Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/101 E. 2022/870 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/101
KARAR NO : 2022/870

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2017
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili bila tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ……. yetkilisi olarak dünyadaki tüm havayolu şirketlerinin kargo taşımasında yetkili acenteliğini yaptığını, bu çerçevede müvekkili ile davalı yan arasında yurtdışı hava kargo taşımacılığı konusunda ticari bir ilişki bulunduğunu ve davalının yurtdışı hava kargo taşımalarının müvekkili şirket tarafından gerçekleştirildiğini, yapılan taşımalara ilişkin davalı yandan 32.337,55 USD cari hesap alacaklarının oluştuğunu, ancak tüm taleplere rağmen işbu tutarın ödenmediğini beyan ederek, icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, yargılama giderlerinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili bila tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın icra takibinde talep ettiği yabancı para miktarı ile itirazın iptali davasındaki talep ettiği yabancı para miktarının farklı olduğunu, davacının itirazın iptali davasını açarken yeni kur üzerinden talepte bulunmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı yan tarafından düzenlenen faturaların gerçeği yansıtmaması nedeniyle müvekkilinin keşide ettiği ihtarname ile işbu faturaları iade ettiğini, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 139.maddesi hükmü kapsamında davacının alacak talebine karşı takas ve mahsup def’inde bulunduklarını, davacının başlatmış olduğu davanın hukuki ve kanuni dayanağının bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyası incelenmiş, incelenmesinde alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 33.241,55USD üzerinden yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibi açıldığı, davacının davasını açmasında hukuki yararının olduğu, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlunun süresinde itiraz etmesi sonucu takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacının itirazın iptali davasını 1 yıllık hak düşürücü sürede açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasına SMM …… ve Taşıma Hukuku Uzmanı …….’dan rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 14/05/2018 tarihli raporda özetle;” Davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı yandan takip tarihi itibarı ile KAYDİ olarak 151.857,64 TL alacaklı göründüğü, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında “teamül gereği”, heyetimizce taşıma işleri komisyon oranı olarak belirlenen %7,29’un Sayın Mahkeme’nin takdirlerinde olduğunu, davacının davalıdan 27.739,05 USD tutarında talepte bulunabileceğini” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda mahkememiz dosyasına SMM …… ve Taşıma Hukuku Uzmanı ……’den rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 28/09/2018 tarihli raporda özetle; “Davacı tarafın 2016 yılı ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı taraftan takip tarihi itibari ile KAYDİ olarak 151.857,64-TL alacaklı göründüğü, Davalı tarafın 2016 yılı ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı taraftan takip tarihi itibari ile KAYDI olarak 152.161,87-TL alacaklı göründüğü, Davalı tarafından düzenlenen ve raporumuzun 9.sayfasında belirtilen 31.10.2016 tarih ve 43365 ve 43366 nolu faturalar taraflar arasındaki iş akışına uymadığı ve herhangi bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı için bilirkişi kurulumuzca dikkate alınmadığı, raporumuzun 7,8,9.sayfalarında da detaylı olarak açıklandığı üzere davacı taraf davalı ile olan iş ilişkisinde teamülün dışına çıkarak konşimento üzerinden aldığı bedel dışında ayrıca navlun üzerinden kar hesapladığı, son takdir yetkisi Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; davacının son dört fatura da hesapladığı kar tutarı olan 39.366,51-TL”’nin bilirkişi kurulumuzca kabul edilmediği, yapılan inceleme ve tespitler sonucunda; davacının davalıdan son takdir yetkisi Sayın Mahkemenize ait olmak üzere 112.491,13-TL isteyebileceği, Yapılan inceleme ve tespitler sonucunda; davalının son takdir yetkisi Sayın Mahkemenize ait olmak üzere 13.642,16-TL Takas-Mahsup talebinde bulunabileceği, Mevcut alacağa davacı yönünden takip tarihinden itibaren (taleple bağlı kalınarak), davalı yönünden ise takas-mahsup talebinde bulunduğu 22.03.2017 (cevap dilekçesinin havale tarihidir) tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun’un 4/A maddesi hükmü gereğince faiz talebinde bulunabileceği” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda mahkememiz dosyasına SMM ……. ve Emekli THY Mühettişi ……’tan rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 04/09/2019 tarihli raporda özetle; ” Davacı …. üyesi kargo acentesi ile davalı …… (uluslararası havayolu taşıyıcıları birliği üyesi olmayan) kargo acentesi arasında kurulan ticari ilişkilerde; Davacı ….. kargo acentesi tarafından ….. ‘dan ( ……) si Havayollarının yurtdışı uçuşlarında, bu konşimentolar karşılığı kargo taşıması yapıldığı, hava yolları tarafından taşınana kargo navlun bedelinin, acenteler ile havayolları arasındaki taşıma hesaplaşmasının yapıldığı ….. tarafından tespit edilerek, davacı …… acentesinden tahsilinin sağlandığı, akabinde davacı acentece ……. vasıtasıyla havayollarına ödenen navlun bedeli davalı acenteden tahsil edilirken (rücu), taraflar arasında konşimento başına belirlenen bir ücretin de (15 USD) davalı acentece tarafından davacı acentece ödenmekte olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre; Davacı ……. kargo acentesince 16-31 AĞUSTOS, 1-15 EYLÜL, 15-30 EYLÜL, 1-15 EKİM dönemlerindeki konşimento dönem bedeli ile …. ‘a ödenen havayolu navllın tutarı için düzenlenen …. no.lu faturalarla yapılan kanuni takibe karşı, Davalı acentece ….. no.lu taturalarda ileri sürülen, 7.073,66 USD ve 12.250,35 EURO tutarındaki takas ve mahsup defileri Raporun DEĞERLENDİRME bölümünde izah olunan nedenlerle kabul edilmemektedir. Ancak, dava dışı ….. tarafından 1-15 Ekim 2016 devresinden sonra davalı acenteye 888,5USD ve 15 EURO tutarında iadeler yapıldığı görülmüş olup, bu tutarın davacı acentece yapılan takip tutarından mahsup edilmesi gerektiği, davacı acentece takip konusu yapılan faturalardaki: 16-31 Ağustos döneminde; 1.230 USD konşimento dönem bedeli, 01-15 Eylül döneminde; 8.471,13 USD ……. navlın bedeli, 660 USD konşimento dönem bedeli, 16-30 Eylül döneminde; 6.867,19 USD ……. navlun bedeli, 645 USD konşimento dönem bedeli, 1-15 Ekim döneminde; 3.926,16 USD ……. navlun bedeli, 240 USD konşimento dönem bedeli olmak üzere toplam, 22.039,48USD nin, davalı kargo acentesinden tahsilinin uygun olduğu, Diğer taraftan taraflar arasında, bu konşimentolardaki navlun bedeli üzerinden davalı tarafından davacıya navlun karı ödemesi hususunda bir uzlaşı bulunmamakla birlikte, davacı tarafından takip konusu faturalarda davalıdan 7.810 USD navlun karı talep edilmekte ise de; ….. tarihli …..; Taraflar arasında geçmiş yıllara ait ticari ilişkiler incelendiğinde davalı tarafından davacıya devre ……. navlun ücretine ilave olarak ortalama %3-4 nispetin de navlun karı ödemesi yapıldığı tespitinde bulunulmuştur. Buna göre, takip konusu faturalarda davalı tarafından ödenmeyen 19.264,65USD ……. navlun bedeli için; 578 USD-770USD aralığında davacı lehine navlun karı belirlenmesi” teknik kanaati olarak belirtmişlerdir.
Tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda mahkememiz dosyasına SMM ……. ve Emekli THY Mühettişi ……’tan ek rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 04/12/2020 tarihli ek raporda özetle; “Davalı acente tarafından aşağıda belirtilen devrelerde ödenmeyen takip konusu faturalarda ki: 16-31 Ağustos döneminde; 1.230 USD konşimento dönem bedeli, 01-15 Eylül döneminde; 8.471,13 USD ……. navlun bedeli, 660 USD konşimento dönem bedeli, 16-30 Eylül döneminde; 6.867,19 USD ……. navlun bedeli, 645 USD konşimento dönem bedeli, 1-15 Ekim döneminde; 3.926,16 USD ……. navlun bedeli, 240 USD konşimento dönem bedeli olmak üzere, toplam 22.038,48 USD’nin davacı kargo acentesine ödenmesinin gerektiği, 2- ……. sisteminin işleyişinde acentelerin havayollarından olan alacakları, acente devre hesaplarındaki borçtan düşülmek suretiyle mahsuplaşılarak, net tutar üzerinden hesaplaşıldığı için, davacı acente tarafından davalıya yapılabilecek iade tutarının; dava dışı ….. tarafından 1-15 Ekim 2016 devresinden sonra davalı acenteye yapılmış olan 888,5 USD ve 15 EURO tutarında olduğu, iddia konusu diğer iade tutarlarının ise, davalı acentece yapılan devre hesabı ödemelerinden düşülerek ödeme yapıldığı için mahsuplaşılmış olduğunu” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda mahkememiz dosyasına SMM ……. ve Emekli THY Mühettişi ……’tan ek rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 09/12/2019 tarihli ek raporda özetle; “toplam 22.039,48 USD nin davalı kargo acentesinden tahsilinin uygun olduğunu” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda mahkememiz dosyasına SMM ….. ve Taşıma Hukuku Uzmanı ……. ‘dan rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 07/10/2021 tarihli raporda özetle; “Hava kargo taşıma pazarında navlun karı veya komisvonu adı verilen bir uygulamanın var olduğunun, iki tarafın ortak mutabakatı ile uygulandığının, sektör genelinde belirli bir tarifesi bulunmadığının. ücretin dönemsel veya laşıma bazlı farklılık gösterebileceğinin ve hatta hiç uygulanmadığı durumların da mevcut olduğunun bilinmesi önem arz etmektedir. Hava kargo taşımacılığı sektöründe navlun karı veya kamisyonu olarak ücret tahsil edilmesinin uygulanan bir durum olmasından mütevellir. itiraz konusu 4 adet fatura haricinde hali hazırda davalı taraftından kumisyon ödenmiş olduğu da göz ânüne alındığında, davacı …… yetkili açentasının navlun karı talep ve tahsil ctme hakkının bulunduğu, oranının ise ticarete taraf olan işletmeler arasında kararlaştırılması gerekliği, aytıca sektörde kabul ve ilan edilen bir oran olmadığından söz konusu komisyon uranının yüce mahkeme tarafından belirlenmesinin uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı ve davalı tarafın defterleri incelendiğinde 2015 vılı açılış kaydından itibaren davaya konu faturaları içeren 2016 yılı kayıtlarında da mutabık bir bakiyenin söz konusu olmadığı görülmüştür. Dava konusunu yapılan tutar Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nce …. esas sayılı dosyaya yapılan ilamsız takibin de konusu olan 32.337,55USD’lik alacak oluşturmakladır. Davalının itirazı alacağın tamamına yönelik olmuştur. Ancak 22.03.2017 tarihli davalı cevap dilekçesinde borcun oluşmasında konşimento başına 50 USD hesaplama yapıldığı iddiası yer almaktadır. Yaptığımız fatura detay incelemelerinde tüm kanşimente tutarlarına 15 USD üzerinden hesaplama yapılarak fatura edildiği ve oluşan konşimenta bedelleri üzerinden kar hesaplanmadığı görülmüştür. Fatura hesaplama detayı raporumuzun 16. 17 (8 ve 19 sayfalarında pösterilmiştir. İtiraza konu bakiyeler ortalama navlun karının konşimento başına kar hesaplandığı varsayımına dayanmaktadır. ….. Taşımacılık İthalat İhracat Ltd.Şti’nin kestiği faturalarda ……. raporlarında görülen iadelerin düşülerek nct lutar üzerinden fatura edildiği saptanmıştır. Dava konusu faturalara kadar yapılar işlerin tamamı oluşan maliyetlerin yansıması Şeklindedir. Buna göre karar yüce Mahkemenin olmak üzere net maliyet üzerinden borcun ödenmesinin takdiri durumunda 23.751,31 USD, Navlun karının kabulü durumunda 32,337.38 U!SD olduğu tespit edildiğini” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Mahkememiz dosyasına SMM ….., Hava Taşıma Uzmanı …, Öğretim Görevlisi ….’den rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 04/08/2022 tarihli raporda özetle; ” İtiraza konu olan rapor ve dosya üzerinde tekraren yapılan incelemeler doğrultusunda belirtilmiş olan hususların dışında hava kargo taşımacılığı ve süreçleri çerçevesinden bakılarak değerlendirildiğinde ilave olarak belirtilebilecek bir husus bulunmadığı, taraflar arasında geçerli bir taşıma sözleşmesinin kurulduğu, davalı ve davacı arasında net maliyet üzerinden borcun ödenmesinin takdiri durumunda 23.751,31 USD veya Navlun karının kabulü durumunda ise 32,337,38USD borca hükmedilmesi gerektiği,” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama, dava ve cevap dilekçeleri, taraf vekillerinin mahkememiz huzurundaki beyanları, dosya arasına alınan Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyası ve tüm kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkememizce hükme esas alınan 07/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacının (….. akredilasyonuna sahip bir hava kargo acentası olduğu, davalının (…..) ticaretin başladığı dönemlerde …… olarak hizmet verdiği, bir süre sonra ……. akreditasyonuna sahip olmaya hak kazandığı, yapılan taşımalara dair ödemelerin olması gerektiği şekilde ……. üzerinden yapıldığı, ……. raparlarında yapılmış olan tüm işlemlerin net olarak görüldüğü, ticari ilişkinin yazılı bir sözleşme ile imza altına alınmamış olduğu ve ikili kilerle yürütüldüğü, ücretlerin belli bir süre boyunca. iki farklı rakam olmak üzere (5 USD ve 15 USD) piyasanın alında tahsil edildiği (ilgili dönem için adı geçen kullanılmış olan taşıyıcının ücreti konşimento başına 60 USD’dir.), bir süre sonra ücretlerin daha yüksek meblağda tahsil edilmek istendiği ve bu noktada anlaşmazlık ortaya çıklığı tespit edilmiştir.
Dosya kapsamına göre; taraflar arasında belirli dönemlerde yapılan taşımalardan sadece 4 adeı faturaya ait tularda uyuşmazlık olduğu, daha önce yapılan taşımalar için yansıtılan tahsilatlarda anlaşmazlık bulunmadığı, gerçekleştirilen taşımaların ilgili taşıyıcı havayolları tarafından sorunsuz bir şekilde yapıldığı, birden çok havayolu ile birden çok konşimento düzenlenerek farklı miktar ve tutarlarda taşımalar yapıldığı, …… acenlası olan davacının bu laşımalarda aracılık hizmeti sunduğu vc ücretini tahsil ettiği, ödemelerin ……. üzerinden gerçekleştirildiği, ilgili ……. raporlarının, faturaların, konşimentoların deli! niteliğinde ibraz edildiği, bir süre sonra davalının da …. yetki belgesine sahip olması sonucu ticari ilişkinin sonlandırıldığı, davalının ……. yetki belgesine sahip olduğu tarih sonrasında ise anlaşmazlığın ortaya çıktığı tespit edilmiştir.
Tüm bu hususular bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan 4 adet faturada uyuşmazlık konusu olmayan diğer faturalardan farklı olarak davacı tarafından navlun bedellerinden de komisyon talep edildiği tespit edilmiş olup, mahkememizce yapılan değerlendirmede taraflar arasında sözleşmenin olmaması, davalı tarafın mail ile itiraz etmesi ve taraflar arasında olağan navlun karı uygulamasının olmaması göz önüne alınarak davacı tarafın navlun bedellerinden komisyon talebinin reddine karar verilerek net maliyet tutarı olarak hesaplanan 23.751,31USD üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın belirlenebilir ve likit olması sebebiyle şartları oluştuğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Bilirkişi …..’ın davalı vekili tarafından reddinin talep edildiği, bilirkişinin çekilme talep ettiği, davalı vekilinin 21/09/2022 tarihli dilekçesi ile hakimin reddi talep ettiği anlaşılmıştır.
Hakimin reddi HMK’nın 36. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, HMK 36.maddesi hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde taraflardan birinin hakimi reddedebileceğini, hakimin de bizzat çekilebileceğini hükme bağlamıştır.
HMK’nun 272. maddesi uyarınca hakimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar bilirkişiler bakımından da uygulanacaktır.
Yine aynı maddede, davada iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması, davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hakim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması davanın dördüncü derece de dahil yan soy hısımlarına ait olması, dava esnasında iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması hallerinde hakimin reddi sebebinin varlığının kabul edileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtilen red sebepleri sınırlı olmayıp, HMK 36.maddesinde belirtilmeyen ancak hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren başka sebeplerin de hakimin reddini gerektireceği açıktır.
HMK 41.maddesi red sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemiş ise red talebinin, reddi istenen hakim tarafından geri çevrileceğini düzenlemiş olup, hakimin reddini talep eden tarafın red sebebine ilişkin mutlak bir ispat vasıtası olarak delil göstermesi zorunlu olmayıp, red sebebine ilişkin emareler de yeterlidir.
Dosya kapsamına göre, somut olayda red sebebi olarak ileri sürülen bilirkişinin ve davalı şirket ortağının çocuğu ile ilgili sorunlarının olduğu iddiasının HMK’nın 36. Maddesinde öngörülen sebeplerden olmadığı, ayrıca bilirkişinin raporunu heyet halinde düzenlediği göz önüne alınarak davalı tarafın bilirkişinin reddi isteminin reddine, bilirkişi çekilme talebinin reddine, yine davalı tarafın hakimin reddi isteminin hakimin reddi sebeplerinden olmadığı kanaatine varılarak HMK 41/1-b-c madde uyarınca geri çevrilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 23.751,31USD üzerinden yabancı para alacağının fiili ödeme günündeki TC Merkez Bankası USD döviz efektif kuru üzerinden TL karşılığının tahsili kaydı ile aynı koşullar ile kısmen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-23.751,31USD’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının tahsil tarihindeki TC Merkez Bankası USD cinsinden döviz efektif kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 6.144,38TL ilam harcından peşin alınan 1.575,94TL harcın mahsubu ile bakiye 4.568,44TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 31,40TL Başvuru Harcı, 1.575,94TL Peşin Harç olmak üzere toplam 1.607,34TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 7.700,00TL bilirkişi ücreti, 1.089,60TL posta masrafı olmak üzere toplam 8.789,60TL den kabul red oranına göre hesaplanan 6.301,21TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti 122,50TL posta masrafı olmak üzere toplam 922,50TL den kabul red oranına göre hesaplanan 261,16TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davalı üzerine bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.391,77TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.