Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/288 E. 2018/72 K. 01.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/288 Esas
KARAR NO : 2018/72

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/03/2014
KARAR TARİHİ : 01/02/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2018
Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin 14/03/2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, …. nin … Şubesinin …. nolu hesabının mudisi olduğunu, müvekkilinin işbu hesabından bilgisi, onayı ve rızası olmaksızın düzenlenen sahte imzalı talimatlarla 30.12.2011 tarihinde 69.630 TL, 30.03.2012 tarihinde 43.000 TL ve yine 30.03.2012 tarihinde 122.000 TL olmak üzere toplam 234.630 TL çekildiğini ve müvekkilinin ilgisi olmayan üçüncü kişilere ödendiğini, bir güven kurumu olan bankanın,müvekkilinin hesabından, talimat yoluyla çekilen paralarla ilgili olarak gerekli araştırma ve inceleme yapmadığını ve basiretli bir tacirin göstermesi gereken titizliği göstermediğini, zira dilekçe ekinde dosyaya sunulan banka talimatları incelendiğinde, müvekkilinin adına atılan sahte imzaların daha birbirinden farklı olduğunu ve birbirlerine benzemediklerinin çıplak gözle bile fark edildiğini, ayrıca dikkatle incelendiğinde de banka talimatlarındaki sahte imzaların müvekkilinin imzası ile de farklılık gösterdiğinin açıkça ortada olduğunu, kaldı ki; davalı bankanın işlem sırasında müvekkiline para çekilmesi hususunda bir talimatının olup olmadığının sorulmadığını, müvekkilinden şifahi olarak da teyit almadığını, oysa ki; genel banka uygulamalarında bankanın yazılı talimat yanında şifahi olarak da talimat alması ve yazılı talimatın doğruluğunun teyit edilmesinin gerektiğini, ayrıca bugüne kadar müvekkilinin kendisinin de bizzat davalı bankaya üçüncü bir kişiye para ödenmesi hususunda hiçbir zaman verdiği bir talimatın da olmadığını, görüleceği üzere, davalı bankanın hiçbir özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve paranın müvekkilinin hesabından çekilerek üçüncü kişilere ödenmesi hususunda tam kusurlu davrandığını, bankanın bu kusurlu hareketi ve gerekli özeni göstermemesi nedeniyle müvekkilinin son derece mağdur olduğunu, madden ve manen zarara uğradığını, müvekkilinin rızası, bilgisi ve onayı olmadan üçüncü kişiye yapılan bu ödemelerin dışında bu tarzda başka ödemelerin olup olmadığı ve müvekkilinin başka hesaplarında da benzer durumların yaşanıp yaşanmadığına ilişkin olarak davalı bankaya İstanbul ….Noterliğinin 30.09.2013 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide ve davalı bankaya tebliğ edildiğini, ancak bugüne kadar herhangi bir cevap alınamadığını, bu nedenle, müvekkilinin hesabından rızası, onayı ve bilgisi olmaksızın başkaca para ödemeleri yapılması ihtimali bulunduğundan, uğradığı maddi zararın tam olarak tespit edilemediğini, ayrıca söz konusu ödemelerin müvekkilinin hesabına geri ödenmesi için davalı bankaya İstanbul ….Noterliğinin 17.05.2013 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide ve tebliğ edildiğini, ancak bundan da sonuç alınamadığını, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, müvekkilinin hesabından bilgisi, onayı ve rızası olmaksızın çekilen şimdilik 234.630,00-TL’nin müvekkili hesabından paraların çekildiği tarihten itibaren işleyecek mevduata uygulanacak en yüksek avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, işbu davadaki taleplerinin dışında oluşmuş ve oluşacak maddi ve manevi tazminat haklarının saklı tutulmasına, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini, dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin 22/05/2014 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Üzerlerinden iki yılı aşkın süre geçmesini müteakip dava konusu edilen ödeme işlemlerinin lehdarı olan kişilerin, aynı zamanda davacının ortağı ve münferit yetkilisi olduğu şirketin münferit yetkilisi (müdürü) olan …’ın ortağı olduğunu ve yetkilisi olduğu şirket nezdinde çalıştıklarını, anlaşılacağı üzere, dava dilekçesinde “ üçüncü/kendisi ile ilgisiz kişiler” olarak aktarmayı tercih ettiği dava konusu işlem lehdarlarının, gerçekte davacının aynı zamanda şirketinin müdürü olan kardeşi …, yeğeni … ve şirketin yöneticisi olan …’ın ortağı ve münferit yetkilisi olduğu şirketin çalışanı (…) olduğunu, davacının haksız olarak gerçekleştirildiğini iddia ettiği ödeme işlemlerine konu paraların gerek bir araya getirilme ve gerekse bu paraların davacı …’ın şirketi olan …hesabı ve bu şirket hesabı üzerinden davacı … hesabına aktarılmak suretiyle dolaştırıldıktan sonra, talimatla çekilmesinin ardından kullanılış biçiminin, davacı yan iddialarının aksine; davacı ve şirketine ait hesapların, davacı tarafından açıkça yetkilendirilmiş aile fertleri ve şirketlerinin içerisinde yer aldığı bir organizasyon içerisinde belirli bir amaca (yüksek olasılıkla kredibilite artırımı)hareketlendirildiğini, bu amaca ulaşılması üzerine ortaya çıkan faydanın paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlığın ise maliyetin müvekkili bankaya yükletilmek suretiyle giderilmeye çalışıldığını ortaya koyduğunu, basitçe yinelemek gerekirse, davacının bir nedenle şirketinin yönetimini dava dışı kardeşi ….’a devrettiğini, dava dışı …’ın da, ortağı ve münferit yetkilisi olduğu şirketinkaynak ve imkanlarını bir nedenle bir dönem davacı ve şirketi için kullanmak suretiyle davacının ve şirketinin hesaplarını hareketlendirdiğini, ez cümle davacının şirketine (ve bir ihtimal davacının şahsına) ait hesapların, bizzat davacı tarafından verilen yetki/ler çerçevesinde dava dışı … ve şirketi tarafından kullanıldığını, davacı ve dava dışı … tarafından oluşturulduğu anlaşılan bu ilişkilerin neden ve amacını öncelikle açıklaması gereken kişinin bizzat zarar iddiası ile mahkeme huzuruna gelen davacıya ait olduğunu, ancak bu kişileri kendisi ile ilgisiz üçüncü kişiler olarak tanımlamayı tercih eden davacının bundan kaçındığı göz önüne alındığında, bu konudaki gerçekleri açıklayabilecek yegane kişinin dava dışı … olduğunun anlaşıldığını, öte yandan, para hareketlerinin niteliğinin incelenmesinde; dava konusu ödeme işlemlerine konu paraların, buişlemlerden birkaç saat (en çok 24 saat) önce, yukarıda belirtilen kişiler ve hesapları üzerinden bir araya getirildiğini, keza bu paraların hesaptan talimat ile çekilmesinin ardından çekilen tutarların davacı ve yukarıda zikredilen kişiler ve şirketlerine aktarıldığını, davacı ve bu kişiler lehine kullanıldığını, ezcümle dava konusu tahsilatlardan elde edilen paraların davacı ve şirketi ile … ve …. A.Ş. arasında oluşturulmuş parasal sistemin içerisinde kaldığının görüldüğünü, mahkemenin de malumu olduğu üzere; inkara dayalı alacak/tazminat talepli davalarda, inkar edilen işlem neticesinde çekilen paraların ne şekilde ve ne amaçla kullanıldığı ve mudinin bu işlemi bilip bilmediğinin, işlemi benimseyip benimsemediğinin hususi önem arz ettiğini, dolayısıyla uyuşmazlığın davacının iddiasında olduğu üzere “imza incelemesi” basitliğine indirilmesine müsaade edilemeyeceğini, davacının ortağı ve yetkilisi olduğu …Ltd. Şirketinin hesapları üzerinden faks talimatları ile birçok ödeme işlemi yapıldığını, dolayısıyla bir tacir olarak davacının talimatla işlem yapma alışkanlığının bulunmadığı yönündeki savunmasının hukuki önem ve değerinin olmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede de müvekkili bankaya faks talimatlarında telefonla teyit alma mükellefiyetinin bulunmadığını, ayrıca faks talimatının aslının müvekkili bankaya ulaştırılması yükümlülüğünün de müvekkili bankaya değil, talimat sahibi/ müşteriye ait olduğunu, açıklanan hususlar nedeniyle; öncelikle ihbar talebinin kabulü ile davanın, dava konusu ödeme işlemlerinin lehdarı konumundaki … ve … ile konumu itibariyle bu işlemlerden haberdar olmamasına imkan bulunmayan …’a ihbarına, davacının haksız, dayanaksız ve kötü niyetli davasının esastan ve tümden reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini, savunmuş ve talep etmiştir.
TALEP: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasına ilişkindir.
DELİLLER: Dava ve cevap dilekçeleri, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı vs. ,
Davacı yanın talimat yolu ile davalı bankadan para çekildiğini, adına atılan imzaların sahte olduğu ileri sürüldüğünden, grafolog bilirkişisinden rapor alınmıştır. Bilirkişi … 21/05/2015 havale tarihli raporunda özetle ; Belgelerin analizi sonucunda elde edilen bulgular ışığında; inceleme konusu fotokopi belgelerindeki imzalar ile …’ın karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan uyumsuzluk ve ve benzemezlikleri nedeni ile, …. …Şubesi’ne ithafen yazılmış 3 adet talimat yazası fotokopilerindeki imzaların …’ın eli ürünü olduğunun delillerinin bulunmadığı, belge asıllarının temini halinde halinde daha ayrıntılı bir inceleme yapılabileceğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
İmza itirazına konu belge asılları sunulamaması nedeniyle fotokopi belgeler üzerinden kıyasen bilirkişi tarafından yapılan imza incelemesi sonucu alınan raporun sonuç kısmına itibar edilememiş ise de rapor içeriği göz önüne alındığında imzalarda ilk bakışta fark edebilecek farklılık olmadığı anlaşıldığından içeriği itibari ile diğer delillerle birlikte değerlendirilebileceği kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 14.12.2010 tarihinde Genel Hizmet Sözleşmesinin incelenmesinde; Sözleşmenin amacı, banka şubeleri nezdinde açılmış ve açılacak tüm hesapların kullanılmasına yönelik hükümleri içermektedir. Sözleşmenin, “Faks Talimatları Doğrultusunda Yapılacak İşlemler” başlıklı 10.maddesinde; “Bankanın tüm şubeleri ile Müşteri arasında faksla belirtilen talimatlar uyarınca işlem yapılması ile ilgili esaslar konusunda aşağıdaki şartlar geçerli olacaktır. a-Müşterinin, her sayfası imzalı faks talimatı bankaya ulaştığında banka talimat aslı beklemeksizin talimatı işleme koyacaktır. b-Banka faks talimatlarındaki imzaları Bankadaki örnek imzalarla karşılaştıracak, ilk bakışta fark edilmeyecek sahte imzalardan sorumlu olmayacaktır. c-Bankaya gönderilen talimatların kesin delil olarak kabul edilmesinde taraflar anlaşmışlardır. d-Banka herhangi bir sebep göstermeksizin özellikle tarih ve miktar tutarsızlığı içeren talimatlar ile sair her türlü faks talimatlarını uygulamayıp orijinal metnin kendisine gönderilmesini istemek hakkında sahip olmakla birlikte, faks talimatını işleme koyduğu durumlarda orijinal metni istememesi ya da tarih ve miktar tutarsızlıklarını da dikkate almaması nedeniyle de hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Burada belirtilmeyen hususlarda, ödeme talimatlarını da kapsayacak şekilde havale/EFT hükümleri öncelikli olarak uygulanacaktır…” hükümleri mevcuttur. Faks işlemlerinin taraflara yüklediği sorumluluklar bu hükümlerde düzenlenmiştir.
Davacının Gönderdiği İhtarnamelerin İncelenmesinde; Davacı …, İstanbul … Noterliğinin 17.05.2013/…. tarih ve yevmiye numaralı ihtarnamesini davalı bankanın genel müdürlük ve şube müdürlüğüne keşide ederek dava konusu işlemlerden bahisle, söz konusu işlemler nedeniyle hesabından çıkan paraların … …Şubesi nezdindeki … sayılı mevduat hesabına iade edilmesini istemiştir. ihtarname, banka şubesi ve genel müdürlüğe 30.09.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Yine aynı Noterliğin 25.09.2013/… tarih ve sayılı ihtarnamesi, bu defa sadece banka genel müdürlüğüne keşide edilerek 08.10.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Anılan ihtarda, davacının, Bankanın … …Şubesindeki …. sayılı hesabından çekilen paraların, aynı hesaba iadesi ile … …ve …-… Şubelerinden talimatla çekilen para olup olmadığının tarafına bildirilmesi istenilmiştir. Davalı bankaca, yukarıda belirtilen ihtarnamelere herhangi bir cevap verilip verilmediği anlaşılmıştır.
Davacının ortak olduğu … Ticaret Ltd. Şirketi, İstanbul …. .Noterliğinin 17.05.2013/… tarih ve sayılı ihtarnamesi, …’a gönderilmiş , 05.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. İhtarnamede özetle; …’ın, şirketin 21.03.2011 tarihinden 06.08.2012 tarihine kadar müdürlüğünü yaptığı, bu görevi sırasında yapılan bazı işlemlerle ilgili açıklama istendiği, açıklama yapılmaması halinde yasal işleme başvurulacağı, müdürlük görevine de 06.08.2012 tarihinde son verildiği bildirilmiştir.
Davacının; ortağı olduğu … Limited Şirketinin sicil kaydından; davacının şirketinin ortağı ve yetkilisi olduğu, şirketin ise davalı Bankanın …Şubesinin müşterisi olduğu, dava konusu ödeme işlemlerinden 30.03.2012 tarihinde yapılan 43.000 TL tutarlı ödemenin lehdarı olan …’ın davacı …’ın yeğeni, …’ın ise davacının kardeşi olduğu anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan Ticaret Sicil Kaydı internet çıktısına göre, …’ın, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun …. sicil numarasında kayıtlı …. İnşaat San. Ve Tic. A.Ş. unvanlı şirketin ortağı ve yetkilisiolduğu, bu şirketin de davalı Bankanın …Şubesinin müşterilerinden olduğu anlaşılmaktadır. …’ın, davacının ortağı ve yetkilisi olduğu …Turizm Ticaret Limited Şirketinin 30.03.2011 tarihinden itibaren (5) yıl süreyle yetkili (münferiden) müdürü olduğu, dosyaya mübrez Büyükçekmece ….Noterliğinin 06.04.2011 tarih, ….yevmiye numaralı imza sirkülerinden anlaşılmaktadır. Dava konusu ödeme işlemlerinden birinin lehdarı olan …’ın, öğrenciliği nedeniyle aktif görev almadığı …. İnşaat San. Ve Tic. A.Ş. unvanlı şirkette amcası …’a işlerinde yardımcı olduğu anlaşılmıştır. belirtilmektedir. Dava konusu ödemelerin (2) adetinin yapıldığı …’in de, …Turizm Ve Ticaret Ltd. Şirketinde geçici olarak (meslek lisesi öğrencisi olması nedeniyle) muhasebe departmanında staj amaçlı çalıştığı dosya kapsamındaki delillerden anlaşılmıştır.
Mahkememizce, dosya kapsamındaki belge ve deliller üzerinde tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişi kurulu 20/04/2016 havale tarihli raporlarında özetle ; davacının ortağı olduğu şirket ile davalı banka şubesinin defter ve kayıtlarının incelendiğini, davacı yanın davalı …. Nin … …şubesinin …. sayılı vadesiz mevduat hesabı mudisi olduğu, bu hesabından 30/12/2011 tarihinde 69.630,00-TL, 30/03/2012 tarihinde 43.000,00-TL ve yine 30/12/2012 tarihinde 122.000,00-TL olmak üzere çekilen toplam 234.630,00-TL’lik işlemden, bilgisi, rızası ve onayı olmadığı ileri sürdüğünü, hesap üzerinde yapılan incelemede; 30.12.2011 tarihinde …. …Şubesine … tarafından verilmiş görülen yazılı talimatta (bu talimatın hangi faks numarası üzerinden bankaya gönderildiği belirli değildir), “Şubeniz nezdinde bulunan … nolu hesabımdan 69.630 TL’nin …’e ödenmesini rica ederiz. Saygılarımızla” şeklinde beyanda bulunulduğu, söz konusu hesaptan … isimli şahısa yine aynı tarihte (30.12.2011) 69.630 TL’nin ….sayılı dekontla/tediye fişiyle banka kasasından (nakden) ödendiği, -30.03.2012 tarihinde …. …Şubesine … tarafından verilmiş görülen yazılı talimatta (bu talimatın hangi faks numarası üzerinden bankaya gönderildiği belli değildir), “Şubeniz nezdinde bulunan … nolu hesabımdan 122.000 TL’nin …’e ödenmesini rica ederiz. Saygılarımızla” şeklinde beyanda bulunulduğu, söz konusu hesaptan aynı gün (30.03.2012) 122.000 TL’nin, …. sayılı dekontla/tediye fişiyle … isimli şahısa banka kasasından (nakden) ödendiği, -Yine 30.03.2012 tarihinde … …. …Şubesine … tarafından verilmiş görülen yazılı talimatta (bu talimatın hangi faks numarası üzerinden bankaya gönderildiği belli değildir), “Şubeniz nezdinde bulunan … nolu hesabımdan 43.000 TL’nin …’a ödenmesini rica ederiz. Saygılarımızla” şeklinde beyanda bulunulduğu, söz konusu hesaptan aynı gün (30.03.2012) 43.000,00-TL’nin, …. sayılı dekontla/tediye fişiyle … isimli şahısa banka kasasından (nakden) ödendiğini, Banka Şubesinde yukarıda belirtilen para çekme işlemleriyle ilgili olarak faks talimatlarının aslı bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre bankanın faks talimatındaki imzayı kontrol hükümlülüğünün sınırlı olduğu, davacının yapılan işlemlerden haberdar olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ :Taraflar arasındaki sözleşmenin, 13.24 hükmünde bankaya sunulacak sözleşme, imza sirküleri ve tüzel kişilik adına işlem yapacak yetkililerin kimlik belgelerinin asıllarının alınmasından sonra bankaya karşı yanızca imza yetkilileri imza örnekleri ile birlikte bankaya tevdi edilen kimselerin, tüzel kişi müşteri adına tasarruf yetkisine sahip olduğu ve bilhassa 13.26 hükmünde, müşterinin bir vekil ya da temsilci marifetiyle işlem yaptırabilmek için banka tarafından belirlenecek veya uygun görülecek bir vekaletnamenin veya temsil belgesinin bankaya ibraz edilmesinin şart olduğunu, kabul ettiği, 13.31 hükmünde bu sözleşmede hüküm bulunmaması halinde uygulanacak mevzuat yer almış olup, davacının, davalı banka nezdinde kendi adına hesap sahibi olduğu ve şirketinin de münferit yetkilisi olduğu dava dosyasına sunulan belgelerden anlaşılmaktadır. Davacının, banka hesabında işlem ya kendisi yetkilisi/ temsilcisi veya talimatı ile yapılabilecektir. Somut uyuşmazlıkta; davacının faksla talimatları ile davaya konu 3 adet para çekme işleminin yapıldığı ve davacının da sahtelik iddiasında bulunduğu anlaşılmaktadır. İhtilafı çözecek husus, davacının faksla bankaya ödeme talimatları göndermesi üzerine bankanın ödeme yapma usulü ile taraflar arası uygulama ve bankanın da imzalı, yazılı teyid belgesi talep etmesinin gerekip/ gerekmediği ve dosyaya lehine sunmasının lüzumlu olup/olmadığı noktalarında düğümlenmektedir.
Sözleşmenin 10. Maddesinde; faks talimatı geldiğinde bankanın yükümlülüğü sadece bankadaki örnek imzalarla karşılaştırmak ve ilk bakışta fark edilemeyecek sahte imzalardan sorumlu olmayacağı yazılı olduğundan ve imza incelemesinde; imza itirazı yönünden sunulan fotokopi belgeler üzerinden kıyasen yapılan inceleme sonucu alınan grafololojik rapor sağlık sonuç için elverişli değil ise de rapor içeriğinden ilk bakışta imzaya yönelik fark edilebilecek farklılık olmadığı anlaşıldığından raporu bu yönüyle itibar edilmiş, mali yönden inceleme yapan bilirkişi raporundaki değerlendirmeler bir bütün olarak dikkate alındığında bankaya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, havalenin yapılış şekli, havale alıcılarının kimliği ve davacıya olan yakınlıkları dikkate alındığında, davacının banka hesabından 30/12/2011 tarihinde ilk defa ve 30/03/2012 tarihinde ikinci kez ve en son 30/03/2012 tarihinde tekrar ve sırasıyla 69.360,00-TL, 43.000,00-TL ve 122.000,00-TL çekilmesi ile, davanın da 14/03/2014 tarihinde açıldığı gözetilerek en yakını yaklaşık 2 yıl öncesi olan 3 adet para çekme işleminden dolayı aradan geçen vaktin uzunluğu dikkate alındığında davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığı, yapılan işlemlerin davacının onayı ile yapıldığı sonucuna varılarak davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan 4.006,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.971,00-TL bakiye harcın dosya kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti ve 27,00-TL posta giderinin toplamı olan 1.527,00-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 20.027,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı asil ve vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/02/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır