Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1135 E. 2018/113 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1135 Esas
KARAR NO : 2018/113

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 30/05/2017
KARAR TARİHİ : 15/02/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, …. ili elektrik dağıtım şirketi olan davalı ….Dağıtım A.Ş. Tarafından sağlanan elektrik dağıtım hizmetlerinden faydalandığını, davalılardan ….Dağıtım Anonim Şirketi ‘dağıtım’ diğer davalılar ise ‘tedarikçi’ şirketler olup, 2006 yılından itibaren bu güne kadar muhtelif tarih aralıklarında davalı ….Dağıtım A.Ş tarafından bölgede dağıtılan elektrik enerjisini davacıya tedarik ettiklerini, müvekkilinin bazı dönemlerde elektrik enerjisini özel sektörde faaliyet gösteren yukarıda adı geçen tedarikçi firmalardan tedarik ettiği, kayıp- kaçak bedeli, perakende satış hizmeti bedeli PSH sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım bedeli ve TRT payı adı altında haksız ve hukuka aykırı olarak faturalara eklenen bu ücretleri ve bu haksız ücretlere tahakkuk ettirilen KDV tutarlarını davalı tedarikçi şirketlere ödendiğini, haksız olarak tahsil edilen bedeller nedeniyle, davalı ‘tedarikçi’ firmalar ‘ dağıtım şirketi olan davalı ….Dağıtım A.Ş ile birlikte “müştereken ve müteselsilen” sorumlu olduğunu, … ….Ltd. Şti, …. Ltd. Şti ile birleştiği, daha sonraki tüm işlemlerin …. Ltd. Şti ile yürütüldüğünü, bu nedenle önceki şirket adına haksız olarak tahsil edilen miktarların tahsisini, davalı tarafından tesis edilen abonelikler çerçevesinde müvekkil adına faturalandırma olduğunu, bu faturalandırmaların kayıp- kaçak v.b. Bedeller yönüyle haksız ve hukuka aykırı olduğunu, elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığını, müvekkili tarafından ödenmiş olan kayıp- kaçak vb bedellerin davalı ticari defter ve kayıtları itibariyle incelenmesini, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle hesaplanmasını, hesaplanan miktarın davaların sorumlulukları uyarınca tahsilini, davalarının kabulünü, dava konusu edilen geçmişe yönelik 10 yıldır tahsil edilmekte olan kayıp- kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma, perakende satış hizmeti bedelleri ile fazladan ödenmiş KDV ve TRT payı bedellerine karşılık şimdilik 1.000,00 TL’nin davalı dağıtım şirketi ….Dağıtım A.Ş ile tedarikçi şirket vasfındaki diğer davalılardan dava tarihinden itibaren işlenecek ticari avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraflara yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğundan yetkiye itiraz ettiklerini, müvekkilinin şirkete karşı açılacak davalarda yetkili mahkemelerin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dosyanın Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, yetkisizlik kararı verilmesini, sözleşmenin ifa yerinin de Bursa olmadığını, müvekkil şirketin sadece elektrik üreticisi olduğunu, davacıya elektriği iletmek gibi bir yükümlülüğünün olmadığını, davalının adresini yetkili kılan tek bir usul hükmünün bulunmadığını, davanın muhataplarının Elektrik Dağıtım A.Ş ve TRT olduğunu, müvekkil şirketin elektrik dağıtım şirketi olmayıp, özel sektör mensubu elektrik satış şirketi olduğunu, bu nedenle kendi adına tahsil etmediği “kayıp” “dağıtım” “iletim” bedellerinin müvekkilinden talep ve tahsil edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin kayıp kaçakta sorumluluğunun bulunmadığını, elektrik faturalarına yansıtılan bedellerin mevzuat gereğince ve kapsamında tahsil edilmekte olduğunu, keyfi bir uygulama olmadığını, kayıp bedeli, elektrik sistem altyapı ve iletimi esnasında doğan kayıpların telafisi anlamına gelmediğini, davacının sözleşme ile yükümlendiği taahhüdü ifadan kaçınmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı, söz konusu faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediğini, fatura ev içeriğini kabul etmediğini, davacı aldığı hizmetlerin bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, davacının dayanak yaptığı kararlar kanun maddesi olmadığı gibi içtihadı birleştirici bir netiliği de haiz olmadığını, davanın yetkisizlikle reddini, haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açılmış olduğu Bursa …. Asliye Ticaret Mahkemesi davalının yetkiilk itirazını kabul ederek 29/05/2017 günlü oturumda; dosyamız davalısı yönünden davayı tefrik ederek mahkemenin …. esasına kayıt edilmiş 11/09/2017 tarihinde yetkisizlik kararı ile dosyayı mahkememize göndermiştir.
Davacı vekili mahkememizdeki beyanında; talebini enerji tüketimi dışındaki tarife kalemlerinin haksız olduğuna ilişkin olduğunu, tarifenin yanlış uygulandığına ilişkin talebinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından davalı aleyhine 6446 Sayılı yasaya göre ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararları kapsamında kayıp kaçak bedelinin iadesi amacıyla davalı aleyhine alacak davası açmış ise de, yargılama aşamasında 6719 Sayılı yasa ile değişip 6446 Sayılı yasanın 17. Maddesi kapsamında davacının tarifenin yanlış uygulandığına ilişkin talebinin bulunmadığı, talebin tarifenin haksız olduğuna ilişkin olduğu ileri sürülmesi nedeni ile bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmemiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine açılan elektrik enerijsi bedeli dışındaki fatura kalemlerinin iadesi isteminin yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6719 Sayılı yasa ile değişik 6446 Sayılı Enerji Piyasası Kanunu gereğince EPDK tarafından belirlenen tarifelere uygun olduğu, davacının tarifenin yanlış uygulanmasına ilişkin bir talebinin bulunmadığı, davalı tarafından davacı şirketten tarife dışında ve iadeyi gerektirir herhangi bir tahsilatının söz konusu olmadığından konusuz kalan davanın esası ile ilgili karar vermeye yer olmadığına, ancak davacı davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu bağlamda davaya konu bedelleri tahsil eden davalıların davanın açılmasına sebebiyet verdiği, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişikliği sonucunda davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu kabul edilerek davacı lehine vekalet ücreti ile diğer yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği (Yargıtay 3.HD 2017/2534 – 3956 EK sayılı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi’nin 12/05/2017 gün ve 2017/402-433 esas karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davanın esası ile ilgili karar vermeye yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 35,90-TL harcın peşin yatırılan 29,20-TL harçtan mahsubu ile 6,70-TL kalan harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 70,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yararına AAÜT’ne göre belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır