Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/489 E. 2018/458 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/489 Esas
KARAR NO : 2018/458

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 19/04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirkette 08.10.2012 tarihli iş sözleşmesiyle “….” pozisyonu ile işe alındığını iş sözleşmesinde davacının işten ayrıldıktan sonra rekabet yasağı yükümlülüğü çerçevesinde davranmasına ilişkin hükmün söz konusu olduğunu, davalının bilahare 31.07.2013 tarihinde işten istifa ettiğini rekabet yasağı hükmündeki 2 yıllık süre dolmadan müvekkili ile aynı sektörde rakip olarak 29.08.2013 tarihinde kurulan….Limited şirketinde çalışmaya başladığını, bu şirketin müvekkili şirketin müşterisi olan 2 şirket tarafından kurulduğunu ve şirketin yönetim kurulu üyeliğine daha önce müvekkili şirkette çalışan…’ın getirildiğini, davalının rekabet yasağına aykırı davrandığını bu nedenle de davalının iş sözleşmesinde kararlaştırılan 1 yıllık ücreti tutarında cezai şart ile müvekkilinin uğradığı aşkın zararlarının tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000-TL tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili ile yapılan sözleşmede herhangi bir imzanın bulunmadığını, rekabet yasağı maddesinde müvekkiline İstanbul, İzmir, Denizli, Bursa, Ankara illeri sınırları dahilinde iş bulmasının yasaklanmasının lojistik sektöründe bu iller dışında zaten iş bulma imkanının olmaması nedeniyle dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın TBK 420 inci maddesi gereğince tek taraflı olduğundan geçersiz olduğunu, müvekkilinin çalışmak zorunda olduğunu çalışma hakkını sekteye uğratılmayacağının davanın haksız olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, davalı tarafın rekabet yasağına uymaması nedeniyle cezai şart alacağının olduğu iddiası ile açılan davadır.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin rekabet yasağı sözleşmesi olup olmadığı eylemin rekabet yasağına aykırılık teşkil edip etmediğinin tespiti yönünden inceleme yapılmıştır.
Davalı …’nun, Davacı şirkette Balkan ülkeleri hat geliştirme lideri olarak 08.10.2012 tarihi ile 13.08.2013 tarihleri arasında10 ay çalıştığı görülmüştür.Yapılan anlaşma ve verilen fiyatlar yönünden edindiği bilgilerin ticari sır olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği yönünde tanık dinlenmiştir. Tanık … ifadesinde davalının firmadan ayrıldıktan sonra bazı müşterileren davacı firmaya soğuk durdukları, fiyat verme yetkisi olan davalının bu sayede müşterinin alışkanlıkları sözleşmenin dip detay şartlarını davalı …’ın bildiği söylenmiş, tanık … ise davalı …’ın Yunan Balkan hattında hat geliştirme lideri olarak sorumluluğunun yüksek olduğunu, fiyatlandırmayı yaptığını, mesleki sırlara vakfı olduğunu, davalı tanığı maksut ise davalının Karayolu operasyon bölmünde personel olarak çalıştığını, yönetici durumunda olmadığını, müşterilerin hemen kazanılamadığını çok işi şartlar sunulması halinde, müşterinin başka bir yere gidebileceğini diğer tanık …. ise davalının …. firmasında karayolları ile ilgili çalıştığını fiyat alıp verdiğini, eski işyerinde birinci katta çalıştığı için beyaz yakalı olduğunu tahmin ettiğini ticari sır olmadığını ancak ahlaki olarak çalışılan yere sadakatın bir ödev olduğunu söylemiştir.
Taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinde “iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 1 yıl süre içerisinde işverenin faaliyet gösterdiği İstanbul İzmir Denizli Ankara illleri sınırları dahilinde işveren faaliyet konusuna giren iş ve alanlarda işverenin izni olmaksızın rakip olacak şekilde şirket kuramayacağı, şirketlere ortak olamayacağı, iş yapamayacağı vs hususlarında 12 .maddede rekabet yasağından bahsedilmiştir.
Bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde davacı şirketin davalının işten ayrılmasından sonra da müşteri listesindeki isimlerle çalışmaya devam ettiğini söylemiştir. Lojistik sektörünün iş yapısı bakımından hizmet sektörü olduğu, hizmet sektöründe ise doğru yer, zaman, maliyet ilkesi ile rekabetçi fiyatların ortaya çıktığı, müşteri bilgilerinin ticari sır olmadığı internet ortamında sanayi ve ticari firma bilgilerinin temin edilebileceğini, fiyat tekliflerinin gizli sır olduğunu söylemenin gerçeği yansıtmadığını, söz konusu firmaların ticari gücü detaylı incelemede birbirlerine yakın rakip olabilme durumları söz konusu olmadığı söylenerek, işçinin ekonomik ve sosyal geleceğini olumsuz etkileyecek çalışma özgürlügünü tehlikeye sokacak şekilde düzenlenmeler yapılmaması gerektiğini söylemiştir.
Dosya tüm davacı ve davalı delilleri, dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde ,
Davalı …’ın aynı iş faaliyetinde davalı … firmasıyla çalışmaya başlamış ise de, cezai şart koşullarının oluşabilmesi için yapılan işin ticari sır kapsamında kalması gerektiği, internet ortamında tüm müşteri portföyüne ulaşılıp istenilen çalışmanın yapılabileceği fiyatlandırmanın başka dinamik girdilerle belirlenebileceği bu nedenle fiyat teklif etmenin de müşterilerin tüm bilgilerinin derlenmesi ile değil, şirketlerin ticari güçleri, maliyet politikası, doğru zamanlama ile tespit edilebileceği, davalı tarafın 10 aylık bir çalışma sürecinde firmalar ile ilgili ticari sırlara vakıf olmak yönünden kısıtlı bir zaman aralığı içerdiği de değerlendirildiği,
Çalışanın çalıştığı iş sektöründe çalışma özgürlüğünü tamaman ortadan kaldıracak oranda işveren gücü kullanılarak sözleşmeye imza attırılması iyiniyet kurallarına aykırı bulunduğundan, cezai şart talep etme koşulları gerçekleşmediğinden açılan davanın reddi yönünden oluşan kanaat gereğince aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 35,90TL ilam harcından peşin alınan 256,20TL harcın mahsubu ile bakiye 220,30TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır