Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/522 E. 2021/1050 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/522 Esas
KARAR NO : 2021/1050

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2017
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalılardan ……. Okul Öncesi Yayın Kağıt Kırtasiye San.veTic.Ltd.Şti.’nin ruhsat sahibi olduğu …… plaka no’lu araç 19.01.2013 tarihinde tanzim edilen …… no’lu “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik Sigortası) Sigorta Poliçesi’ ile diğer davalı ……. Sigorta A.Ş. tarafından sigorta kapsamına alındığı; sigorta kapsamındaki aracın 15.01.2014 tarihinde davalılardan …… sevk ve idaresinde iken karıştığı araç dışı – yaralanmalı trafik kazası neticesinde yaya olarak kaza mahallinde bulunan …….’e arkadan çarpması şeklinde gerçekleşen yaralanmalı trafik kazası neticesinde mağdur davacı-müvekkil ……. yaralanmış ve tedavi altına alındığı; mağdur davacı-müvekkil ……. yaşanan kaza nedeniyle yaralanmasına ilişkin tedavi süreci içerisinde bir dizi operasyonlar geçirdiği, 15.01.2014 tarihinde acil serviste başlayan tedavisi yoğun bakım, servis süreci dahil 18.02.2014 tarihinde taburcu olduğu tarihe kadar …… Hastanesinde gerçekleştirildiği, 18.02.2014 tarihinde taburcu olan müvekkilin tedavisine ilişkin süreç, kontroller devam ettiği, müvekkil tek başına ihtiyaçlarını karşılayamamakta, desteksiz ayağa kalkamamakta ve yürüyemediği; Müvekkilin tüm bu tedavi süreci devam ederken müracaatı üzerine ……. Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu’nca 17.07.2014 tarihli rapor tanzim edilmiş ve “ 15/01/2014 tarihinde araç dışı trafik kazası geçirmiş opere lisranksal eklem kırıklı çıkığı. halen iyileşme sürecinde olup altı ay sonra sağlık kurulunca yeniden değerlendirilmesi uygundur.” şeklinde tespitte bulunulduğu; Davacı-müvekkilin devam eden tedavisi sonucunda 22.01.2015 tarihli müracaatı üzerine yine …… Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu’nca 23.01.2015 tarihli rapor tanzim edilmiş ve “15/01/2014 tarihinde araç dışı trafik kazası geçirmiş, sol ayak 2. ve 3. metatars proksimalinde opere fraktür(konsolide) sol ayak 1.metatars bazisi ve naviküler kemik ve küneiform kemikleri arasında artrodez ameliyatlısı, sol ayak deforme, sol ayak bileği eklem hareketleri ileri derecede kısıtlı”’ olduğu teşhisi ile % 5 sürekli sakatlık/engel oranı tespit edildiği, müvekkildeki hasar/işgücü kaybı yukarıdaki oranın çok üstünde olduğu; Gerçekleşen 15.01.2014 tarihli kaza neticesinde sürücü …… aleyhine Bakırköy ,….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …… Es. sayılı ceza davası ikame edildiği, ceza davasından yapılan yargılama neticesinde dosyaya mübrez 22.02.2016 tarihli Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin ….. tarihli kusur raporu doğrultusunda sürücü …… ile mağdur-yaya …….’in eş değer derecede kusurlu olduğundan bahisle cezalandırılmasına ……. tarihinde karar verildiği ve verilen karar kesinleştiği; Davacı müvekkil ……., kaza tarihinde 64 yaşında olup, kendisinden yaşça büyük eşi ile birlikte yaşadığı; kaza yaşı ilerlemiş olan müvekkilin ömrünün geri kalanında maruz kalacağı fizyolojik ve psikolojik bir fonksiyon kaybına neden olduğu; bu kaza neticesinde davacı koltuk değneksiz yürüyemez, tek başına ihtiyaçlarını göremez olduğu, ömrünün geri kalanında topallayarak yürümek, başkalarının bakım ve gözetimine ihityaç duyar hale gelmek zorunda kaldığı, 15.01.2014 tarihinde gerçekleşen kaza neticesinde %5 sürekli sakat kalması neticesinde uğradığı iş gücü ve efor kaybını hem haksız fiil hükümlerince davalılar …… ile ……. Okul Öncesi yayın Kağıt Kırtasiye San. Ve Tic. Ltd. Şti. hem de …… no’lu “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik Sigortası) Sigorta Poliçesi’ gereğince ……. Sigorta A.Ş.’den talep etme hakkı doğduğu; tarafımızca 17.04.2017 tarihli dilekçe ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla ……. Sigorta A.Ş.’ye başvuruda bulunulduğu ve davalı-şirket tarafından ……. no’lu hasar dosyası açıldığı; Davalı ……. Sigorta A.Ş. tarafından açılan …… no’lu hasar dosyasından gerçekleştirilen tek taraflı değerlendirme ve aktüer hesaplaması kapsamınca maddi zararımızın 5.601,00 TL olduğu takdir ve tayin edildiği; maddi zararımıza ilişkin rakama nasıl ulaşıldığı, hesaplamanın nasıl ve hangi yöntemlerle yapıldığı taraflarına bildirilmediği, hesaplamaya esas aktüer raporu taraflarına sunulmadığı; Davalı sigorta şirketince tek taraflı değerlendirme ve aktüer hesaplamasınca ulaşılan maddi zararımızın 5.601,00 TL’lik kısmının ödemesi 09.05.2017 tarihinde gerçekleştirildiği; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere iş bu ödeme tarafımızca kısmi ödeme olarak kabul edildiği gerçek maddi zararın tespiti gerektiği; gerek 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve gerekse Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası/ Sigorta Genel Şartları A.1 maddesince poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin yaralanmasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı işletene düşen hukuki sorumluluğun zorunlu sigorta limitlerine kadar sigorta şirketi tarafından ödeneceği hükmüne istinaden davacı-müvekkilin uğramış olduğu iş gücü ve efor kaybı nedeniyle gerçek maddi zararımızın tespiti ile bakiye alacağımızın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili dava ikame edildiği; 15.01.2014 tarihinde gerçekleşen araç dışı yaralanmalı trafik kazası neticesinde mağdur …….’in yaralanması üzerine, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere göre BELİRSİZ olan kaza neticesi gerçekleşen iş gücü ve efor kaybı (sürekli sakatlık) dolayısıyla bakiye 1.000,00 TL maddi tazminatın (fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla) olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalıların tamamından müştereken ve müteselsilen tahsiline, Sorumluluğun derecesine ve maddi zararın kapsamına göre, yargılamanın son aşamasında miktarı bildirilecek manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte araç sürücüsü davalı …… ve işleteni davalı ……. Okul Öncesi yayın Kağıt Kırtasiye San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nden müşterek ve müteselsilen tahsiline, Davalılardan ……. Okul Öncesi yayın Kağıt Kırtasiye San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin ruhsat sahibi olduğu kazaya karışan …… plaka no’lu araç ile aracın devredilmiş olması ihtimaline binaen davalılar …… ile ……. Okul Öncesi yayın Kağıt Kırtasiye San. Ve Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı sair araçlar ve taşınmazlar üzerine takdiren teminatsız olarak ivedilikle ‘ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir’ vaazına, Yargılama giderleri ile maddi ve manevi taleplerimize ilişkin ayrı ayrı hesaplanacak ücret-i vekâletin ilgili karşı taraflara müştereken ve müteselsilen tahmiline” şeklinde beyanda bulunarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı taleplerinin reddine, davacı tarafa yapılan ödemeden dolayı müvekkil şirketin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığına, bu nedenle müvekkil şirket tarafından davanın reddine, müvekkil şirketin sorumluluğu yalnızca sigortalısının kusuru nisbetinde ve poliçe limiti ile sınırlı olduğundan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu’ndan kusura ilişkin rapor alınmasına, maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu …… İhtisas Dairesi’nden alınmasına, kusur durumuna göre Hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile bilirkişi incelemesi yapılmasına, geçici iş görmezlik tazminat talepleri yönünden müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine, davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılmasına, SGK’ya müzekkere yazılarak davacıya başkaca ödeme yapılıp yapılmadığının ve yapılmış ise hangi koldan ödeme yapıldığının sorulmasına, davacılara yapılmış olan ödemeler var ise tazminat güncellenerek güncellenen tutarın tazminattan indirilmesine, haksız ve hukuki mesnetten yoksun, fahiş ve kabul edilebilir olmayan maddi tazminat taleplerinin reddine, müvekkil şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesine” şeklinde beyanda bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …… vekili cevap dilekçesinde özetle;Davadan önce davacı tarafın müvekkil şirkete vaki başvurusu üzerine ……. no’lu hasar dosyası açıldığı ve hasar dosyası kapsamında, 5.601,00.-TL tazminat tutarı 09.05.2017 tarihinde davacıya ödendiği; davanın reddi gerektiği; …… plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde 19.01.2013-19.01.2014 tarihleri arasında ……. numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik Sigortası) Sigorta Poliçesi ile ……. Okul Öncesi Yayın Kağıt Kırtasiye San. Ve Tic. Ltd. Şti. adına sigortalı olduğu; Poliçe kapsamında kaza tarihi itibariyle bedeni zararlar için kişi azami teminat limiti 250.000,00.-TL’dir. Manevi tazminat talepleri teminat dışıdır. Teminat limitlerini bildirmemiz davayı kabul anlamında olmadığı; Trafik Sigortası Genel Şartları A.1.maddesi uyarınca sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine göre temin eder. Müvekkil şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde sorumluluk, sigortalısı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğu; trafik kuralları yalnızca araç sahipleri için değil yayalar için de geçerlidir. Karayolları Trafik Yönetmeliği uyarınca; “C) Yayalar; Bu Yönetmeliğin 95 inci maddesinde sayılan hal ve şartlar dışında; a) (Değişik:RG-09/09/1997-23105) Taşıt yolu bitişiğindeki ve yakınındaki yaya yolu, banket ve alanlarda yürümek, buralarda ve mecburi hallerde taşıt yolunda yürüme halinde bu Yönetmeliğin 138 ncı maddesindeki şartlara uymak, b) Taşıt yolunun karşı tarafına; yaya ve okul geçitleri ile kavşak giriş ve çıkışlarından, bunların bulunmadığı yerlerde ise, şartlarına uyulmak suretiyle taşıt yolunun uygun kısımlarından geçmek, c) Yaya ve okul geçitlerinden geçerken, geçidin sağ bölümünden yürümek, zorundadırlar.”Yine Karayolları Trafik Yönetmeliğinin bir diğer maddesi uyarınca; “Yayalar Madde 138- Yayaların uyacakları kurallar aşağıda belirtilmiştir. a) Yayalar taşıt yolu bitişiğinde veya yakınında yaya yolu, banket veya alan varsa buralardan yürümek, her iki tarafında banket bulunan ve kullanılabilir durumda olan yollarda kendi gidiş yönüne göre sol bankette yürümek zorundadırlar. Ancak; … 3) Yayaların yürümesine ayrılmış kısımların kullanılmasının mümkün olmaması veya mevcut bulunmaması halinde, bisiklet yolu varsa bisiklet trafiğine engel olmamak şartıyla bisiklet yolunda, bisiklet yolu yoksa imkan oranında taşıt yolu kenarına yakın olmak şartıyla taşıt yolu üzerinde yürüyebilirler. 4) Her iki tarafında yaya yolu ve banket bulunmayan veya kullanılır durumda olmayan iki yönlü yollarda yaya kafileleri taşıt yolunun sağ kenarında diğer yayalar gidişlerine göre taşıt yolunun sol kenarında yürümek zorundadırlar. ….b) Karşıdan karşıya geçişler; Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayalar, taşıt yolunu yaya ve okul geçidiyle kavşak giriş ve çıkışlarından geçmek zorundadırlar. 1) Yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak, 2) Geçitte yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçit sadece taşıt trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa, geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıt yoluna girmek, 3) Işıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne alarak uygun zamanda geçmek, Zorundadırlar. Ancak, 100 metre kadar mesafede yaya geçidi, okul geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir zorluk veya engel yaratmamak şartıyla ve yoldan gelen taşıtların uzaklık ve hızını kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler. Yollarda güvenli geçiş, önce sola sonra sağa bakılarak sakınca yoksa taşıt yoluna girmek, geçiş sırasında sola ve sağa bakılarak yürüyüşe devam etmek, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek suretiyle yapılır. Yayalar için özel olarak yapılmış alt veya üst geçit, yaya köprüsü veya yaya tüneli gibi tesisler varsa yayalar buralardan yararlanmak zorundadırlar. c) Yaya yolu bulunmayan yollarda yürümek zorunda kalan yayalar, araç sürücülerine karşı görünürlüklerini sağlamak, can güvenliklerini daha olumlu yönde artırmaları için alaca karanlık ve gece karanlığında üzerlerinde reflektif aksesuar bulundurmak, uyarıcı açık renk elbise giymek veya ışık taşımak gibi tedbirleri almak zorundadırlar. d) Yaya yollarında, geçitlerde veya mecburi hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek, tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmaları, dikkatsiz hareket etmeleri, oynamaları veya bu yerleri saygısızca kullanmaları yasaktır.” Davacı yaya kusurlarından yukarıda anılan kanun hükmü uyarınca ihlalde bulunduğu takdirde, kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olacaktır. müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedilmesi için davacının iddia ettiği sürekli sakatlık halinin adli tıp kurumu 3. ihtisas dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanması gerektiği; Yargıtay tarafından tek hekimle hazırlanan maluliyet raporları kabul edilmediği; Maluliyete dayalı tazminat hesaplarının aktüeryal metodlarla yapılması gerektiği; bilirkişi incelemesinin hazineye kayıtlı aktüerler aracılığı ile yapılmasını talep ettiklerini; Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılarak davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının ve yapılmış ise hangi koldan ödeme yapıldığının araştırılmasını talep ettiklerini, söz konusu ödemelerin tazminat hesabı yapılması halinde bu hesaplamadan düşürülmesi gerektiği; yaralanan ve/veya maluliyetinin olduğunu iddia eden davacının müterafik kusurunun olup olmadığının tespit edilmesi dolayısı ile ortaya çıkan sonuçta müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının mahkemece tespiti gerektiği; davacının kazada olmasa bile maluliyette kusurunun bulunup bulunmadığının anlaşılması ve tespit edilen kusur oranın da eğer bir tazminat hesaplanırsa bu kusur oranında indirim yapılması gerektiği; müterafik kusur için kazada kusurlu olmak değil, kaza sonucu oluşan zararın vukusunda kusur sahibi olmak arandığı; müvekkil şirket davacı yana maluliyet tazminatı ödeyerek sorumluluğunu yerine getirmiş olduğundan temerrüde düşmediği; davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkil şirket yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceği; olaya uygulanması gereken faiz yasal faiz olduğu; Müvekkil şirketin sigortacı olarak faiz yükümlülüğü ancak Karayolları Trafik Kanununun 99. maddesi gereğince temerrüt tarihinden, yani kendisine gerekli tüm belgelerle birlikte yapılan müracaattan 8 işgünü sonrasından itibaren söz konusu olabileceği; Dava konusu somut olayda ise müvekkil şirket ödeme yaparak sorumluluğunu yerine getirdiğinden olay tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulması haksız ve hukuka aykırı olduğu; müvekkil şirketten ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği; K.T.K m.90 – “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında borçlar kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” dendiği; haksız fiillerden mütevellit tazminat taleplerinde, yasal faiz talep edilebileceğinden; davacının ticari faiz talep hakkı olmadığı; Dava konusu taleplerin sebebi bir trafik kazası/haksız fiile dayanmakta olduğundan ticari bir yönü bulunmadığı; Aksinin kabulü, sigorta şirketlerine karşı açılan istisnasız her davada ticari faiz talep edilebilmesi sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulamanın hukuki olamayacağı, asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla Sayın Mahkemenizce tazminata hükmedilecek ise davacı ancak yasal faiz talep etme hakkına sahip olduğu; Davacı tarafa yapılan ödemeden dolayı Müvekkil Şirketin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığına, bu nedenle Müvekkil Şirket tarafından davanın reddine, Müvekkil şirketin sorumluluğu yalnızca sigortalısının kusuru nisbetinde ve poliçe limiti ile sınırlı olduğundan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu’ndan kusura ilişkin rapor alınmasına, Maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu …… İhtisas Dairesi’nden alınmasına, Kusur durumuna göre Hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile bilirkişi incelemesi yapılmasına, Geçici iş görmezlik tazminat talepleri yönünden müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine, Davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılmasına, SGK’ya müzekkere yazılarak davacıya başkaca ödeme yapılıp yapılmadığının ve yapılmış ise hangi koldan ödeme yapıldığının sorulmasına, davacılara yapılmış olan ödemeler var ise tazminat güncellenerek güncellenen tutarın tazminattan indirilmesine, Haksız ve hukuki mesnetten yoksun, fahiş ve kabul edilebilir olmayan maddi tazminat taleplerinin reddine, Müvekkil şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesine” şeklinde beyanda bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Söz konusu trafik kazasında; davacının yaya konumunda olduğu, ……’ün araç sürücüsü, ……. Okul Öncesi Yayın… Ltd. Şti.nin malik, sigorta şirketinin de bu aracın ZMSS kapsamında sigorta şirketi olduğu anlaşılmıştır.
15/01/2014 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle kusur durumunun incelenmesinde; ceza dosyasında alınan kusur raporunda tarafların eşdeğer kusurlu oldukları, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davacının %75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, bunun üzerine çelişkinin giderilmesi için ATK’den alınan 06/01/2021 tarihli raporda davacının %25 oranında, davalının %75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bu nedenle ATK Genel Kurulundan yeni bir rapor alınarak çelişki giderilmiştir. ATK’den alınan 06/01/2021 tarihli rapor ile ATK Genel Kurulundan alınan raporun birbirini destekler nitelikte olduğu anlaşılmakla kusur durumu buna göre belirlenmiştir.
Davalı sürücü ……, idaresindeki kamyonet ile gündüz vakti, görüşün açık olduğu olay mahalli yolda seyir halinde iken yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, ön ilerisinde kaplama içerisinde ve yolun sağ tarafında aynı istikamet yönüne yürüyen yayaları dikkate alması, bu mahaldeki kaplama genişliğini de göz önünde bulundurarak bu alanı daha kontrollü ve çarpma olmaksızın uygun bir an ve şartta geçmesi gerekirken anılan bu hususlara riayet etmeksizin kaza mahallini geçmek istediği sırada meydana gelen olayda; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile asli kusurlu bulunmuştur. Davacı yaya ……., olay mahalli mevkide gerek kendi ifadesi gerekse tanık yaya ifadesinden de anlaşılacağı üzere kaplama içerisinde, zamanında etkin korunma tedbiri alabilecek şekilde istikamet yönünün solunu takiben yürümesi gerekirken anılan bu hususa riayet etmeksizin kaplamanın sağını takiben yürüyüp gerisinden gelen aracın sadmesine maruz kaldığı anlaşılmış olup meydana gelen olayda; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile tali kusurlu bulunmuştur. Buna göre; davacının %25 oranında, davalının %75 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmiştir.
ATK …… İhtisas Dairesinden maluliyete ilişkin rapor alınmış olup maluliyet oranının %19 olduğu, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Kusur ve maluliyet durumuna göre sürekli işgörmezlik zararı 62.931,34 TL, geçici işgörmezlik zararı ise 2.296,80 olarak tespit edilmiştir.
Davacı tarafından maddi tazminata yönelik talep nedeniyle 55.238,02 TL üzerinden bedel artırım dilekçesi sunulmuştur.
Dosyada mevcut belgeler, bilirkişi raporları, kusur durumu, davacının maddi zararının söz konusu olması ve aktüerya bilirkişi raporunun hükme ve denetime elverişli olması nedeniyle maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Manevi tazminat miktarının nasıl belirleneceği konusu Yargıtay HGK.’nun 24.12.2014 tarih ve …… E., ….. K. sayılı kararında belirtilmiştir. Gerçekten de söz konusu karara göre; “…Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve ….. Esas …… Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.” Somut olayda davacının söz konusu olay nedeniyle maluliyetinin oluşması, kusur oranı, beden gücü kaybı ve işgörmezlik süresi, kaza nedeniyle duyduğu elem gibi hususlar dikkate alındığında manevi tazminat talebinde haklı olduğu görülmüş ve tarafların sosyal ekonomik durumu, paranın alım gücü, maluliyet oranı kapsamında hakkaniyete göre talep gibi 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebi yönünden davanın KABULÜ ile 55.238,02TL maddi tazminatın davalılar …… ve ……. Okul Öncesi Yayın Kağıt Kırtasiye San ve Tic Ltd Şti yönünden olay tarihi olan 15/01/2014 tarihinden itibaren, sigorta şirketi ……. Sigorta A.Ş yönünden temerrüt tarihi olan 08/05/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat talebi yönünden davanın KABULÜ ile 10.000,00TL manevi tazminatın davalılar …… ve ……. Okul Öncesi Yayın Kağıt Kırtasiye San ve Tic Ltd Şti yönünden olay tarihi olan 15/01/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 3.773,30TL ilam harcından peşin alınan 170,78TL harcın 185,25 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.417,27TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.600,00TL bilirkişi ücreti, 425,00TL posta masrafı, 31,40TL başvuru harcı, 170,78TL peşin harç, 185,25TL tamamlama harcı 563,56TL Adli Tıp ücreti olmak üzere toplam 2.975,99TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.980,94TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalılar …… ve ……. Okul Öncesi Yayın Kağıt Kırtasiye San ve Tic Ltd Şti’den alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı …… vekilinin yüzlerine karşı davalı sigorta şirketinin tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2021
Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır