Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/78 E. 2020/703 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/78 Esas
KARAR NO : 2020/703

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/01/2015
KARAR TARİHİ : 22/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2021

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4. TİCARET MAHKEMESİ 2020/505 ESAS

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/08/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada ve birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/12/2014 tarihinde … ili …. ilçesinde yaya halinde yürümekte iken seyir halinde olan … plakalı aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde …’nun yaralandığını, araç sürücüsü …, araç maliki … ve araç mali sorumluluk poliçesini düzenleyen …. Sigorta A.Ş hakkında iş bu kaza nedeniyle asıl dava yönünden; yapılan tedavi giderleri vs nedenleriyle yapılan masraflar için 2.000,00 TL maddi tazminatın ve ayrıca toplam 22.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini; birleşen dava yönünden çalışma gücü kaybı nedeniyle 50.000,00 TL maddi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı tarafın dava dilekçesinde müvekkilleri aleyhine bulunmuş oldukları beyan ve iddilarını kabul etmediğini, müvekkilinin her ne kadar kazanın oluşumundan ötürü üzüntü duysa da kendisinin asil kusurlu iddialarını kabul etmediğini, müvekkil kusurlu olmamasına rağmen küçük Kayra’nın hastane masrafı olan 7.300,00TL’yi … hastahanesine ödediğini, kusurları bulunmamasına rağmen kazazede küçük Kayra için bütün iyiniyetiyle müvekkillerin elinden geldiğini yaptığını, illiyet bağının olmadığını, bu sebeple açılmış bulunan davanın reddine … plakalı araca ihtiyati tedbir konulması yönündeki talebin reddine şayet davanın reddine karar verilmeyecekse sigorta şirketinin mahkeme tarafından takdir edilecek tazminatı ödemesini yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;öncelikle 6111 sayılı Kanun ile müvekkil şirket tarafından SGK’ya geriye yönelik olarak tüm poliçelerden 154.455.652,74 TL tedavi gideri prim aktarımı yapıldığından, müvekkil şirketin tedavi giderlerinden sorumluluğu kalmamış olması nedeniyle bu yöndeki taleplerin müvekkil şirket yönünden reddine, aksi halde davacı yan tarafından dosyaya sunulan delillerin tarafımıza tebliğine, tarafların kusur oranı ile davacının müterafik kusurunun tespitine, davacı yanın dolaylı maddi zarar taleplerinin reddi ile, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada ceza dosyasının dosyamız arasına alındığı, maluliyet tespitine ilişkin ve kusur ile aktüer hesabına ilişkin bilirkişi raporları alındığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Söz konusu trafik kazasında davacıların yaya olduğu, davalı …’ın kazaya sebep olan aracın maliki, davalı …’ın araç sürücüsü, sigorta şirketinin ise bu aracın ZMSS kapsamında sigorta şirketi olduğu anlaşılmıştır.
28/12/2014 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle kusur durumunun incelenmesinde; mahkememizce alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre davacı …’un %20, araç sürücüsü …’ın %80 oranında kusurlu olduğu, ceza dosyasında alınan kusur raporunda da sürücünün asli, davacının tali kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
28.12.2014 günü saat 18.30 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile … caddesini takiben seyir halinde iken olay mahalli kavşağa geldiğinde kavşaktan sola … sokağa dönüş yaptığı esnada davacı …’un elinden tuttuğu ve karşıdan karşıya geçiş yapmak isteyen 2008 doğumlu yaya …’na çarpması ve yaralanmayla neticelenen dava konusu kaza meydana gelmiştir.
Davalı sürücü … beyanında;”Olay tarihinde ağabeyim rahatsızlandığı için onu hastaneye sürücülüğünü yaptığım .. plakalı araçla görtürdüm. … Mahallesi … Caddesinden sola dönüş yapacağım sırada sol arka taraftan bir ses geldiğini duydum. Ne olduğunu anlayamadım. Daha sonra bağrışmaları duymam üzerine durdum. Bir kız çocuğuna çarptığımı söylediler. Olay saat 18;00 – I8;30 sıralarında gerçekleşmiştir Hava karanlıktı. Arabamızın camlarında da film vardı. Ben , çocuğu ve annesinin karşıdan karşıya geçerken görmedim…”demiştir.
Davacı … beyanında;” Olay tarininde kızım … ile birlikte … Merkezi yakınındaki TEKEL Bayisi olan .. adlı işyerinin tam karşısındaydım. Akşam üzeriydi. Karanlıktı. Kızım ..nın elinden tutup karşıya geçecektik Kaldırımdan inmiştik. Tam karşıdan karşıya geçeceğimiz sırada sanığın kullandığı araç sinyal vermeden ve kornaya basmadan dönüş yaptığı esnada kızımı altına aldı. Ben dur diye bağırmama rağmen sanık durmadı. Orada duran bir çok vatandaş sanığın arabasına abanarak ve bende aracın önüne doğru koşup camların vurarak sanığın aracını durdurabildik…”demiştir.
Adli Tıp Kurumu, İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından Küçükçekmece ….Asliye Ceza Mahkemesine sunulmak üzere tanzim edilen 07.05.2015 tarihli müşterek raporunda kazanın oluşumunda sürücü … ‘ın asli kusurlu olduğu, …’un tali kusurlu olduğu kanaati belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu, İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından Küçükçekmece ….Asliye Ceza Mahkemesine sunulmak üzere tanzim edilen 25.04.2016 tarihli müşterek raporunda kazanın oluşumunda sürücü … ‘ın asli kusurlu olduğu, …’un tali kusurlu olduğu kanaati belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, mahkememiz dosyası ve ekli belgeler, kaza tespit tutanağı ve kaza yeri krokileri, tüm beyanlar, CD izleme tutanağı, kaza anı kamera görüntüsünün bulunduğu CD içeriği iddianame, Adli Tıp Kurumu, İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından Küçükçekmece ….Asliye Ceza Mahkemesine sunulmak üzere tanzim edilen 07.05.2015 tarihli müşterek raporu ve 25.04.2016 tarihli müşterek raporu, dosya tümüyle incelendiğinde; davalı sürücü … sevk ve idaresindeki araçla meskun mahalde olay mahalli kavşakta sola dönüşü sırasında mevcut görüş alanını kontrol altında bulundurup gereken dikkatini yola vermesi, yol üzerinde bulunan ve geçiş yapmak isteyen yayaları dikkate alması gerekirken bu hususlara riayet etmeyip dar açı ile kontrolsüz şekilde dönüş yapıp kaplama içerisinde bulunan ve geçiş yapmaya çalışan davacı …’un elinden tuttuğu 2008 doğumlu yaya …’na tedbirsizce çarptığı anlaşılmakla kazanın oluşumunda kusurludur. Davacı … çocuğu olan, denetim ve gözetiminden sorumlu olduğu 2008 doğumlu yaya … ile kaplama üzerinde bulunduğu geçiş yapmak istediği sırada çocuğunun elinden tuttuğu ancak araçların seyir durumunu kontrol altında bulundurup dönüşe geçen araç nedeniyle korunma tedbiri alması gerekirken bu hususa riayet etmediği 2008 doğumlu yaya …’nun yaralanmasıyla neticelenen dava konusu kazanın oluşumunda kusurludur. Buna göre; 26/03/2019 tarihli ATK raporunda belirtilen davalı sürücü …’ın %80 (yüzde seksen)oranında kusurlu olduğu, davacı …’un %20 (yüzde yirmi)oranında kusurlu olduğu kanaatine katılarak kusur değerlendirmesi yapılmıştır.
ATK …. İhtisas Dairesinden maluliyete ilişkin rapor alınmış olup maluliyet oranının %5,1 olduğu, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Aktüer hesabı için alınan bilirkişi raporunda davacının maddi zararının 61.711,15 TL olduğu, tedavi gideri makbuz ve fatura toplamının 10.177,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Tedavi giderinin 7.300 TL’lik kısmının davadan önce ödenmesi üzerine ıslah dilekçesi de dikkate alınarak tedavi gideri alacağı olarak 2.877,00 TL’ye hükmedilmiştir. Buna göre, maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Manevi tazminat miktarının nasıl belirleneceği konusu Yargıtay HGK.’nun 24.12.2014 tarih ve 2014/21-872 E., 2014/1086 K. sayılı kararında belirtilmiştir. Gerçekten de söz konusu karara göre; “…Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.” Somut olayda davacının söz konusu olay nedeniyle maluliyetinin oluşması, kaza sonrası psikolojik etkilerinin devam etmesi, hem küçük hem de annesi yönünden manevi zararın doğduğu dikkate alındığında manevi tazminat talebinde haklı olduğu görülmüş ve tarafların sosyal ekonomik durumu, paranın alım gücü, maluliyet oranı kapsamında hakkaniyete göre anne için talep doğrultusunda 2.000,00 TL, küçük için ise 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KABULÜ ile 2.877,00TL tedavi gideri alacağının 2.000,00TL’sine dava tarihi olan 28/01/2015 tarihinden, 877,00TL’sine ıslah tarihi olan 16/11/2020 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 10.000,00TL manevi tazminatın küçük …. için, 2.000,00TL manevi tazminatın davacı … için olmak üzere toplam 12.000,00TL manevi tazminatın dava tarihi olan 28/01/2015 tarihinden itibaren davalılar … ve …dan alınarak asaleten ve velayeten davacıya verilmesine,
3-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı davanın KABULÜ ile 61.711,00TL maddi tazminatın …. Sigorta A.Ş yönünden başvuru tarihi olan 25/12/2019, diğer davalılar yönünden ise olay tarihi olan 28/12/2015 tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 196,52TL ilam harcından peşin alınan 75,15TL harcın 214,47TL tamamlama harcı mahsubu ile bakiye 93,09TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.600,00TL bilirkişi ücreti, 335,95TL posta masrafı, 27,70TL başvuru harcı, 75,15TL peşin harç, 214,47TL tamamlama harcı ve 314,50TL Adli Tıp Fatura ücreti olmak üzere toplam 2.567,77TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.877,00TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar … ve …’a verilmesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
9-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 4.215,47TL ilam harcından peşin alınan 170,78TL harcın mahsubu ile bakiye 4.044,69TL’nin davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
10-Davacı tarafından sarf edilen 54,40TL başvuru harcı, 170,78TL peşin harç olmak üzere toplam 225,18TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.822,43TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
12-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.