Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/945 E. 2020/565 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/945 Esas
KARAR NO : 2020/565

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4. ATM 2014/69 ESAS SAYILI DAVA:

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 17/11/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı gerçek kişiler davalı firmanın bayisi olan diğer davacı tüzel kişilik … Petrol ve Petrol Ürünleri Tic. San. Ltd. Şti nin işletmekte olduğu benzin istasyonu olan “… İli … İlçesi … Mevkii … Pafta … Parsel 2880 m2 lik” taşınmazın malikleri olduğunu davacı müvekkil firma ile davalı firma arasında 29/09/2010 tarihili intifalı bayilik sözleşmesi ve ön sözleşme gereğince davacı müvekkil firma … İli … İlçesi … Mevkii … pafta …. parsel 3845 m2 lik taşınmaz üzerine davalı firma lehine 04/11/2010 tarih ve … yevmiye nolu belgeyle 1. dereceden 750.000,00 TL lik ipotek tesis edildiğini, ipotek ve intifa sonrasında 200.000,00 TL intifa bedelini davacı firmaya 6 ay ödemesiz 24 ay geri ödemeli vereceği, istasyonun faaliyete geçmesi ile 200.000,00 TL tutarında 6 ay ödemesiz 24 ay geri ödemeli akaryakıt ürünü verileceği, ancak 200.000,00 TL tutarlı akaryakıt ürününün hiç verilmediğini , davacı müvekkil firmanın 2011 yılı sonu ve 2012 yılı Ocak ayı itibariyle peşin parayla bile alım yapamaması nedeniyle Ürgüp Noterliği ‘nin 02/02/2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesiyle 15/02/2012 tarihli itibariyle davalı firma ile imzalanan sözleşmeyi ve tüm eklerini feshettiğini, davalı firmanın bu döneme bayilerine akaryakıt sağlayamadığı ekonomik güçlük çektiği tüm akaryakıt sektörünün bilgisi dahilinde olduğunu, davacı bayi aleyhine icra takibi başlattığını, icra tehdidi altında haksız da olsa bir bedel ödemek zorunda olduğunu bilen davacı müvekkil … ve Petrol Ürünleri Tic. San. Ltd. Şti yetkilileri ve sahipleri haksız borcu ödeyebilmek için adı geçen istasyonu 22/10/2013 tarihli protokol ile dava dışı firma … Ticaret Petrol Gıda San. Tc. Ltd. Şti. ye sattığını , benzin istasyonunun tapu devri dava dışı alıcı … Ticaret Petrol Gıda San. Tc. Ltd. Şti. ne yapılmış ancak ipotekli olarak satış işleminin gerçekleştirildiğini, borçların ödendikten sonra davalı firma davacıya ait .. İli … İlçesi … Köyü … Mevkii … Pafta …. parsel 2880 m2 lik taşınmazın üzerine davalı firma lehine kurulan 26/04/2011 tarih ve … yevmiye nolu 3. derece 750.000,00 TL bedelli ipoteği terkin etmediğini bu nedenlerle davalı firmaya icra tehdidi altında yapılan fazla ödemelere ilişkin dava tarihinden itibaren ilişkin olarak fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont – avans faizi ile birilkte davalı … Paz. A.Ş firmasından tahsiline, … İli … İlçesi … Köyü … Mevkii … Pafta … Parsel 3845 m2 lik taşınmaz üzerine davalı firma lehine 04/11/2010 tarih ve … yevmiye nolu ipoteğin terkinine , … İli … İlçesi … Köyü … Mevkii … Pafta … Parsel 2880 m2 lik taşınmazın üzerine davalı firma lehine 26/04/2011 tarih ve 1783 yevmiye nolu ipoteklerin terkinine , yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı firmadan tahsiline karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesindeki talepleri mahiyeti bakımında açıkça bir istirdat davası olduğunu ancak huzurdaki davada söz konusu icra dosyaları incelendiğinde ödemelerin itiraz süresi içerisinde yapıldığı bu sebeple istirdat davası açılamayacağı ve huzurdaki davanın reddi gerektiğini ,ayrıca dava mahiyeti itibariyle istirdat davası olması nedeniyle ve ipotekli taşınmazın davacılara ait olmaması sebebi ile hukuki menfaatleri bulunmayan davacıların ipotek fekki taleplerinin söz konusu davada dikkate alınmaması gerekmekte olduğunu, , davacı taraf ile müvekkil şirket arasında 29/09/2010 tarihli intifalı bayilik sözleşmesi akdedildiğini, ancak davacı tarafa ait taşınmazın tapu kaydına intifa hakkı şerh ettirilmemiş olduğunu dolayısıyla 200.000,00 TL olduğu iddia edilen intifa bedeli davacıya verilmemiş hatta verileceğine dair bir taahhüt altına dahi girilmediğini, müvekkil şirketin davacı bayiye yatırım amaçlı kurumsal kimlik uygulaması ile birlikte ariyet mallar teslim edildiği ve destek amaçlı geri ödemeli 200.000,00 TL kredi vererek yatırımlar yaptığını, bu destekler sonucunda müvekkil şirketin tek amacı ve beklentisinin yatırım yapmış olduğu bayiden kar elde etmek olduğunu, ancak söz konusu 200.000,00 TL davacı tarafından geri ödenmediğini, huzurdaki dava ile gerçekler çarpıtılarak intifa hakkına ilişkin verilmiş gibi gösterildiğini, intifa hakkı tesis edilmemiş bir taşınmaz üzerinde intifa bedelinin verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu , dava dışı … Tic. Per. Ürn. Gıda San. Ltd. Şti ile davacılar arasında yapılan ve dava dilekçesine ek olarak sunulan sözleşme neticesinde söz konusu taşınmazın satışının gerçekleştirildiği görülmekte olduğunu, davacı taraf uzun bir süredir ekonomik anlamda sıkıntılı olması nedeni ile söz konusu taşınmazı sattığını, satış neticesinde borcun ödendiği ve müvekkil şirkete herhangi bir borcun bulunmadığından bahisle sebepsiz olarak duran ipoteğin fekki talep edildiğini, ancak ipotek bayilik sözleşmesi ve eklerini teminat altına almak amacıyla verilmiş olduğundan ve davacı tarafın müvekkil şirkete halen borcu bulunduğundan ipoteğin fekki taleplerinin taraflarınca kabulü mümkün olmadığını , dava dışı … Tic. Per. Ürn. Gıda San. Ltd. Şti nin zarar uğradığı yönündeki beyanların da huzurdaki dava ile ilgisi olmadığını davacı tarafın kendini tamamen mağdur göstermeye çalıştığını bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine , yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Birleşen Bakırköy …. ATM … Esas sayılı davada dava dilekçesinde özetle;Davacı vekili, davalı şirketin 29/09/2010 tarihli bayilik sözleşmesi ile müvekkilinin bayisi olduğunu, sözleşmenin 5 yıllığına akdedildiğini, davalı bayi tarafından her bir sözleşme yılında 800 m3 beyaz mal (benzin grubu, motorin, gazyağı) satın alma taahhüdünde bulunduğunu, sözleşmenin imzalanması sonrasında davalı tarafça taahhüt edilen yıllık 800 m3 beyaz malın hiç bir zaman tedarik edilmediğini, davalının Ürgüp Noterliğinin 02/02/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kendini haklı göstermeye çalışarak 29/09/2010 tarihli bayilik sözleşmesini tek taraflı feshettiğini müvekkile ihtar ettiğini, davalının sözleşme yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğini, bilirkişi tayin edilerek ticari defter ve kayıtların incelenmesini, davalı tarafın akaryakıt ikmalini gerçekleştirmediği gibi bayilik sözleşmesini süresinden önce haksız ve tek taraflı feshetmesi nedeni ile müvekkil şirket lehine bayilik sözleşmesinin 12/d md ve BK 112.md davalı olarak kar mahrumiyetinden doğan zararının tazminine, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Birleşen Bakırköy …. ATM … Esas sayılı davada cevap dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği kar mahrumiyeti bedelinin dava dilekçesinde belirtilen sözleşme fesih tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ikame edilmesi gerekirken yasal süresi içinde ikame edilmediğini, bu nedenle öncelikle zamanaşımı itirazlarının dikkate alınarak zaman aşımı yönünden davanın reddine karar verilmesini, müvekkilinin icra tehdidi altında davacıya yapmış olduğu fazla ödemeler nedeniyle ve taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin kaldırılmaması nedeniyle Bakırköy …. ATM ‘nin … esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine dava açtıklarını, dosyanın derdest olduğunu ve birleştirilmesine karar verilmesini, müvekkili ile davacı firma arasında 29/09/2010 tarihli İntifalı Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile müvekkilinin faaliyete başladığını, taraflar arasında imzalanan ön sözleşmede davacının intifa ve ipotek sonrası 200.000 TL intifa bedelini müvekkil firmaya vereceğini, müvekkil firmanında almış olduğu intifa bedelini davacıya 6 ay ödemesiz, 24 ayda geri ödeneceğinin kararlaştırıldığını, lisans sonrası istasyonun faaliyete geçmesi ile 200.000 TL tutarında akaryakıt verileceğini, akaryakıtın 6 ay ödemesiz 24 ayda bayi tarafından geri ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 750.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, ancak 200.000,00 TL değerindeki akaryakıtın müvekkil firmaya verilmediğini, davacı tarafın hukuken ve kanunen kar mahrumiyeti talebinde bulunamayacağını, davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin ipoteğin terkinine ilişkin talepleri yönünden dosyanın tefrik edilerek heyete tevdii edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının fiili ve hukuki irtibat nedeniyle Bakırköy …. ATM … Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmiş olduğu görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Asıl davada uyuşmazlığın; taraflar arasında imzalanan intifalı bayilik sözleşmesi kapsamında sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı, davacının alacağının bulunup bulunmadığı, icra tehdidi altında fazla ödeme iddiası nedeniyle ödemenin tahsilinin gerekip gerekmeyeceği noktasında toplandığı, birleşen davada ise uyuşmazlığın bayilik sözleşmesi kapsamında haksız ve tek taraflı fesih nedeniyle kar mahrumiyetinin tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 29/09/2010 tarihinde bayilik sözleşmesi düzenlenmiş olup bu konuda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Söz konusu bayilik sözleşmesi 15/02/2012 tarihinde davacı tarafından feshedilmiş olup öncelikle çözümlenmesi gereken husus feshin haklı olup olmadığı hususudur.
Sözleşmenin ana konusu; “Bayi işbu sözleşme süresince gerek motorlu araç sahiplerine, gerekse şantiyeler, deniz araçları, kooperatifler, nakliye firmaları, fabrikalar, sanayi kuruluşları vasfındaki toplu tüketim merkezleri ve benzeri, nihai tüketicilere satacağı, beyaz mal(benzin grubu, motorin, gazyağı) ile siyah malı (fuel-oil no 6, kalorifer yakıtı vb), otogaz, madeni yağlar ve konusuna uygun diğer malları tamamen şirketten veya şirketin göstereceği kaynaklardan satın almayı ve şirket de işbu sözlşemedeki şartlar dairesinde talep edilen malı temin etmeyi karşılıklı olarak kabul ve taahhüt etmişlerdir.” şeklindenir.
