Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/751 E. 2022/616 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/751
KARAR NO : 2022/616

DAVA : Menfi Tespit Davası (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/08/2016
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit Davası (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 15/08/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten 21/01/2016 ve 31/01/2016 torihli faturalarda belirtilen 7 adet tekstil makinasını satın alarak karşılığında 31/03/2016 tarihli 33.500,00-TL bedelli bonoyu verdiğini, makinaların bedelinin peyderpey ödenmesi konusunda anlaşma sağlandığını, ancak bedelin tamamının en geç 31/03/2016 tarihine kadar ödenmesi kararlaştırıldığından bonoya vade tarihi olarak 31/03/2016 tarihinin yazıldığını,müvekkilinin, davalı şirketten almış olduğu makinalara karşılık; davalı şirket yetkilisi …….’ın ……. bankası …… şubesindeki hesabına 29/12/2015 tarihinde 1.000,00-TL davalı şirket yetkilisi ……’ın …… bank …… Şubesindeki hesabına 08/01/2016 tarihinde 4.000,00TL, 11/01/2016 tarihinde 5.000,00-TL ve 22/03/2016 tarihinde de 1.500,00-TL’ nin takip dayanağı senette kefil olarak imzası bulunan müvekkilinin ortağı olan …… tarafından yatırıldığını, davalı şirketin ……. Bankası …… Şubesindeki hesabına 04/02/2016 tarihinde 3.500,00TL’nin müvekkili tarafından yatırıldığını, böylece bono bedelinin 15.000,00-TL’sinin nakit olarak bankalar vasıtasıyla ” ödendiğini, müvekkilinin borcuna karşılık …… plakallı ….. marka arabasını İstanbul ….. Noterliğinin 12/02/2016 tarihli Araç satış szöleşmesi ile 15.750,00-TL karşılığında davalı şirkete devrettiğini, borcunun 15.750,00-TL’sinin de böylece ayni olarak ödendiğini, davalı şirket yetkilisi ……. tarafından 02/04/2016 tarihinde, müvekkilinin olmadığı bir sırada, müvekkilin iş yerine gelerek değeri 15.750,00-TL olan 3 adet düz …… marka makine, 1 adet kesim makinası, 1 adet ilik makinası ve 1 adet düğme makinası olmak üzere 6 adet makinayı zorla alıp götürdüğünü, müvekkilinin bu olay nedeniyle Kırklareli Cumhuriyet savcılığının ……. soruşturma sayısıyla şikayetçi olduğunu, buna göre, nakit ödenen 15.000,00-TL, ayni olarak ödenen(devredilen araç bedeli) 15.750,00-TL olmak üzere davalıya toplam 30.750,00-TL ödenmesine karşılık, davalı irket yetkilisi tarafından 15.750,00-TL’lik makinaların da geri alınmış olup bu durumda müvekkilin davalı şirkete herhangi bir borcu kalmadığını, aksine müvekkilin davalı şirketten alacaklı hale geldiğini, davalı şirketin, müvekkili tarafından borcun tamamı ödenmiş olmasına rağmen 31/03/2016 vadeli 33.600,00-7L bedelli bonoya dayanarak hakszı ve kötü niyetli olarak müvekkili ve diğer borçlular aleyhine Bakırköy …… lcra Müdürlüğünün …… E.sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespifi ve yargılama süresince müvekkilin haciz tehdidi altında mağdur olmaması ve telafisi imkansız zararlara uğramaması bakımından yargılama süresince icra takibinin tedbiren durdurulması için mahkemeye başvurma zorunluluğu doğduğunu belirterek, müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra takibi ve takip dayanağı senedin iptaline, davalıdan alacağın 9820’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket yetkilisi …….’ın ……. Bankası ….. Şubesi’ne 29/12/2015 tarihinde gönderilen 1.000,00-TL’nin müvekkili şirket ile ilgisi bulunmadığını, …….’in şahsi işleri ile ilgil ödemeler olduğunu, aynca borcun kaynağı olan irsaliyeli faturaların düzenlenme tarihi 21/01/2016 ve 31/01/2016 tarihli olup, gönderilen 1.000,00-TL’ nin 29/12/2015 tarihli olduğunu, şirkete olan borcun fatura düzenlenen tarihinden sonra başlaması gerekirken fatura düzenlenmeden gönderilen 1.000,00-TL’ nin müvekkili şirketin alacağı olmayıp başka bir alacağa dayandığını, müvekkili şirket ile herhangi bir ilgisi olmayan ……. ve …… arasındaki para alış verişinin şirketi bağlayan bir durum olmadığını, bu yüzden ödenen 4.000,00TL, 5.000,00TL ve 1.500,00TL’yi şirketle ilgisi olmadığı için kabul etmediklerini, ……’in göndermiş olduğu paraların ……. ile birlikte imzalamış olduğu senet borcuna karşılık olmadığını, kendi şahsi işleri ile alakalı olduğuna dair yazının da dosyaya ibraz edildiği, müvekkili şirketin ……. bakası ….. şubesi hesabına gönderilen 3.500,00-TL’nin 31/01/2016 tarih ….. seri no’lu faturadan kaynaklanan borca karşılık yapıldığını, davacının bir kısım borcunu ödemek için müvekkili şirket yetkilisine …… plakalı aracını 15.750,00-TL’ye sattığını, işbu araç satışına mukabil 5.000,00-TL nakit olarak ekteki tahsilat makbuzunu İle kendisine ödeme yapıldığını, geri kalanın ise araça borcuna karşılık 7.000,00-TL’yi …….’İn TR ….. İBAN no’lu hesabına 12/02/2016 tarihinde gönderildiğini, davacının, müvekkili şirketten 01/04/2016 tarihli …. seri no’lu 11.340,00-TL bedelli fatura ile 1 adet broter ilik 1 adet vüuki düğme 3 ödet iuki düz dikis makinası ve 1 adet kesim motorunu peşin almak üzere sipariş geçtiğini, müvekkili şirketin sipariş edilen 6 adet makinayı 01/04/2016 tarihli …. seri no’ lu fatura ile fatura ederek malları adreste teslim etmek üzereyken davacının peşin para ödemeyeceğini beyan etmesi üzerine müvekkilinin malları tekrar arabasına yüklemek istemesi üzerine davacının polis çağırdığını, olisin müvekkilini olay yerinden uzaklaştırdığını, kaldı ki 01/04/2016 tarih …… seri no’lu 11.340,00-TL bedelli faturaya konu makinaların davacının resmi kayıtları incelendiğinde kayıtlarda gözükmediğini, davacının haksız ve asılsız şikayeti ile müvekkilinin mağdur edildiğini, davacının 31/03/2016 tarihli 33.600,00-TL’lik bonoya karşılık ödeme yapmadığını, bu yüzden icra takibi başlatıldığını, davacı borçluya Kırklareli İcra Müd.’ Nün ……. Talimat sayılı dosyasından hacze gidildiğini ve bir kısım mallarının haczedilip muhafaza altına alındığını belirterek davanın reddine, %20’den az olmamak üzere müvekkili şirket lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla dosya bilirkişi Dr. ……’a tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 03/10/2017 tarihli raporunda; “İnceleme konusu….. TEKSTİL antetli “TAHSİLAT”” başlıklı belge aslındaki satıcı ibareli “…. TEKSTİL” kaşesi üzerindeki imzanın sahsın gerçek imzası model alınarak atılmaya çalışıldığı dolayısı ile …….’in eli ürünü olmadığını” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinden aldırılan 25/06/2019 tarihli raporda “İnceleme konusu belgede “……. TEKSTİL” kaşesi üzerine atılı basit tersimli imza ile … (…..)’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın kuvvetle muhtemel … (…..)’in eli ürünü olduğu” belirtilmiştir.
İtiraz ve beyanlar doğrultusunda dosya bilirkişi Prof. Dr. ….’a tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 15/12/2020 tarihli raporunda; “İmzaların bitiminde el kaldırılarak yapılan noktalama hareketinin yapılışı gibi özellikler yönünden ciddi benzerliklerin tespitine istinaden, inceleme konusu belge üzerinde basılı “……. TEKSTİL” kaşe izi üzerinde atılı bulunan söz konusu imzanın ……. eli ürünü olduğunu” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Mahkememiz dosyasına SMM bilirkişisinden rapor aldırılmış, SMM bilirkişi ……. tarafından düzenlenen 26/07/2021 tarihli bilirkişi raporda özetle;”davalı şirketin, davacı işletmeye ilişkin muhasebe hesaplarında borç sütunu yani davacıya yapılan satılar nedeni ile borçlandırma toplamının 45.523,00TL, alacak sütunu yani davacı tarafından ödemeler toplamının 30.750,00TL olduğu, borç/alacak mahsubu sonrası davacı şirketin 14.773,00-TL borçlu olduğu, davacı tarafından, davalıya 14.773,00-TL ödenmesi, buna karşın davalı tarafından 33.600,00-TL’lik senedin iade edilmesi gerektiği, hesaben tespit edildiğini” belirtmiştir.
Dava İİK 72. Maddesi uyarınca menfi tespit davasıdır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi; menfi tespit davasını, bir hukuki ilişkinin ya da ondan doğan bir hak veya yetkinin mevcut olmadığının, bir belgenin sahteliğinin ya da herhangi bir nedenle hükümsüzlüğünün tespiti için hukuki yarar bulunması koşuluna bağlı olarak açılan ve sonucunda herhangi bir mahkumiyet istemini içermeyip, konusunu teşkil eden hususun bir kararla tespitini amaçlayan dava olarak tanımlamıştır.
