana gelen zararla ilgili müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, 27/02/2016 tarihinde gerçekleşen olayla ilgili zarara sebebiyet veren hırsızlık olayının ……. tarafından kendisine teslim edilen anahtar ve yetkisi kullanılarak ortaya çıkmış olması nedeniyle hırsızlık sigorta poliçesi kapsamında kalmadığını, bu nedenlerle müvekkilinden herhangi bir zarar istenemeyeceğini, bu bağlamda müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi için dosya bilirkişi heyeti …… ve arkadaşlarına tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 09/01/2019 havale tarihli ek raporlarında gümrük mevzuatı açısından çalınan mallarla ilgili davacının talep edebileceği alacak miktarının sigorta poliçe kapsamında 312.166,35-TL ve sigorta poliçe kapsamı dışında kalan kısmın ise 52.841,30-TL olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de dosya kapsamına uygun iş bu rapor yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Her ne kadar bilirkişi heyeti hükme esas alınan 09/01/2019 havale tarihli ek raporlarında alacak miktarını poliçe kapsamında kalan 312.166,35-TL olarak sigorta şirketi yönünden, teminat dışında kalan poliçe 52.841,30-TL’yi davalı …….. yönünden belirlemiş ise de, davacı tarafın toplam zararının belirlenen alacakların toplamından ibaret olan 365.007,65-TL olduğu, söz konusu alacaktan sigorta şirketinin poliçe limitiyle sınırlı olmak koşuluyla her iki davalının sorumluluğu kapsamında karar verilmesi gerektiği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davacı tarafın zararına sebebiyet veren olayla ilgili dava dışı ……., Büyükçekmece ……. Asliye Ceza Mahkemesinin……. esas ….. karar sayılı dosyasında yargılanmış, yapılan yargılama sonucunda ilgilinin muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık eylemi nedeniyle toplam 7 yıl 3 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı ve söz konusu kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı sigorta şirketi 27/02/2016 tarihinde (poliçe düzenlemesinden sonra meydana gelen olayla ilgili) meydana gelen olayla ilgili müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, zira söz konusu olayın emniyeti suistimal eylemi şeklinde gerçekleştiğini ve bu hususun poliçe kapsamında kalmadığını iddia etmiş ise de; Büyükçekmece …… Asliye Ceza Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyasında verilen kararda olay hırsızlık olarak nitelendirilmiş ve eylemin oluş şekli itibariyle poliçe kapsamında kaldığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf zayi olan makine iğneleriyle ilgili…….bazında tazminat talep etmiş ise de; söz konusu ürünlerin ülke içinde…….üzerinden satılacağı ve……. kapsamında zararın meydana geldiğinin kanıtlanamadığı, nitekim bilirkişi heyeti tarafından gümrük mevzuatına göre davacı tarafın oluşan zararının TL olarak belirlendiği, bu bağlamda mahkememizce de TL olarak belirlenen zarar miktarı üzerinden hüküm tesis edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın ithal ettiği makine iğnesi ürünlerinin davalı …….. şirketine ait antrepoda hırsızlık olayı sonucunda zayi olmasından dolayı iş bu davalının antrepo işletmecisi olarak kendisine saklama sözleşmesi kapsamında tevdii edilen ürünlerle ilgili meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin poliçenin düzenlendiği tarihten önce meydana gelen 20/02/2016 tarihli olay nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olmadığı, ancak 27/02/2016 tarihli hırsızlık olayı nedeniyle meydana gelen zarardan poliçe kapsamında ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere sorumluluğu bulunduğu, nitekim zararın meydana gelmesine sebebiyet veren olayın sigorta şirketi tarafından iddia edildiği gibi emniyeti suistimal eylemi şeklinde gerçekleşmediği, bilakis kesinleşen ceza kararına göre olayın muhafaza altına alınan eşyanın çalınması suretiyle hırsızlık olarak nitelendirildiği, hırsızlık eyleminin de poliçe kapsamında kaldığı, bu nedenlerle bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 09/01/2019 havale tarihli ek raporda tespit edildiği üzere davacı tarafın çalınan iğnelerle ilgili gümrük mevzuatı kapsamında oluşan toplam zararının 365.007,65-TL olduğu, iş bu zarardan davalı sigorta şirketinin poliçe limiti kapsamında 312.166,35-TL’sinden sorumlu tutulması gerektiği, davalı antrepo işleticisi şirketin ise zararın tamamından sorumlu olduğu, bu bağlamda 365.007,65-TL davacı zararının tazminine, zayi olan iğnelerle ilgili kar mahrumiyeti kapsamında davacının oluşan zararıyla ilgili herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı, zira zayi olan ürünlerin misli eşya niteliğinde bulunduğu, hangi koşullarda ne şekilde satılıp kar mahrumiyetinin oluşmasının tespit edilemeyeceği değerlendirilerek bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı sigorta şirketi 312.166,35-TL’sinden sorumlu olmak koşuluyla 365.007,65-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 24.933,62-TL ilam harcından peşin alınan 8.182,34-TL harcın mahsubu ile bakiye 16.751,28-TL harcın davalılardan(davalı sigorta şirketi 14.405,00-TL’sinden sorumlu olmak koşuluyla) alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalılara yükletildiği halde davacı tarafından davanın açıldığı tarihte peşin olarak yatırılan 8.182,34-TL harcın davalılardan(davalı sigorta şirketi 6.954,00-TL’sinden sorumlu olmak koşuluyla) alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.694,50-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 36,00-TL, tebligat-posta gideri: 258,50-TL, bilirkişi ücreti: 2.400,00-TL”) yargılama giderinden, kabul-ret oranına göre 1.751,42-TL nin davalılardan(davalı sigorta şirketi 2.289,90-TL’sinden sorumlu olmak koşuluyla) alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 27.850,42-TL vekalet ücretinin davalılardan(davalı sigorta şirketi 23.672-TL’sinden sorumlu olmak koşuluyla) alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar vekilleri için AAÜT’ne göre belirlenen 11.879,76-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/11/2019

Başkan …… ¸e-imzalıdır
Üye……
¸e-imzalıdır
Üye …..
¸e-imzalıdır
Katip ….. ¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.