Davacı tarafça davalı adına Ürgüp Noterliği tarafından 02/02/2012 ve 16/04/2012 tarihlerinde ihtarnameler çekilerek sözleşmenin feshedildiği belirtilmiştir. Ancak ihtarname tebliğ şerhleri bulunmadığından davalı tarafa tebliği hususu tespit edilememiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri ve dosyada mevcut delillere göre mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup 20/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda; sözleşmeyi tek taraflı fesheden davacı şirketin sözleşmede yer olan satış taahhütlerine uymadığı, davacı bayinin sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği iddiasını kanılayamadığı, birleşen dava davacısının sözleşmeye konu alacağını ve sözleşmeden kaynaklanan taahhütlere uyulmaması nedeniyle cezai şart alacağının davacı bayiden tahsil edildiği, davalı şirket tarafından cezai şart alacağının davacı bayiden cebri icra kanalıyla tahsil edildiği, tarafların karşılıklı olarak alacak borç ilişkilerinin olmadığı, davalı şirketin ayrıca fesih nedeniyle başka zararını da ispatlayamadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporuna itirazlar üzerine alınan 18/12/2017 tarihli ek rapor içeriğinde itirazların değerlendirildiği, kök rapordaki kanaatlerin geçerli olduğu belirtilmiştir.
Tarafların itirazları üzerine yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup 08/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler incelenemediğinden taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu günden fesih gününe kadar mal alımlarında taahhüt edilen miktar ve tutarların altında kalmasına yönelik tespit yapmanın mümkün olmadığı, kar mahrumiyeti ve cezai şarta ilişkin ise önceki bilirkişi raporundaki hususların kabulü gerektiği belirtilmiştir.
22/06/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda 2013 yılı ticari defter ve belgelerde tarafların karşılıklı olarak borç ve alacak bakiyesine rastlanmadığı, kök rapordaki hususlarda değişiklik yapılmasını gerektiren bir husus olmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, dosyada mevcut raporlar ve ek raporlar hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflara arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı, ancak davacı tarafın satış taahhütlerine uymadığı halde sözleşmeyi feshettiği, davacının sözleşmeyi haklı olarak feshettiğine dair dosyada mevcut herhangi bir delil bulunmadığı, buna göre fesih nedeniyle uğranılan bir zararın da bulunmadığı, 29.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesinin FESİH başlıklı 12. Maddesi (d) bendinin;”…Bayi sözleşmenin başlangıç tarihinden sözleşme süresinin sonuna kadar geçecek dönemde satın alınması gereken malın alınmaması sonucu aradaki farktan doğan Şirketin uğradığı kar mahrumiyetini hiçbir itirazda bulunmaksızın, herhangi bir mahkeme kararı gerekmeksizin derhal ve defaten öder…” şeklinde düzenlendiği, kar mahrumiyetine ilişkin olarak Yargıtay HGK kararında “6098 sayılı BK 112. maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilememesi nedeni ile tazminat isteyebilmesi için alacaklının bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. bu durum müspet zarar ve ya menfi zarar olabilir. Bu edimi (edayı) gereği gibi ve süresinde yerine getirseydi alacaklının mal varlığı ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark (olumlu) müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır.” şeklinde belirtildiği, somut olayda buna ilişkin zararın da tespit edilemediği, davalı tarafından başlatılan icra takipleri sonucunda tahsil edilen bedellerin olması da dikkate alınarak tarafların birbirlerinden borç ve alacaklarının bulunmadığına dair bilirkişi raporlarına itibar edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Bu nedenle asıl dava ve birleşen davanın reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında açılan davanın REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40 TL ilam harcından peşin alınan 341,55 TL harcın 12.813,75 TL tamamlama ve ıslah harcı toplamı olan 13.155,3 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.100,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 500,00TL bilirkişi ücreti, 50,00TL posta gideri, toplamı olan 550 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
7-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40TL ilam harcından peşin alınan 170,80TL harcın mahsubu ile bakiye 116,40TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından sarf edilen 50,00TL posta gideri’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
11-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair Davacılar- birleşen dosya davalı vekili ile Davalı-birleşen dosya davacı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2020
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.