Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/712 E. 2019/315 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/712 Esas
KARAR NO : 2019/315

DAVA : Hisse Senetlerinin Devrine İlişkin Sözleşmelerin İptali, Sözleşmeye Konu 2.000.000-TL’lik Hisselerin Davacı Tarafa İadesi
HARCA ESAS
DEĞER : 2.000.000-TL

DAVA TARİHİ : 29/07/2016
KARAR TARİHİ : 13/03/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 14/03/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 29/01/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunu, müvekkili tarafından 2008 yılında şirketteki hisselerinin 500.000 adedini 500.000-YTL karşılığında aynı zamanda babası olan …’e devrettiğini, söz konusu devir işleminin gerçek olup şirket kayıtlarında yer aldığını, hisse devriyle ilgili 4 suret olarak düzenlenen sözleşmeye daha sonra davalı … tarafından 09/02/2016, 10/02/2016, 11/02/2016, 12/02/2016 tarihlerini içeren kaşe basılmak suretiyle sanki bu tarihlerde de ayrı bir hisse devri olmuş gibi şirket kayıtlarına işlendiği, oysaki müvekkilinin davalı babasına 2008 yılında yapmış olduğu hisse devri haricinde herhangi bir hisse devrinin söz konusu olmadığını, söz konusu devir sözleşmelerinin gerçeği yansıtmadığını, bu nedenlerle devre konu sözleşmelerin iptali ile hisselerin müvekkiline iadesine ve şirket pay defterine tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili AV. … dosyaya sunmuş olduğu 02/09/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, davacının babası olan …’in sahtecilikle suçlanmasının kendisine yapılan haksızlık olduğunu, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilahare davalı şirket vekili olan AV. … yargılama aşamasındaki beyanlarında, davacı tarafın sahtecilik olarak ileri sürdüğü hususların gerçeği yansıtmadığını, olayla ilgili Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyada … aleyhine mahkumiyet kararı verilmekle birlikte söz konusu kararın kesinleşmediğini, yapılan hisse devirlerinin gerçek olduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirket yönünden davanın esastan, diğer davalı … yönünden ise önceki vekillerin beyanları kapsamında husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir
Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesinin…esas sayılı dosyası yönünden sonucunun beklenmesine karar verildiği, mahkemece verilen karara ilişkin tespit edilen maddi olgular ve mahkememizce toplanan diğer deliller kapsamında söz konusu kararın kesinleşmesinin beklenmesine ilişkin ara kararından rücu edilerek değerlendirme yapılmıştır.
Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesinin ….esas sayılı dosyasında sanık olarak yargılanan davalı … savunmasında: 2008 yılında oğlunun kendisine devretmiş olduğu hisselerle ilgili resmi işlem yapmadığını, kasada sakladığı 2008 yılına ait hisse devir sözleşmelerini 2016 yılında kullandığını ve 2016 yılında kullanılan hisse devir sözleşmelerinin 2008 yılında oğlunun kendisine vermiş olduğu sözleşmeler olduğunu kabul ettiği; tanık olarak beyanına başvurulan…. beyanında: 2008 yılında yapılan sözleşmelerin yargılamaya konu sözleşmeler olduğunu, sözleşmelerin 4 adet yapılmasının nedeninin ise ilgili kurumlara ayrı ayrı verilmesine ilişkin olduğunu, hisse devri amacıyla düzenlenen sözleşmelerin tarihsiz olduğunu, aynı zamanda davalı …’ın kızı olan….’e de davacının 400.000-YTL’lik hisse devrettiğini, her iki hisse devri için toplam 8 suret hazırlanarak davalı … tarafından götürüldüğünü ifade etmiştir.
Davalı şirkete ait sicil kayıtlarının celp ve tetkikinde 07/01/2008 tarihli genel kurul toplantısında davacı …’in şirketteki hisselerinin nominal değerinin 3.075.000-YTL olduğu, 07/03/2016 tarihli yönetim kurulu kararında davacının hisselerinin nominal değerinin 2.175.000-TL olduğu, dolayısıyla 2008 yılında yapılan hisse devrinin toplam 3.075.000 – 2.175.000 = 900.000-TL olduğu, dolayısıyla ceza mahkemesinde beyanda bulunan tanık ….’un ifade ettiği üzere davacı tarafından 500.000-YTL’lik hissenin babası olan …’e 400.000-YTL’lik hissenin de kardeşi olan ….’e satılmış olduğu şirket kayıtlarıyla sabit olmuştur.
Her ne kadar davalı taraf dava konusu yapılan hisse devrine ilişkin 4 adet devir sözleşmesinin gerçek devir olduğunu iddia etmiş ise de; sözleşmelerin birer gün ara ile 500.000 adet hissenin devri için ayrı ayrı yapıldığı, sözleşmelerin düzenlendiği tarih itibariyle YTL yürürlükte olmadığı halde hisselerin nominal değerinin YTL olarak yazıldığı, birer gün arayla 4 adet hisse devri sözleşmesinin tek bir seferde toplam 2.000.000-TL olarak düzenlenmesinin mümkün olduğu halde bu şekilde devir sözleşmelerinin düzenlenmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında tespit edilen maddi olgular, sanık olarak beyanına başvurulan davalı …’in mahkeme huzurundaki açık beyanı, mahkemede tanık olarak dinlenen ….’un ifadesi, şirket sicil kayıtlarına göre 2008 yılında davacının toplam hisse bedelinin 3.075.000-YTL iken 07/03/2016 tarihli yönetim kurulu kararında belirtildiği şekilde hissesinin nominal değerinin 2.175.000-TL olduğu, iki rakam arasındaki farkın 900.000-TL olduğu dikkate alındığında davacı tarafından 2008 yılında gerçekte devrettiği hisse miktarının 500.000-TL’sinin babası olan davalı …’a, 400.000-TL’sinin ise kardeşi olan …’e ilişkin olduğu, toplamda 900.000-TL’lik hisse devri dışında davacının herhangi bir hisse devrinin söz konusu olmadığı, 2008 yılında davalı …’a yapılan 500.000-YTL’lik hisse devrine ilişkin sözleşmelerde yer almayan tarih kısmına bilahare 2016 yılında birer gün arayla 4 ayrı tarih kaşesi basılmak suretiyle toplamda 2.000.000-TL’lik hisse devredilmiş gibi işlem yapıldığı, söz konusu devirlerin gerçeği yansıtmadığı, 2008 yılında 500.000-YTL’lik hisse devrine ilişkin sözleşme suretleri kullanılmak suretiyle 2016 yılında ayrıca 2.000.000-YTL’lik hisse devri yapılmış gibi davacının şirketteki payının düşürüldüğü değerlendirilerek davacı tarafından açılan davanın kabulüne, 2.000.000-TL’lik hissenin davalı …’a değil davacıya ait olduğu belirlenmiş olmakla kurulan hükmün aynı zamanda hisselerin mülkiyetinin tespitine yönelik olduğu ve bu nedenlerle davanın nispi harç ve nispi vekalet ücretine tabi olduğu, davalı şirketin davadaki sıfatının yalnızca iadeye karar verilen pay senetlerinin şirket defterine tescili ile sınırlı olduğu, davalı şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediği dikkate alınarak yargılama giderlerinden davalı …’in sorumlu tutulması gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın KABULÜ ile İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı …. ANONİM ŞİRKETİ’ne ait dava konusu hisse devrine ilişkin her biri 50.000 adet ve nominal değeri de 500.000-YTL olan 09/02/2016 – 10/02/2016 – 11/02/2016 ve 12/02/2016 tarihli “anonim şirket hisse devir” sözleşmelerinin ayrı ayrı İPTALLERİNE ve dava konusu hisselerin davacı tarafa iadesiyle şirket pay defterine adına tesciline,
2-Davalı şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediği ve davadaki davalı sıfatının şirket pay defterine tescille sınırlı olduğu dikkate alınarak aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 136.620,00-TL ilam harcından peşin alınan 34.155,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 102.465,00-TL harcın davalı …’den alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 34.322,10-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 34.188,50-TL, tebligat-posta gideri: 133,60-TL”) yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 80.200,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/03/2019

Başkan … ¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır