Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/723 E. 2018/1128 K. 09.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/723 Esas
KARAR NO : 2018/1128

DAVA : Muvazaa Nedeni ile Tasarrufun İptali
DAVA TARİHİ : 15/11/2008
KARAR TARİHİ : 09/10/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Muvazaa Nedeni ile Tasarrufun İptali davasının açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın … Şb. İle borçlu … Eğitim Gıda Teks. San. Ve Tic. … Ltd.Şti., … ve … arasında imzalanan sözleşmeler gereği kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine borçlular hakkında Kartal …. İcra Müdürlüğü’nün …..,….. ve …. esas sayılı takip dosyaları ile takip başlatıldığını, her 3 takibin kesinleştiğini, takipler dolayısı ile her üç dosyadan da borçlu …’ın maliki olduğu Çatalca ilçesi…. Köyü …. Mevkisi … parselde kayıtlı ….. metrekare miktarlı taşınmazın haciz edildiğini, borçlunun üzerinde muvazaalı olarak ipotek tesis edilen taşınmaz dışında başka bir mal varlığının da bulunmadığını; borçlunun başka mal varlığı bulunmamasına rağmen mal kaçırma kasti ile kendisine ait taşınmaz üzerinde aralarında hiçbir hukuki bağlantı bulunmayan ortağı …’in annesi olan davalı … lehine 25.12.2006 tarihinde taşınmaz üzerinde birinci dereceden 100.000,00-TL bedelli ipotek tesis ettiğini; akit tablosunda görünürde alacaklı olan davalının iyi niyetli olmadığını, zira oğlu ile ipotek borçlusu arasında bulunan iş ortaklığından haberdar olduğunu, bu nedenle borçlunun mal kaçırma kastını bile bilecek durumda olduğunu, …’ın müvekkil bankaya borcu bulunurken ve ödeme güçlüğü içerisinde iken taşınmaz üzerinde diğer borçlunun annesi lehine tesis ettiği ipoteğin müvekkili alacağının tahsilini engellemeye yönelik muvazaalı bir tasarruf olduğunu, işlem tarihinde 67 yaşında olan bir kişinin oğlu ile iş ilişkisi bulunan ve bankaya borcunu ödeyemeyen kişiden alınan ipoteğin gerçeği yansıtmadığını; taşınmazın Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’ne …. esas sayılı takip dosyasında başka bir alacaklı tarafından başlatılan takip sonucu Çatalca İcra Müdürlüğü’nün ….. talimat sayılı dosyasında 25.07.2008 tarihinde yapılan ihale sonucu davalıya 142.000,00-TL bedel ile ihale bedelinden ipotek alacağı olan 139.585,00-TLnin mahsup edildiğini, yukarıda belirtildiği gibi ihale bedeline mahsup edilen sözlü alacağın teminatı olan ipoteğin muvazaalı olarak tesis edilmesi nedeni ile sıra cetveli niteliğinde bulunan mahsup işlemine itiraz edildiğini, ipoteğin muvazaalı olması yanı sıra söz konusu ipoteğin 100.000,00-TL’lik limiti bulunduğunu, buna rağmen icra müdürlüğü’nce faiz işletip masrafda eklenmek sureti ile davacının 139.585,00-TL alacağı oluşturulduğunu, yapılan işlemin sıra cetveli niteliğinde olduğunu ileri sürerek davalı lehine 25.10.2006 tarihinde tesis edilen ipoteğin muvazaalı olması nedeni ile yapılan satış sonrasında satış bedelinin alacağa mahsup edilmesi kararı ile oluşturulan zimnı sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın iptaline, satış bedelinden davalıya ayrılan 139.585,00-TL satış bedelinin davalıdan tahsili ile bu payın müvekkili bankaya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10.05.2011 tarihli oturumda verilen ara karar üzerine sunmuş olduğu açıklama dilekçesinde özetle; … tarafından Çatalca İcra Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyası ile Bakırköy ….. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyaları ile ihalenin feshi davası açtığını, davalarda ipotek alacağı konusunun muallak kaldığını, muvazaalı işlemlerde bulunarak alacaklıdan mal kaçıran ortaklar arasında sonradan anlaşmazlık çıktığını, borçlarını ödemeye yeterli mal varlığı bulunmayan …’ın alacaklılardan mal kaçırma kastı ile arasında hiçbir hukuki ve ticari ilişki bulunmayan ortağı …’in annesi olan davalıya 25.12.2016 tarihinde 100.000,00-TL ipotek tesis ettiğini, bu işlemde kısa bir süre sonra borçlu şirket ve kefillerin borcunu ödemeyemez hale geldiğini, davalının oğlu ve ortağının maddi zorluk içinde olduğunu ve mal kaçırma kastının bile bilecek durumda olduğunu bu nedenle ipoteğin muvazaalı olması nedeni ile davanın kabulü gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesinin çelişkili olduğunu, talep sonucunun anlaşılamadığını, mahkemenin görevsiz olduğunu, dava süresinin geçtiğini, ihale süresince davacı bankaya kıymet takdiri raporu, satış ilanı gibi işlemleri tebliğ edilmesi nedeni ile davalının yapılan işlemlerden haberdar olduğunu, Çatalca …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin… esas sayılı feshi dosyasındaki 23.10.2008 tarihli ihtiyati tedbir istemli dilekçesinde ihalenin yapılışında ihale tarihinden bilgisi bulunduğunun anlaşılması nedeni ile İİK.’nın 142. Maddesindeki sürenin geçtiğini, öncelikle ipoteğin iptali gerektiğini, davacının muvazaalı iddiasının yerinde olmadığını, müvekkilinin borç ve ipoteğinin geçerli olduğunu, …’a verilen borç karşılığı ipoteğin kurulduğunu, müvekkilinin borçlunun tüm iş ve işlemlerini bilmesinin mümkün olmadığını, borç verme ve ipotek sırasında …’un bankaya olan borçlarının muaccel olmadığını, … tarafından ihalenin feshi davasının açılmasının muvazaanın bulunmadığının kanıtı olduğunu, dava dilekçesinde de borç miktarı değişiklik olsada borç aldığını, borçlu tarafından kabul edildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Dava, cevap dilekçeleri, temlikname, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı vs.,
Dava sonrası davacı bankaca 22.06.2011 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile dava konusu alacak …. Yönetimi A.Ş.’ye noterce düzenlenen temlikname sözleşmesi alacak temlik edilmiş olup, anılan kişinin talebi üzerine davacı olarak dava ve duruşmalara kabulüne karar verilmiştir.
Yargılama sırasında davalı …’in 28.08.2012 tarihinde ölmesi üzerine Bakırköy ….. Noterliği’nce düzenlenen 03.07.2017 tarih …. yevmiye numaralı mirasçılık belgesi uyarınca mirasçıların … ,…. ve … olduğu anlaşılmakla davacı tarafından anılan kişiler davaya dahil edilmiş, yargılama bu kişilerin katılımı ile yürütülmüştür.
