Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/249 E. 2018/196 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/249 Esas
KARAR NO : 2018/196

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/03/2016
KARAR TARİHİ : 06/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili 17/03/2016 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinde müvekkilinin değişik tarihlerde davacının kumaş sattığını, satım bedeline ilişkin faturaların ödenmemesi üzerine Büyükçekmece … .İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibe, vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; teslim edilen ürünlerde ayıp bulunması nedeni ile müvekkilinin davacıya ihbarda bulunduğunu, mahkemece yapılacak keşifte açık ayıbın tespit edilebileceği gibi ihbar hususunun tanık ile ispat edilebileceği satılan ürünlerin ayıplı olması nedeni ile müvekkili tarafından 18/11/2015 tarihli 69.150,00-TL bedelli yansıtma faturasının düzenlenerek davalı yana tebliğ edilmesine rağmen davacının faturayı kabul etmediğini, eşyada bulunan ayıbın sunulan fotoğraflardan açık şekilde görülebileceğini savunarak davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dava, cevap dilekeçleri, Büyükçekmece … .İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı… Vs.
Büyükçekmece…. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 17/12/2015 tarihinde 16.231,39-TL asıl alacağın tahsili amacı ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin 26/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, 11/02/2016 tarihinde borç ve fer’ileri ile icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir.
Takibe itirazda icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesine rağmen yetkili icra dairesinin gösterilmemesi nedeni ile yapılan itirazın usulüne uygun şekilde yapılmadığı anlaşılmakla icra dairesinin vaki itirazın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde talimat yolu ile yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda davacının ticari defter ve belgelerine usulüne uygun şekilde düzenlendiği, takip tarihi itibari ile davacının 16.231,37-TL alacağı bulunduğu belirlendiği görülmüştür.
Mahkememizce davalı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış olup, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, takip tarihi itibari ile davalının kendi defterlerine göre davacıya 16.231,00-TL borçlu bulunduğu, dava konusu ürünlerin usulüne uygun şekilde davalıya teslim edildiği, 18/11/2015 tarihli 69.120,00-TL’lik yansıtma faturasının son teslimattan 49 gün sonra düzenlendiğinin bildirildiği mali yönden tespit edilmiş sektör bilirkişisi tarafından yapılan tespitte ise sunulan numenelerden emtianın ayıplı olduğu sonucuna varılamayacağının belirlendiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Satım sözleşmesinde satılanın sözleşmeye uygun şekilde alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacıya ait olup, dosyaya sunulan sevk irsaliyeleri ile satım konusu emtianın alıcıya teslim edildiği sabittir. Uyuşmazlık süresi içerisinde teslim edilen emtiada ayıp bulunup bulunmadığı bulunuyor ise niteliği, süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı bu kapsamda davacının alacağının bulunup bulunmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır. TBK.23. Maddesi gereğince ticari satımda satım konusu emtiayı teslim alan tarafın 2 ve 8 gün içerisinde satım konusu emtiayı incelemek, var ise ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. TBK.’nın 223. Maddesinde ise alıcının, devraldığı satılan emtianın durumu, işlevin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içerisinde satıcıya bildirmek zorunda olduğu aksi halde satılanı ayıbı ile birlikte kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Diğer yandan tacirler arasında diğer tarafı temerrüte düşürecek ihbar ve ihbarlara TTK.’nın 18. Maddesinde belirtilen usuller ile yapması gerekmektedir. Somut olayda, davacı tarafından davalıya son mal tesliminin 01/10/2015 tarihinde yapıldığı, buna ilişkin faturaların usulüne uygun düzenlenen taraf defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Her ne kadar davalı sözleşme konusu emtiada ayıp bulunduğunu bildirmiş ise de cevap ve beyan dilekçesinin içeriğinde ayıbın gözle görülebilir açıklıkta bulunduğunu beyan edilmesi karşısında, ileri sürülen ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu kabul edilmiş, ileri sürülen savunmaya göre ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, davalı tarafından yansıtma faturasının süresi geçtikten sonra 18/11/2015 tarihinde düzenlendiği, esasen sektör bilirkişisi tarafından yapılan incelemeler ibraz edilen numunelerde ayıbın tespit edilemediğininde bildirildiği görülmüştür. Bu durumda alıcının, emtiayı olduğu şekilde kabul ettiği sonucuna varılmış, bakiye satım bedelinin tahsili amacı ile başlatılan takibe vaki itirazın iptaline karar verilmiştir. Satım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya bağlı alacağın likit olması nedeni ile hüküm edilen alacak üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; Davalının Büyükçekmece …. .İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi uygulanarak devamına,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 3.246,20-TL icra inkarın tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 1.108,76-TL harçtan peşin alınan 196,04-TL harcın mahsubu ile 912,72-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 196,04-TL peşin harç ile 29,20-TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 2.100,00-TL bilirkişi ücreti ve 210,80-TL posta masrafı toplamı olan 2.310,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Dosya Kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansların taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/03/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır