Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/502 E. 2018/319 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/502 Esas
KARAR NO : 2018/319

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 20/05/2015
KARAR TARİHİ : 28/03/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 29/03/2018
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 20/05/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %50 oranında hissedarı olduğunu, şirket yöneticisi olan diğer ortak …’ın şirketi yönettiğini, müvekkilinin Afganistan uyruklu olduğunu, yabancı uyruklu olması nedeniyle kendisine şirketle ilgili bilgi verilmediğini, şirketten dışlandığını, şirket tarafından kar payı dağıtılmadığını, bu bağlamda şirketin kötü yönetiliyor olması nedeniyle müvekkilinin ayrılma akçesi ile ödenmeyen kar payının kendisine ödenmek suretiyle ortaklıktan çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, davacının Afganistan uyruklu olup orada ikamet ediyor olması nedeniyle şirketle ilgilenmediğini, davacının her ay düzenli olarak şirketin işleyişiyle ilgili mail yoluyla bilgilendirildiğini, davacının şirketten dışlanmasının söz konusu olmadığını, ayrıca şirketin yeni kurulmuş olması nedeniyle kar payı dağıtacak konuma gelmediğini, bu bağlamda yasal koşulları oluşmayan ortaklıktan çıkarılma ve ortaklık payının ödenmesine ilişkin talepli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti …ve arkadaşlarına tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 12/10/2017 tarihli raporlarında davacı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, şirketin işleyişiyle ilgili herhangi bir usulsüzlüğün tespit edilmediğini, haklı sebebin varlığının kabul edilmesi durumunda davacının ayrılma akçesinin 314.130,92-TL olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Duruşmada dinlenen davacı tanıkları; davacının Afganistan uyruklu olduğunu, yatırım amacıyla dava konusu şirketi kurduklarını, şirketin kuruluş aşamasında 205.000-ABD Doları sermaye koyduğunu, şirketin işleyişiyle ilgili kendisine bilgi verilmediğinden ödemiş olduğu sermayeyi alıp şirketten ayrılmak istediğini, şirkete istediği zaman girip bilgi alamaması nedeniyle güveninin sarsılmış olması nedeniyle ortaklıktan ayrılmak amacıyla iş bu davayı açtığını beyan ve ifade etmişlerdir.
Duruşmada dinlenen davalı tanıkları; davacının yabancı uyruklu olması nedeniyle sürekli Türkiye’de ikamet etmediğini, Türkiye’ye geldiği dönemlerde zaman zaman şirkete uğradığını, kendisini 5-6 sefer şirkette gördüklerini, şirketin işleyişiyle ilgili düzenli olarak bilgi verildiğini, davacının şirkete girip bilgi alması hususunda kendisine herhangi bir engel çıkartılmadığını, davacının yabancı uyruklu olması nedeniyle Türkiye’de oturum alabilmesi amacıyla genelde şirket ortaklığı kurup bu haktan yararlandığını maddi olaylara dayalı olarak beyan ve ifade etmişlerdir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının Afganistan uyruklu olarak Türkiye’de kurulan dava konusu şirkette %50 oranında hissedar olduğu, TTK 638/2 maddesi gereğince haklı nedene dayalı olarak ortaklıktan çıkartılmasına karar verilmesi amacıyla iş bu davayı açtığı, düzenlenen bilirkişir raporu ve dinlenen tanık beyanlarına göre davacının ortaklıktan çıkmasını gerektirir haklı bir nedenin bulunmadığı, nitekim TTK 638/2 maddesi gereğince haklı nedenin varlığı halinde ortağın bu kapsamda dava açabileceği, davacı tarafın ileri sürdüğü nedenlerin haklı sebep olarak kabul edilemeyeceği, zira şirketle ilgili kendisine bilgi verilmemesi durumunda bilgi edinme hakkını kullanmak amacıyla yasal yollara başvurabileceği, kar payı dağıtımına ilişkin ortaklar kurulu tarafından alınacak kararın keza iptalinin istenebileceği, sonuç itibariyle davacı yönünden şirket ortaklığını çekilmez kılacak nitelikte olumsuz bir durumun varlığı ispatlanamadığından açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit görülmeyen davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan 27,70-TL, tamamlama harcı olarak yatırılan 8.996,34-TL harçtan, 35,90 – TL ilam harcının mahsubu ile, bakiye 2.988,14-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.180,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2018Başkan … ¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip … ¸e-imzalıdır