Borçlu icra takibine süresinde itiraz etmediği ve takibin kesinleşmesi halinde borcunun bulunmadığını bu dava türü ile ileri sürebilir. Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak kambiyo senedi niteliğinde bulunan bonolardan kaynaklanan alacaklarda ispat yükü borçlu bulunmadığını iddia eden davacı borçluya düşer. Borçlu imza inkarında bulunduğu takdirde ispat yükü alacaklı olan davalıya düşmektedir.
Bono ödeme vaadinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir, sebepten mücerrettir.
Mahkememizce hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda; Ticari defter kayıtları ile dava dosyası içeriğine sunulan “banka
havale/ödeme” dekontlarının karşılaştırmalı olarak incelendiği, yapılan incelemede, DAVACI
tarafından “banka kanalı ile 15.000,00-TL’lik ödeme yapıldığı” iddiası ile ilgili yapılan bu
incelemede ödemenin yapıldığına ilişkin kayıt ve bu kayıtları ispatlayıcı banka havale/ödeme
dekontu tespit edilemediği, davacı tarafından banka yolu
ile yapıldığı iddia edilen ödemelere ilişkin tespitler, ispatlayıcı dayanak belgeler dikkate alınarak
davacı tarafın ödemesinin 10.500,00-TL olduğu belirtilmiştir.
…… plakalı araç noter satışına göre 15.750,00-TL’ye satışa konu olan araç ile ilgili
olarak, davalı şirket ticari defter kayıtlarına, “DAVACIDAN tahsilat” açıklamalı kayıt yapıldığı ,
davalı şirket tarafından tutulan ticari defter kayıtları içeriğinde yer alan davacı şirket “cari
hesap ekstresi” içeriği kayıtlara noter satışına göre 15.750,00-TL tutarda olan araç için
“davacıdan tahsilat” yazıldığı ve “15.750,00-TL’ nin davacı işletmenin borcundan mahsup
edildiği tespit edilmiştir. Bu tespitler uyarınca …… plakalı aracın davacı şirketin borcuna mahsuben alındığı, davacı tarafın borcundan mahsup edilmesi
gerektiği kanaatine varılmıştır.

5.000,00-TL’lik tahsilat makbuzundaki imzanın ATK ve 15/12/2020 tarihli raporda kaşe üzerindeki imzanın davacı el ürünü olduğu tespit edildiğinden 5.000,00-TL’ lik davacı tahsilatının, araç bedeli 15.750,00-TL’den mahsup edilerek, 11.340,00-TL’lik faturanın davacı işletmeye teslim edildiği, tebliğ edildiği ve içeriği ticari malların
davacı işletmeye satışı ile tesliminin yapıldığına ilişkin ispatlayıcı nitelikte belge olmadığı, bu
nedenle söz konusu faturanın taraflar arasındaki borç/alacak ilişkisinin tespitinde ve
hesaplamada dikkate alınamayacağı, bu nedenle davalıdan iade alındığı iddia edilen
makinelerin bu makineler olduğu bahsinin söz konusu olmayacağı, tespit edilmiştir.
Davalı şirketin, davacıya yapılan satışlar nedeni ile borçlandırma toplamının 45.523,00-tl, davacı tarafından ödemeler toplamının 30.750,00-TLolduğu,
borç/alacak mahsubu sonrası davacı şirketin 17.743,00-TL borçlu
olduğu, davacı tarafından, davalıya 17.743,00-TL ödenmesi, buna karşın davalı
tarafından 33.600,00-TL’lik senedin iade edilmesi gerektiği, …… plakalı araç bedeli
15.750,00-TL’ nin davacı işletmenin borcundan mahsubu gerekmekte olup, bu durumda davacı
işletmenin borcunun 10.773,00-TL olduğu, 23.544,72TL yönünden borçlu olmadığı anlaşılarak davanın kısmen kabulü ile; Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasına konu bonolar nedeniyle davacının davalıya 23.544,72TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasına konu bonolar nedeniyle davacının davalıya 23.544,72TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

2-Şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 1.608,33TL ilam harcından peşin alınan 586,05TL harcın mahsubu ile bakiye 1.022,28TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 29,20TL Başvuru Harcı, 586,05TL Peşin Harç olmak üzere toplam 615,25TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 2.735,06TL bilirkişi ücreti, 359,15TL posta masrafı, 310,00TL Adli Tıp Kurumuna ait fatura bedeli olmak üzere toplam 3.404,21TL den kabul red oranına göre hesaplanan 2.335,56TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen 50,00TL posta masrafından kabul red oranına göre hesaplanan 15,69TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davalı üzerine bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.531,70TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.