Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/183 E. 2018/1398 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/183 Esas
KARAR NO : 2018/1398

DAVA : İtirazın İptali (Taşima Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2017
KARAR TARİHİ : 11/12/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili 23/02/2017 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete vermiş olduğu, hafriyat taşımacılığı karşılığı düzenlenip tebliğ ettiği faturaya süresinde itiraz etmediğini, borcun ödenmemesi üzerine Bakırköy ….İcra Müdürlüğül’nün …. esas sayılı itirazın iptali ile %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının takip konusu 135.700,00-TL bedelli faturaya dayalı olarak hafriyat taşıma işi yaptığı iddiasının gerçek olmadığını, faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, icra takibi ile faturadan haberdar olunduğunu, taraflar arasında takip konusu iş ile ilgili yazılı ya da sözlü hiçbir anlaşma yapılmadığı gibi fatura konusu hizmetinde davalıdan alınmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER:Dava, cevap dilekçeleri, Bakırköy ….. İcra Müdürlüğül’nün …. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı… Vs.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğül’nün …. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 26/04/2016 tarihinde 10.12.2015 tarihli 115.000,00-TL fatura alacağı ve fer’isi olmak üzere toplam; 118.771,37-TL’nin tahsili amacı ile ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 28.04.2016 tarihinde tebliğ edildiği, 02.05.2016 tarihli itiraz ile borç ve fer’ilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili, 16.11.2017 tarihinde UYAP’dan alınan 15.11.2017 tarihli beyan dilekçesi ile müvekkili şirket yetkilisinin Düzce ilinde tanınan ve ilde bürokratik ve siyasi nüfusu olan güvenilir bir kişi olduğunu Düzce İl Özel İdaresince ihale açılması üzerine müvekkili şirket yetkilisinin uzmanlığı bulunmasına rağmen yeterli maddi olanağının bulunmaması nedeni ile davalı ile ortak iş aldığını, tarafların karşılıklı anlayış ve güvene dayalı ortaklık kurduklarını müvekkilinin Düzce ilindeki tanınırlığı, ismi , işbitiriciliği ve tecrübesi sayesinde Düzce İl İdaresinin Köy heyelanlarının yapımı ihalesi işinin davlaı şirket adına yapılması adına ciddi çalışmalar yaparak ihale alım sürecini başından sonuna kadar müvekkilinin üstlendiğini ve ihale işini müvekkilinin çabaları, çevresi ve etkisi sayesinde davalı şirket adına alındığını, işin alınımında davalının hiçbir katkısı ve emeği bulunmadığı gibi, işin yapım süreci ile ilgili de bir tecrübe ve bilgisinin bulunmadığını, Düzce ilindeki tüm ihale işlerinin idaresi ve bağlantılarının müvekkili tarafından yapıldığını; tarafların belirtilen şekilde ortak iş yaparak kazanılan ücretin eşit şekilde pay edilmesi konusunda anlaştıklarını ve ancak resmiyette işin davalı tarafından alınması nedeni ile ilgili idarelerce alacak ve hak edişlerin davalı şirket adına düzenlendiğini, müvekkilinin tanınırlığı sayesinde verilen ihalelerinin tüm takiplerinin kontrol ve denetiminin müvekkili tarafından yapıldığını, bu hususta müvekkilinin tanıkları bulunduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık temelinde müvekkil sayesinde alınan ve ortaklaşa yapılan işten müvekkilinin yaptığı işin karşılığı olan ücretin müvekkiline ödenmemesinden kaynaklandığını beyan etmiştir.
Davalı vekili 29.11.2017 tarihli beyanında; hafriyat işinin yapılmadığını ikrar edildiğini, ancak farklı bir alacak bulunduğunu, davacı tarafından ileri sürüldüğünü, taraflar arasında davalı yanca ileri sürülen herhangi bir ticari ilişki ile nüfus ve benzeri ilişkinin bulunmadığını savunmuştur.
Mahkememizce taraflarca sunulan deliller toplanmış, BA-BS formları getirtilmiş, konusunda uzman bilirkişi kurulu oluşturularak tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişi kurulu tarafından ibraz edilen 28.08.2018 tarihinde raporun incelenmesinde; taraf defterlerinin usulüne uygun şekilde düzenlendiği, davacı şirket defterlerinde takip konusu 135.700,0-TL’lik faturanın kayıtlı bulunmadığını, davacı defterlerine göre davalının 374.094,12-TL davalının borcunun bulunduğunu, davalı defterlerine göre ise de, davacı alacağının 8.061,44-TL olduğunu takip konusu faturaya ilişkin hizmetin verildiğine dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığının belirlendiği görülmüştür.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş olup, davalı taraf vekillerince rapora karşı beyanda bulunulmuş olup, davalı vekili başka bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, İİK.’nın 67. Maddesinde düzenlenen itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, takip talebinde 135.700,00-TL’lik taşıma faturasına dayalı olarak takipte bulunmuş, itiraz üzerine hafriyat taşıma hizmeti verdiğinden bahisle eldeki davayı açmıştır. Ancak yukarıda belirtildiği üzere 15.11.2017 havale tarihli dilekçesi ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliği değiştirilerek, davacının Düzce ilindeki siyasi, bürokratik ve sempatik ilişkilerini davacının ise, sermaye koyarak kamu ihalelerinin alınıp adi şirket şeklinde gelirinin bölüşülmesinden kaynaklı davacı alacağının bulunduğu ileri sürülmüştür. Gerçekten de davacının takip ve dava konusu taşıma hizmetini vermediği, alacağın yukarıda bahsedilen örtülü ilişkiden kaynaklı kar payı alacağı olduğu anlaşılmıştır. İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı dava olup, bu tür bir davada takip talebinde istenen dışında bir alacağın talep edilmesi mümkün değildir. Davacının taşıma alacağı bulunmadığı sabit olduğuna göre, takip konusu edilmeyen adi ortaklıktan kaynaklı alacağın bu davada değerlendirilmesi mümkün olmadığından davacının sabit görülmeyen davasının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan 1.434,46-TL harcın mahsubu ile 1.398,56-TL’nin hüküm kesinleştğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen; 160,00-TL bilirkişi ücreti ve 42,00-TL yargılama giderinin toplamı olan 202,00-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 12.251,68-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Dosya Kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansların taraflara iadesine,
Dair davacı vekili, davalı şirket yetkilisi ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/12/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