Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/531 E. 2022/196 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/531
KARAR NO : 2022/196

DAVA : Tespit (Kooperatif Ortaklığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2008
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit (Kooperatif Ortaklığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ……. Evler Toplu Konut Yapı Kooperatifinin 05/05/1998 tarihli yönetim kurulu kararı ile A 6 Blok 3 kat D:13 nolu 138 metrekarelik dairenin davacı adına tahsis edildiğini, 07/09/1999 tarihli yönetim kurulu kararı ile A 9 Blok 14. Kat D:86 nolu dairenin tahsil edildiğini, davacının A 6 Blok 3. Kat 13 nolu dairenin tüm ödemelerini 07/09/1999 tarihine kadar eksiksiz ödediğini bu tarihte kooperatifin inşaat işlerini yapmakta olan …… İnşaat AŞ ile yapılan satış vaadi sözleşmesi gereği anahtar teslimi olmak şartı ile A 9 Blok kat 14 86 nolu daireyi satın aldığını ve kooperatif oluru ile üye kaydedildiğini, sözleşme gereği 13 nolu daire için herhangi bir aidat ödenmeyecek olup anahtar teslimi olarak tamamlanmasına kadar tüm ödemelerin …… İnşaat AŞ tarafından yapılacağı hususunda tarafların anlaştığını, genel kurul kararı gereği arsa sahibine A 9 bloktan 45 daire verileceğinden davacının A 9 blokta bulunan yola cepheli dairesinin halen adına tahsisinin devam edip etmediğinin tespit edilemediğini belirterek kooperatif kayıtlarına göre davacıya tahsis edilen dairelerin tespiti …… İnşaat AŞ’den anahtar teslimi daire satın alan diğer üyelerin kooperatife başkaca ödeme yapıp yapmadıkları, uygulama bakımından …’a haksızlık yapılıp yapılmadığı, …… İnşaat AŞ ile …… evleri konut yapı kooperatifi ve …… değişim Konut yapı kooperatifi arasındaki sözleşmenin kat karşılığı inşaat ya da emanet usullerinden hangisine göre yapıldığı ve sözleşmenin tasfiye edilmesinin hükümlerinin tespiti ile tespit tarihi itibari ile davacının kooperatife olan borcunun tespitinin yapılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 20/11/2012 tarihli dilekçe ile davalarını tamamen ıslah ettiklerini belirterek harçlandırılmış yeni bir dava dilekçesi sunmuş olmakla davanın tamamen ıslahı ile sunulan dava dilekçesinde özetle: davalı kooperatif tarafından davacıya iki adet daire tahsis edildiğini, davalı kooperatifin davacıyı üyelikten ihraç etmeden davacının her iki daire için üyeliği devam etmekte iken davacıya ait daireleri başkalarına tahsis ettiği gibi davacıya karşı alacaklar ileri sürdüğünü belirterek davacı adına tahsis edilmiş olan A 6 blok k 3 D:13 ve A 9 blok k 14 D:86 adresindeki iki dairenin tapuda davacı adına tesciline tescili mümkün olmadığı takdirde emsal fiyatları tutarında tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davacının davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 02/02/2009 tarihli cevap dilekçesinde özetle: davanın husumet yönünden hatalı açıldığını, davacının esas muhatabı bulunan …… inşaat aş ye husumet yöneltilmediğini, …… İnşaatın …’a sattığı daire için aldığı peşinatı kooperatife …… tarafından ödenme koşulu ile aldığını ancak kooperatife hiçbir ödeme yapmadığını, bu sözleşme ile vankanın edimlerini yerine getirmediğini, sözleşmeye göre hiçbir hak talep edilemeyeceğini, …… inşaatın 3. Şahıslarla yaptığı sözleşmelerin kooperatifi bağlamadığını belirterek davanın reddini talep etmiş, ıslah yolu ile verilen dava dilekçesine ilişkin 08/01/2013 tarihli cevap dilekçesinde ise, dosyadaki raporlarda …… İnşaat tarafından kooperatife herhangi bir ödeme yapılmadığının tespit edildiğini, davacının bugüne kadar ödediği toplam aidatın 5.185,00 TL olduğunu, davacının kooperatif ortaklığından çıkarıldığına göre aidatların iadesi usulünün ortak giderlerden kooperatif üyeliğinden çıkartıldığı tarihe kadar yararlandığından payına düşenin düşülmesi ile iadesi gerektiği bunun dışındaki taleplerin yersiz olduğunu, kooperatif kayıtları ve genel kurul kararları doğrultusunda davacı borçlarının bilirkişi heyeti tarafından tespit edildiği, davacı yanın daire istemeyip yatırdıkları aidatları istiyorlarsa 5.185,00TL nin dava tarihi itibari ile güncellenerek istenmesinin tabi olduğu, 10/09/2012 tarihli rapor doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir .
Kapatılan Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. Esas, …… karar sayılı dosyasında yargılama yapılmış olup; mahkemece taraf delilleri toplanmış; davalı kooperatifin sicil dosyası örneği celp olunmuş, tüm dosya kapsamı üzerinde kooperatif uzmanı ve muhasebe uzmanı bilirkişilerce yapılan inceleme sonucu düzenlenen 16/02/2010 tarihli rapor ve 16/12/2011 tarihli ek raporda özetle:” davacının davalı kooperatifte iki adet ortaklığının mevcut bulunduğunu, davacının kooperatif ortaklığı ile ilgili kooperatif borçlarının ve ödemelerinin inşaatları yapan …… inşaat aş tarafından ödeneceğinin taahhüt edildiğini ve bu sebeple kooperatife borcunun bulunmadığının tespitini talep etmiş ise de sözleşmenin taraflarından birisinin kooperatif olmadığından davacı ile dava dışı şirket arasında başkası yararına eksik sözleşme niteliğinde bir sözleşme olduğundan davacının aidat borçlarını ödemekle yükümlü olup ancak ödenmeyen aidat borçlarını dava dışı 3. Şahıs durumundaki şirketten talep etme hakkına sahip olduğu, kooperatifin bu sözleşmeye dayanarak 3. Şahıs şirketten aidat ödemesi talep edemeyeceği, kooperatif ticari defterlerinde 2001 yılı sonu itibari ile davacının toplam 5.185,90 TL ödeme yaptığı, …… inşaat aş den davacı ile ilgili olarak yapılan ödeme hesap aktarımı kayıtlarına rastlanılmadığı, üye pay defterinde toplam 540.00 TL nin de ödendiği kaydına göre kabul edilmesi gereken ödeme tutarının 5.725,90 TL olduğu, 5.725,90 TL ödemenin genel kurul kararlarına göre iki daire üyeliği için yeterli olup olmadığı hususlarında 1998-2009 tarihleri arasındaki genel kurul kararlarına göre her iki üyelik için davalı kooperatife 26.594,00 TL ödenmesi gerektiğinin tespit edildiği” ifade edilmiştir.
Taraf vekillerinin ek rapora yönelik itirazları kapsamında kooperatif uzmanı ve mali müşavir bilirkişiden oluşan yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması yoluna gidilmiş 11/09/2012 tarihli rapor ve davanın ıslahı aşamasından sonra alınan 07/05/2013 tarihli ek raporda özetle: ” …’ın iki konut tashihli bir ortak olduğu, davacının tahsis edilen konutlarla ilgili genel kurulca alınana ödeme kararları doğrultusunda parasal yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olduğu, tahsis edilen konutlardan 138 metrekarelik konut için ortakların ödemesi gereken miktarın 79.849,20 TL iken kooperatif defter ve kayıtlarında davalının görülen ödeme tutarının 6.186,00 TL olduğunu 96 metrekarelik konut için ortakların ödemesi gereken miktarın 61.375,80 TL olup davacının bu konut için herhangi bir ödemesi bulunmadığı, her ne kadar davacıya tahsis edilen konutların bütün borçlarının …… inşaat aş tarafından ödenmiş olduğu iddia edilmekte ise de kooperatif kayıtlarında böyle bir ödemeye rastlanmadığı, davacının da bu ödemenin yapıldığına dair belge sunmadığı, 07/09/1999 tarihli belgede …’ın kooperatife hiçbir borcu yoktur beyanı bulunmakta ise de bu belgede ödendiği iddia edilen miktarın rakamsal olarak yazılı olmadığından kooperatif defterlerinde yazılı bulunan miktara itibar edilmesi gerektiği, davacının her iki konut için kooperatife borcunun toplam 237.428,58 TL olduğu, davacının ortaklıktan çıkarılış işleminin ön şartlardan yoksun olması nedeni ile ortaklık sıfatını etkilemeyeceği” ifade edilmiştir.
Davacı Bakırköy Asliye ……. Ticaret Mahkemesine açmış olduğu davada davalı kooperatife olan borcunun tespitine karar verilmesi talebinde bulunduğu aşamalarda davanın tamamen ıslahı ile davacı adına tahsis edilen iki dairenin tapuda davacı adına tescili terditli olarak daire bedellerinin tazmini ile davalı kooperatife borçlu olunmadığının tespiti talebinde bulunduğu, yargılama safahatında dosyanın devir yolu ile mahkememize tevzi olunduğu anlaşılmıştır.
Davacı yan davanın tamamen ıslahı ile vermiş olduğu dava dilekçesinde daha evvel davalı gösterilmeyen …… İnşaat Turizm San ve Tic AŞ’yi dahili davalı olarak belirtmiş ise de ıslah yolu ile yeni davalı ihdası mümkün olmadığından davacı yanın …… İnşaat AŞ’nin davaya dahil edilmesi talebinin reddine karar verilmiş, davalı vekili tarafından 04/02/2013 tarihli dilekçe ekinde davacının davalı kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin borç ödenmesi ihtarını içerir noterden keşide edilen birinci ihtarname, ikinci ihtarname ve 29/11/2011 tarih 161 sayılı davacının üyelikten ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının bildirilmesine dair Bakırköy ….. Noterliğinin 19560 yevmiye nolu ihtarnamesi ve bu ihtarnamenin 01/12/2011 tarihinde davacıya tebliğine ilişkin tebligat örneği dosya kapsamına sunulmuştur.
Mahkemenin ” Toplanan deliller ve yapılan bilirkişi incelemeleri sonucu düzenlenen rapor ve ek raporlar uyarınca davacının davalı kooperatif üyesi olarak adına iki daire tahsis edilmiş olduğu, kooperatif kayıtları uyarınca davacının bir kısım ödemede bulunduğu anlaşılmış ise de her iki daire yönünden genel kurul kararları ile belirlenen ödenmemiş aidat borçlarının bulunduğunun anlaşıldığı, davacı ile dava dışı …… İnşaat AŞ arasında yapılan sözleşmenin ancak sözleşmenin tarafları açısından bağlayıcı olup dava dışı …… İnşaat AŞ tarafından davacı adına kooperatife yapılmış herhangi bir ödeme bulunmadığı tespit edildiğinden davacının …… İnşaattan talep hakkı bulunmakla birlikte kooperatife yönelik parasal yükümlülüklerinin yerine getirilmesi gerektiği 07/09/1999 tarihli davacının kooperatife borcu bulunmadığı beyanını içerir adi yazılı belgenin kooperatif kaşesi üzerine atılmış tek imzayı içerdiğinden kooperatif açısından bağlayıcı kabul edilemeyeceği anlaşılmakla davacının parasal yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğinden adına tahsisli dairelerin tescili talebinde bulunamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafça dosya kapsamına sunulan ihtarnameler ve tebliğ belgeleri uyarınca davacının davalı kooperatif üyeliğinden 29/11/2011 tarih 161 sayılı yönetim kurulu kararı ile ihracına karar verildiği, kararın 01/12/2011 tarihinde davacıya tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, ortaklıktan çıkarılma kararına karşı tebliğden itibaren 3 aylık hak düşürücü sürede genel kurula veyahut mahkemeye başvurmak sureti ile itiraz edilmeyen çıkarma kararları kesinleşeceğinden ve davacı tarafça davacının ortaklıktan çıkarılması kararına yönelik genel kurula veyahut dava yolu ile mahkemeye başvurulduğuna dair bilgi ve belge sunulmamış olduğu anlaşılmakla ortaklıktan çıkarılma kararı kesinleşmiş olan davacının ortaklıktan ihraç edildiği yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra ödemiş olduğu aidatların bakiyesinin iadesini talep hakkına haiz olacaktır. Öte yandan bilançonun genel kurulca kabulü sureti ile kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebileceğinden bundan önce açılan davanın hakkın doğduğu tarihten sonra açılmak üzere reddi gerekecektir.
Dava devam ederken kooperatif ortaklığından çıkarılan ve çıkarılma kararı kesinleşen davacının adına tahsisli dairelerin tescilini talep edemeyeceği gibi dairelerin raiç değerleri üzerinden tazminat talebinde de bulunmayacağı, davacının ancak ortaklıktan ihraç edildiği yıl bilançosuna göre hesapnacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra ödemiş olduğu aidatların bedelinin iadesini talep edebileceği bu kapsamda yapılan değerlendirmede ise davalı vekilinin 04/06/2013 tarihli yazılı beyanlarında 2011 yılı genel kurulunun yapılmamış olduğu beyan edilmekle davacının ortaklıktan çıkarıldığı 2011 yılı bilançosunun görüşülmesi yönünde genel kurul toplantısının yapılmadığı anlaşıldığından ortaklıktan çıkarılan ve çıkarma kararı kesinleştiği anlaşılan davacının ödemiş olduğu aidatlarının iadesi hakkı talebinin ancak çıkarıldığı yıl bilançosunun genel kurul tarafından kabulünden bir ay sonra muaccel olacağından ıslah yolu ile verilen dava tarihi itibari ile bu bedeli talep hakkı doğmadığından açılan davanın bu sebeple reddine karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçesine göre dava reddedilmiş, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ……. Hukuk Dairesi …… EK sayılı ilamıyla ” davacının, davalı kooperatifte iki üyeliği bulunduğu uyuşmazlık dışıdır. Dosya kapsamından, davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen ihraç kararında A-6 Blok 138 m²’lik konut ortaklığından kaynaklı üyeliğinden ihraç edildiği belirtilmiştir. Davacının iki üyeliği bulunmasına rağmen bir üyelikle ilgili ihtarnameler keşide edilmesi ve sonuçta ihraç edilmesi nedeniyle diğer üyeliğinin devam etmesi karşısında mahkemece, kooperatifler konusunda uzman bilirkişi heyeti seçilerek kooperatifin tüm defter, kayıt, belge, yönetim ve genel kurul kararları, varsa banka kayıtları celp edilip, Kooperatifler Kanunu ve kooperatif anasözleşmesine göre inceleme yaptırılarak davacının hangi üyelik nedeniyle ihraç edildiği tespit edilerek, devam eden üyeliği ile ilgili talebin yerinde olup olmadığı hususunda açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, davacının kooperatifte iki bağımsız bölüm yönünden bir üyeliğinin bulunduğu ve ihraç kararının iki bağımsız bölüm yönünden olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi hatalı” olduğunu belirterek yerel mahkeme kararını bozmuştur ve mahkememizin iş bu esasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 29/07/2017 tarihli bilirkişi heyetinin raporuna göre ; A-9 Blok, Kat: 14, Daire No: 86’daki 96 m2’lik daire bakımından: davacıya anılan dairenin tahsis edildiği, davacı …’ın davalı Kooperatif’e bu daire için hiçbir ödeme yapmadığı, bu durumun davacının, davalı kooperatiften derhal çıkarılması (üyeliğinin düşürülmesi) için temel sebep teşkil edeceği, fakat davalı kooperatifin davacının bu payına ilişkin olarak ilgili prosedürü (ihtar gönderimi) uzun seneler uygulamayı ihmal ettiği, her iki tarafın da davacının ortaklığı fiilen düşmüş gibi davrandığı, emredici nitelikte sermaye (aidat) getirme borcunu hiç yerine getirmeyen ve çok önceden çıkarma/düşme yaptırımı (KoopK m. 27) uygulanması gereken davacının, A-9 Bloktaki daireye ilişkin tescil veya tazminat talebinin kooperatifler hukukunun emredici ilkelerine aykırı olup, ayrıca şekle aykırılığın dürüstlük kuralına (MKm. 2) aykırı olarak ileri sürülmesi teşkil ettiğinden kabul edilebilir olmadığı,
A-6 Blok, Kat: 3 Daire No: 13’teki 138 m2’lik daire bakımından: davacıya tahsis edilen bu daire için toplam 6.486,00 TL tutarında davalı kooperatife ödeme yapıldığı, ancak bu pay için başkaca bir ödeme yapılmaması nedeniyle davacı tarafın davalı kooperatiften çıkarıldığı, bu nedenle davacının bu pay yönünden tescil veya tazminat isteme hakkının bulunmadığı, ancak yaptığı ödemelerin -ilgili kalemler düşüldükten sonra- geri istenebileceği, fakat bu talebin de mevsimsiz olduğu, bu hususların mevcut dava dosyası kapsamında verilen Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi kararıyla da hüküm altına alındığı ve temyiz üzerine Yargıtay ……. Hukuk Dairesinin kısmen onama kararıyla da onandığı, Davalı kooperatifin defter kayıtlarını nakit esaslı muhasebe sistemine göre tuttuğunu, bu nedenle davacının (A-9 Bloktaki payı yönünden) aidat borcunun olup olmadığının tespit edilemediği, belirtilmiştir.
Mahkememizce aldırılan kooperatif bilirkişi heyetinden alınan rapor özetle; Davacının, davalı kooperatif nezdinde hem A6 BLOK KAT:3 D:13 NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM hem de A9 KAT:14 D:86 NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM yönünden 2 hisse sahibi olarak 2 adet üyeliğin kendisine tahsis edildiğinin hazirun cetvelleri ile teyit ve tevsik edildiği,
Davacının, davalı kooperatif nezdindeki A6 BLOK KAT:3 D:13 NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM ortaklığı yönünden davalı kooperatife 6.186.00.TL tutarında ödeme yapmış olduğu, İncelemeye konu menfi tespit davasının açılmasından sonra 2011 yılında davacı hakkında alınan ihraç kararının iptaline ilişkin olarak huzurdaki davada davacı yanca bir talepte de bulunulmadığı gibi, davacının, davalı kooperatif yönetim kurulunun 29.11.2011 tarihli ihraç kararına karşı 1163 sayılı kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun olarak, tebliğinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içinde , iptal davası açmadığından, A6 BLOK KAT:3 D:13 NOLU 138 M2 LİK bağımsız bölüme ilişkin üyelik yönünden ihraç kararının kesinleştiğinin kabul edilmesi gerekeceği, A6 BLOK KAT:3 D:13 NOLU 138 M2 LİK bağımsız bölüme ilişkin üyelik hakkında alınan ihraç kararı iptal edilmeyerek kesinleştiğinden , davacının bu üyeliği yönünden, üyeliğe bağlı olarak talep edebilecek haklardan olan tapu iptal ve tescil veya tazminat isteminde bulunamayacağı , A6 BLOK KAT:3 D:13 NOLU 138 M2 LİK bağımsız bölüme ilişkin olarak 1163 sayılı kanunun 17 . mad.ana sözleşmenin 14. Mad si gereğince ancak davalı kooperatife ödemiş olduğu bedelden, ortaklıktan ihraç edildiği yıl bilançosuna göre hesaplanacak masraf hissesi düşüldükten sonra geri iadesini davalı kooperatiften talep edebileceği,
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olduklarından,yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, sabit bedelle kooperatife ortak kaydedilmek istenmesi halinde, bu husus genel kurul gündemine alınarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekeceği veya genel kurulun yapılan bu uygulamayı açıkça ya da ziımnen benimsemesi gerekeceği, Davacı ile …… İnş.A.Ş ve Kooperatif tarafından tek imza düzenlenen üyelik tahsisine yönelik 07.09.1999 tarihli sözleşme şartlarının aynen onaylanmasına dair davalı kooperatif genel kurulunca karar alınmadığı gibi davacının …… inşaata 07.09.1999 tarihli adi sözleşmeye istinaden yaptığı beyan edilen 5.500.TL tutarındaki ve diğer ödemelerin …… inşaat A.Ş tarafından kooperatif kayıtlarına yansıtılmadığından davacının bu belge gereğince kooperatife borcu olmadığı yönünde tanzim edilen bu belgeye itibar edilemeyeceği, Davacının, davalı kooperatifin 2003,2004,2005 yılı hazirun cetvellerinde kayıt altına alınarak uygulamayla da benimsediği üzere A9 Blok Kat:14 D:86 daki 96 m2lik dairedeki üyeliğinin halen devam ettiği, bu üyelik yönünden davacı hakkında ihraç kararının alınmadığının kabul edilmesi gerekeceği, Davacının devam eden A9 Blok Kat:14 D:86 daki 96 m2 lik bu daire yönünden sabit bedelli üye olarak davalı kooperatife 5.500.000.000.TL yi ödemiş olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının bu daire yönünden tapu iptal ve tescil davasını talep etmede haklı bulunacağının kabulünün gerekeceği, Davacının devam eden A9 Blok Kat:14 D:86 daki 96 m2 lik bu daire yönünden sabit bedelle üye olmadığının kabul edilmesi halinde ise davalının 96 m2 lik dairedeki üyeliği yönünden davalı kooperatife ödemesi gereken ödeme tutarının 60.716.00.TL ana para * 68.044,62 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 128.760,62 TL olacağı, yönünde görüş bildirmişlerdir.
Bilirkişi heyeti İnşaat Mühendisi Gayrimenkul Uzmanı ……., Gayrimenkul Uzmanı ……. ve Gayrimenkul Uzmanı ……. ‘a tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş oldukları 25/12/2019 tarihli raporlarında ” dava konusu taşınmazın; 05.11.2019 keşif tarihindeki değeri 13.281,-TL/m2 x 96m2- 315.000,-TL olarak, 28.03.2009 dava tarihindeki değeri : 11145,-TL/m2 x 965m2 – 110.000,-TL olarak, 28.05.2015 dava tarihindeki değeri :1.805,-TL/m2 x 96m2 – 175.000,-TL olarak, 20.11.2012 dava ıslah tarihindeki değeri: 1.509,-TL/m2 x 96m2 – 145.000,-TL olarak hesap edildiğini” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Dosya SMMM bilirkişisi ……. ‘e tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 25/11/2020 tarihli raporunda özetle; “Mahkemenin 17.09 2020 tarihli duruşmasına istinaden 6.436 TL’nin 07/09/1999 tarihinden itibaren dava tarihine (23.03.2009) kadar olan güncellenmiş değeri; Yargıtay ….. Hukuk Dairesi E. …… sayılı ve ……. Kararında “..-Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (toptan eşya fiyat endeksi artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak güncel değeri bulunmalıdır.” hükmü çerçevesinde ; davacı tarafından ödendiği belirtilen 6436 TL’nin dava tarihine kadar hesaplanmış değeri 43.207,65 TL olduğunu” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Dava kooperatif ortağı tarafından açılan tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat ve menfi tespit davasıdır.
Tüm bu hususular bir bütün olarak değerlendirildiğinde;Davacı A9 Blok Kat:14 D:86 daki 96 m2lik dairedeki üyeliği yönünden; davacının ödemeyi …… İnşaat’a yaptığı ancak bu ödemeledin Kooperatif kayıtlarında gözükmediği, dolayısıyla davacının iş bu ödemeyi kooperatife yaptığını ispat etmesi gerektiği ancak dosya kapsamına göre ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Davacının, davalı kooperatif nezdindeki A6 BLOK KAT:3 D:13 NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM ortaklığı yönünden davalı kooperatife 6.486.00.TL tutarında ödeme yapmış olduğu, başkaca ödeme yapmaması sebebiyle kooperatif ortaklığından çıkarıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede davacının A9 Blok Kat:14 D:86 daki 96 m2lik dairedeki üyeliği yönünden davalı kooperatife yapmış olduğu ödemeyi ispat edememesi sebebiyle iş bu daire yönünden üyeliğinin bulunmadığı, A6 BLOK KAT:3 D:13 NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM ortaklığı yönünden ise bir kısım ödeme yaptığı ancak başkaca ödeme yapmaması sebebiyle ortaklıktan çıkarıldığı kanaatine varılmıştır.
Taşınmaz değeri üzerinden harcın tamamlandığı anlaşılmıştır.
Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin …… esas, …… karar sayılı ilamında; ” Yapı kooperatifinin ana amacı ortakların akçeli yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun, konut ya da işyeri teslim etmektir. Konut karşılığı tazminat isteyebilmesi için, kooperatifin inşaatlarının bitirilip konut tahsisi aşamasına gelindiği ve diğer üyelere tahsis ve teslim yapıldığı halde davacıya konut tahsis ve tesliminin yapılmaması gerekir. Bu husus, bu tazminatın istenebilmesinin ön koşuludur. Bu önkoşulun gerçekleşmesinden sonra, davacı için çeşitli nedenlerle konut ya da işyeri tahsisi imkânsızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Normal ödemesini yapıp konut sahibi olan üyelerle eşit miktarda ödemesi bulunduğu tespit edilen, diğer anlatımla eksik ödemesi bulunmadığı belirlenen, ancak kendisine konut tahsis ve teslimi yapılamayan ortağın, ödemesi eksik olmayan diğer üyelere verilen emsal bir konutun dava tarihi itibariyle rayiç değerini talep edebileceğinin, hiç ödemesi yok ise konut karşılığı tazminat talep hakkı olup, bu isteminin reddi gerektiğinin kabulü gerekir. Eksik ödemesi olan
bir üyenin ise, konut karşılığı tazminat talep hakkı olup, alacağının hesaplanma şekli Dairemizin yerleşik uygulamalarında aşağıdaki gibi formüle edilmiştir:

Açıklandığı üzere, kooperatif üyesinin ödemelerini hiç yapmamış olması halinde tazminat talep etme hakkı bulunmamakta ise de, eksik ödeme yapmış olması durumunda kural olarak konut karşılığı tazminat talep hakkı bulunduğu kabul edilmelidir…” denmektedir.
Davacının A6 Blok yönünden kooperatif ortağı olduğu kooperatife 6.436,00 TL lik ödeme yapıldığı bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir , ancak davacı tarafın bir kısım ödemesi tespit edilmiş ise de eşitlik prensibi gereği akçeli yükümlülüklerini kendilerine konut tahsisi yapılan diğer üyelerin yükümlülükleri ile eşit olması gerekmektedir.Bilirkişi raporu ile anlaşıldığı üzere davacı yan diğer üyeler gibi yükümlüklerini yerine getiremediğinden tapu iptal tescil olmadığı takdirde muadil bir dairenin adlarına tescili talebi yerinde değildir.
Ancak davacının yaptığı ödemenin de davacıya tazminat olarak verilmesi gerekmektedir.Mali bilirkişi raporu ile hesaplanan güncel tazminat miktarı 43.207,65 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 43.207,65TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 2.951,51TL ilam harcından peşin alınan 22,90TL harç, 2.624,00TL tamamlama harcı ve 1.485,00TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.180,39TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iade edilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 14,00TL Başvuru Harcı, 2.951,51TL olmak üzere toplam 2.965,51TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 6.100,00TL bilirkişi ücreti, 423,60TL posta masrafı olmak üzere toplam 6.523,60TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.158,96TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen 1.000,00TL bilirkişi ücreti, 50,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.050,00TL den kabul red oranına göre hesaplanan 863,45TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davalı üzerine bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.416,99TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 22.450,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.