Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/597 E. 2018/219 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/597 Esas
KARAR NO : 2018/219

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/06/2016
KARAR TARİHİ : 08/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili 21/06/2016 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile müvekkili tarafından düzenlenen fatura bedelini ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından Bakırköy Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğuna dava konusu ve takip konusu 26.02.2016 tarihli 22.420,00-TL bedelli faturanın itiraz edilmeden kesinleşerek davalı defterlerine kayıt edildiğini, ileri sürerek itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı şirketin ortağı ve yetkilisi … faturanın düzenlendiği tarihte davacı şirketin %50 pay sahibi olduğunu, anılan kişinin davacı şirketin 2 ortağından biri olduğu ve şirketi ve davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu bunun yanı sıra …’ın fatura tarihinde davalı şirketin ortağı olduğu, paylarının daha sonra …’e devrettiği bunun dışında her iki şirket arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, şirket paylarına 29.04.2016 tarihinde devir ettiğini, devir sonrası defterlerin devir alan ortağa devredilmemesi nedeni ile suç duyurusunda bulunulduğunu, daha sonra defterlerin iade edildiğinde faturanın davacı şirket kayıtlarına işlenildiğini öğrenildiğini, dava konusu faturanın sahte olarak düzenlenerek davacı tarafından deftere işlendiğini, ticari ilişki bulunmaması nedeni ile faturanın önce danışmanlık hizmeti ardından bu ibare çizilerek inşaat malzemesi olarak düzenlendiğini, taraflar arasında ticari ilişki ve sözleşme bulunmaması nedeni ile fatura mündericatının kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLLER VE GEREKÇE;
Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 13/05/2016 tarihinde 22.420,00–TL’si asıl alacak olmak üzere toplam; 22.840,05-TL tahsili amacı ile , ödeme emrinin 26/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı taraf 27/05/2016 tarihinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, itirazın ve davanın süresinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu 26.02.2016 tarihli 22.420,00-TL bedelli faturanın davacı tarafından davalı adına düzenlendiği, faturada öncelikli olarak danışmanlık bedelini yazılı olduğu bu kısmın silinerek altına muhtelif inşaat malzemesi bedelinin yazıldığı görülmüştür.
Davacı şirketin sicil kaydının incelenmesinde; şirketin 2 ortaklı olduğu, ortaklarının… ile … olduğu davalı şirketin ise eski ortağının … olduğu 11.05.2016 tarihinde bu kişinin ortaklık payının …’e devir ettiği anlaşılmıştır.
Davalı şirket yetkilisi tarafından, payı devreden davalı şirketin eski ve davacı şirketin hali hazır ortağı ve yetkilisi …’in davalı şirketin defter ve belgelerini devretmemesi ve sahte olduğu ileri sürülen dava konusu faturayı her iki şirketin ticari defter ve kayıtlarına işlemesi nedeni ile suç duyurusunda bulunulduğunu, Bakırköy C.B.S.’nin 17.05.2016 tarihli kararı ile 213. Sayılı kanunun 367. Maddesi gereğince Vergi Dairesi’ne dosyanın gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, bilirkişi tarafından ibraz edilen 06.10.2017 günlü raporun incelenmesinde; davacıya ait ticari defter ve belgelerin usulüne uygun şekilde düzenlendiği, dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirketin bu döneme ilişkin kayıtlarının usulüne uygun şekilde düzenlenmediği, dava konusu faturanın … isimli kişiye 22.07.2016 tarihinde tebliğ edildiği, faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, teslim alan kişinin mahkemece alınan beyanındaki; tanıklığı dikkate alınarak fatura konusu emtianın davalı şirkete teslim edilmediğinin kabul edilebileceği tanık beyanına itibar edilmemesi halinde ise davacının takip konusu fatura miktarından alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce sosyal güvenlik kurumuna yazılan müzekkere cevaplarında, faturaları tebliğ alan …’ın davalı şirketin çalışanı olduğu anlaşılmıştır. Tanık …’ın duruşmadaki beyanında; her iki şirkette ofis boy olarak çalıştığını, …’ın davalı şirketin ortağı olduğunu, dava konusu fatura karşılığında mal veya hizmet teslim edilmediğini, buna ilişkin emtianın kendisine teslim edilmediğini, taraflar arasındaki faturanın eski borçlarının mahsuplaşması için düzenlendiğini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Ticari satımda davalının satım konusu emtiayı usulüne uygun şekilde davalıya teslim ettiğini kanıtlaması gerekir. Somut olayda, fatura düzenleme tarihindeki her iki şirketin ortaklık yapısının aynı kişilerden oluştuğu, dava konusu faturanın öncelikle danışmanlık hizmeti adı altında düzenlenerek fatura bedelinin gösterildiği, bu ibarenin altının çizildiği, bundan sonra çizginin altındaki kısma muhtelif inşaat malzemeleri ibaresinin yazıldığı ve faturanın sigorta kayıtlarına göre davalı çalışan olan ancak beyanına göre ortaklık yapıları da gözetilerek her iki şirkette çalıştığı anlaşılan …’a faturanın tebliğ edildiği, ancak …’ın mahkemedeki beyanında; fatura konusu mal ve hizmetin verilmediğini, faturanın şirket ortaklarının alacaklarının mahsuplaşması amacı ile düzenlendiğini beyan ettiği görülmüştür. Bu durumda davacının davalıya fatura konusu inşaat malzemesini teslim etmediği sonucuna varılmıştır. Esasen davacı şirketin şuandaki temsilcisi ve hakim ortağının fatura düzenlenme tarihinde davalı şirketin ortağı ve temsilcisi olması karşısında tanık beyanının olaya ve dosya kapsamına uygun olması nedeni ile mal tesliminin gerçekleşmediği anlaşılmakla davacının davasının reddine, takibin haksız olmasına rağmen kötü niyetli olduğu anlaşılmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 35,90-TL’den peşin alınan 382,88-TL harcın mahsubu ile 346,98-TL’nin dosya kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir edilen 2.690,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansların dosya kesinleştiği ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır