Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/144 E. 2018/177 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/144 Esas
KARAR NO : 2018/177

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 13/02/2017
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 01/03/2018
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 13/02/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olduklarını, davalı şirket tarafından 10/02/2017 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını, genel kurul toplantısında alınan …ve … nolu kararlar ile şirkete …. …. A.Ş.’nin bağımsız denetçi olarak atandığını, yapılan atamanın şirket ana sözleşmesi ve TTK hükümlerine aykırı olduğunu, ayrıca atanan şirketin bağımsız denetçi seçilemeyecek şirketlerden olduğunu, bu bağlamda genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; müvekkili şirkete bağımsız denetçi atanması için 2016 yılında genel kurul toplantısı yapıldığını, ancak toplantıya hazırlık aşamasında yapılan ilanlarda 2016 yılı yerine maddi hata sonucunda 2015 yılının yazıldığı, davacı tarafın bu hususa itiraz etmiş olması nedeniyle bağımsız denetçi atanmasına ilişkin gündem maddesinin görüşülemediği, bilahare anonim şirket statüsünde bulunan müvekkil şirkete bağımsız denetçi atanmasının yasal zorunluluk arz etmesi nedeniyle 2017 yılında 2016 yılı için bağımsız denetçi atanması yönünde karar alındığını, alınan kararın mevzuata uygun olduğunu, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy ….ATM …. esas sayılı dosyasında dava dışı şirket ortakları tarafından bağımsız denetçi tayin edilmesi amacıyla dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda şirkete bağımsız denetçi atanması yönünde 11/02/2017 tarihinde genel kurul toplantısı yapılarak karar alındığını, bu bağlamda denetçi atanmasının geçerli olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesis edildiği, söz konusu kararın istinaf yargı yolundan geçmek suretiyle kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti …. ile …’e tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 19/10/2017tarihli raporunda davalı şirketin bağımsız denetçisi olan …. AŞ tarafından düzenlenen raporun şirketin genel işleyişi ve finansal verilerine uygun olduğunu, ancak bağımsız denetçisi seçiminin en geç faaliyet döneminin sonuna kadar gerçekleştirilmesi gerektiğini, bu kapsamda süresinde yapılmayan denetim şirketi seçiminin geçersiz kabul edilmesi gerektiğini teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Her ne kadar davacı taraf davalı şirketin mali müşavirlil görevini yapan ….’in aynı zamanda denetim şirketi olan …. AŞ’nin ortağı olduğu ve bu nedenlerle söz konusu şirketin denetim şirketi olamayacağını iddia etmiş ise de, dosyaya sunulan 10/11/2016 tarihli yönetim kurulu kararına göre söz konusu üyenin üyeliğinin dava konusu yapılan olağanüstü genel kurul toplantısından önce sona erdiği, bu bağlamda bağımsız denetim şirketi yönünden bu kapsamda engel bulunmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; en geç 2016 yılı sonuna kadar seçimi yapılması gereken denetim şirketinin, 2016 yılında yapılan olağan genel kurul toplantısında yıl bazında yapılan maddi hata sonucunda seçilemediği, bu bağlamda davalı şirketin statüsü itibariyle bağımsız denetçi firma tarafından denetlenmesinin yasal zorunluluk arz etmiş olması nedeniyle 2017 yılında seçildiği, seçilen denetim şirketinin seçilmesine engel hal bulunmadığı gibi düzenlemiş olduğu denetim raporunun bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere şirketin genel işleyişi ile finansal verilerine uygun olduğu, TTK 399.maddesine göre denetçinin her faaliyet dönemi ve her halde görevini yerine getireceği faaliyet dönemi bitmeden seçilmesinin düzenlendiği, ancak bu hükme riayet edilmediği taktirde herhangi bir hukuki yaptırım öngörülmediği, bu nedenlerle 2016 yılında seçilmesi gereken denetçinin zorunlu olarak 2017 yılında olağanüstü genel kurul toplantısında seçilmesine engel bir durum bulunmadığı, kaldı ki davalı şirkete statüsü gereği denetçi atanmasının yasal zorunluluk arz ettiği dikkate alınarak açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit görülmeyen davacıların davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 35,90-TL ilam harcından peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/02/2018
Başkan … ¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır