Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/152 E. 2020/310 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/152 Esas
KARAR NO : 2020/310

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/02/2015
KARAR TARİHİ : 15/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;27/10/2014 tarihinde saat:18:00 sularında sürücü …… sevk ve idaresindeki …… plaka nolu minibüs ile İstanbul İli …. İlçesi ….. Mahallesi …… Cad istikametinden gelerek sola dönüş manevrası yaparak caddede 17 numarada yer alan işyerine istikametinden gelerek, sola dönüş manevrası yaparak caddede 17 numarada yer alan işerine(…… Halı) giriş yapmak üzere seyir halinde iken, yaya kaldırımı devamı olan yüksekliği indirilmiş işyeri girişi üzerinde minibüsün istikametine göre sağından gelip sol tarafına doğru yürümekte olan davacı …’e minibüsün sol aynası ile çarpması neticesinde yayaya çarpma şeklindeki yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, şimdilik 3.609,00TL maddi tazminat, 45.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/10/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte 1 ve 2 numaralı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; yol gideri ve geçici işgörmezlik giderinden SGK’nın sorumlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, kaza ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …… Giyim San AŞ ve …… cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olayın yaya kaldırımında değil araç yolunda meydana geldiğini, olayın meydana gelmesinde davalılara atfedilecek bir kusurun bulunmadığını, araçta bir bozukluk bulunmadığını,davacının kontrolsüz olarak yola çıktığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada ceza dosyasının dosyamız arasına alındığı, tanıkların dinlendiği, maluliyet tespitine ilişkin ve kusur ile aktüer hesabına ilişkin bilirkişi raporları alındığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Söz konusu trafik kazasında davacının yaya olduğu, davalı ……’in …… plakalı minibüs şoförü olduğu, davalı şirketin işleten, sigorta şirketinin de bu aracın ZMSS kapsamında sigorta şirketi olduğu anlaşılmıştır.
27/10/2014 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle kusur durumunun incelenmesinde; mahkememizce ve ceza dosyasında alınan kusur raporunda davacının kusursuz olduğunun tespit edildiği, ATK’dan alınan raporda davacının tali kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür. Raporlar arasında çelişki bulunması üzerine dosyanın Karayolları Fen Heyetine gönderildiği ve rapor sonucunda sürücü ……’in %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Buna göre mahkememizce davalı ……’in tam kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
ATK …… İhtisas Dairesinden maluliyete ilişkin rapor alınmış olup maluliyet oranının %12,2 olduğu, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Davacının çalışmaya başladığı süreye göre hesaplama yapılarak maddi tazminat belirlenmiştir.
SGK tarafından davacıya 2.258,79 TL işgörmezlik ödemesi yapılması nedeniyle bu zararın mahsubuyla 144.811,64 TL işgücü kaybı ve 249 TL yol masrafının davalıların sorumluluğunda olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, davacı tarafından kazanç kaybına yönelik talepten SGK tarafından yapılan ödeme nedeniyle vazgeçilmiştir. Buna göre, maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Manevi tazminat miktarının nasıl belirleneceği konusu Yargıtay HGK.’nun 24.12.2014 tarih ve ….. E., ……. K. sayılı kararında belirtilmiştir. Gerçekten de söz konusu karara göre; “…Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve …… Esas ….. Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.” Somut olayda davacının söz konusu olay nedeniyle maluliyetinin oluşması, kaza sonrası psikolojik etkilerinin devam etmesi, korkularının artması, unutkanlık ve sinir halinin artması gibi hususlar dikkate alındığında manevi tazminat talebinde haklı olduğu görülmüş ve tarafların sosyal ekonomik durumu, paranın alım gücü, maluliyet oranı kapsamında hakkaniyete göre 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebi yönünden davanın KABULÜ ile 249,00TL yol masrafı ve 144.811,64TL iş gücü kaybı olmak üzere toplam 145.060,64TL maddi tazminatın davalılar …… ve …… Giyim A.Ş’den olay tarihi olan 27.10.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile, davalı … Şirketinden dava tarihi olan 19/02/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 30.000,00TL manevi tazminatın davalılar …… ve ….. Giyim A.Ş’den olay tarihi olan 27.10.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN; Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 9.892,08TL ilam harcından peşin alınan 166,03TL harç, 2.500,00TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 7.226,05TL’nin davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen 3.200,00TL bilirkişi ücreti, 495,50TL posta masrafı, 27,70TL başvuru harcı, 166,03TL peşin harç, 2.500,00TL ıslah harcı olmak üzere 6.389,23TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.707,10TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.500,00TL vekalet ücretinin davalılar …, …’den alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar …, …’ne verilmesine,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.