Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/656 E. 2019/311 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/656 Esas
KARAR NO : 2019/311

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 11/07/2016
KARAR TARİHİ : 13/03/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 14/03/2019
Davacılar tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili mahkememize sunmuş olduğu 11/07/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerden …. LİMİTED ŞİRKETİ’nin 24/05/2002 tarihinde; … LTD ŞTİ’nin ise 20/11/2012 tarihinde kurulduğunu, her iki şirkette farklı sektörlere farklı ürünler üreterek sunduğunu, şirketlerin yıllar itibariyle iş hacmi artarak devam etmekle birlikte son dönemde uluslararası piyasalarda meydana gelen petrol fiyatları ve döviz dalgalanmalarından dolayı ekonominin daralması nedeniyle müvekkili şirketlerin de ekonomik yönden ve finansal açıdan zor durumda kaldıklarını, ancak şirketlerin mevcut potansiyeli itibariyle hazırladıkları iyileştirme projesi ile süreci atlatabileceklerini, bu nedenlerle İİK 179 ve TTK 377.maddeleri gereğince her iki şirket yönünden iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava konusu şirketlerle ilgili gerekli ilanlar yapıldıktan sonra davaya müdahil olarak katılan taraf vekilleri dosyaya sunmuş oldukları dilekçeler ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; davacı şirketlerden alacaklı olduklarını, alacaklarının ödenmediğini, bu nedenlerle iflas erteleme koşullarının gerçekleşmemiş olması nedeniyle iflasa karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava konusu şirketler mahkememizce tayin edilen kayyım heyeti …. ve ….. tarafından takibe alınmış, kayyımlar tarafından yargılama aşamasında düzenli olarak raporlar dosyaya sunulmuştur.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti … ve arkadaşlarına tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 29/06/2018 tarihli raporlarında “şirket yönünden iyileştirme projesinin sermaye arttırımı ile ek kaynak sağlanması halinde hedeflerine yönelik olarak somut adım atılmasının projenin inandırıcılığı yönünden önem kazandığını, şirketin borca batıklık durumunun ise teknik bilirkişi kurulunun güncel verilerden hareketle tespit ve değerlendirme yapması gerektiğini” teknik kanaatleri olarak belirtmişler; iş bu rapor kapsamında dosya teknik bilirkişilerden oluşan… ve arkadaşlarına tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 05/02/2019 havale tarihli raporlarında özetle; “her iki şirketin de yargılama süresince kasa hesabı ve stoklar hesabı fiziki ve fiili olarak zamanında tespit edilmediği için hali hazır tespitin de mümkün olmadığını, gerek kasa hesabı gerekse stoklar hesabıyla ilgili mali tablo verilerini doğrular nitelikte tespit yapılamadığı dikkate alındığında davacı şirketlerin GERÇEKTE BORCA BATIK OLDUĞUNU” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Son oturumda hazır bulunan müdahil vekilleri mahkemece tedbir kararının uygulandığı tarihten itibaren yaklaşık 3 yıllık süre geçtiğini, geçen süre zarfında kendilerine herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi herhangi bir proje de sunulmadığını, bu nedenlerle davacı şirketlerin iflasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İİK 179 ve TTK 376/3 maddelerindeki düzenlemeye göre iflasın ertelenmesi belirli koşulların mevcut bulunması halinde mümkün olup, bunlardan şekli koşulların sermaye şirketi ve kooperatifin mahkemeye borca batık durumda bulunduğuna ilişkin bildirimde bulunması, sermaye şirketinin idare ve temsile yetkili kişiler veya alacaklılardan biri tarafından erteleme talebinde bulunulması, borca batıklık bildirimi üzerine mahkemece yapılacak inceleme sonuna kadar iflasın ertelenmesinin talep edilmiş olması ve şirket veya kooperatifin mali durumunun nasıl düzeltileceğine ilişkin bir iyileştirme projesinin mahkemeye sunulması olarak sayılabilir.
İflasın ertelenmesi talebine ilişkin maddi koşullar ise sermaye şirketleri ve kooperatiflerin borca batık durumda bulunması yani rayiç değerler üzerinden borçlarının aktifinden fazla olması ve mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün görülmesi yani mal varlığı ve likiditenin borca batıklık bildiriminin yapıldığı tarihe oranla daha iyi bir düzeye getirilmesinin olanaklı bulunması ve alacaklıların haklarının zarar görmemesidir.
Bu açıklamalar çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davacı şirketler tarafından iflas erteleme talebinde bulunur iken iyileştirme projesi, iflas erteleme talebinde bulunulmasına dair ortaklar kurulu kararı alacaklılar listesi bilançoların ibraz edildiği anlaşılmış, iflas avansının ikmal edilerek gerekli ilanların yapıldığı, davacı şirketlerin sicil kaydının celp olunduğu görülmüştür.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketler yönünden mahkememiz nezdinde açılan iflas erteleme talepli davada, 20/07/2016 tarihinde davacı şirket yönünden tedbir kararı verildiği, tedbir kararının verildiği tarihten itibaren yaklaşık 3 yıllık sürenin geçtiği, 3 yıllık tedbir uygulaması kapsamında davacı şirketlerin sunmuş olduğu iyileştirme projesinin ancak sermaye arttırımı yoluyla ek kaynak sağlanması halinde amaçlanan hedefi gerçekleştirebileceği, bu hususun 29/06/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda açıkça ifade edildiği, iyileştirme projesinin hedefine ulaşması açısından şirketler yönünden ek kaynak sağlanmadığı, davaya müdahil olarak katılan taraflar yönünden makul ve tatminkar borç ödemesinin söz konusu olmadığı, özellikle tedbirin verildiği 20/07/2016 tarihinden itibaren aradan geçen 3 yıllık süre zarfında şirketlerin borca batıklığının halen devam ediyor olması nedeniyle başka bir araştırma yapılmaksızın iflas erteleme talebinin reddedilmesi gerektiği (Yargıtay 23.HD 2015/3172 esas 2017/843 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) ve bu bağlamda davacı şirketler vekili tarafından açılan iflas erteleme istemli davanın reddi ile uygulanan tedbirlere rağmen davacı şirketlerin borca batıklık durumunun uzun süreden beri devam ettiği dikkate alınarak her iki şirketin de ayrı ayrı iflaslarına karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın iflas erteleme talebinin reddi ile dava konusu davacı şirketlerden İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı ….LİMİTED ŞİRKETİ ile İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun …. sicil numarasında kayıtlı …. LİMİTED ŞİRKETLERİNİN ayrı ayrı 13/03/2019 günü saat:13.41 itibariyle İFLASLARINA,
2-Hüküm özetinin derhal Bakırköy İflas Müdürlüğüne gönderilmesine,
3-Mahkememizce 11/07/2016 tarihli ara karar ile verilen tüm tedbirlerin KALDIRILMASINA,
4-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 44,40-TL ilam harcından peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/03/2019 13/03/2019

Başkan … ¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Üye …. ¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır