Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/500 E. 2022/381 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/500
KARAR NO : 2022/381

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2012
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı ile davalı yan arasında eser sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği davacının sözleşmede işaret edilmiş işleri yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, 01/06/2011 günü işe başladığını, işi bırakmak zorunda kaldığı 15/06/2012 gününe kadar işin kendisine yüklendiği edimi çok büyük ölçüde ifa ettiğini ve fakat işin tamamlanmasına çok az kaldığı aşamada davalı işverenin yapılan işin bedelinin önemli bir kısmını ödemekten imtina etmesi ve sair olumsuz davaranışları nedeniyle işi terk etmek zorunda kaldığını, yapılmış işin bedelinin 190.000,00 TL olduğu davalının 80.000,00 TL ödeme yaptığını, eksik bırakılmış iş bedeli 8-10 bin TL si varında olup davacının davalıdan dava tarihine kadar alıdğığı toplam tutar ve yapılmamış iş bedeli bu alacaktan düşültensonra yaklaşık olarak 100.000,00 TL civarında olduğunu belirterek 50.000 TL sinin dava tarihinden itibaren işletilecek reeskont avans faizi ile birlikte davalı yandan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın görevsizlik nedeni ile reddi gerektiğini, davacı tarafın davaya konu işleriin yapıldığı dönemde davalının SSK lı çalışanı olmakla birlikte uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığını ve kaldı ki davacının da tacir olmadığını, bu sebeple tacir olmadığı gibi davalının SSK lı işçisi olarak çalıştığını davacının davalı aleyhine açtığı dava açısından ticaret mahkemelerinin görevsiz olduğunu, davacının sözleşmeye konu edimini yerine getirmediğini ve davalı yanında işe girdiğini, inşaatın tüm kaplama işlerini de davalı tarafça yapıldığını belirterek göreve ilişkin itirazlarının kabulüne, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… esas, ……. karar sayılı dosyasında yargılama yapılmış, Mahkemenin ” Taraf delilleri toplanmış davalı yanın görev itirazı kapsamında Isparta Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne yazılan yazı cevabında davacı …’ün 01/06/2011-15/06/2012 tarihleri arasında davalı … işyerinde sigortalı olarak çalıştığının bildirildiği, hizmet cetveli ve dönem bordrolarının gönderilmiş olduğu anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirmede Isparta Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü yazı cevabında dava dilekçesinde davacının da kabulünde olan 01/06/2011-15/06/2012 tarihleri arasında davacının davalının sigortalı işçisi olarak çalıştığı anlaşılmış olup dava dilekçesi ekinde sunulan yanlar arasındaki sözleşmenin de içerik olarak iş mevzuatında benimsenen götürü ücret tanımlamasına uygun olduğu görülmekle yanlar arasındaki uyuşmazlığın hizmet akdinden kaynaklanan işçilik alacağına ilişkin olduğu sonuç ve kanaatine varılmış, mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş.” şeklindeki gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …… Hukuk Dairesi …… Esas, …… Karar sayılı ilamıyla; “Dava dilekçesi içeriği, sözleşme ve tüm dosya kapsamından, davalı şirketin iş sahibi olup sözleşme konusu cami inşaatının taş kaplama işlerini yüklenici olarak davacıya verdiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesindeki ikrar ve kabulüne göre davacı, davalı şirket nezdinde iş akdiyle çalışan işçi olmayıp, söz konusu işi davalı şirketten eser sözleşmesiyle alan yüklenicidir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile SSK prim yükümlülüğünün işverene ait olduğu kararlaştırılmıştır. Bu haliyle uyuşmazlığın 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden görevli mahkeme iş mahkemesi olmayıp Asliye Ticaret Mahkemesidir. Mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla dosya bilirkişi Mimar ……. ve İnşaat Mühendisi …….’e tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 26/05/2018 tarihli raporunda “Harita Mühendisi tarafından mahallinde yapılan ölçümler sonucu yapılan hesaplama ve çekilen fotoğraflar 01.03.2018 tarihli rapor ile ayrı olarak verilmiş olduğunu, dosya içindeki bilgi ve belgeler, Harita Mühendisi bilirkişinin tespitleri, CD den okunan projelerde cephe görünümleri ve internet üzerinde dava konusu camiinin indirilen görüntüleri üzerinde yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu imalatın tamamının parasal karşılığının 180.656,00 TL olabileceğini, tanık Beyanlarına göre bu imalatın tamamının davacı tarafından yapılmamış olduğunun beyan edilmiş olduğu, davacının yapmış olabileceği imalatın takdirinin sayın Mahkemede olduğunu, davacıya yapılan ödemeler konusunda Mali Müşavir bilirkişilerin inceleme yapmalarının uygun olacağını” teknik kanaati olarak belirtmişlerdir.
Tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda heyete bir SMM eklenerek rapor aldırılmış, bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu 11/12/2018 tarihli raporlarında özetle; “taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu imalat bedelinin 180.656,00 TL olduğunu, mahallinde inceleme sırasında sayın Hakim tarafından alınan tanık beyanlarına göre dava konusu imalatın tamamının davacı tarafından yapılmamış olduğunun beyan edildiğini, dosya kapsamı itibariyle davacının yaptığı imalat bedelinin belirlenemediğini, dava dilekçesinde davacının davalıdan 80.000,00 TL tahsil ettiğinin beyan edildiğini, yapılan ödeme/ödemelere ilişkin dosya kapsamında bir bilgi, belge veya delil bulunmadığını” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Taraflar arasında yapılan sözleşme türünün eser sözleşmesi olduğu kanaatine varılmış olup, taraflar arasında anlaşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde eser sözleşmesi ile ilgili hükümlerin düzenlendiği, eser sözleşmelerinde, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek olduğu anlaşılmıştır.
Eser sözleşmelerinde eksik iş ise, eserin sözleşme ile fen ve teknik kurallarına göre ve ayrıca varsa proje ve şartnameye göre yapılması gerektiği halde kısmen ya da tamamen yapılmayan, ancak mevcut haliyle iş sahibinin teslim aldığı eserdeki eksiklikler olarak ifade edilmektedir.
Mevcut olayımızda ise davacı taraf yüklenici olup, davalı işverenin işin tamamlanmasına az bir süre kala iş bedelini ödememesi ve olumsuz hareketleri sebebiyle işi terk ettiğini iddia etmektedir. İş sahibinin borcu iş bedelini ödemek yükümlülüğü bulunduğundan davacı tarafından tamamlanan kısım yönünden yüklenici olan davacıya iş bedelini ödemesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre sözleşmeye konu imalat bedelinin 180.656,00 TL olduğunu, davacının davalıdan 80.000,00 TL tahsil ettiği belirtilmiştir, bu doğrultuda davacının davalıdan dava değeri kadar alacaklı olduğu kanaatine varıldığından davanın kabulü ile; 50.000TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 50.000TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 3.415,50TL ilam harcından peşin alınan 742,50TL harcın mahsubu ile bakiye 2.673,00TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 3.600,00TL bilirkişi ücreti, 506,80TL posta masrafı, 195,40TL keşif harcı, 21,15TL başvuru harcı, 742,50TL peşin harç olmak üzere toplam 5.065,85TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.300,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.