Mahkememizce celp edilen akit tablosu ve ipotek sözleşmesinin incelenmesinde; 22.12.2016 tarihinde davalının vermiş olduğu borca karşılık dava dışı …’a ait Çatalca …. …. parselde kayıtlı 604 metre karelik taşınmaz üzerinde ipotek verene ait mevcut ve müstakbel borca karşılık %25 faiz oranı ve 100.000,00-TL’lik alacağa karşılık ipotek tesis edildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin açıklamalarında davanın ipoteğin muvazaalı olması nedeni ile iptali ile davacıya ödenen miktarın müvekkiline ödenmesini talep etmesi ve davanın buna ilişkin olup, sıra cetveline iptaline ilişkin dava bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür. Davalı vekili, 24.04.2014 havale tarihli dilekçesi ile ihale aşamasında davacıya bildirimde bulunulmasına rağmen davacının uzun süre sessiz kaldığını, ihaleden haberi olduğunu, davanın tasarrufun iptali davası olmayıp sıra cetveline itiraz davası olduğunu, müvekkili ile dava dışı … arasında çeşitli tarihlerde para alış-veriş ilişkilerinin bulunduğu, bu kapsamda Üsküdar …. .İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası ile …’ın müvekkiline 3.300,00-TL borçlu olduğunu, çekin karşılıksız çıkması nedeni ile şikayete konu edildiğini, ipoteğin 2006 yılında tesis edildiğini, 1998 yılındaki bu paranın 2006 yılında 20.000,00-TL değerinde olduğunu, müvekkilinin 2000 yılında …’ın kullanmış olduğu krediye kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine müvekkilinin 5.217,00-TL kredi borcunun kefil sıfatı ile ödediğini, dava dışı borçlu tarafından Çatalca İcra Mahkemesi’nde açılan ihalenin feshi davasında müvekkiline 35.000,00-TL borçlu bulunduğunu kabul ettiğini, oysa bu miktarın belgeye dayalı borç olup, müvekkilinin belirtilen miktarın çok fazla alacağının bulunduğunu belirttiği görülmüştür.
Mahkememizce incelenen Çatalca ….. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …. esas sayılı dava dosyasının gerekçeli kararında; … tarafından … ve ….’e karşı ihalenin feshi davasını açtığı, mahkemece ihalenin 25.07.2008 tarihinde yapıldığı, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Aynı mahkemenin… esas sayılı dava dosyasında da aynı tarafça açılan davanın hak düşürücü süreden sonra açılması nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından 10.10.2016 tarihli dilekçe ekinde sunulan belgelerin incelenmesinde; davalının …’a ait 5.000,00-TL kredi borcunun 26.07.2000 tarihinde 5.217,00-TL olarak ödediği, 16.11.1998 tarihinde … tarafından davalıya verilen çekin karşılıksız çıkması nedeni ile davalı tarafından şikayet yoluna başvurulduğu, İstanbul Anadolu ….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas karar sayılı ilamı ile karşılıksız çek verme suçundan hapis cezası verildiği görülmüştür.
Mahkememizce Çatalca …. İcra Müdürlüğü’nün ….. talimat sayılı satış dosyası getirtilip incelenmiş, bir sureti dosya içerisine konmuştur. Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; … tarafından …. Süt San. Tic. A.Ş. … … aleyhine takip başlatıldığı, Çatalca İcra Müdürlüğü’nün …. talimat sayılı dosyasındaki satışın bu dosyada yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi ….’dan alınan 26.07.2012 tarihli raporun incelenmesinde; davalı ile dava dışı borçlu arasında ipotek tesisine ilişkin temel ilişkin davalı tarafından açıklanması gerektiği ancak buna ilişkin bir açıklama bulunmadığı, davanın tasarrufun iptali olarak nitelenmesi halinde İİK.’nın 280. Maddesi gereğince iptali değerlendirilebileceği bildirilmiştir. İtiraz üzerine alınan 27.04.2015 tarihli ek raporda; temel ilişki yönünden belge sunulmadığı, davalı tarafından 24.04.2014 havale tarihli dilekçe ekinde sunulan belgelerin soyut olduğu bildirilmiştir. Bilirkişi tarafından ibraz edilen 16.05.2017 tarihli raporda öncelikle rapora eklenecek bir husus bulunmadığı görüşü bildirilmiştir.
Davacı tarafça, verilen kredi nedeni ile dava dışı … ve … Eğitim Gıda … Ltd.Şti. İle mirasçı … aleyhine Kartal ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacı ile takip başlatıldığı, takip tarihinin ipotek tarihinden sonra olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili, 21.11.2017 tarihli oturum ile 30.11.2017 tarihli oturumlarda; davanın tasarrufun iptali olmaz ise sıra cetveline itiraz davası olarak açıldığını, temlik alan davacı olarak tasarrufun iptalini talep ettiklerini sıra cetveline itiraz yönünden dava ve taleplerinin bulunmadığını, bu nedenle muvazaalı olan ipotek tasarrufunun iptali ile ipotek bedeline mahsuben davalıya yapılan ödemenin müvekkiline ödenmesini talep ettiği görülmüştür.
Dava dilekçesi içeriğinde; …’ın davalı olarak gösterilmesine rağmen dava dilekçesinde de davalı taraf olarak adres ve kimlik bilgilerinin yer almadığı, 31.11.2017 tarihli oturumda tespit edilmiş olup, davanın sadece ipotek alacaklısı … aleyhine açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, davalı ile dava dışı … arasında 25.12.2016 tarihinde düzenlenen ipoteğin muvazaalı olması nedeni ile tasarrufun iptali, dava dışı borçluya ait taşınmazın satışı sonrası ipotek alacaklısına yapılan ödemenin istirdatı talebine ilişkindir. Davacı vekili, gerek yazılı beyanlarında gerekse de 21.11.2017 ve 30.11.2017 tarihli oturumlardaki beyanlarında sıra cetveline yönelik taleplerinin bulunmadığını, talebin tasarrufun iptaline ilişkin olduğunu belirtmiştir. Belirtilen dava nedeni yönünden somut olayın incelenmesinde; tasarrufun iptali İİK.’nın 277. Ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Belirtilen düzenlemeler uyarınca iptal davasından maksat 278. Ve devamı maddelerde yazılı tasarrufların butlanana hükmetmektir. Elinde muvakkat veyahut kati haciz vesikası bulunan her alacaklı tasarrufun iptal davası açabilir. İvasız tasarrufların butlan nedeni 278. Maddede düzenlenmiştir. Davacı yan, esas olarak taraflar arasında düzenlenen ipotek sözleşmesinin geçerli bir hukuki nedene dayanmadığını ileri sürerek muvazaalı olduğunu ileri sürdüğü tasarrufun iptalini talep etmektedir. Oysa davalı vekilince dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinde; davalının takip ve ipotek tarihinden önce …’a … Bank TAŞ. A.Ş. … Şb.’den kullanmış olduğu, 5.000,00-TL’lik kredi borcunun 5.217,00-TL olarak ödediği, bunun yanı sıra davalı ile dava dışı … arasında ipotek tarihinden önce ticari ilişkinin bulunduğu bu kapsamda davalının almış olduğu 25.05.1998 tarihli çekin karşılıksız çıkması üzerine Üsküdar …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığı, çek bedelinin tahsil edilemediği, bunun üzerine davalı tarafça Kartal ….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyasında şikayet üzerine açılan kamu davasında borçlu sanık …’ın sonuç olarak 3167 Sayılı Kanunu 16/1. Maddesi uyarınca hapis cezası ile cezalandırıldığı, dosyada bulunan çekin… Süt San. Ltd.Şti.’ne ait olduğunu, hamiline düzenlenen çekin ciro yolu ile davalıya geçtiği anlaşılmıştır. Belirtilen olgular değerlendirildiğinde ipotek öncesi davalının, dava dışı … ile ticari ilişkisinin bulunduğu, dava dışı kişi adına bankalara ödeme yapıldığı ve ticari ilişki nedeni ile çek alındığı sabit görülmüştür. Bunun yanı sıra, taraflar arasında ceza davasıda bulunduğu gözetildiğinde, ipotek tesis işleminde tarafların muvazaa kastı ile hareket edeceği olgusunun kabulü hayatın olağan akışına uygun görülmemiştir. Taraflarca tesis edilen ipoteğin gerçek ticari ilişki üzerine kurulduğu, ipotek bedelinin faizli olması nedeni ile üst sınır ipoteği olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla, davacının sabit görülmeyen muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali davasının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Alınması gereken 35,90-TL başvuru harcından peşin alınan 1.885,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.849,10-TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 128,00-TL posta giderinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 13.790,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/10/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