Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1234 E. 2019/29 K. 15.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1234 Esas
KARAR NO : 2019/29

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2014
KARAR TARİHİ : 15/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince müvekkilinin davalıdan olan 88.221,71-TL alacağın ödenmesi amacıyla keşideciden Bakırköy …. Noterliği’nin 07.05.2014 tarih …. yevmiye nolu ihtarının 29.05.2014 tarihinde tebliğine rağmen keşide edilen cevabı ihtarda borcun bulunmadığının belirtildiği, ancak müvekkili tarafından değişik tarihlerde vadeli olarak satılan emtianın davalı şirket yetkilisine sağlam şekilde teslim edildiğini, dava dilekçesinde bahsedilen bir kısım faturaların 90 günlük ödeme sürelerinin geçmesine rağmen ödenmediğini, davalı tarafından faturayla iade edilen bir kısım ürününün bir kısmının hasara uğraması nedeniyle bu hususun irsaliyeye şerh düştüğünü hasara uğrayan ürünlerin 79 adetinin 28.04.2014 tarihli faturayla davalıya iade edildiğini, 11.02.2014 tarihinde davalı tarafından 3699 adet olarak faturalandırılan yapılan sayım sonucu 1060 adet ürünün teslimatının gerçekleştirildiğini, 79 adetinin hasarlı olması nedeniyle 28.04.2014 tarihinde iade edildiğini, teslim edilmeyen 2560 adet ürün için 30.04.2014 tarihli toplam bedeli 78.168,73-TL olan 2 fatura düzenlendiğini, bu kapsamda müvekkilinin 88.221,71-TL alacağı bulunduğunu ileri sürerek dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin telekonomikosyon alanında faaliyet gösterdiğini, bir çok markanın Türkiye Distrübütörlüğü’nün üstlendiğini bu kapsamda yurt dışından ithal edilen cep telefonları ve benzeri aksesuarların satış ve pazarlamasının yaptığını, davacının da müvekkilinin başvururak yurt dışından ithal ettiği, cep telefonlarına bağlanarak çalışan oyuncakları sergilemek ve müvekkil şirkete ait işletmelerde satmak istediğini beyan etmesi üzerine bu teklifin başta kabul edilmediğini, ancak davacının ürünlerinin talep göreceğini, talep bulunmasa ürünleri iade alacağı beyan ve ısrar etmesi üzerine davacının ithal etmiş olduğu bir takım oyunacak ve oyuncakların sergileneceği standların, 8 adet faturayla müvekkiline teslim edildiğini, gönderilen ürünlerin piyasada talep görmemesi üzerine tarafların uzlaşarak ürünlerin raflardan kaldırılmasına karar verildiği, müvekkilince de ürünlerin piyasadan toplanmaya başlandığını, ancak tüm ürünlerin toplanmasının uzun süre alması nedeniyle hali hazırda toplanan ürünlerin iade edilecek tüm ürünler için kesilecek iade faturası ile birlikte gönderilmesini talep ettiği, davacı talebinin doğrultusunda müvekkilince iade edilecek malların tamamına ilişkin 11.02.2014 tarihli 3 adet irsaliyeli fatura düzenlenerek bir kısım malların faturayla birlikte davacıya gönderildiğini, bu nedenle davacının bu ürünlerin bilgisi dışında iade edildiğine ilişkin iddiasının yerinde olmadığını, davacının iade faturası ile gönderilen emtiayı kabul ettiğini, esasen faturaların iade edilmesininde taraflar arasında mutabakat bulunduğunun göstergesi olduğunu, tüm malların toplanması sonucu davacıya bilgi verilerek emtiayı almasını istendiğini, ancak uzun süre alınmaması üzerine 30.04.2014 tarihli faturayla taraflar arasındaki mutabakata aykırı olarak 2 adet faturanın düzenlenerek müvekkiline gönderildiğini, müvekkilince faturanın kabul edilmeyerek iade edildiğini, davanın kötü niyetli olduğunu müvekkilinin baştan itibaren satılması istenen emtianın talep görmeyeceğini, bilmesi nedeniyle projeye katılmak istememesine rağmen davacının ısrarıyla projeye katılındığını, müvekkilinin yükümlülüğü yerine getirmesine rağmen davacının toplanan emtiaları yeniden faturayla müvekkiline iade ettiğini, bir kısım emtianın davacıya iade edilmesine rağmen toplanan diğer emtianın da alınmasını talep edildiğini, bu emtiaların piyasada talep görmemesi nedeniyle müvekkilinin deposunda fazladan yer işgal ettiğini, müvekkilinin kargo aracılığıyla emtiayı teslim etmeye çalıştığını, bu nedenle müvekkilinin depo ücreti ve ecrimisil alacağı bulunduğunu, davacının alacağının bulunması halinde bu miktarın takas ve mahsubuna karar verilmesini talep ve dava etmişti.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde ; Müvekkiline ait ürünlerin sergilenmek üzere alınmadığını, ürünlerin …. tarafından istenmesi nedeniyle davalı tarafından satılmaya çalışıldığını, ancak faturadaki bedellerin ödenmediğini, bir kısım ürünlerde ürünlerin ambalajlarında hasar bulunduğunun bildirilmesi nedeniyle hasarı giderilmek ve sayım amacıyla emtianın teslim alındığını, bu hususunda faturalara şerh düşüldüğünü, ürünlerin iade amaçlı alınmayıp, sayım ve tespit amacıyla alındığını beyan etmiştir.
Davalı vekilinin 2. Cevap dilekçesinde özetle; benzer iddialarını tekrarlıyarak ürünleri davacının ısrarı sonucu sergilenip satılmak üzere teslim alındığını, ancak piyasada yeterli talebi görmemesi üzerine tarafların karşılıklı mutabakatıyla davacıya iade edildiğini, kalan kısmın ise davacı tarafça iade alınmadığını, ancak davacının mutabakata aykırı olarak teslim aldığı ürünleri yeniden müvekkiline iade etmeye çalıştığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dava, cevap dilekçeleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı… Vs.
Davacı tarafından davalıya teslim edilen ürünlere ilişkin faturalar ve sevk irsaliyeleri dosyaya sunulmuş olup, sözleşme konusu emtiaların davalı tarafından eksiksiz teslim alındığı, bir kısım faturaların vadesinin 90 gün olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 11.02.2014 tarihli 3 adet faturaya konu emtianın hasar tespit ve sayım amacıyla davalı tarafından davacıya teslim edildiğinin sevk irsaliyesine not düşüldüğü görülmüştür.
Somut olayda; davacı satım sözleşmesi nedeniyle davacıya teslim edilen bir kısım emtia bedelinin teslim edilmediği olgusuna dayanarak alacak talebinde bulunmaktadır. Davalı ise, satım sözleşmesi ilişkisinin bulunmadığı, davacının talep ve ısrarıyla davacı tarafından yurt dışından ithal edilen ürünlerin teşhiri amacıyla müvekkiline ait mağazalarda sergilendiğini, yeterli talep görmemesi üzerine tarafların anlaşmasıyla ürünlerin toplanarak davacıya iade edildiğini savunmaktadır. Taraflar arasanda yazılı bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Davacı ise, iade edilen ürünlerin iade amaçlı olmadığını, ürünlerdeki eksikliklerin tamamlanması ve sayımının yapılması amacıyla iade edildiğini, bu hususunun 11.02.2014 tarihli sevk irsaliyelerine yazıldığını ileri sürmektedir. Bu durumda, taraflar arasındaki ticari ilişkisinde sözleşme bulunmadığı da dikkate alınarak gösterilen tanıklar maddi olgulara ilişkin olarak dinlenmiştir.
Davacı tanığı …… …’nun beyanında; davacı şirket müdürünün ziyaret ettiği sırada personelinin bir kısım emtianın yırtık ve bozuk olması nedeniyle iade edileceği hususunda konuştuklarını, bir süre sonra emtianın kamyonla geldiğini, ürünlerde herhangi bir hasar bulunmamasına rağmen ürünlerin iade edilmek istenmesi üzerine davacı şirket müdürünün bu hususu faturaya not ettiğini beyan etmiştir.
Davalı tanığı ….. davalı şirkette ….’dan sorumlu pazarlama direktörü olarak çalıştığını, tarafların ve dava dışı ….’nin yaptığı görüşme sonucu davacıya ait ürünlerin bir kaç ay mağazalarda satışının denenmesinin kararlaştırıldığını, davacı tarafından gönderilen numuneleri bu kapsamda bayilere gönderildiğini, ancak ürünlerin satılmaması ve sürekli sorun yaşanması nedeniyle …. tarafından kapatılmasına karar verildiği için ürünleri toplayarak davacıya gönderdiklerini ancak iade alınmadığını ve sorun çıkarıldığını beyan etmiştir.
Davalı tanığı……’nun beyanında; ürünlerde sorun bulunması ve satılmaması nedeniyle büyük kısmının davacıya teslim edildiğini, ancak kalan kısmın iade alınmayacağının araç sürücüsüne söylenmesi üzerine diğer parti emtianın iade edilmeyerek depoda muhafaza edildiğini beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizce taraflar arasındaki ticari ilişkinin değerlendirilerek davacının alacağının bulunup/ bulunmadığının belirlenmesi amacıyla oluşturulan bilirkişi kurulundan 17.06.2016 tarihli raporun incelenmesinde; yerinde yapılan tespitte emtiada herhangi bir ayıbın tespit edilmediğini, davacının emtiayı davalıya teslim ettiğini, keşif sırasında 473 adet ürünün görüldüğünü, fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davalının alacaklı olduğunu bildirildiği görülmüştür. İtiraz üzerine mahkememizce bilirkişi kurulundan 07.07.2017 tarihli rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporunun yeterli olmaması nedeniyle mahkememizce ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılarak iade edilen malzemelerde dikkate alınarak, kalan miktarlar yönünden değerinin belirlenmesi ayrıca davacının ürünleri iade amaçlı iade aldığını, yeninden davacıya teslim etmeye çalıştığını dikkate alınarak alacağın belirlenmesi amacıyla mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır. 14.11.2018 tarihli raporun incelenmesinde; tarafların ticari defterlerinin sahibi lehine delil olduğu, davacı kayıtlarına göre alacağın 88.221,71-TL, davalı kayıtlarına göre ise de davalının 5.805,57-TL borçlu olduğu toplam; 157.228,15-TL tutarında 8 adet faturayla 4.005 adet ürünün davalıya teslim edildiğini, davalı tarafça 11.02.2014 tarihli 3 adet faturayla iade edilen emtia bedelinin 109.448,36-TL olduğu ve toplam 3.699 ürünün iade edildiği, ürünlerin hasar tespit ve sayım amacıyla alındığını irsaliyeye şerh düşüldüğünü, davacı tarafından düzenlenen 28.04.2014 tarihli 2 adet fatura kapsamında 95 adet 4.242,46-TL ürünün davalıya teslim edildiği, bu faturalarda da sayılmak üzere teslim alındığı ibaresinin bulunduğu, davacı tarafından 2. Aşamada 30.04.2014 tarihli 2 adet fatura ile toplam; 2.560 adet 78.168,73-TL ürünün iade edildiğini her iki faturada da herhangi bir şerh bulunmadığını, bu nedenle yapılan hesaba göre davacının 24.918,80-TL alacağı bulunduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsiline ilişkindir. Taraflar arasında yazılı sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Davacı, satım sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunmuş olup, yukarıda açıklandığı üzere davalı ise, davacıya ait ürünlerin teşhir ve satılması, satılmaması halinde iadesi kapsamında tarafların mutabık kalması nedeniyle ürünlerin davalıya ait mağazalarda sergilendiğini, ancak mutabakat sonucu ürünlerin büyük kısmının davacıya iade edildiğini, kalan az bir miktarın ise iadeye hazır olunmasına rağmen iade alınmadığını, ilk parti malın teslimi sırasında davacının ileri sürdüğü çekince nedeniyle ürünlerin yollanamadığını savunmaktadır. Davacı tarafından, emtia sevk irsaliyesi ile davalıya teslim edilmiş olup, teslimin teşhir amacıyla yapıldığına ilişkin hiçbir kayıt bulunmadığından satım sözleşmesi ilişkisi bulunduğu kabul edilmiştir. Davalı yan, tarafların mutakakatı ile ürünlerin iade edildiği savunmuş ise de, davacı tarafça 11.02.2014 tarihli sevk irsaliyesi ile gönderilen ürünlerin iade amaçlı teslim alınmadığı, ürünlerin sayım ve kontrol amacıyla iade alındığı, bir kısım emtianın da daha sonra davacı tarafından davalıya 30.04.2014 tarihinde iade edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan 14.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların karşılıklı iade faturaları ve irsaliyeleri değerlendirilerek denetime elverişli şekilde belirlendiği üzere davacının teslim alıp, iade etmediği ürünler karşılığı 24.918,80-TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla bu miktar yönünden davanın kabulüne, satım sözleşmesinde satın alınan ürünlerin teslimle birlikte fayda ve semerelerinin davalıya ait olması nedeniyle elde tutulan ürünler yönünden ardiye veya ecrimisil ücreti talep edilemeyeceği anlaşılmakla davalının takas mahsup savunmasının yerinde olmadığı sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; 24.918,80-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 1.702,20-TL harçtan peşin alınan 1.506,61-TL harcın mahsubu ile 195,59-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.506,61-TL peşin harç ile 25,20-TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacının yaptığı 3.100,00-TL bilirkişi ücreti ile 363,50-TL posta masrafı olmak üzere toplamı; 3.463,50-TL’nin kabul-red oranına göre hesaplanan 978,28-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye giderin davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 1.050,00-TL bilirkişi ücreti ile 30,00-TL posta masrafı olmak üzere toplamı; 1.080,00-TL’nin kabul-red oranına göre hesaplanan 774,94-TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye giderin davalının üzerinde bırakılmasına,
6-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 2.990,25-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 7.313,32-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/01/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır