Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/298 E. 2018/178 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/298 Esas
KARAR NO : 2018/178

DAVA : Tapu İptal ve Tescil – Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/09/2009
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH:
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne sunmuş olduğu 24.09.2009 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin dokuz kurucu üyesinden biri olduğunu, kurucu üye olarak ödemesi gereken katılım borcunu davalı kooperatife ödediğini, kurucu üye olarak kendisine yapılan inşaatta bir daire verilmesi gerektiği halde dairesinin verilmediğini bu nedenlerle mevcut dairelerden en büyük olanının müvekkili adına tapuya tesciline , bu talep kabul edilmediği takdirde taşınmazın belirlenecek rayiç değerinin tazminat olarak davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bakırköy Tüketici Mahkemesi …. E-K sayılı ilamı ile ; taraflar arasındaki ihtilafın Kooperatifler Kanunu’ndan kaynaklanıyor olması nedeni ile görevsizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
Dava açıldığı sırada yatırılmayan başvuru ve peşin harç 25.12.2009 tarihli harç tahsil müzekkeresi ile tahsil edilmiş olup , yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı taraf yargılama aşamasındaki beyanlarında ; davacının kurucu üye olduğu hususunun doğru olduğunu ancak kendisinin kurucu üye olarak yapmış olduğu tüm ödemenin Yeni Türk Lirası olarak toplam 72,50 TL olduğunu, bunun dışında herhangi bir ödemede bulunmadığını, adlarına daire tahsis edilen tüm üyelerin taşınmaz bedeli olarak kooperatife yüklü ödemelerde bulunduklarını, davacının halen kooperatif üyesi olduğunu, kooperatifin hukuken ve fiilen tasfiye edilmediğini ayrıca kooperatif kurulurken kooperatife tahsis edilmesi gereken arsanın da davacı tarafından tahsis edilmediğini zira halen …. ilçesi, … Mahallesinde kain …. Ada, ….nolu parsel ile ….Ada…. nolu parselin davacı adına tapuda kayıtlı olduğunu bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Dosyaya sunulan kooperatife ait belge ve kayıtlar ile birlikte dosya bilirkişi …. ve daha sonra da bilirkişiler … ile ….’ a tevdi edilmiş, bilirkişiler düzenlemiş oldukları raporlarda davacının kurucu üye olarak kooperatif kayıtlarında yer aldığını, kurucu üye olarak yapmış olduğu ödemenin toplam 72,50 TL olduğunu ancak davacının davalı kooperatifin sabit fiyatlı ortak olduğuna ilişkin herhangi bir Genel Kurul Kararı bulunmadığını, davacıya tahsis edilebilecek örnek dairenin dava tarihi olan 24.09.2009 tarihi itibari ile rayiç değerinin 150.000 TL , 22.05.2015 keşif tarihi itibari ile 320.000 TL olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Duruşmada dinlenen davalı tanıkları birbirine teyit eden ifadeler ile kendilerinin de kurucu üye olduklarını, kooperatife üye oldukları sırada davacı gibi ödedikleri katılım payı dışında inşaatın bitirilmesi için ödemelerde bulunduklarını, davacının ilk başta yapmış olduğu ödeme dışında herhangi bir ödemede bulunmadığı için tapusunun verilmediğini maddi olaylara dayalı olarak beyan ve ifade etmişlerdir.
Her ne kadar davacı taraf davalı kooperatif ile dava dışı …. arasında düzenlenmiş Bakırköy …. Noterliği’nin 29.08.1995 tarih ….yevmiye numaralı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine göre dokuz kurucu üyeye birer daire verileceğinden bahisle kendisine kurucu üye olarak daire tahsis edilmesini talep etmiş ise de ; Yargıtay’ ın yerleşmiş içtihatlarına göre sabit ve peşin aidat ödemeleri koşulu ile ortaklık için bu yönde genel kurul tarafından karar alınması gerektiği (Yargıtay 11.HD’nin 2007/2011 E- 2008/4177 K, Yargıtay 23.HD’nin 2011/2625 E-2012/756 K, Yargıtay 11.HD’nin 2007/11961-14691 E-K sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere) , toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre genel kurul tarafından bu yönde alınmış bir kararın mevcut olmadığı dolayısı ile davacının sabit fiyatlı ortak olarak adına daire tahsis ve tescilini talep edemeyeceği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Yukarıda belirtilen Yargıtay ilamları kapsamında davacının sabit fiyatlı ortak olmamak ile birlikte kendisi tarafından üye olduğu tarihte yatırmış olduğu 72,50 TL katılım payını davanın açıldığı tarih itibari ile güncellenmiş değeri ile isteyebileceği , bu yönde son oturumda hazır bulunan davacı vekili ile davacı asile beyanları sorulmuş, kendileri kesinlikle ödemiş oldukları aidatın güncellenmiş değerini talep etmediklerini, taşınmazın adlarına tescili veya rayiç değerinin tazminat olarak tahsilini talep etmiş olmaları nedeni ile bu yönde de mahkememizce talep ile bağlı kalınarak herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının kurucu üye olarak davalı kooperatife katıldığı , katılım ücreti olarak geçmiş dönemde toplam yeni TL cinsinden 72,50 TL ödemede bulunduğu, kendisinin sabit fiyatlı ortak olduğu yönünde genel kurul tarafından alınan herhangi bir kararın mevcut olmadığı , yukarıda belirtilen Yargıtay kararlarına göre genel kurul tarafından bu yönde alınan karar bulunmadığı sürece davacının sabit fiyatlı ortak kabul edilip adına taşınmaz tescili veya taşınmaz bedelinin tazminatı olarak tahsiline karar verilemeyeceği , ayrıca adlarına taşınmaz tescil edilen davacı dışındaki diğer kurucu üyelerin başlangıçta ödedikleri katılım bedeli dışında inşaatın tamamlanması için ayrıca ödemelerde bulundukları , bu hususun duruşmada dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğu , ayrıca davalı kooperatifin kuruluş aşamasında tahsis edilmesi gereken arsaların da davacı tarafından tahsis edilmediği zira celp edilen tapu kayıtlarına göre halen …. İlçesi…. Mahallesinde kain… ada …. nolu parsel ile ….ada … nolu parselin davacı adına hisseli olarak kayıtlı bulunduğu , bu bağlamda davacı adına taşınmaz tescili veya bedelinin tazminat olarak tahsiline karar verilemeyeceği , davacının kurucu ortak olarak ödediği 72,50 TL nin güncellenmiş değerinin de istenmediği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde subuta ermeyen davanın reddine karar verilmiş, iş bu kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine İBAM …HD ….-….EK sayılı ilamıyla “davacının, davalı kooperatifin kurucu ortağı olduğu,Davacının davalı kooperatifte sabit fiyatlı ortak olduğunu gösteren herhangi bir genel kurul kararı bulunmadığı görülmekle birlikte, diğer kurucu ortaklara daire tahsis edilmesinin mukavelede yazılı şart gereği yapılmış olması halinde davacıya da bir dairenin tahsisi mümkün olabilecektir.
Oysa dosya incelendiğinde, Kooperatifin ilk tescil gazetesi ve ana sözleşme örneğinin dosyada bulunmadığı, yapılan inşaat mukavelesinin genel kurulca onaylanıp onaylanmadığının dosyadan anlaşılamadığı, Kooperatif ticari defter ve kayıtlarının getirtilemediğinden incelenemediği, bu nedenle, diğer kurucu üyelere daire tahsis edilip edilmediği, diğer 8 kurucu üyenin kooperatifin kuruluş aşamasında yaptıkları ödeme dışında ayrıca herhangi bir aidat ödemesi yapıp yapmadıkları, kurucu üyelerin 29.08.1995 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesine göre kooperatife üzerlerine kayıtlı herhangi bir gayrimen- kulu, kooperatife devredip devretmediklerinin anlaşılamadığı, bu bağlamda ilk derece mahkemesinin eksik araştırma sonucu istinaf konusu kararı verdiği görülmektedir.
Bu nedenle, mahkemece, davalı kooperatiften1994-2008 dönemine ilişkin defter ve kayıtların bulunduğu yer sorulup temin edilmesi, kooperatifin 2008 yılı öncesine ilişkin hesap dökümlerinin ilgili bankadan celbi, davalı kooperatifin 1994-2008 yıllarına ilişkin genel kurul tutanaklarının mevcutsa davalı kooperatiften temini, temin edilemez ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan istenerek, , kooperatifin tüm defter, kayıt, belge, yönetim ve genel kurul kararları ve banka hesapları üzerinde konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yaptırılarak, kooperatif kurucu ortaklarının kooperatife karşı düzenli aidat ve benzeri yükümlülüklerinin bulunup bulunmadığı, diğer ortakların ve davacının kooperatife ödeme yapıp yapmadığı açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir şekilde belirlendikten sonra, davacının durumunun TMK’nın 2. maddesi kapsamında değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulması gerektiği anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun bu yönlerden kabulüyle, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2016 Tarih ve …. Esas …. Karar sayılı kararının HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden yargılama yapılmak ve karar verilmek üzere mahkemesine iadesine karar verildiği” bu kapsamda mahkememizce celp edilen kayıt ve belgelerle birlikte dosya bilirkişi heyet…. ve arkadaşlarına tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 30/12/2017 tarihli raporlarında davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu, diğer kooperatif üyeleriyle eşit hak ve sorumluluklara sahip olduğunu, diğer kurucu ortakların herhangi bir katkı bedeli ya da ödeme yapılmasına ilişkin karar olmadığı gibi yapıldığına dair belge sunulmadığını, davacı ortağın konut yokluğu nedeniyle ortaklık haklarından yararlanamamasından dolayı tazminat talep edebileceğini, talep edilebilecek tazminatın ise eş değer konutun bedeli olan 320.000-TL olacağını teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce ödenecek tazminat miktarı dışındaki diğer değerlendirmeler yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Her ne kadar bilirkişi heyeti raporunda davacı tarafın kendisine tahsis edilmesi gereken konutun bedelinin 320.000-TL olduğunu belirtmiş ise de, dosyada mevcut …. ve …tarafından düzenlenen 08/06/2015 tarihli raporda dava konusu yapılan taşınmazın dava tarihi olan 24/09/2009 tarihindeki rayiç değerinin 150.000-TL olduğunu, keşif tarihi itibariyle değerinin ise 320.000-TL olduğunu belirtmişler, her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceğinden davacının talep edebileceği tazminat miktarının dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç değeri olan 150.000-TL olabileceği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davacı vekili dava konusu taşınmazla ilgili düzenlenen rapor kapsamında taşınmazın keşif tarihi itibariyle rayiç değeri 320.000-TL olduğundan bahisle davasını ıslah etmiş, ıslah harcını da yatırmış olması nedeniyle davacı tarafın ıslah kapsamında talebinin 320.000-TL olduğu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı kooperatifin kurucu üyesi olduğu, en son düzenlenen 30/12/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda da belirtildiği üzere davacının diğer kurucu üyelerle aynı statü ve koşullara sahip olduğu, diğer kurucu üyelere tahsis edilen daire gibi davacıya da dairesinin teslim edilmesi gerektiği, ancak davalı kooperatifin davacı üyeye tahsis edebileceği dairesi bulunmadığından eş değer dairenin dava tarihi itibariyle rayiç değeri olan 150.000-TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ıslah talebi kapsamında davasının KISMEN KABULÜ ile 150.000-TL’nin dava tarihi olan 24/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı kooperatiften alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin ıslah talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 10.246,50-TL ilam harcından peşin alınan 108,00-TL + 5.328,18-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 4.810,32-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalıya yükletildiği halde davacı tarafından davanın açıldığı tarihte peşin olarak yatırılan 108,00-TL + 5.328,18-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.436,18-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.656,26-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 18,01-TL, tebligat-posta gideri: 238,25-TL, bilirkişi ücreti: 4.400,00-TL, keşif harcı-araç ücreti, . -TL”) yargılama giderinden, kabul-ret oranına göre (%47) 2.188,32-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 14.750,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı tarafın yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/02/2018
Başkan …¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Katip … ¸e-imzalıdır