Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/59 E. 2019/303 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/59 Esas
KARAR NO : 2019/303

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2016
KARAR TARİHİ : 12/03/2019
KARAR YAZIM ARİHİ : 12/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkiliyle dava dışı ….. ve Tic A.Ş. Arasındaki ticari satımda faturadan kaynaklı borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğünün ……Esasa sayılı dosyasında başlatılan takibe itiraz edilmesi üzerine İstanbul Anadolu ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. Esas …… Karar sayılı ilamı ile itirazın iptaline karar verilerek kararın kesinleştiğini, ancak davalı şirketin birçok kişiyi dolandırarak hileli işlemler yaptığını şirketin tek pay sahibinin davalı … olduğunu bu kişi tarafından borçlu şirketin içinin boşaltılarak davalı ……. Tic A.Ş şirketinin tek pay sahibi olarak kurulduğunu daha sonra….. A.Ş’nin makine demirbaş ve gayri menkullerini yeni kurduğu şirkete aktardığını, davalının icra iflas Kanununa aykırı şekilde şirketi tasfiye ederken ödeme kabiliyeti bulunmayan şirket üzerinden borçlandırıcı işlemler yaptığını daha sonra muvazzalı işler yaptığı eşi ile boşanarak yeni kurulan şirketin birlikte idare ettiklerini her iki şirketin muamele merkezlerinin uzun süre aynı yerde olduğunu daha sonra….. A.Ş ‘nin adresinin diğer davalının yerleşim yerine nakledildiğini davalının her iki şirketin tek hakimi olduğunu, davalı şirketin,….. A.Ş’nin alacaklarından mal kaçırmak amacıyla paravan şirket olarak kullanıldığını, davalı şirketin ortaklarının davacı … boşandığı eşi olduğunu, ilan edilen sicil örneğine göre davalının şirketin A grubu ortağı ve münferit temsilen yetkili kişisi olduğunu, davalının 17/12/2012 tarihinde….. A.Ş’deki yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğinden bu tarihe kadar her iki şirketin yönetimini birlikte üstlendiğini, bu durumun her iki şirket arasındaki organik bağın ne kadar güçlü olduğunu gösterdiğini, davalının daha sonra, davalı şirketteki paylarının boşanma ilamınını bulunmamasına rağmen boşandığı eşine devir ettiğini bu tarih itibari ile şirketin tek pay sahibinin davalının boşandığı eşi …… olduğunu, bu kişinin aynı zamanda içi boşaltılan şirketin de ortağı olduğunu, 22/02/2013 tarihi kararla….. Şirketi’nin tüm paylarının davalıya devredildiğini ancak bu sırada şirketin tüm mal varlığının diğer şirkete devredildiğini, her iki şirket arasında ayrı tüzel kişiler olsa bile iktisadi özdeşlik bulunduğunu bu nedenle tüzel kişiliğinin perdesinin kaldırılarak davalıların birlikte sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek 192.231,24TL’nin davalılarda müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce her iki tarafa dava dilekçesi duruşma günü bilirkişi raporu tevdi edilmesine rağmen davalılar duruşmaya katılmamışlardır.
Davalı … vekili olarak … ve …..son oturumdan önce vekalet sunmuş ayrıca avukat … ve Av. … tarafından vekalet sunulmuş, yetki belgesi ile duruşmaya katılan Av. …. beyanda bulunmak için süre talep etmiş sonraki duruşmaya katılmayarak mazeret sunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava davacının dava dışı …… Ve Tic. AŞ’den olan fatura alacağının tüzel kişiliğin perdesinin aralanması ilkesi gereğince davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Davacı ile dava dışı şirket arasında görülen İstanbul Anadolu …. ATM’nin …. Esas sayılı dosyasında davacının dava dışı şirketten 125.490,19TL alacağının bulunduğu belirlenerek bu miktar üzerinde itirazin iptali ve ferilerine ilişkin hüküm kurulmuş olum hüküm 22/05/2015 tarihinde kesinleşmiştir.
Davalı … borçlu….. LTD ŞTİ’nin ortağı olup 16/08/2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre şirketin münferit temsile yetikili kişisidir. 16/08/2013 tarihli temsilden önce şirketin yetkilisidir. Davalı şirketin sicil kaydına göre 16/08/2013 tarihi itibari ile yetkilisi … olup eski yönetim kurulu üyesi …’dır. … ile eşi …….. Ümraniye ….. Aile Mah. ….. Esas sayılı ilamı ile 14/10/2008 tarihinde boşanmışlardır. Borçlu….. şirketinin dosyaya sunulu olan sicili kayıtların incelenmesinde davalının uzun süre şirketin yönetim kurulu üyesi ve ortağı olduğu, şirket genel kurullarına katıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı alacağın yerindeliğinin belirlenmesi amacıyla şirketlerin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup davalı şirket ve Tasviye memuruna birçok kez muhtıra gönderilmesine rağmen davalının ticari defter ve kayıtlırı ibraz edilmemiştir. Mahkememizce ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmış, bilirkişi tarafından 18/06/2018 tarihli rapor sunulmuş ise de davalı defterlerin incelenmemesi nedeniyle davacı iddialarının yerinde olup olmadığı denetlenememiştir.
HMK’nın 190.Maddesi gereğince ispat yükü, Kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu durumda davalılara alacaktan doğrudan sorumlu olmamaları nedeniyle borçlu şirket ile davalılar arasında organik bağ bulunduğu ve borçlu şirket yetkilisi davalının kusurlu ve kasıtlı hareketleriyle davacı alacağının tahsilini engellemek amacıyla mal varlığını davalı şirkete aktardığını kanıtlanması gerekir. İddianın ispat yükümlülüğü davacıya ait olup ileri sürülen hususların kanıtlanabilmesi için tarafların ticari defter ve belgelerin incelenmesi talep edilmiştir. Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 23/01/2017 tarihli ….. Esas, … karar sayılı ilamında ticari defter ve belgelerin ibraz edilmemesi sonuçları değerlendirilmiştir. Davacının dava dışı şirketten alacağı bulunduğu sabit olup diğer iddiaların kanıtlanabilmesi için davalı defterlerinin incelenmesi gerekmektedir. Davalı ise ticari defterlerini sunmamıştır. Bu durumda mahkememizce incelenen sicil kayıtları ve nüfus kayıtlarında her iki şirket arasında birebir organik bağ bulunduğu, davalı …’ın davacı alacağının tahsilini engellemek amacıyla hareket ettiği anlaşılmakla davacının iddiaları yerinde görülmüş ve davacı alacağının her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile 192.231,24TL’nin davalılardan müştereken ve mütesilsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 13.131,31TL ilam harcından peşin alınan 3.282,85TL harcın mahsubu ile bakiye 9.848,46TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 1.600,00TL bilirkişi ücreti, 239,80TL posta masrafı, 29,20TL başvuru harcı, 3.282,85TL peşin harç toplamı 5.151,85TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.483,87TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili yüzüne davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.