Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/364 E. 2018/938 K. 18.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/364 Esas
KARAR NO : 2018/938

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/04/2016
KARAR TARİHİ : 18/07/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 19/07/2018
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin kuruluş amacından uzaklaşmış olup faaliyet amacına uygun herhangi bir iştigalinin bulunmadığını, davalı şirketin uzun zamandan beri kar dağıtmadığını, şirketin ortağı olan Mehmet Akaslan’ın şirket hisselerinin çoğunluğunu eline geçirerek yönetim kurulu başkanı olduğunu, yönetimi ele aldığı tarihten itibaren şirketin borçlarını da ödemediğini, bu nedenlerle TTK 531.maddesi gereğince haklı sebebe dayanılarak şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye sonucunda ortaya çıkacak tasfiye payını hisseler oranında ortaklara dağıtılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlarında, davacının şirket ortağı ve yöneticisi olduğu dönemde şirketle ilgili pek çok usulsüz işlemler yaptığını, yapılan işlemlerle ilgili adli mercilere müracaat edildiğini, şirketin hali hazır duruma gelmesine davacı tarafın kendi eylem ve işlemleriyle sebep olduğunu, davacının kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceğini, bu nedenlerle kusurlu olan davacının TTK 531.maddesi gereğince şirketin fesih ve tasfiyesini isteyemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti …. ve arkadaşlarına tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 10/10/2017 tarihli raporlarında “taraflar arasında bir çoğu derdest olan ve tarafların dava dilekçelerinin ayrıntılı olarak yazılmış bulunan davalar ve ihtarnamelerin bulunduğunu, tarafların birbirleri hakkında sahte senet düzenlemek iddiası yanı sıra icra işlemleri dahi yapıldığını, ortaklar arasında güven duygusunun zedelendiğini, şirketin halen faaliyetlerinin mevcut olmadığını, şirketin mali yapısındaki olumsuzluklar da dikkate alındığında ortakların şirketin devamı açısından ortak bir iradeye sahip olmadıklarını” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.

Her ne kadar davacı taraf haklı nedene dayalı olarak TTK 531.maddesi gereğince şirketin fesih ve tasfiyesini talep etmiş ise de; Bakırköy ….ATM … esas sayılı dosyasında davalı şirket tarafından davacı ve kardeşi ile babası aleyhine tazminat davası açtığı, dosyaya sunulan 08/05/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre şirket adına rayiç değeri 63.805-TL olan arazileri 671.446-TL bedel üzerinden satın aldıkları ve bu bağlamda davalı şirketi 605.536-TL zarara uğrattıkları ve bu yöndeki yargılamanın halen devam ettiği, Bakırköy ….ATM … esas …. karar sayılı dosyasında huzur hakkından kaynaklı alacakla ilgili yapılan temliknamelerin iptaline karar verildiği, iş bu dosyada düzenlenen rapora göre davacı tarafın görev süreleri sona erdiği halde ve mahkemece atanan kayyım aracılığı ile genel kurul toplantısından bir gün önce işlem yapılmak suretiyle iyiniyetli kabul edilemeyeceklerinin tespit edildiği; Bakırköy C. Başsavcılığının …. soruşturma sayılı dosyasında davacı hakkında 63.805-TL değerindeki arazilerin 605.536-TL ödeme yapılmak suretiyle şirketi zarara uğrattığı gerekçesiyle hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanmak eyleminden dolayı dava açıldığı ve davacının bu eylem nedeniyle Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında halen yargılandığı dikkate alındığında, belirtilen dosyalarda tespit edilen maddi olay ve olgulara göre davacı tarafın şirketle ilgili usulsüz işlemler yaptığı, iş bu işlemlerden dolayı adli merciler nezdinde yargılamaların devam ettiği, bu bağlamda bilirkişi heyeti tarafından raporda belirtilen şirketle ilgili olumsuz durumların yaratılmasında davacının tarafın kusurlu olduğu mahkememizce değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı şirket aleyhine TTK 531.maddesi gereğince haklı nedene dayalı olarak fesih ve tasfiye davası açtığı, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 10/10/2017 tarihli raporda tespit edilen şirketle ilgili olumsuz durumların meydana gelmesinde davacı tarafın asli kusurlu olduğu, hiç kimsenin kendi kusuruna dayalı olarak hak talep edemeyeceği, bu bağlamda kusurlu olan davacı tarafından açılan şirketin fesih ve tasfiye istemli davasının reddedilmesi gerektiği (Yargıtay 11.HD 2011/7841 esas 2012/14719 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit görülmeyen davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 35,90-TL ilam harcından peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/07/2018

Başkan … ¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Katip … ¸e-imzalıdır