Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1202 E. 2018/174 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1202 Esas
KARAR NO : 2018/174

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/09/2013
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 01/03/2018
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalılar … ve …’in, davacıların devretmiş oldukları hisselerle davalı şirkete ortak olduklarını, davacılar….şirketinin kurucusu ve hakim ortakları iken, 24.01.2012 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davalı şirket hisselerinin % 80’ini davalılara devrettiklerini, böylece davalı şirkette davacılardan sadece …’in % 20 hissesinin kaldığını, davalıların hisse oranlarının % 80 olduğunu, davalı ortakların hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan bedeli davacılara ödemediklerini, davacıların hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan devir yükümlülüğünü tam ve gereği gibi yerine getirmiş oldukları halde davalıların hisse devrinden kaynaklanan hisse satış bedellerini davacılara ödemedikleri gibi davacı …’i şirketten dışlayıcı ve hasmane bir tutum sergilediklerini, noterce düzenlenen hisse devir protokolünde hisse bedellerinin nakden ve tamamen alınmış olduğunun yazılı olmasının hisse bedellerinin ödenmiş olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığını, davalı ortakların hisse devir bedelinin ödemiş olduklarını yazılı belgelerle ispat etmeleri gerektiğini, davacıların davalılara devretmiş oldukları hisselerin bedellerinin bilanço değerinin altında olmamak koşuluyla karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerleri üzerinden ödenmesi gerektiğini, noter devir protokollerinde her ne kadar hisse devir bedelleri belirtilmiş olsa da bu bedellerin uzun süreden beri ödenmemiş olması nedeniyle ödenmeyen hisse bedellerinin ayrılma payı için öngörülen usule göre yani bilanço değerinin altında olmamak koşuluyla karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerler üzerinden hesaplanması ve tahsiline karar verilmesinin hakkaniyet gereği olduğunu, davacı …’in şirketten haklı nedenle çıkma koşullarının gerçekleştiğini, davalı ortakların sermaye artırımı gerekmediği halde davacı …’in şirketteki hissesini daha da küçültmek için sermaye artırım kararı almak üzere ortaklar kurulu toplantısı yapılmasını kararlaştırdıklarını, davalı ortakların davacı …’in şirketteki itibarını sarsmak amacıyla davacıya karşı hakaret, tehdit ve küçük düşürücü davranışlarda bulunduklarını, şirketin hesap ve kayıtları ile ilgili herhangi bir bilgi vermediklerini belirterek davalı şirkete kayyım atanmasını, davacıların ödenmeyen hisse devir bedellerinin tespiti ile şimdilik bu bedellerin 10.000,00 TL’sinin ticari faizi ile birlikte tahsiline, davacı …’in davalı şirketteki hisse payının ve bu paya tekabül eden ayrılma bedelinin tespiti ile bu bedelin ödenmesi karşılığında davalı şirketten haklı nedenle çıkmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ve KARŞI DAVA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Mevcut davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmiş olup, içerikten ise iddia edilen alacak miktarının belli olduğu anlaşıldığından davanın bu nedenle reddi gerektiğini, harcın eksik ikame edildiğini, davacı yanın kötü niyetli olduğunu,….Gıda Ltd. Şti’nin davacılarında ortağı bulunduğu hisse devrinden önce ….ailesine ait bir aile şirketi olduğunu, şirketin 24.01.2012 tarihinde sözleşme ile hisselerinin davalı kardeşlere devrine ise o gün ki ….ailesinin şirketi kötü yönetmesi, uçan kuşa borçlanması ve piyasada mal ve hizmet tedarik edememesi üzerine karar verildiğini, zira ….ailesinin bankalara şahsi kefaletleri yanında taşınmazları da ipotekli bulunan hissedarlar olarak davalılara şirket hisselerini devretmeye karşılık olarak bankalara, SGK ve Vergi Dairesine bulunan borçlardan kendilerinin kurtarılması karşılığında karar verdiklerini, davacı eski ortakların yönetiminde bulunan şirketin iflas erteleme sürecinde bulunan batık durumdaki bir şirket iken, davalıların desteği ile iflas erteleme sürecinin atlatıldığını, bankalara bulunan borçların ödendiğini ve bir kısım borçların halen ödenmeye çalışılmakta olduğunu, tüm bu durumların 24.01.2012 tarihli protokolde yazıldığını ve sözleşmenin IV-1 maddesinde hisse devir sözleşmesinin dayanağı ve ayrılmaz parçası olduğunun da derç edildiğini, davacılar ve o gün ki diğer hissedarların şirketin ertelemeden dolayı tıkanması karşısında davalılarla şirketin kurtarılması ve ortaklarının bankalara olan ipoteklerinin kurtarılması karşılığında tamamen inançlı ve karşılıklı edimleri içeren 24.01.2012 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşmenin ikinci maddesinde belirlenen edimler kapsamında devri gereken % 95 hissenin % 15’lik hissenini halen haksız suretle davalı …’in elinde tutulmakta olduğunu ve bu edimini yerine getirmediğini, sözleşmenin ikinci maddesinde devrin hisse bedeli ile ilgili bir ayarlamadan bahsedilmekte olduğunu, bunun da şirket hisselerinin itibari değerinin ön gördüğü zorunluluk olduğunu, sözleşme kapsamında davalıların üzerine düşen tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiklerini, davacıların çıkma koşullarına ilişkin iddialarının haksız olduğunu belirterek öncelikle kısmi dava ve itirazlar dikkate alarak davanın reddini, aksi halde davanın esastan reddine, karşı davanın kabulü ile talebe rağmen devri yapılmayan % 15’lik şirket hissesinin sözleşme uyarınca davalılara devir ve tescilinin yapılmasını, aksi takdirde belirlenecek bedelden şimdilik 10.000,00 TL’nin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller sonucunda asıl dava ile karşı davanın sübuta ermediğinden reddine karar verilmiş, iş bu kararın davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiş, Yargıtay incelemesi sırasında davacılar … ile …’in vekilinin vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak davadan feragat ettiği yönünde dilekçe sunması üzerine Yargıtay …..HD …..esas ….. karar sayılı ilamıyla feragat kapsamında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı taraf asıl dava yönünden davasından feragat ettiğinden iş bu davanın feragat nedeniyle reddine, bozma ilamından önce mahkememizce verilen karşı davanın reddine ilişkin kararın temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleştiği, bu nedenlerle kesinleşen karşı dava yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığı kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden davacı … ile …’in davalılar aleyhine açmış olduğu davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Karşı dava yönünden daha önce verilen ret kararı kesinleştiğinden bu dava yönünden ayrıca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Peşin alınan 170,80-TL’harçtan alınması gereken 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 134,90-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
4-Talep edilmediğinden taraflar lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde YARGITAY nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/02/2018

Başkan … ¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Katip … ¸e-imzalıdır