Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1168 E. 2021/438 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1168 Esas
KARAR NO : 2021/438

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/10/2014
KARAR TARİHİ : 28/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili 28/05/2012 günü …….. Konutları önünde karşıdan karşıya geçmek isterken, ……… plakalı …….. marka spor aracın çarpması sonucu hayati tehlikeye maruz kalacak şekilde yaralandığı, kazanın İlköğretim okulunun önünde meydana geldiği, davalı sürücü yasal sınırların üzerinde bir hızla, görüş mesafesi de yüksek olmasına rağmen müvekkile çarptığını, gerek okul tabelası gerek hız sınırlarına dikkat etmediği, çarpma neticesinde müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, davalı sürücünün kaza malıalinden kaçması nedeniyle çevrede bulunanlar yardımı ile hastaneye kaldırıldığını, müvekkilinin baş ve boyun bölgesinde kırık ve çıkık, beyin ödemi ve omurga kırığı oluştuğunu, 11 gün hastanede yattığını ve uzun bir süre tedavi gördüğünü, halen tedavisinin devam ettiğini ve yürüme zorluğu çektiğini, davacının mobilya ustası olduğunu kaza tarihi itibariyle 1.200 TL maaş aldığını, tedavi süresinde çalışamadığını, eski fiziki durumuna halen kavuşamadığını, maddi zararları henüz belirsiz olduğundan maddi tazminat için şimdilik 10.000TL, manevi zarar için 30.000 TL sigorta şirketi haricindeki davalılarca müştereken ve müteselsilen ödenmesine, hükmedilecek tazminatlara kaza tarihinden itibaren sigorta şirketi yönünden ticari faiz uygulanmasına, diğer davalılar yönünden yasal faiz uygulanmasına, dava sonuçlanıncaya kadar davalı malikin aracı satıp devretmesinin engellenmesi için kazaya karışan ……… plakalı araç üzerine I ve 2 nolu davalı adına başkaca araç tespit edilmesi halinde bu araçlar üzerine ihtiyati tedbir uygulanmasına, yargılama ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı ……. Sigorta A.Ş. Eski Unvanı …… Sigorta A.Ş.vekili tarafından hazırlanan cevap dilekçesinden özetle; 28/05/2012 tarihli trafik kazasına karıştığı belirtilen ……… plaka sayılı aracın müvekkil şirkete …….. nolu poliçe ile 25/04/2012-20113 tarihleri arasında zorunlu mali trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, poliçe teminatlarının sakatlanma kişi başı 225.000 TL ile sınırlı olduğunu, gerçek kusur, gelir ve uzuv kaybı oranına göre tazminat meblağının belirleneceğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığını, bu nedenle poliçe sorumluluklarının bulunmadığını, Adli Tıp Kurumu …….. İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğini, tazminat hesaplaması yapılırken teknik faiz – iskonto %3 ile devre başı ödemeli belirli rant hesaplanmasının kullanılması gerektiğini, davacının geliri Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre tespit edilmesi gerektiğini, müvekkil şirkete tüm bilgi ve belgelerle ihbar yapılarak temerrüde düşürüldüğünü, bu nedenle kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddi gerektiğini, yargılama ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmektedirler.
Davalı……… ‘ın cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Söz konusu trafik kazasında; davacının yaya konumunda olduğu, davalı ……..’ın ……… plakalı araç sürücüsü olduğu, davalı …….. ‘un malik, sigorta şirketinin de bu aracın ZMSS kapsamında sigorta şirketi olduğu anlaşılmıştır.
28/05/2012 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle kusur durumunun incelenmesinde; dava dosyası ve T.C. Gaziosmanpaşa ……. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasına ibraz edilen lüm belgeler ve beyanlar ve dosya ekinde bulunan kamera kayıtları incelendiğinde, davaya konu kazanın 28/05/2012 tarihinde saat 08:04 civarında davalı sürücü ……… sevk ve idaresindeki ……… plaka sayılı aracı ile ……. Mahallesi ……… Caddesi üzerinde seyir halindeyken ……… Konutları önüne yaklaştığında, sağ taraftan yolun karşısına geçmekte olan davacı yaya …….. ile aynı yerde başka bir yayanın da karşıya geçtiğini, davacı yaya …….. ile diğer yayanın kaplama üzerinde yolu geçerken, davalı sürücü ………’ın sevk ve idaresindeki aracı ile davacı yaya ……..’e çarptığı, çarpmanın etkisiyle davacı yaya ……..’in sürüklendiği, aracın sol tarafından yere düştüğü; bunun neticesinde de yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, kazanın meydana geldiği yolun iki yönlü, asfalt kaplama ve gündüz vakti olduğu tespit edilmiştir. Davalı sürücü ………’ın sevk ve idaresindeki aracıyla yerleşim birimi içindeki mahal şartlarına dikkat etmediği, özellikle dava dosyasında bulunan trafik bilirkişi raporunun ekinde bulunan keşif yeri fotoğraflarından anlaşıldığı üzere yol kaplaması üzerinde üçgen ve kırmızı köşeli olan okul geçidi tabelası bulunduğu ve kaza yerinin okul bölgesi olması nedeniyle bu işaret levhasını gören sürücülerin daha dikkatli olması, hız düşürmesi ve ani bir duruş için hazırlıklı olması gerektiği, buna mukabil sürücünün etkin fren tedbirini geç uygulaması, hızını, kullandığı aracın teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmayarak 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunda belirtilen kurallara aykırı dikkatsiz ve tedbirsiz araç sevk ve idare etmesi nedeniyle kazanın oluşunda % 90 oranında asli kusurlu olduğu, davacı yaya ……..’in yolun karşısına geçmek isterken yolu yeterli bir şekilde kontrol etmediği, kendi güvenliğini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçmesi gerektiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunda belirtildiği gibi kurallara aykırı dikkatsiz ve tedbirsiz olarak kazanın oluşunda % 10 oranında tali kusurlu olduğu kanaati oluşmuştur.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı …….. İhtisas Kurulunun ……… sayı, 18.09.2019 tarih ve …….. karar nolu raporunda; 17.01.1993 doğumlu ……..’in 28.05.2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olarak; – E cetveline göre %20.2 (yüzdeyirminoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayacağı belirtilmiştir.
Davacı………’in 28.05.2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası 9 aylık geçici iş göremezlik dönem zararının 4.470,21 TL, % 20.2 oranında maluliyet- sürekli iş göremezlik dönem zararının 233.899.78 TL olmak üzere toplam zararının 238.369,99 TL olduğu, araç sürücüsünün % 90 kusur oranının yansıtılmasıyla davacının davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edeceği maddi zararının 214.532,99 TL olacağı ve hesaplanan maddi tazminat sigorta şirketinin limiti (limit: 225,000,00 Tl.) dahilinde olduğu alınan aktüerya bilirkişi raporuyla anlaşılmıştır.
Davalı tarafın bedel artırım dilekçesine karşı zamanaşımı itirazının olduğu, KTK’nun 109. Maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla bu itirazının reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, kesinleşen ceza dosyası, kusur, maluliyet ve aktüer hesabına ilişkin bilirkişi raporları, tanık beyanı dikkate alındığında hesaplanan maddi zararın dosya kapsamına uygun olduğu ve bedel artırım dilekçesi sunulması nedeniyle artırılan miktar üzerinden maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Manevi tazminat miktarının nasıl belirleneceği konusu Yargıtay HGK.’nun 24.12.2014 tarih ve 2014/21-872 E., 2014/1086 K. sayılı kararında belirtilmiştir. Gerçekten de söz konusu karara göre; “…Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.” Somut olayda davacının söz konusu olay nedeniyle maluliyetinin oluşması, kusur oranı, beden gücü kaybı ve işgörmezlik süresi, kaza nedeniyle duyduğu elem gibi hususlar dikkate alındığında manevi tazminat talebinde haklı olduğu görülmüş ve tarafların sosyal ekonomik durumu, paranın alım gücü, maluliyet oranı kapsamında hakkaniyete göre 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın maddi tazminat talebi yönünden KABULÜ ile 214.532,99TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen tazminata ……… ve …….. yönünden olay tarihi olan 28/05/2012 tarihinden , sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 01/10/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Davanın manevi tazminat talebi yönünden KABULÜ ile 30.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 28/05/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ……… ve ……..’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 14.654,74TL ilam harcından peşin alınan 25,20TL harcın 3492,89TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 11.136,65TL’nin davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.500,00TL bilirkişi ücreti, 696,75TL posta masrafı, 54,40TL başvuru harcı, 25,20TL peşin harç, 3.492,89TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.769,24TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 23.467,30TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Manevi Tazminat yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.500,00TL vekalet ücretinin davalılar ……… ve ……..’dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,

7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/05/2021

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim ……….
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.