Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/155 E. 2019/55 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/155 Esas
KARAR NO : 2019/55

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/03/2015
KARAR TARİHİ : 16/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili 18/03/2015 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından ……. sayılı (…… ) ile inşaat bütün riskler sigorta poliçesi ile dava dışı …….. A.Ş. – …….Ltd.Şti. Adi ortaklığına ait inşaat sahasının sigorta örtüsü altına alındığını, 30.12.2013 tarihinde kimliği belirsiz kişiler tarafından alt taşaron…….Taahhüt … Ltd.Şti.’ne ait elektrik malzemeleri deponun bulunduğu kapının kilidi kırılmak sureti ile araçla çalınması üzerine yapılan ekspertiz incelemesi sonucu 31.058,51-TL sigortalıya ödenerek temlikname alındığını, davalının işyerini güvenliğini sözleşme ile yüklendiğini güvenlik önlemlerini almadığını, ileri sürerek yapılan 31.058,51-TL tazminatın 07.05.2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, müvekkil şirket yönetici ve çalışanlarını güvenlik hizmetini sözleşme ve ekleri gereğince yerine getirdiğini, işverene çeşitli zamanlarda risk analiz raporlarını sunarak iş akışı konusunda bilgilendirildiğini, analiz raporlarında belirtilen personel artışı, ışıklandırma, kamera sayısının artırılması ve benzeri taleplerin dikkate alınmamasına rağmen güvenlik hizmetinin maksimum özenle yerine getirildiğini, çalındığı ileri sürülen malzemenin giriş ve çıkış kaydı konusunda müvekkiline bilgi verilmediğini, olayın gerçekleştiği depo kapısının ancak içeriden açılabileceğini, daha önce bir çok hırsızlık olayı meydana gelmesine rağmen gerekli güvenlik önlemlerinin artırılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dava, cevap dilekçeleri, hasar dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı… Vs.
Davalı tarafça, cevap dilekçesi ile birlikte dava dışı sigortalı işverene sunulan güvenlik raporları, risk analiz raporları, tutanaklar ve şikayet dilekçeleri sunulmuştur.
Davacı tarafça, rizikonun gerçekleşmesi üzerine ekspertiz incelemesi yapılmış olup,31.058,51-TL 05.06.2014 tarihinde sigortalıya ödenmiştir. Çalındığı ileri sürülen emtiaya ilişkin belge ve sevk irsaliyeleri, hırsızlık yapılan mahalline ilişkin belge, tutanak ve görüntü kayıtları dosyaya sunulmuştur. Riziko adresinin davalı tarafça inşaat bütün sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alındığı, çeşitli tarihlerde düzenlenen zeyilnamelerle teminat kapsam ve miktarının değiştirildiği görülmüşütr.
05.12.2012 tarihli güvenlik hizmet sözleşmesi ile davalıya sigortalı adi ortaklığına ait şantiyenin güvenliğini sağlama işini üstlenmiş olup, sözleşmenin 6. Maddesinde taşaronun sorumlulukları düzenlenmiştir.
Mahkemeizce davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş olup, Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nce görev ve yetkisizlik kararı bozularak dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamınndaki tüm belgeler, değerlendirilmesi sureti ile davalının güvenlik hizmetinin ifasında bir kusuru bulunup/ bulunmadığı, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yerinde olup olmadığının belirlenmesi amacı ile bilirkişi denetlemesi yapılmış olup, bilirkişi kurulu tarafından ibraz edilen 24.06.2018 tarihli raporun incelenmesinde; güvenlik hizmet sözleşmesinin 6. Maddesindeki davalıya yüklenen görevler dikkate alındığında davalının %75 oranında asli kusurlu olduğu, bu nedenle yapılan ödemenin kusur oranına denk gelen miktarının rücusunun talep edilebileceği bildirildiği görülmüştür. Taraf vekillerine kusur yönünden itirazda bulunması üzerine mahkememizce kusur bilirkişisinden ek rapor alınmıştır. 09.12.2018 tarihli denetime elverişli bilirkişi raporunda taraf itirazlarınında değerlendirilerek davalının %75 sigortalının ise %75 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava,inşaat tüm riskler sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına işyerinden meydana gelen hırsızlık sonucu ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı ile dava dışı sigortalı arasında düzenlenen poliçe uyarınca işyerinde, işverenin sorumlu olduğu hırsızlık rizikosunun sigorta örtüsü altına alındığı, bu kapsamda sigortalının sorumlu olduğu taşerona ait emtianın hırsızlık sonucu zayi olmasınında poliçe teminatı kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça, hırsızlık olayı sonucu ekspertiz incelemesi yapılmış olup, 07.05.2014 tarihinde 31.058,51-TL ödenerek sigortalının haklarına halef olunmuştur. Rizikonun gerçekleştiği davacı tarafça kanıtlandığına göre, rizikonun teminat dışında bulunduğunun kanıtlama yükümlülüğü davalıya aittir. Bu kapsamda davalı vekili, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını savunmuş olup, sözleşme süresince sigortalıya bildirilen risk analiz raporlarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin güvenlik hizmetinin sözleşmeye uygun şekilde kusursuz yürüttüğünü savunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 6. Maddesinde davalının yükümlülükleri düzenlenmiş olup, davalı şirket basiretli bir tacir olarak sözleşmedeki koşullara uygun şekilde güvenlik hizmetinin yerine getirmeyi yüklenmiştir. Ancak bilirkişi tarafından da belirlendiği üzere istihtam edilen personel sayısının yetersiz oluşu ve bu hususun sigortalıya bildirilmesi karşısında ayrıca işveren tarafından taşaronun yapmış olduğu hizmetleri gereği gibi denetlenerek eksikliklerin giderilmemesi nedeni ile sigortalının %25 davalının ise %75 oranında kusurlu olduğu mahkememizce de benimsenmiştir. Bu durumda, sigorta tazminatı ödeyen davacının ödeme miktarında da sigortalının haklarına halef olduğu dikkate alınarak 23.293,81-TL’nin TBK.’nın 117. Maddesi gereğince ödeme tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; 23.293,81-TL’nin ödeme tarihi olan 07.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gereken 1.591,20-TL harçtan peşin alınan 530,41-TL harcın mahsubu ile 1.060,79-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 530,41-TL peşin harç ile 27,70-TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 2.400,00-TL bilirkişi ücreti ve 353,90-TL posta masrafı toplamı olan 2.753,90-TL’den kabul-red oranına göre hesaplanan 2.065,41-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacının üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 58,80-TL posta masrafının kabul-red oranına göre hesaplanan 14,70-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye giderin davalının üzerinde bırakılmasına,
7-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 2.795,26-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Dosya Kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansların taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/01/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır