Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/650 E. 2018/212 K. 07.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/650 Esas
KARAR NO : 2018/212

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2016
KARAR TARİHİ : 07/03/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 08/03/2018
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 01/07/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin gıda ve temizlik ürünleri sektöründe satış, dağıtım ve pazarlama faaliyetiyle iştigal ettiğini, bu alanda birçok üretici veya tedarikçi firmanın bölgesel bayiliğini (distribütörlüğünü) yaptığını, davalı şirketin ise gıda piyasasında … markası ile maruf ürünlerin ülke çapında tek satış ve dağıtımıyla ilgili hakların sahibi olduğunu, taraflar arasında düzenlenen 01/03/2014 tarihli distribütörlük sözleşmesine göre müvekkili lehine tahakkuk eden fiyat farkından kaynaklı 1.320.580,18-TL alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalı şirketin haklı bir neden olmaksızın takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptaliyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; davacı tarafın iddialarının gerçek olmadığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre fiyat farkının hangi koşullarda gerçekleşeceğinin açıkça düzenlendiğini, davacı tarafın 1 ay içinde düzenlemiş olduğu 12 adet fatura karşılığında mevcut olmayan alacağını talep ettiği, faturaların müvekkili şirket yetkilisi ve temsilcisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, ayrıca alacağa dayanak teşkil eden faturalara noter aracılığı ile itiraz edildiğini, taraflar arasında düzenlenen 05/08/2015 tarihli mutakabata göre müvekkili şirketin 313.449,16-TL alacağı bulunduğunu, bu tarihten kısa bir süre sonra ve bir aylık dönemde aynı gün (21/08/2015 tarihli) düzenlenen 12 adet fatura ile alacak talep edildiğini, Prof. Dr. … tarafından düzenlenen uzman görüşüne göre de talebin haksız olduğu, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine ve kötüniyetli yapılan takip nedeniyle %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasının celp ve tetkikinde davacı tarafından davalı aleyhine toplam 12 adet faturaya dayalı olarak 1.320.580,18-TL alacak üzerinden icra takibi yaptığı, davalı tarafın süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlara göre dosya bilirkişi heyeti … ile …’ya tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 02/10/2017 tarihli raporlarında “taraflar arasında mevcut distribütörlük sözleşmesine göre dava konusu yapılan faturalar dışında daha önce tahakkuk eden ve faturaya bağlanan fiyat farkının davalı şirket tarafından ödendiği, genel uygulamanın bu yönde olduğu, ancak 2015 Temmuz dönemine girildiğinde geçmiş dönemde faturalandırılmayan fiyat farkıyla ilgili toplu faturaların düzenlendiği, faturaları kontrol eden ve fiyat farkına neden olan tasarrufta bulunan …’in davalı şirketin atanan distribütör yetkilisi olduğu dikkate alındığında söz konusu faturalardan dolayı davalı tarafın sorumlu tutulması gerektiğini” teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce sorumluluk yönünden bilirkişi heyeti tarafından yapılan değerlendirmeye iştirak edilmemiştir.
Bakırköy C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı evrakında ifadesine başvurulan ve davalı şirketin çalışanı olan …’in …. Polis Merkez Amirliğinde alınan 30/11/2017 tarihli ifadesinde işten ayrılacağı dönemde herhangi bir sorumluluk altına girmemek için geçmiş döneme ait fiyat farkına ilişkin faturaların kendisi tarafından kabul edildiğini ve davacı tarafın faturalar kapsamında alacağı bulunduğu yönünde şirket yetkililerini şifai olarak haberdar ettiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili HMK 293/1 maddesi gereğince Prof. Dr. … tarafından düzenlenen hukuki mütealayı dosyaya sunmuş, uzman görüşüne göre taraflar arasında düzenlenen 05/08/2015 tarihli hesap mutabakatı nedeniyle davacının bu tarihten önceki döneme ilişkin alacaklarını ileri süremeyeceği, ayrıca TTK 94/2 maddesi uyarınca faturaya dayalı hak talebinde bulunamayacağı, taraflar arasında düzenlenen 01/03/2014 tarihli sözleşmenin 6.2 ve 6.3 maddeleri gereğince davalı tarafın belge ve kayıtlarının münhasır delil sözleşmesi kapsamında esas alınması gerektiği ve bu bağlamda da davacı tarafın takip konusu yapmış olduğu alacağı isteyemeyeceği müteala edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen 01/03/2014 tarihli sözleşmeye göre davacı olan şirketin tahakkuk eden alacaklarını ay ve dönem sonu itibariyle davalı şirkete sunması ve şirket yetkililerinin onayından sonra kabul edileceği, taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen 05/08/2015 tarihli mutabakata göre davalı tarafın davacıdan 313.449,16-TL alacağı bulunduğu, söz konusu mutabakattan sonra davalı şirket tarafından geçmişe yönelik düzenlenen 21/08/2015 tarihli faturalar ile takip konusu alacağı talep edemeyeceği, söz konusu faturaların şirketi ilzam ve temsile yetkisi olmayan …’in bilgisi dahilinde düzenlenmesinin anonim şirket statüsünde bulunan davalı şirketi bağlamayacağı, ayrıca … tarafından imzalanan ve Bakırköy C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı evrakına konu edilen 21/08/2015 tarihli bütçe mutabakatının da davalı şirket temsilcilerinin imzasını taşımaması nedeniyle kendileri yönünden bağlayıcı olmadığı, bu bağlamda taraflar arasında düzenlenen 05/08/2015 tarihli mutabakat metninden sonra geçmişe yönelik talep edilen fiyat farkının istenemeyeceği, mutabakattan önce talep edilen alacağın oluştuğu davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerce kabul edilmediği, şirket çalışanı olan …’in beyan ve kabulüne yönelik düzenlenen faturaların da davalı şirket yönünden borç doğurmayacağı değerlendirilerek açılan itirazın iptali davasının reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin ise keza koşulları oluşmamış olması nedeniyle reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit görülmeyen davacının davasının REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmamış olması nedeniyle keza REDDİNE,
3- Peşin alınan 15.949,31-TL harçtan, 35,90-TL ilam harcının mahsubu ile, bakiye 15.913,41-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 63.567,40-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,

Dair davacı vekillerinin ve davalı vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2018

Başkan … ¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Katip … ¸e-imzalıdır