Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/345 E. 2018/438 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/345 Esas
KARAR NO : 2018/438

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/04/2015
KARAR TARİHİ :…./04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ :…./05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 06/04/2015 harç tarihli dava dilekçesinde özetle, Davalının 22.02.2018 tarihinde dava dışı….isimli kişi ile birlikte … Tic. Ltd.Şti.’ni kurduğunu, ….’ün 20.04.2008 tarihinde ortaklık payını davacıya devrettiğini, müvekkilinin de bu payı 13.03.2009 tarihinde davalıya devrettiğini, Vergi Daireleri ile Sosyal Güvenlik Kurumunu’nun, müvekkilinin ortak olduğu döneme ait Vergi ve prim borçları nedeni ile 2011 yılında müvekkili hakkında haciz işlemi başlatıldığını, müvekkilinin ilgili kurumlara şirketin %50’i paydaşı olması nedeni ile vergi borçlarının yarısından sorumlu olduğunu beyan etmesine rağmen beyanının kabul görmediğini, bu durumun davalıya bildirildiğini, davalınında davacıdan ödeme yapmasını, payına düşen kısmı davacıya ödeyeceğini beyan etmesi nedeni ile şirket borçlarının 6111 Sayılı Yasa kapsamında yapılandırılarak toplam 69.377,00-TL’nin ödendiğini, davalının payına isabet eden 34.688,50-TL’nin ödenmemesi üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’i icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap ve beyanda dilekçesinde özetle, müvekkilinin şirket ortağı olduğunu, TTK.’nın 573/2. Ve 602. Maddeleri gereğince şirket borçlarından sorumlu olmayacağı için davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının haciz baskısı altında ödemeyi yaptığını kanıtlaması gerektiğini, bu ödemelerin şirket tarafından ödendiğini, bu hususun ödeme dekontlarından açıkça anlaşılacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Dava, cevap dilekçeleri, Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün…esas sayılı takip dosyası bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı… vs.
Bakırköy…. İcra Müdürlüğünün…esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 02 Ekim 2014 tarihinde davacı tarafından İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün ….esas sayılı takip dosyası ile 34.688,50-TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili amacı ile ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 13.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin…10.2014 tarihli dilekçesi ile yetki ve borca itiraz ettiği, davacı vekilinin yetki itirazının kabul etmesi üzerine dosyanın Bakırköy…icra Müdürlüğü’nün…esas sayılı takip dosyası olarak işlem gördüğü ödeme emrinin 20.01.2015 tarihinde tebliği üzerine, 23.01.2015 tarihinde borca itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacının pay devir sureti ile 02.04.2008 tarihinde dava dışı … Tic. Ltd. Şti’nin ortağı olduğunu, şirketteki 10.000,00-TL’lik payını Bakırköy …. Noterliği’nin 26.01.2009 tarih ve …. yevmiye numaralı işlemi ile davalı ….’e devir ettiği ….’inde aynı tarihli … numaralı işlemde şirketteki 5.000 payına ….’e devrettiği, devir tarihine kadar davacı ve davalının toplam; 20.000,00-TL sermayeli şirkete eşit paylar ile ortak olduğu, davacının payını devrettiği tarihte şirketin 2 ortaklı olaraka faaliyetine devam edebilmesi amacı ile davalı tarafından da 5.000,00-TL’lik payın dava dışı ….’e deviredildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından vergi dairesi ve sosyal güvenlik kurumuna olan borçların yapılanmasına ilişkin dekontlar dosyaya sunulmuştur. Davacı şirketin sicil kaydının incelenmesinde; davalının şirketin münferiden temsil yetkilisi olduğu, şirketin faaliyetsiz kalması nedeni ile 14.01.2015 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce vergi dairesi ve sosyal güvenlik kurumlarından ilgili belgeler getirtilmiş, davacının alacağının belirlenmesi amacı ile mali konuda uzman bilirkişi kurulundan 04.12.2017 havale tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulunun raporunda özetle; tarafların dava dışı şirkete borcun bulunduğu dönem itibari ile eşit oranda paydaş oldukları şirket kaydının 04.01.2015 tarihinde idarece terkin edildiği, davacı tarafından banka aracılığı ile yapılandırılan toplam; 44.600,59-TL prim borcu ile 25.109,00-TL vergi borcunun ödendiği, davalının bu miktarın yarısından sorumlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
İtiraz üzerine mahkememizce vergi dairesi ve sosyal güvenlik kurumlarına yazı yazılmış, bilirkişi kurulundan ek rapor alınmıştır. 14.02.2018 tarihli ek raporda özetle, davalının itirazları karşılanmış, önceki rapora benzer görüşler ileri sürülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, şirket ortağı tarafından şirkete ait vergi ve prim borçlarının ödenmesi üzerine diğer ortağın payına isabet eden miktarın tahsili amacı ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamına sunulan belgeler, dekontlar, vergi dairesi cevabı yazılarının şirket borcu vergi ve prim borcu kapsamında toplam 69.377,00-TL’nin ödendiği; davacının şirket ortaklığından ayrıldığı, 26.01.2009 tarihine kadar (kuruluş 18.02.2008) 2 ortaklı şirket olduğu, davacının 02.04.2008 tarihinde pay devri sureti ile şirket olduğu tarihten payına devrettiği 26.01.2009 tarihine kadar (ilan tarihi 13.03.2009) tarafların şirketin eşit hisseli ortakları olduğu, bu durummda ödenmeyen vergi ve prim borcu nedeni ile davalının payına 34.688,50-TL’nin isabet ettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı yan, bu miktarların şirketçe ödendiğini belirtmiş ise de, davacının şirket ortaklarından ayrılmasından sonra davacının şirketin hakim ortağı ve yöneticisi olduğu, ödemeye ilişkin şirket ticari defter ve belgelerinin sunulması için kesin süre verilmesine rağmen defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, makbuzların davacı tarafından sunulması karşısında bu miktar ödemenin davacı tarafından yapıldığı sonucuna varılmıştır. Her ne kadar davalı vekili, şirket borçlarından dolayı şirket ortağı olan davalının sorumlu olmadığını savunmuş ise de, dava dışı şirketin 14.01.2015 tarihinde faaliyetsiz kalması nedeni ile re’sen terkin edildiği, şirketin prim ve vergi borçlarının süresinde ödenmemesi nedeni ile şirketten tahsil edilmeyen ve edilme olanağı bulunmadığı açıkça ortada olan şirket borçlarından dolayı şirket ortaklarının sermaye payları oranında sorumlu olduklarının 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. Maddesi ile Vergi Usul Kanunu 10. Maddesi hükmü gereği olduğu anlaşılmakla davacının bu beyanına itibar edilmemiştir. Gerçektende VUK.’nın 10. Maddesinde, tüzel kişilerin ödevlerinin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumluluların varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların bu ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağının düzenlendiği, ayrıca tüzel kişinin tasfiye edilmiş olmasının kanuni temsilcilerinin tasfiye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarının kurtarmayacağı düzenlenmiştir. 6183. Sayılı Kanunun 35. Maddesinde ise Limited Şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğru sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Mükerrer 35. Maddesinde ise kanuni temsilcilerin sorumluluğu düzenlenmiştir. Belirtilen yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde şirketin borçlarının şirketten tahsili olanağı bulunmadığı, şirketin sicilden terkin edildiği, davalının savunmalarının aksine ödenen miktarların şirket tarafından değil davacı tarafından ödendiğinin anlaşılması karşısında davalının sorumlu olduğu oncak davacı tarafından ödendiği anlaşılan 34.688,50-TL’nin davalıdan tahsili amacı ile başlatılan takibe vaki itirazın iptaline, alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirmesi nedeni ile icra inkar tazminat talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Yetkisiz icra dairesinde gönderilen ödeme emrinde faiz talep edilmiş olmasına rağmen yetkili icra dairesine gönderilen ödeme emrinde faiz talebinin bulunmaması nedeni ile takip konusu alacak ile ilgili faize karar verilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; davalının takip dosası Bakırköy…. İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin 34.688,50-TL alacak üzerinden devamına,
2-Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 2.369,57-TL harçtan peşin alınan 419,00-TL harcın mahsubu ile 1.950,57-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından mahkememize yapılan giderlerin 419,00-TL peşin harç ile 27,70-TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 2.400,00-TL bilirkişi ücreti ve 350,90-TL posta masrafı toplamı olan 2.750,90-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalının üzerinde bırakılmasına,
7-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 4.162,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Dosya Kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansların taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı…/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır