Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/477 E. 2019/1243 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/477 Esas
KARAR NO : 2019/1243

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/04/2013
KARAR TARİHİ : 20/11/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 21/11/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalıların, işletmecisinin …. Gıda Tur. San. Tic. Ltd. Şti. olan …. Avm’deki …. adlı kafede müdür ve müdür yardımcısı olarak görev yaptıkları süre boyunca şirketin zararına olmak üzere, tahsil olunan paraları tahsil olmamış gibi göstererek kendilerine menfaat temin ettiklerini, bu şekilde işletmenin zarar etmesine ve kapatılmasına neden olduklarını, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından Fatih … Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 25.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; adlarına açılan ceza davalarının sonuçlandığını, davacıların temsil ve ilzamla ilgili sorumlulukları bulunan müdür ve aynı zamanda şirket ortağı ve işletme müdürü olduğunu, diğer davalının ise şirket çalrşanı bir İşçi olduğunu, işlerinin bîr kahve firmasının Franchise yoluyla bayisi olduğunu, işyerinin kirasının 25,000 USD olduğunu, işyerinde kullanılan Mîcros adı verilen otomasyon programının kullanımından doğan aksaklıklar nedeniyle bir takım İşlemlerin iptal edildiğini, yapılan bu iptal işlemlerinin sanki şirket ısrara uğratılmış gibi değerlendirilmesinin yanlış olduğunu, iptallerin veresiye satış ve iptal işlemlerinden kaynaklandığını, sisteme girişi yapılan ancak veresiye olan işlemlerin veresiye defterine işlendikten sonra iptal edildiğini, ortada uğratılan bir zarar olmadığını, davacıların kendi kişisel basiretsizlik ve ticari hatalarını kendilerine yüklemek istediklerini, davacıların bütün finansal raporları istedikleri an alabildiklerini ve görebildiklerini, davacıların ehliyeti ve ortaklar kurulu kararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Her ne kadar şirket ortakları dava dışı şirketin müdürü ve müdür yardımcısı aleyhine şirketi zarara uğrattıklarından bahisle maddi tazminat davası açmış iseler de, 6762 sayılı kanunun 309 ve 340. maddeleri gereğince şirketin doğrudan ortaklarının ise dolaylı zararı nedeniyle ancak şirket adına dava açılabileceği, bu bağlamda davacıların bizzat kendileri adına oluşan zararın tazmini amacıyla dava açamayacakları mahkememizce değerlendirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davacılar tarafından davalılar aleyhine ortağı oldukları şirketi zarara uğrattıklarından bahisle kendileri adına tazminat davası açtıkları, 6762 sayılı kanunun 309 ve 340. maddeleri gereğince bu nitelikte ki davanın şirket adına açılabileceği ve zararında şirkete ödenmek suretiyle talep edilebileceği, (Yargıtay 11. HD 2016/10385-8877 EK sayılı ilamında da belirtildiği üzere ) oysaki davacıların kendilerinin doğrudan zararı oluşmuş gibi dava açtıkları, bu bağlamda davacılar tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine, ayrıca manevi tazminat talebinin ise, koşulları oluşmaması nedeniyle keza reddine karar verilmiş, iş bu kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine İBAM 13.HD 2017/262-225 EK sayılı ilamıyla “davanın şirket yöneticisi sorumluluk davası olarak benimsendiği dikkate alındığında; iş bu dava yönünden davanın esasına etkili olacak nitelikte olan davacılar ile davalının ortağı olduğu dava dışı şirketin ticaret sicil kayıtları dosyaya celp edilmeksizin ve davalıların şirket müdürü olup olmadıkları hususu denetlenmeksizin karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını kaldırmıştır.
İBAM 13.HD kaldırma kararı kapsamında Ticaret Sicil Memurluğuna yazılan müzekkereye verilen cevapta davacılar ile davalı ….’ın dava konusu şirketin ortakları olduğu, davalı …’ın aynı zamanda şirketi temsile yetkili müdür olduğu; davalı …’nın ise şirkette herhangi bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, kendisine karşı şirket çalışanı olarak dava açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu yapılan alacağın dayanağına ilişkin olayla ilgili davalılar aleyhine İstanbul …. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. esas …. karar sayılı dosyasında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan yargılama yapılmış, yapılan yargılama sonucunda davalı sanıklar yönünden kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, söz konusu kararın kesinleştiği, iş bu davada toplanan deliller kapsamında bilirkişi heyeti …. ve arkadaşları tarafından düzenlenen 22/05/2017 tarihli raporda “davalıların dava konusu şirkette kullanılan bilgisayar program ve sistemi üzerinde hiçbir müdahalelerinin olmadığını, sistem açıkları kullanılarak hiçbir eylem bulgusuna rastlanmadığını” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar tarafından davalı … aleyhine açmış oldukları tazminat davası yönünden talep ettikleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilecekleri, oysaki davacıların tazminatın kendilerine ödenmesini talep ettikleri dikkate alınarak bu davalı yönünden istemin bu nedenlerle reddine; diğer davalı olan …’nın şirket ortağı ve yöneticisi olmadığı bu bağlamda 3.kişi konumunda bulunduğu dikkate alınarak İstanbul ….. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi heyeti raporuna göre kendisinin şirketi zarara uğratacak herhangi bir eyleminin varlığının tespit edilemediği, dolayısıyla davacıların bu davalıya yönelik istemlerinin de sübuta ermemiş olması nedeniyle reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemli davanın REDDİNE,
2- Peşin alınan 519,75-TL harçtan, 44,40 – TL ilam harcının mahsubu ile, bakiye 475,35-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar vekili için maddi tazminat yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 3.000-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalılar vekili için manevi tazminat yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/11/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.